POLİTİKA - 11 Şubat 2024 Pazar 12:15

AK Parti İBB Başkan Adayı Murat Kurum: “Bizim yol arkadaşlarımız davasını bir promosyona değişmez”

A
A
A
AK Parti İBB Başkan Adayı Murat Kurum: “Bizim yol arkadaşlarımız davasını bir promosyona değişmez”

AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum Küçükçekmece’de düzenlenen Eğitim-Bir-Sen 12. Bölge 7. Dönem 1. Teşkilat Eğitim Programı’na katıldı. Kurum “Bu kaos ve karmaşa içerisinde biz belediye çalışanlarımızın ücretlerini ve şartlarını iyileştireceğimizi ifade ettiğimizde onlarda alelacele bir promosyon verdiler. Büyükşehir Belediyesi promosyon ve tutamayacağı vaatleri de verse buradaki kardeşlerim, bizim yol arkadaşlarımız davasını bir promosyona değişmez” dedi.


AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum Küçükçekmece’de düzenlenen Eğitim-Bir-Sen 12. Bölge 7. Dönem 1. Teşkilat Eğitim Programı’nda vatandaşlarla bir araya geldi. Kurum’u ziyareti sırasında Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Talat Yavuz ve beraberindeki heyet karşıladı. Programda Murat Kurum’a AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe eşlik etti. Kurum, konuşmasını gerçekleştirdikten sonra protokol ile sahnede fotoğraf çektirdi.


“Bizim yol arkadaşlarımız davasını bir promosyona değişmez”


Programda mevcut İBB yönetiminin belediye çalışanlarına verdiği promosyon hakkında konuşan Murat Kurum, “Bugün Eğitim-Bir-Sen ülkemizin en etkin sivil toplum kuruluşlarından birisidir. Eğitim çalışanlarının haklarını en iyi şekilde koruyan geliştiren ve yeri geldiğinde haklarını korumak adına bin 500 kilometre öteye de gitse bu davadan vazgeçmeyen kardeşlerimizdir. Türkiye’nin daha güçlü bir ülke olması için, “Yeni Ufuklardan Yeni Umutlara” diyerek, eğitim noktasında gecenizi gündüzüne katıyorsunuz. Hamdolsun ki bugün, Türkiye’nin yüzünü ağartan başarılara imza atan bir Eğitim Bir-Sen var. Biz daima memurumuzun hak arama mücadelesine destek verdik. Sadece hakların elde edilmesi noktasında değil, ilerlediğimiz tüm sarp yollarda yerli, milli ve onurlu bir duruşu sizlerle birlikte gösterdik. Çalışanlarımızın, memurlarımızın haklarına dair iyileştirmeleri birlikte düşünmekle kalmayacağız, birlikte karar verip uygulayacağız. Büyükşehir Belediyesi şuan bir telaş içerisinde. Ne yapacağını, nasıl davranacağını ne söyleyeceğini bilmiyor. Bu kaos ve karmaşa içerisinde biz belediye çalışanlarımızın ücretlerini ve şartlarını iyileştireceğimizi ifade ettiğimizde onlarda alelacele bir promosyon verdiler. Promosyon verilen kardeşlerimize, bu sizin 31 Mart’ta ki görüşünüzü fikrinizi değiştirir mi diye sorduğumuzda arkadaşlarımız ise ‘Biz kurumumuzu seviyoruz ve kurumsal düşünüyoruz’ cevabını verdiler. Büyükşehir belediyesi promosyon ve tutamayacağı vaatleri de verse buradaki kardeşlerim, bizim yol arkadaşlarımız davasını bir promosyona değişmez. Olaya bir bütün bakar. Olaya büyük ve Türkiye davası yolunda bakar. 31 Mart akşamı o Saraçhane’den yüzde 100 ayrılacaksınız” dedi.


“Neslimizin imarı konusunda sizlerle el ele çalışacağız”


Göreve geldiğinde İstanbul’da düzenlen eğitim programlarına tam destek vereceğini belirten Murat Kurum, “Göreve geldiğimizde İstanbul’da düzenlediğiniz özel eğitim programlarına tam destek vereceğiz. Sizler eğitim faaliyetlerini sürdürürken türlü türlü sıkıntılarla karşılaşıyorsunuz. Aranızda okul müdürlerimiz var. Bugün okullarımızda yaşanan en büyük sorunlardan birisi olan hijyen, güvenlik ve temizlik problemiyle uğraşan müdürlerimiz var. Size söz veriyorum. Biz göreve geldiğimizde artık böyle bir sorununuz kalmayacak. Okullarımızın temizlik, güvenlik ve bakımında sizlerin yanınızda olacağız. Biz bu yükü omuzlarınızdan alacağız ki siz, geleceğimizin teminatı çocuklarımıza çok daha nitelikli faaliyetler yapabilesiniz. Tıpkı bugün öğleden sonraki “Bir Bilenle, Bilge Nesil Projesi” gibi. Gençlik ve Spor Bakanlığımızla birlikte emek verdiğiniz bu proje kapsamında 300 bin kitabı 100 bin yavrumuzla buluşturdunuz. Bizler inşallah bunun gibi pek çok projede sizlerin taleplerinizi bir görev olarak göreceğiz ve yardımcı olacağız. Söz yavrularımıza gelmişken, Merhum Turgut Cansever’in o meşhur sözünü bir kez daha anmak istiyorum. ‘Şehri imar ederken nesli ihya etmezseniz; ihmal ettiğiniz nesil, imar ettiğiniz şehri tahrip eder’. Bu bakımdan biz hem şehrimizi hem de sizlerle birlikte neslimizi ihya edeceğiz. Neslimizin imarı konusunda sizlerle el ele çalışacağız” şeklinde konuştu.


“Memurlarımız için İstanbul’da yaşamayı külfet olmaktan çıkaracağız”


İstanbul’da yalayan memurlar için yapacağı projelerini anlatan İBB Başkan Adayı Kurum, “Memurlarımız için İstanbul’da yaşamayı külfet olmaktan çıkaracağız. Yaşanabilir bir şehir olması için de özel bir gayreti ortaya koyacağımızı bilmenizi isterim. İstanbul’da yaşayan memurlarımız için toplu ulaşımda iyileştirmelere gideceğiz. Siz nasıl bizim evlatlarımızı geleceğe hazırlıyorsanız biz de sizlerin evlatları için elimizden geleni yapacağız. Çalışan memurlarımızın evlatları için her mahallemizde 7 gün 24 saat esasıyla çalışacak kreşler yapacağız. Gözünüzü arkada bırakmayacağız. Orada büyük güçlü Türkiye davası için çalışıp mücadele eden hamım kardeşlerimiz, bu mücadelede ‘Ben çocuğumu nereye bırakacağım’ şeklinde endişesi içerisinde olmayacak. Kreşlerimize çocuğunu bize emanet edecek ve bizde o emanete gözümüz gibi bakacağız. 39 ilçemize bu kreşlerimiz hizmetler verecek. Memurlarımızın, işçilerimizin, emekçi kardeşlerimizin kuracağı kooperatiflere KİPTAŞ eliyle proje ve yapım gibi teknik destekler vereceğiz. Ev sahibi olmanız için elimizden geldiğince bu mücadeleye ortak olacağız. Kuracağınız kooperatiflerde büyükşehir belediyesi sizin yanınızda olacak. Gerek yapım gerek proje gerekse maddi manevi her türlü desteği sendikalarımıza, memurlarımıza vereceğiz. Biz İBB’den haksız yere çıkartılan tüm kardeşlerimizi tekrar işe alacağız. Ve bizim yönetimimizde, hiç kimse haksızlığa uğramayacak” ifadelerini kullandı.


“Dertleri İstanbul’un sorunları olmadığı için, İstanbul’umuzu bir basamak olarak görüyorlar”


Mevcut İBB yönetiminin söz verip yapmadığı vaatlerden bahseden Murat Kurum, “Metroda 230 kilometre metro sözü verip 8 kilometre yapan, Esenyurt’a giden metroyu 5 yılda işte 5 metre ilerleten, kentsel dönüşümde 115 bin konut sözü verip yine sadece 5’ini gerçekleştirmiş bir anlayıştan bahsediyoruz. Dertleri İstanbul’un sorunları olmadığı için, İstanbul’umuzu bir basamak olarak görüyorlar. İstanbul ilgisizlikle, yarı zamanlı belediyecilikle, arada bir öyle belediyeye uğrayım anlayışıyla yönetilecek bir şehir değil. İstanbul dünya başkenti, medeniyetleri buluşturan, 2 kıtayı 2 iklimi içinde barındıran, 2 denizi olan ve benim de 20 yılı aşkındır çalıştığım iş hayatımda İstanbul’un her noktasına hizmet götürmeye gayret gösterdiğim kutlu bir şehridir. İstanbul bize Sultan Fatih’in emanetidir. Bu şehir nasıl Sultan Fatih’in emaneti ise, bu şehrin güzel insanları da onun bize kutlu emanetidir. Biz emanete sahip çıkmak için tüm İstanbullularla birlikte bu mücadeleyi vereceğiz” dedi.


“İstanbul’un yeniden yükselişini, yeniden şahlanışını 31 Mart gecesi alacağımız zaferle hep birlikte kutlayacağız”


İstanbul’un 571 yıllık onurunun 31 Mart’ta yeniden ayağa kaldıracağını vurgulayan Kurum, “Biz kardeşler topluluğuyuz. Afetlerde de beraberdik. Afetlere gittiğimizde Eğitim-Bir-Sen’li, Memur-Sen’li, Bem-Bir-Sen’li kardeşlerimizi hep sahada gördük. Bir taraftan kendi mesleklerini ve işlerini yaparken, bir taraftan da oradaki afetzede kardeşlerimiz için yardım elini uzattılar. Kardeşlerimizin yuvalarını yaparken de beraberdik. Yine en kritik seçimlerde de yan yanaydık. Sizler hep, milli iradenin yanında oldunuz. Sandıkların güvenliği için uykusuz geceler geçirdiniz. Sadece Türkiye’de değil, en son Gazze’mizde olmak üzere, dünyanın neresinde bir mazlumun sesini duysak, hemen yanı başında sizin ellerinizi gördük. Gündemimiz ne olursa olsun, Gazze’yi, Gazze’nin masum çocuklarını, zulme uğrayan annelerini, babalarını unutmayacağız, unutturmayacağız. İşte tüm bu zor günlerde, sizleri mazlumların ve milletimizin yanında görerek ve o mücadeleyi sizlerle birlikte vermek, bize hep özgüven verdi, azim verdi, gayret verdi. Evet dedik, ‘Yine oradalar, yine iyiliğin yanındalar. İşte bunlar, Eğitim-Bir-Senliler’. Ben sizin bu güzel duruşunuzla gurur duyuyorum, onur duyuyorum, şeref duyuyorum. Bundan sonra da bu gururla ‘Sadece İstanbul’ diyerek çıktığımız şu güzel yolculukta, daima yanınızda olacağımıza söz veriyorum. İstanbul’un ayağa düşürülen o 571 yıllık onurunu, gururunu 31 Mart’ta Eğitim-Bir-Senli kardeşlerimle, tüm İstanbullularla birlikte yeniden ayağa kaldıracağız. İstanbul’un yeniden yükselişini, yeniden şahlanışını 31 Mart gecesi alacağımız zaferle hep birlikte kutlayacağız” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Yaralı pelikanın yürek ısıtan dostluğu Adana’da yaralı halde bulunarak tedavi altına alınan pelikanın, kendisini tedavi eden görevliyle kurduğu bağ görenlerin içini ısıttı. Doğa Koruma ve Milli Parklar 7. Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Adana Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ekiplerince Yumurtalık ilçesindeki bir lagünde avcı kuşların saldırısıyla yaralanan pelikan bulundu. Koruma altında tutularak tedavisine başlanan pelikanın, bir hafta sonra doğaya salınmasının planlandığı belirtildi. Yaralı pelikanı hem tedavi eden hem de onunla gece gündüz ilgilenip yemeğini yediren görevli Kazım Baykurt, hayvanın avcı kuşların saldırısına uğradığını, göğüs kısmında yara bulunduğunu ifade etti. Baykurt, tedavi sürecinde pelikanla aralarında özel bir dostluk oluştuğunu söyleyerek, "Yemeğini vermem nedeniyle aramızda bir bağ oluştu. Balıkla besliyoruz, akşamları da ilaçlarını veriyorum. Bana karşı hiç saldırgan değil. Hatta sakin ve uyumlu davranıyor" dedi. Pelikanın, kendisine alıştığını belirten Baykurt, hayvanın zaman zaman başkalarına karşı temkinli davrandığını ancak kendine karşı güven duyduğunu, gün geçtikçe aralarındaki bağın daha da güçlendiği dile getirdi. Baykurt, "Bir hafta sonra doğal yaşam alanına bırakacağız. Gitmesine üzülüyorum çünkü aramızda güzel bir dostluk oluştu. Ama ne kadar alışsak da onların yeri doğa. İyileştikten sonra özgürce yaşaması için ait olduğu yere bırakacağız" diye konuştu.
Van Van’da soba başında 83 yıllık çay geleneği Van’ın İpekyolu ilçesindeki Kahvaltıcılar Sokağı’nda yer alan ve yaklaşık 83 yıllık geçmişiyle kentin hafızasında önemli bir yere sahip olan tarihi çay evi, ziyaretçilerine nostaljik bir yolculuk sunuyor. Van’da 1942 yılından bu yana hizmet veren çay evi, özellikle kış aylarında odun sobası etrafında oluşan sıcak atmosferiyle dikkat çekiyor. Sobanın üzerinde demlenen çay ve tarçının kokusu mekânı sararken, geçmişten bugüne taşınan masa, sandalye ve demlikler ise eski günleri hatırlatıyor. Sigara içilmesine izin verilmeyen ve siyasetin konuşulmadığı çay evi, huzurlu ortamıyla her kesimden ziyaretçiyi ağırlıyor. 12 bardak çayı tek seferde servis ediyor Çay evinin dikkat çeken bir diğer özelliği ise çay servisi. Tepside çay sunmayı tercih etmeyen çay evi sahibi Dolayı Usta, yaklaşık 12 bardağı aynı anda eline alarak masalara servis yapıyor. Yılların verdiği alışkanlıkla yapılan bu sunum, mekânın kendine has kültürünü ve ustalığını gözler önüne seriyor. "Bu değerin yok olmasına gönlümüz razı değil" İHA muhbirine konuşan 56 yaşındaki çay evi sahibi Dolayı Öztürk, mekânın Van kültürünü yaşatmak amacıyla korunduğunu belirtti. Kentin en eski çay evi olduğunu ifade eden Öztürk, "Tam 83 yıllık bir geçmişe sahiptir. Biz burada eskiyi canlandırmaya, yaşatmaya çalışıyoruz. Van’ın kültürünü yaşatmak istiyoruz. Büyüklerimizin geçmişte yaşadıklarını, örfünü ve adetlerini kaybetmek istemiyoruz; bu değerin yok olmasına gönlümüz razı değil. Bakıyorsunuz; sobamız eski, sandalyelerimiz eski, demliklerimiz eskidir. Hepsini geçmişe dayanarak kullanıyoruz. Çünkü diyoruz ki, büyüklerimizin örfü, adeti kaybolmasın. Bunları yaşatmaya çalışıyoruz" dedi. "Burada bir bilgi bankası oluşuyor" Bu tür kahvehanelerin dostluklarının çok farklı olduğunu dile getiren Öztürk, "Buraya gelen insanların bilgi ve birikimi çok kıymetlidir. Biz onlara adeta birer ‘kitap’ diyoruz. Çünkü aralarında büyük esnaflar, önemli bürokratlar ve iş insanları var. Hepsi bir araya geldiğinde adeta bir bilgi bankası oluşuyor. Gençler buraya geliyor ve bu insanlardan çok şey alıyor" diye konuştu. Her kesimden vatandaşı çay evinde ağırladıklarını söyleyen Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sigara yasaklandığı gün biz de kahvemizde yasakladık. Bu çok güzel bir uygulama oldu. Ayrıca burası siyasetin olmadığı bir ortamdır. Herkese açık bir yerdir. Her kesimden insan gelir ve herkes buradan memnun ayrılır. İnsanlar geliyor, eskiyi yad ediyor; sandalyeye, masaya, çaya bakıyor. Zaten bir tezgâh yaklaşık 84 yıl ayakta durmuşsa, bilin ki onun verdiği bir tat, bir emek vardır. Çünkü bu memleketin değerlerine sahip çıkılması gerekiyor. Eğer biz bunları yaşatmaz, sahip çıkmaz ve korumazsak, ileride hepsi yok olur." "Emekli olduktan sonra neredeyse her gün buradayım" 13 yıl önce emekli olduktan sonra hemen her gün bu çay evine geldiğini ifade eden Ferzende Olgun ise "Buraya genellikle esnaflar ve emekli olan insanlar gelir. İnsanlar burada dinlenir, sohbet eder. Biz de sürekli buradayız; gelip burada dinleniyoruz. Ben kendi adıma söyleyeyim; emekli olduktan sonra neredeyse her gün buradayım. 2013 yılında emekli oldum ve o günden bu yana hep buraya geliyorum" dedi. "Çok güzel ve nostaljik bir mekândır" 1980’li yıllardan beri aynı çay evine geldiğini söyleyen Burhan Çap da, "Burası bana hep eskiyi hatırlatıyor. Buraya geldiğimde interneti, teknolojiyi, her şeyi unutuyorum. Eski zamanlar, eski hatıralar, arkadaşlar geliyor aklıma. Öğrencilik yıllarımızda da buraya gelir, hep çay içerdik. Çayı gerçekten çok güzeldir. Burası güzel bir yer, çok güzel ve nostaljik bir mekândır" şeklinde konuştu.