GENEL - 23 Mart 2012 Cuma 17:44

MİT MÜSTEŞARI FİDAN, BAŞBAKAN ERDOОAN`IN KONUTUNA GELDİ

A
A
A
MİT MÜSTEŞARI FİDAN, BAŞBAKAN ERDOОAN`IN KONUTUNA GELDİ

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın Üsküdar`daki konutuna geldi.
Harp Akademileri Komutanlığı`nda konferans veren Başbakan Erdoğan, ardından Kısıklı`daki konutuna geçti. Erdoğan`ın konvoyu içeri girdikten bir süre sonra da MİT Müsteşarı Hakan Fidan, konuta geldi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Menteşe’de ’Yerel Eşitlik Eylem Planı Çalıştayı’ düzenlendi Menteşe Belediyesi’nin, kentte adil bir yaşam modeli oluşturmak amacıyla hazırladığı "Yerel Eşitlik Eylem Planı Çalıştayı", Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi’nde gerçekleştirildi. Çalıştaya alanlarında uzman akademisyenler ve sivil toplum temsilcileri katılarak çeşitli başlıklarda sunumlar yaptı. Programda; Prof. Dr. Melek Zühre Sözeri "Kadına Yönelik Şiddet", Prof. Dr. Özlem Kırlı Baydur "Toplumsal Cinsiyet Farkındalığı ve Katılım", Prof. Dr. Özlem Şahin Güngör "İstihdam ve Eğitim", Dicle Dilan Özmen Kaya "Sağlık", Prof. Dr. İlkim Çıtak Karakaya "Gençlik", Ali Bakır "Yaşlılık", Necla Dal ve Prof. Dr. Özlem Şahin Güngör ise genel değerlendirme sunumlarını gerçekleştirdi. Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal Aras, eşitlik kavramının yalnızca kadın ve erkek arasında değil, toplumun tüm kesimlerini kapsayan geniş bir çerçevede ele alınması gerektiğini vurguladı. Başkan Aras konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Yerel Eşitlik Eylem Planı deyince akla direkt kadın-erkek eşitsizliği gelse de biz daha geniş bir perspektiften bakıyoruz. Eşit yurttaşlık hakkı, adalet ve onurlu yaşam kavramları bizim temel yaklaşımımız. Hepimiz bebek olarak doğuyor, büyüyor, yaş alıyoruz. Hayatın bir döneminde hepimiz engelli olabiliriz. Bu kenti hepimiz paylaşıyoruz." Aras, yalnızca insanlar arasında değil, doğaya ve diğer canlılara yönelik eşitsizlikler ve şiddet olgularının da çalıştayın gündeminde olması gerektiğini ifade ederek, "Çocuğa yönelik şiddet, kadına yönelik şiddet olduğu gibi doğaya yönelik şiddet de var. Özellikle Muğla gibi cennet bir kentte çevresel baskılar çok daha derin yaşanıyor. Sokak hayvanlarına dair tartışmalar da bunun bir parçası" diye konuştu. "Her kararı istişareyle aldık, hiçbir şeyi ‘mış gibi’ yapmadık" Belediye çalışmalarının adil bakış açısıyla şekillendirildiğini belirten Başkan Aras, kreşlerden kadın yaşam merkezlerine, engelli rampalarından park aydınlatmalarına kadar tüm projelerde eşitliğin ön planda tutulduğunu söyledi Aras, "Kreşi nerede açacağımız bile önemli bir karardı. Kadınların istihdama daha kolay katılabileceği Bayır Mahallesi’nde açtık. Mekansal değişikliklerin her biri aslında eşitliği güçlendirmek için yapılıyor." Aras, Muğla’nın ilk kadın ilçe belediye başkanı olarak bu göreve gelmesinin de eşitlik mücadelesinin bir parçası olduğunu ifade etti. 5 Aralık’ın anlamı vurgulandı 5 Aralık Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 91. yıl dönümü olduğunu hatırlatan Aras, Atatürk’ün vizyonu ve kadın mücadelesinin tarihi önemine dikkat çekerek, "Toplum kadın ve erkekten oluşur. Yarısı zincirlerle yere bağlıyken diğer yarısı göklere yükselemez. Ancak eşit haklara sahip olursak toplum yükselebilir. Bu mücadelede yer alan tüm kadınları saygıyla anıyorum" diye konuştu. "Ortak akılla ilerleyeceğiz" Konuşmasının sonunda tüm katılımcılara teşekkür eden Başkan Aras, çalıştaydan çıkacak sonuçların Yerel Eşitlik Eylem Planı’nın yol haritasını oluşturacağını belirtti.
İstanbul Ebru Özdemir’e İspanya’dan ‘Mesleki Liyakat Ödülü’ Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, İspanya ve Türkiye arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin güçlendirilmesindeki rolü ve somut katkıları dolayısıyla İspanya’da ‘Mesleki Liyakat Ödülü’ne layık görüldü. İspanya’nın başkenti Madrid’de düzenlenen 9’uncu İspanya-Türkiye Ticaret Odası Ödülleri, her iki ülkenin iş ve diplomasi dünyasının yoğun katılımıyla gerçekleşti. Türk şirketlerinin İspanya’daki büyük ölçekli projelerde artan varlığı ile iki ülkenin inovasyon ve sürdürülebilir büyümeye yönelik ortak vizyonunun ele alındığı programda, Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir ‘Mesleki Liyakat Ödülü’ne layık görüldü. Yapılan açıklamaya göre, Ocak 2024 tarihinden bu yana Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-İspanya İş Konseyi Başkanlığı görevinde bulunan Özdemir’e bu prestijli ödülü, Türkiye ile İspanya arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilere sağladığı önemli katkılar ve ikili ilişkilerin güçlendirilmesindeki dinamik liderliği getirdi. Limak’tan İspanya’ya güçlü imza Açıklamaya göre, son 10 yılda iki ülke arasındaki ilişkiler; artan ticaret hacmi, karşılıklı yatırımlar ve altyapı, turizm, teknoloji, yenilenebilir enerji gibi stratejik sektörlerdeki iş birlikleriyle kayda değer bir ivme kazandı. Bu dinamik tablo içinde Limak’ın İspanya’daki varlığını güçlendirmesi ve ülkeye dönük uzun vadeli taahhüdünü somut projelerle pekiştirmesi, uluslararası arenada elde edilen ödülde önemli referanslar olarak değerlendirildi. Dünyanın en büyük futbol kulüplerinden FC Barcelona’nın mabedi Spotify Camp Nou’nun yenilenmesi ve genişletilmesi projesini üstlenen şirket, bu projeyle Türk mühendislik birikimini uluslararası arenada görünür kıldı. Limak Vakfı’nın 10 yılı geride bırakan Türkiye’nin Mühendis Kızları projesinin yurt dışı yapılanması Global Engineer Girls programının İspanya’da hayata geçirilmesi ise bir diğer önemli unsur oldu. Türkiye, İspanya, Kosova, Kuzey Makedonya, Suudi Arabistan, Mozambik ve Fildişi Sahili ile uluslararası alanda büyümeye devam eden sosyal etki hareketi; genç kadın mühendis adaylarına eğitim, mentörlük ve kariyer desteği sunarak STEM alanlarında fırsat eşitliğini güçlendirmeyi hedefliyor.
Bursa Makas atarak ilerlediği iddia edilen otomobilin sebep olduğu cinayet gibi kazanın tutanağı pes dedirtti Bursa’da 29 Ocak 2025’te geçirdiği trafik kazasının ardından 44 gün yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren 30 yıllık aile hekimi ve 4 çocuk babası Dr. Erdal Hatipoğlu (60), 14 Mart Tıp Bayramı’nda hayatını kaybetti. Hatipoğlu’nun ailesi, hem kazaya sebep olan sürücü hem de hastanede yaşandığını iddia ettikleri ihmaller nedeniyle hukuk mücadelesi başlattı. Olay, 29 Ocak 2025’te merkez Osmangazi ilçesinde meydana geldi. Akşam saatlerinde 34 BM 5244 plakalı otomobiliyle otoyolda seyir halindeki Hatipoğlu şerit değiştirdiği esnada aracına, ’makas attığı ve süratle ilerlediği’ iddia edilen F.G. idaresindeki 16 F 3892 plakalı otomobil çarptı. Çarpışmanın etkisiyle kazaya karışan araçlar yol kenarındaki dinlenme tesisinin önüne sürüklendi. Kazanın ardından olayı gören çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerinde yaralanan Hatipoğlu, Bursa Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. 44 gün boyunca yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren Dr. Hatipoğlu, 14 Mart Tıp Bayramı’nda hayatını kaybetti. Acı kaybın ardından Hatipoğlu ailesi, kazanın oluş şekline ve hastanedeki sürece ilişkin ciddi soru işaretleri bulunduğunu belirterek, hem kazaya karışan sürücünün hem de sağlık çalışanlarının sorumluluklarının araştırılmasını ve adaletin yerini bulmasını talep etti. Yoğun bakımdaki babalarını bırakıp otoparka koştular Kaza sonrası olay yerine gelen ekiplerin Erdal Hatipoğlu’na ait eşyaları, araçta bırakmalarından dolayı tedavi için gerekli olan kimliğini alabilmek için yoğun bakımdaki babalarını bırakıp otoparka gittiklerini söyleyen Derya Tuna Hatipoğlu, "Olay otoyolda meydana geliyor. İş çıkışı saati olduğu için çok fazla araç yoğunluğu var. Biz karşı tarafın seyir ettiği hızı öğrenemedik, babama kaç km hızla çarptığını bilmiyoruz. Olay gerçekleştikten sonra babam geç de olsa Bursa Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. Kazanın ardından babamın bagajında kişisel eşyaları kalmış. Plakadan kimlik tespiti yapılamadı, bize haber verilmedi. Hastaneye gittiğimizde bizden babamın kimliği istendi. Aracımız kaza sonrası otoparka çekildiği için mağdur olduk. Babam yoğun bakım sürecindeyken otoparka gidip dilekçe yazdık, ardından babamın eşyalarını aldık. Ancak o zaman babamın kimliğini götürebildik" dedi. Arkadan süratle gelerek çarpan araca 0 kusur verildi Olayın görgü tanıklarına göre, F.G. hakimiyetindeki otomobilin sürat yaptığı ve makas atarak trafiği tehlikeye attığını kaydeden Hatipoğlu, "Kaza krokisinde hatalı bir çizim var. Araç şeridinde giderken tam önüne kırmış şeklinde görünüyor. Bize başka bir kamera kaydı verilmedi ama verilen kamera kaydında da anlaşılıyor ki araç sol şeritten orta şeride araçlar arasında makas atarak geçiyor. İş çıkış saatine göre oldukça süratli ve babama çarpıyor. Bize babamın yüzde yüz kusurlu olduğu söylendi. Bunun sebebini de şerit ihlali olduğunu söylediler. Karşı tarafın süratli gittiği ve makas attığına dair görüntü ve görgü tanıkları var. Görgü tanıklarını jandarma ve savcı dinlemedi. Bölge trafik ekiplerinin kaza tutanağında babam yüzde yüz kusurlu görüldüğü için kovuşturmaya gerek duyulmadı ‘mahkemeniz görülmeyecek’ dendi. Biz buna itirazlarda bulunduk ama itirazlarımız reddedildi. Üstelik bize ‘kovuşturmaya yer yoktur’ ibareli yazı geldi. Babama çarpan şahıs F.G. ifadesinde ‘çarptım ve aracım fırladı’ demiş olmasına rağmen bize gelen ifadede babam hakimiyetini kaybetmiş ve karşı tarafa çarpmış şeklinde yazılmış. Oysaki bu şahsın ifadesinde ve kamera kaydıyla çelişiyor. Bu tamamen anlamsız bir karar. İtirazlarımız hiçbir şekilde bunu değiştiremedi ve biz bunu anlayamıyoruz" şeklinde konuştu. Kazada boynu kırılan Hatipoğlu 7 saat acil serviste yoğun bakıma alınmayı bekledi Ambulansla gelmesine rağmen kendileri gelmeden müdahalede bulunulmadığını belirten Hatipoğlu, "Bize olay gerçekleştikten sonra 21.08’de babamın şahsi telefonundan jandarma ekipleri haber verdi. Bizlere bizim görevimiz değil biz insanlık namına yaptık denildi. Biz haberi alır almaz hastaneye gittiğimizde babamın sadece burun kanaması değil başka durumları da olduğunu gördük, babamın yüzü kanla kaplıydı. Biz olay gerçekleştikten bir buçuk saat sonra hastaneye vardık. Buna rağmen hiçbir şekilde MR çekilmemişti. Biz oradaki bir görevliyle birlikte MR çekimine götürdük. MR çekiminde babamın boyun kırığı olduğu tespit edildi. Babam acilde 7 saat boyunca bekledi, nefes alamıyorum diye çırpındı. Çok fazla acı çekiyordu ve hiçbir şekilde sakinleştirici uygulanmadı. 7 saatin sonunda babamı entübe etmeye karar verdiler. Babam 44 gün boyunca yoğun bakımda verdiği yaşam mücadelesinin ardından 14 Mart Tıp Bayramı’nda yaşam savaşını kaybetti" ifadelerini kullandı. Aile adalet istiyor Kaza tutanağında ve hastanede yaşanan ihmallerin incelenmesini istediklerini söyleyen Hatipoğlu, "Burada bir sürü ihmal var. Kaza denilen katliam olayının tutanağında ihmaller var. Ambulansla gelen hastaya müdahale etmeyen doktorların, hemşirelerin ihmalleri var. Bunlar göz göre göre olan ve saatler süren ihmaller. Biz bunların titizlik ve hassasiyetle incelenmesi sonrası sorumluların yaptırımlara mükellef olmasını istiyoruz" dedi. Öte yandan, 30 yıllık aile hekimi Dr. Erdal Hatipoğlu’ndan geriye doğaya bıraktığı güvercinleri ve torunlarıyla birlikte çektiği videoları kaldı. Çektiği videolarda zamanının büyük bir kısmını eşi, kızları ve torunlarına ayırdığı görülen Hatipoğlu’nun evde besleyip büyüttüğü güvercinleri torunları ile birlikte doğaya saldığı anlar dikkat çekti.