KÜLTÜR SANAT - 04 Temmuz 2025 Cuma 12:58

148 sene öncenin Ömer Halis Demir’i: Çerkes Hasan Efendi’nin mezarına büyük vefasızlık

A
A
A
148 sene öncenin Ömer Halis Demir’i: Çerkes Hasan Efendi’nin mezarına büyük vefasızlık

Osmanlı Cihan Devleti padişahı Sultan Abdülaziz Han’ın katilleri olan ihtilalci paşaları, kurduğu intikam planıyla öldüren Çerkes Hasan Efendi’nin mezarı harabeye dönerken, aynı zamanda mülk sahibi tarafından ziyaretine izin verilmiyor. 148 sene öncenin Ömer Halis Demir’i olan Çerkes Hasan Efendi’nin mezarı hakkında konuşan Gazeteci Tolga Saçıkara, "Kabri kapalı, atıl ve harabe durumdadır. Bu durum sevenlerini üzüyor ve halkın tepkisi var. Ziyaret edemiyorlar, etseler bile mezarlık harabe halde. Böcekler çevresini sarmış durumda. Bu konuya artık bir çözüm bulunması gerekiyor" dedi. Öte yandan, tinercilerin ve uyuşturucu bağımlılarının mesken tuttuğu mezarlık alanı havadan görüntülendi.


Osmanlı Cihan Devleti padişahı Sultan Abdülaziz Han’ın gelenekçi yapısı ile dindar görünümü ve kurduğu güçlü donanma ihtilalci paşaları rahatsız ediyordu. Osmanlı Devleti’ni Avrupa’ya benzetmek isteyen paşalar, bunun önündeki en büyük engelin Sultan Abdülaziz Han olduğuna karar verdiler. Manda zihniyetli paşalar kendi reformlarını gerçekleştirmek için 30 Mayıs 1876’da Sultan Abdülaziz’e darbe gerçekleştirdi. Paşalar, padişah ve ailesini Dolmabahçe’den alarak Feriye Sarayı’nda gözaltında tuttu. Mithat Paşa, Serasker Hüseyin Avni Paşa, Mütercim Rüşdü Paşa ve Şeyhülislam Hayrullah Efendi’nin organize ettiği darbe, 4 Haziran 1876’da Sultan’ın 4 pehlivana şehit ettirilmesi ile son buldu.



Çerkes Hasan Efendi Sultan Abdülaziz Han’ın intikamını aldı


Osmanlı Cihan Devleti askeri aynı zamanda Sultan Abdülaziz Han’ın kayınbiraderi olan Çerkes Hasan Efendi, sultanın katillerini öldürmek için intikam planı kurdu. İhtilafçı paşaların toplantısına baskın yapan Çerkes Hasan Efendi, Serasker Hüseyin Avni Paşa ve Bahriye Nazırı Kayserili Ahmet Paşa’yı öldürdü. Sultan Abdülaziz’in katillerinden ikisini öldüren Çerkes Hasan Efendi halk tarafından kahraman olarak ilan edilirken, tutuklandı ve sabaha karşı Beyazıt Meydanı’nda idam edildi. 148 sene önce kahraman olarak tarih sayfalarında yerini alan Çerkes Hasan Efendi’nin kabri günümüzde harabeye döndü. Edirnekapı’da ücra bir noktada yer alan kabrinin çevresindeki mezarlıkların taşlarının kırıldığı görüldü. Kabir, tinercilerin ve uyuşturucu bağımlılarının meskeni haline geldi. Sivrisineklerin istila ettiği bölgede etrafa yayılan kötü koku da rahatsız etti. Özel mülk olduğu ifade edilen alanı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü’nün ücretsiz olarak almak istediği iddia edilirken, dava sürecinin devam ettiği belirtildi. Mülk sahibi kişi tarafından 148 sene öncenin Ömer Halis Demir’i olan Çerkes Hasan Efendi’nin mezarı ziyarete kapatıldı. Kapı duvar olduğu için mezarı ziyaret edemeyen vatandaşlar duruma tepki gösterdi. Öte yandan, tinercilerin ve uyuşturucu bağımlılarının mesken tuttuğu mezarlık alanı havadan görüntülendi.


"Aile, maalesef ziyaret edilmesine engel oluyor"


Gazeteci Tolga Saçıkara, "Senelerdir atıl durumda. Osmanlı döneminde de çok ücra bir köşede olduğu için zor ziyaret ediliyor. Osmanlı’nın son döneminde malum karışıklıklar ve Cumhuriyet’in ilanı ile beraber arazi farklı ailelerin eline geçti. Bugün bir mermerci olarak kullanılıyor. Aile, maalesef ziyaret edilmesine engel oluyor. Belli bir meblağ istiyorlar. İki kurum burada karşımıza çıkıyor. Birincisi İBB Mezarlıklar Dairesi. Onlar burayı tamamen ücretsiz almak istiyorlar. Aile de doğal olarak vermek istemiyor. Tam durumunu bilmiyoruz ama Vakıflar belki alabilir. Bölge farklı dönemlerde Vakıf arazisi olmuş olabilir. Velhasıl geldiğimiz noktada Çerkes Hasan Bey’in kabri kapalı, atıl ve harabe durumdadır. Bu durum sevenlerini üzüyor ve halkın tepkisi var. Ziyaret edemiyorlar, etseler bile mezarlık harabe halde. Böcekler çevresini sarmış durumda. Bu konuya artık bir çözüm bulunması gerekiyor. Özellikle akşam saatlerinde tinercilerin ve bağımlıların bölgede çok yoğun biliyoruz. Kabirlere zarar veriyorlar. Çerkes Hasan Bey’in kabrinin çevresinde de çok fazla tinerci ce bağımlı var. Onlarda halkın içerisinde büyük bir rahatsızlığa sebep oluyor. İnşallah yetkililer bu durumdan haberdar olacaktır. Bu ayıbımızı giderecektir diye umut ediyoruz" ifadelerini kullandı.



"Osmanoğlu Hanedanı’na dışarıdan yapılan ilk darbe"


Çerkes Hasan Efendi’yi anlatan Saçıkara, "Şuan da Çerkes Hasan Bey’in kabrindeyiz. İlk Ömer Halis Demir diyebildiğimiz bir kahraman. Halk arasında inanılmaz nam salmış bir isim. Sukran Abdülaziz Han’ın kayınbiraderi. İlk hikaye, 4 tane paşa Sultan Abdülaziz Han’a bir darbe planlıyor ve oradan başlıyor. Bir tanesi Şeyhülislam Hayrullah Efendi, kendisi paşa değil. Serasker Hüseyin Avni Paşa, Mithat Paşa, Mütercim Rüşdü Paşa. 4 paşanın darbe planlamasından sonra 30 Mayıs 1876’da malum darbe yapılıyor. Aslında Osmanoğlu Hanedanı’na dışarıdan yapılan ilk darbe. O darbe neticesinde padişah Dolmabahçe Sarayı’ndan alınıyor, önce Topkapı Sarayı’na ardından Feriye Sarayı’na götürülüyor. Orada 4 pehlivana şehit ettiriliyor. Halk arasında bu durum fark ediliyor ancak bir gücü yok. Bu duruma sessiz kalmayan bir isim var; Çerkes Hasan Bey. İlk planlayıcı o dönemin Genelkurmay Başkanı olan Serasker Hüseyin Avni Paşa’nın Üsküdar’daki konağına gidiyor. Orada olmadığını öğreniyor. Oradaki görevli Kayserili Ahmet Paşa’nın konağında olduğunu söylüyor. Daha sonra kayıkla Avrupa Yakası’na geliyor. Üzerinde birçok silah var. 3 set halinde olan koruma kalkanını aşıp konaktaki paşaların toplantısını basıyor. Orada Serasker Hüseyin Avni Paşa ve Bahriye Nazırı Kayserili Ahmet Paşa’yı öldürüyor. Tutuklanıyor tabii ertesi gün de idam ediliyor. İdam edilmeden önceki konuşmasında ’ben bunu önceden planlamıştım, Sultan Abdülaziz’in cenazesinde yapacaktım ama oradaki haziruna terbiyesizlik, Sultan’a saygısızlık olmasın diye bugüne planladım’ diyor. Hiç pişman değil. O dönemden sonra bir kahraman olarak anılmaya başlanıyor. Mücadelenin iki ucu var; bir tarafta Çerkes Hasan Bey kabri hemen Edirnekapı’da. Bir tanesi de Serasker Hüseyin Avni Paşa. Onun kabri Süleymaniye’nin girişinde, hatta öyle olmasına rağmen şehit yazıyor kabrinde" şeklinde konuştu.




148 sene öncenin Ömer Halis Demir’i: Çerkes Hasan Efendi’nin mezarına büyük vefasızlık

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Iğdır Olta yok, ağ yok: Karasu Çayı’nda çıplak elle yayın balığı avı Ağrı Dağı’nın doğu yamaçlarından doğup Aras Nehri’ne karışan Karasu Çayı’nda yaşanan ilginç bir olay, görenleri hayrete düşürdü. Bölgede "balık adam" olarak tanınan Suat Çetindere, hiçbir ekipman kullanmadan, balıkları çıplak eliyle yakalıyor. Iğdır’ın Aralık ilçesinde bulunan Aras Nehri ve Karasu Çayı, amatör balıkçıların en uğrak noktaları arasında yer alıyor. Balık tutmayı bir tutkuya dönüştüren yöre halkı, hafta sonlarını bu sularda geçirebilmek için sabırsızlıkla bekliyor. Özellikle Karasu Çayı’nda yaşayan ve halk arasında "Lakka" olarak adlandırılan yayın balığı, balıkçıların en çok peşine düştüğü türlerden biri. Ancak çayın yapısı nedeniyle olta ile balık tutmak neredeyse imkânsız. Bu durum karşısında Suat Çetindere, alışılmışın dışında bir yöntemle dikkat çekiyor. Nefesini tutarak suya dalan Çetindere, sazlıkların ve çalı diplerinin arasında saklanan balıkları eliyle yakalıyor. Onun bu sıra dışı avlanma yöntemi, kıyıda bekleyen arkadaşları tarafından hayret ve sevinçle izleniyor. Karasu Çayı’nda sergilediği bu cesur ve farklı balık avı, Suat Çetindere’yi bölgenin en dikkat çeken isimlerinden biri haline getiriyor. Suat Çetindere; " Ben bu balıkları hobi amaçlı, elimle suyun altında tutuyorum. Bende illegal yol ile balık tutma yoktur. Ben bu işe çocuk yaşta başladım. Bende bunu abimden öğrendim. Bunu geliştirdim. Herkes eli ile balık tutabilir ama ben suyun altına girerek bu balıkları tutuyorum. İnanmayan gelip görebilir" dedi.
Van Van Kedi Villası’nda bu yıl 120 yavru dünyaya geldi Her yıl yerli ve yabancı on binlerce ziyaretçiyi ağırlayan Van Kedi Villası’nda bu yıl toplam 120 yavru dünyaya geldi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) bünyesinde faaliyet gösteren Van Kedisi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nce yürütülen çalışmalar kapsamında, Türkiye’nin milli ırkı olarak tescillenen Van kedilerinin neslinin korunması ve orijinalliğinin sürdürülmesi amacıyla kontrollü üretim çalışmaları titizlikle devam ediyor. Senkronize doğum yöntemiyle gerçekleştirilen doğumların büyük bölümünün, genetik özellikleri yüksek ve orijinale yakın yavrulardan oluştuğu belirtildi. Cana yakın tavırları, ipeksi beyaz tüyleri, biri mavi biri kehribar ya da her ikisi de mavi olabilen göz yapıları ve suya olan ilgileriyle bilinen Van kedileri, yalnızca Van’ın değil Türkiye’nin de önemli sembolleri arasında yer alıyor. Ünü yurt dışına da taşan Van kedileri, Van Kedi Villası’nı ziyaret eden turistlerin en fazla ilgi gösterdiği canlılar arasında bulunuyor. "Orijinalliğe çok yakın yavrular oldu" İHA muhabirine konuşan Van Kedisi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abdullah Kaya, merkezdeki doğumların üç parti halinde gerçekleştirildiğini hatırlattı. Geçtiğimiz yıl yeni yavru doğumu açısından 100 hedefi koyduklarını ifade eden Prof. Dr. Kaya, "Bu yıl ise yaklaşık 120 yavru elde ettik. Bunların yaklaşık 99-100’ü orijinalliğe çok yakın yavrular oldu. Bu yıl satıştan ziyade yavruların büyük bir bölümünü merkezin kendi ihtiyaçları için ayırmak durumunda kaldık. Bu nedenle 2025 yılı, Van Kedisi Araştırma Merkezi açısından kendi kedi sayısının yenilenmesi bakımından oldukça verimli bir yıl olarak geçti" dedi. "Süreç, her isteyene kedi verme şeklinde ilerlemiyor" Ücretli sahiplendirme konusunda da çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Kaya, "İhtiyaç fazlası yavruları, belirli kriterler çerçevesinde hayvanseverlere ve kedi beslemek isteyen ailelere sahiplendiriyoruz. Ancak bu süreç, her isteyene kedi verme şeklinde ilerlemiyor. Van kedisinin kıymetini bilecek, ona iyi bakabilecek ve kesinlikle sokağa terk etmeyecek aileler tercih ediliyor. Bu şartlar sağlandığında, elimizde ihtiyaç fazlası kedi varsa sahiplendirme yapıyoruz. Ancak 2025 yılında sahiplendirme oranı önceki yıllara göre biraz daha düşük kaldı" diye konuştu. "Temel önceliğimiz Van kedisinin orijinalliğini korumaktır" "Her eve bir Van kedisi" projesinin tüm Türkiye’yi kapsayan ve uzun vadeli bir hedef olduğunu söyleyen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye genelinde milyonlarca haneyi düşündüğümüzde, bu slogan bir vizyonu ifade ediyor. Yılda yalnızca bir Van kedisi bile sahiplendirmiş olsak, bu hedef doğrultusunda ilerleme kaydetmiş oluruz. Bu hedef; bize araştırma, geliştirme ve ıslah konusunda şevk veren bir motivasyon kaynağıdır. Bu hedeften kesinlikle sapma söz konusu değildir. Ancak süreç yavaş ve kontrollü ilerlemek zorundadır. Çünkü temel önceliğimiz Van kedisinin orijinalliğini korumaktır. Hızlı gitmek gibi bir niyetimiz yok; önemli olan, bütünlüğü bozmadan ve genetik yapıyı koruyarak ilerlemektir."
Kayseri Avukatların ’IBAN’ oyunu Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, bazı avukatların mahkemeden para cezası alan vatandaşlara bilerek IBAN’larını vermeyerek icra takibi başlattıklarını ve bu sistemle iki tane vekalet ücreti alarak haksız kazanç elde ettiklerini dile getirdi. Şahin, avukatların IBAN’larının dava dosyasına konulmasını talep ederek, "Bu olay basit bir olay değil" dedi. Kayseri’de yaşayan Yusuf Metin, bir trafik kazası sonrasında aleyhine sonuçlanan mahkeme ile mahrumiyet bedelini ödemek için karşı tarafında avukatına ulaştı. Parayı ödemek için aradığı avukatın kendisini oyalayarak IBAN’ını vermediğini kaydeden Metin, bir gün sonra adına açılan icra dosyasını görünce şok oldu. Bunun üzerine avukatı arayan Metin, yapılanın yanlış olduğunu kaydederek, vatandaşların da buna dikkat etmeleri gerektiğini kaydetti. Başından geçen olayı anlatan Yusuf Metin, "Yaşamış olduğum bir trafik kazası sonucu birkaç ay sonra, tarafıma araç mahrumiyet tazminat bedeli adı altında bir tazminat davası açıldı. Bu davada aleyhime 38 bin TL’lik hüküm oldu ve bunu ödemek için taraf avukatına ulaştım. Mesaj atarak bana bir IBAN göndermesini aleyhime hüküm olan bu 38 bin TL araç mahrumiyet bedeli tazminatını ödemek isteğimi bütün iyi niyetimle ilettim. Karşı tarafın avukatı bana bir IBAN göndermedi. Acele etmeyin, yarın bakarım, emin olalım, ona göre ödeme yaparsınız şeklinde yönlendirmelerde bulundu. Bu yaptığımız konuşmalar mesajlarda kayıtları mevcuttur. 11 karım 2025 tarihinde tarafıma İstanbul 4. İcra Dairesi tarafından ilamlı icra takibi başlatıldığını gördüm ve avukata ulaştım. Kendilerine bu olayın etik olmadığını, benden ekstra faiz ve masraf almak için beni oyalayıp ilamlı icra takibi yapmak suretiyle haksız bir kazanç elde ettiklerini kendilerine söyledim. Sonrasında yaptığım araştırmalarda sadece kendim değil bir çok insanın daha mağdur olduğunu gördüm" diye konuştu. "Bu olay basit bir olay değil" Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin de, birçok vatandaşın bu ve farklı yöntemler ile kötü niyetli avukatlar tarafından mağdur edildiğinin altını çizerek, "Bu olay o kadar basit bir olay değil. Gayet hesaplanmış bilgi sahibi olarak, kamu kurumlarını kullanan bir çeteyle karşı karşıyayız. Bu olayla sınırlı kalmamak üzere, birçok işlem ve hatta yaralanma vakalarında dahi araya çeşitli aracılar sokularak; hastane çalışanlarından yedek parça satıcılarına kadar uzanan bir ağ üzerinden komisyonlar ödenmek suretiyle dolandırıcılık yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumla alakalı bakanlığın şöyle bir düzenleme yapmasını bekliyoruz; IBAN hesabı mutlaka dava dosyasına konmalı. Kaybeden kişi avukata ulaşmadan ödeyebilmeli. Birçok kötü niyetli avukat vatandaşa IBAN’ını vermeyerek ve ertesi gün icra takibi yaparak iki tane vekâlet ücreti alıyor yani haksız bir kazanç elde ediyor. Bu duruma da maalesef kamu kurumları da alet edilmiş oluyor. Bir an önce sonlandırılması lazım ve bu durumun cezalandırılmasını bekliyorum" ifadelerini kullandı.