EKONOMİ - 11 Ağustos 2023 Cuma 14:40

Akaryakıtta yanıltıcı haberlere dava

A
A
A
Akaryakıtta yanıltıcı haberlere dava

Sosyal medyada gerçek olmayan akaryakıta zam haberlerine, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma, kaos oluşturma, fiyatları etkileme suçlamalarıyla dava açıldı. PÜİS açıklamasında söz konusu haberlerin vatandaşlar arasında kaos ve polemiğe neden olduğu belirtildi.

Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası (PÜİS), akaryakıt fiyatlarında gerçeği yansıtmayan haberler için harekete geçti. Sendika, sosyal medya platformlarında akaryakıt fiyatları paylaşanlar hakkında halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma, kaos oluşturma, fiyatları etkileme suçlamalarıyla dava açtı.

Sendikanın açıklamasında özellikle bazı haberlere dikkat çekildi. Son günlerde sosyal medya platformlarında yapılan ‘Benzinin litre fiyatı İstanbul’da 45,34-TL oldu’, ‘Cumhurbaşkanı imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, benzin ve motorin fiyatlarına bu geceden itibaren geçerli olmak üzere litre başına 9 TL ÖTV artırımına gidildi’, ‘Benzine 3, motorine 4 lira zam’ şeklindeki paylaşımların gerçeğe aykırı olduğunun vurgulandığı dilekçede, bu tür yayınların “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” ve “fiyatları etkileme” suçlarının tüm unsurlarını taşıdığı belirtildi.

“Yapılan haberler vatandaşlar arasında kaos ve polemiğe neden oluyor”

Sendikanın dava dilekçesinde, ülkenin ekonomik durumu ve döviz kurlarındaki değişkenlikten istifade ederek yoruma açık ve gerçeğe aykırı şekilde yapılan fiyat paylaşımlarının vatandaşlarda bu paylaşımların gerçek olduğuna güvenerek bir kanaat oluşturduğuna dikkat çekildi. Dilekçede, vatandaşların yapılan fiyat paylaşımlarının gerçek olduğuna güvenerek yorum yapmasının ise, aynı paylaşım veya haber altında farklı fikirdeki vatandaşlar arasında kaos ve polemiğe sebebiyet verdiğini, vatandaşlar arasında gerçek olmayan bir haber veya paylaşımla ilgili olarak kamu düzeni ve barışının bozulmasının amaçlandığı belirtildi.

“Vatandaşla istasyon sahipleri karşı karşıya kalıyor”

PÜİS dava dilekçesinde son dönemde meydana gelen akaryakıt fiyat artışlarının, sektörle hiç ilgisi ve bilgisi olmayan bazı sosyal medya kullanıcıları ve haber siteleri tarafından bilinçli şekilde dezenformasyona uğratıldığını belirterek, bunun sonucunda akaryakıt bayileri ile vatandaşların karşı karşıya kaldığını dile getirdi. Ayrıca vatandaşların kısıtlı bir süre içerisinde panik halinde istasyonlara hücum ederek araç depolarını doldurmaya çalışmalarının huzuru ve kamu düzenini bozduğu da belirtildi.

“İstasyonlarda oluşan kuyruklar bayileri ekonomik ve prestij olarak zor duruma düşürüyor”

Akaryakıt fiyatlarının paylaşılması nedeniyle istasyonlarda uzun kuyrukların oluştuğuna ve vatandaşın panik halinde istasyonlara saldırması sebebiyle stoklardaki akaryakıtın aniden tüketilmesi gibi nedenlerle akaryakıt bayilerinin ekonomik ve prestij olarak zor durumda kaldığına dikkat çekilen dilekçede, gerçek olmayan paylaşımların ve haberlerin sadece akaryakıt istasyonlarına değil, topluma da zarar verdiği belirtildi. Konuya ilişkin bir açıklama yapan PÜİS Genel Başkanı İmran Okumuş şunları söyledi:

“Dolar kurunun artışı ve ham petrol fiyatlarının yükselmesi nedeniyle akaryakıt fiyatlarının artışından dolayı vatandaşlarımız fiyatlar konusunda bir hassasiyet yaşıyor. Akaryakıt fiyatlarının artmasından dolayı biz akaryakıt bayileri de mağduriyetler yaşıyoruz. Kar marjlarımız oransal olarak azalırken, işletme sermayesi ihtiyacımız artıyor. Finansman bulma konusunda büyük sıkıntılar yaşıyoruz. O nedenle fiyatların artmasını kesinlikle istemiyoruz. Ancak vatandaşlarımızın bu hassasiyetinin manipüle edilmesine ve polemik haline getirilmesine kesinlikle karşıyız. Sendika olarak bu konuda üzerimize düşeni yapacağız.”

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya "İyilik Elçisi" Projesi gençlere yardımlaşma ve tarih bilinci aşılıyor Yeşilyurt Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında Beydağı Anadolu Lisesi öğrencilerine yönelik anlamlı ve farkındalık dolu bir program düzenlendi. Programda gençlere yardımlaşma, paylaşma ve toplumsal dayanışmanın önemi anlatılırken, sosyal sorumluluk bilincinin küçük yaşlarda kazanılmasının gerekliliğine vurgu yapıldı. Yeşilyurt Belediyesi, "iyiliğin izinde, bilinçle büyüyen gençler" yetiştirmek amacıyla sosyal, kültürel ve eğitici projelerini kararlılıkla sürdürmeye devam ediyor. ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında gerçekleşen gezi ve inceleme ziyaretine katılan Beydağı Anadolu Lisesi öğrencileri, Yeşilyurt Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Hayır Çarşısını ziyaret etti. Burada yürütülen yardım faaliyetleri hakkında detaylı bilgiler alan öğrenciler, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılan desteklerin nasıl organize edildiğini yerinde görme fırsatı buldu. Emanet Çarşı’nın, dayanışma kültürünü güçlendiren ve iyiliği çoğaltan bir sosyal hizmet modeli olduğuna dikkat çekildi. Programın devamında öğrenciler için Savaş Müzesi, Tekstil Müzesi ve Cezaevi Müzesi gezileri düzenlendi. Gerçekleştirilen müze ziyaretleriyle gençler, Malatya’nın ve ülkemizin yakın tarihine, kültürel ve sosyal mirasına yakından tanıklık etti. Savaş Müzesi’nde milli mücadele ruhu ve fedakârlık duygusu ön plana çıkarken, Tekstil Müzesi’nde kentin üretim kültürü ve emeğin değeri anlatıldı. Cezaevi Müzesi gezisinde ise geçmişten günümüze toplumsal hafıza ve insan hikâyeleri üzerinden önemli mesajlar paylaşıldı. ‘İyilik Elçisi’ Projesi ile öğrencilerin hem sosyal sorumluluk bilinci kazanması hem de tarih ve kültürle bağ kurarak bilinçli bireyler olarak yetişmeleri hedefleniyor. Program sonunda öğrenciler, yardımlaşmanın ve paylaşmanın toplumsal birlikteliğin temel taşlarından biri olduğunu bir kez daha idrak ederken, tarih bilinciyle geleceğe daha güçlü adımlarla yürümenin önemini kavradı.
Diyarbakır DTSO Başkanı Kaya: "2026’da en büyük beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması" Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılının hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istedikleri düzeyde geçmediğini ifade ederek, 2026’ya yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu belirtti. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılını değerlendirdi. Kaya, "Doğrusu 2025 yılı, hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istediğimiz düzeyde geçti diyemeyiz. Bu süreci olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri, banka faiz oranlarının oldukça yüksek olmasıdır. Yüksek faiz oranları, işletmelerin büyümesini neredeyse imkansız hale getirmiştir. Burada iki durumu birlikte değerlendirmek gerekir. Birincisi, kredi kullanmış olan işletmeler, faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle büyüme hedeflerinden vazgeçerek kredilerini kapatma yoluna gitmişlerdir. Bu durum, işletmelerin öz kaynaklarını nakde çevirmelerine ve dolayısıyla faaliyetlerini yavaşlatmalarına, hatta durma noktasına getirmelerine neden olmuştur. İkinci olarak ise büyümeyi hedefleyen işletmelerin, yalnızca öz kaynaklarıyla büyümelerinin mümkün olmaması ve krediye erişimde yaşanan zorluklar öne çıkmaktadır. Krediye ulaşabilen işletmeler ise yüksek faiz oranları ve düşük karlılık nedeniyle bu yoldan vazgeçmiş, bu da büyümeyi engellemiştir. Bu sürecin sonucu olarak özellikle istihdam kaybı yaşanmıştır. Diyarbakır için istihdam açısından büyük önem taşıyan, yoğun bir sektör olan hazır giyim ve tekstil sektöründe yaklaşık yüzde 30’a varan istihdam kaybı meydana gelmiştir. Bununla birlikte yalnızca istihdam değil, işletmelerin yaklaşık yüzde 30’unun faaliyetlerini durdurması gibi ciddi sonuçlar da ortaya çıkmıştır" dedi. 2026’da beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye kolay erişim 2026 yılına yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu ifade eden Kaya, şu ifadeleri kullandı: "Kredi oranlarının düşmesi, bölgede sektörlerin hızlı bir şekilde gelişmesini sağlayacaktır. İlimizin sanayi altyapısı bu açıdan güçlüdür. Her türlü sanayi ürününü üretebilecek kapasitemiz, alanlarımız, altyapımız, beşeri sermayemiz ve genç nüfusumuz bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerin en önemli özelliklerinden biri, komşularıyla yaptıkları ticaretin yüksekliğidir. Barış süreci de tam olarak bunu etkileyecek bir unsurdur. Türkiye’nin güney komşularıyla yakalayacağı bir barış ortamı, en fazla sınır ve komşu illerin ticaretini ve ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir. İhracat rakamlarına baktığımızda Irak’ın bu anlamda önemli bir örnek olduğunu görüyoruz. Irak, en çok ticaret yaptığımız ülkeler arasında hızla üst sıralara çıkmıştır. Aynı süreci Suriye için de yakalayabiliriz. Suriye’nin yeniden imarı ve kalkınmasında itici güç Türkiye, özellikle de bölge illeri olacaktır. Bu nedenle barış sürecinin en olumlu etkileyeceği alan ekonomidir. Bu süreç, hem Türkiye hem de güney komşularımız için önemli bir kalkınma modeli oluşturacaktır." 2026 yılı özellikle tüccarların, sanayicilerin ve imalatçıların arzu ettiği performansın yakalandığı bir yıl olmasını dileyen Kaya, "Barış sürecinin gelişmesi ve güney komşularımızla ilişkilerin güçlenmesi, hem ekonomimizin gelişmesine hem de yaşam kalitemizin artmasına katkı sağlayacaktır. Bu vesileyle hem üyelerimizin hem de halkımızın yeni yıla barış, huzur ve mutluluk içinde girmesini temenni ediyorum" diye konuştu.