ÇEVRE - 05 Ağustos 2025 Salı 10:00

ALJ Türkiye’den 1.4 milyon fidan ile başlayan ağaç seferberliği

A
A
A
ALJ Türkiye’den 1.4 milyon fidan ile başlayan ağaç seferberliği

ALJ Türkiye, Türkiye’nin yeşillendirilmesine katkı sağlayacak ağaçlandırma seferberliğini başlattı. Bu seferberlik kapsamında satılan her araç için 10 ağaç fidanı dikilecek.



ALJ Türkiye, iklim değişikliği ile mücadele ve son yıllarda artan orman yangınlarında kaybedilen ormanlık alanların yeniden oluşturulması amacıyla tüm sektörlere örnek olacak ağaçlandırma seferberliği başlattı. Şirket bu kapsamda, bünyesinde yer alan Toyota, Lexus ve BYD markalarından satılan her bir araç için 10 fidan kampanyası başlatma kararı aldığını duyurdu. Böylece 1 yıl içerisinde satılacak araçlarla birlikte 1.4 milyon bin fidan toprakla buluşturulacak.


Şirket, bu ağaç seferberliğini, Ormancılığı Geliştirme ve Orman Yangınlarıyla Mücadele Hizmetlerini Destekleme Vakfı (OGEM-VAK) iş birliği ile gerçekleştirecek ve her yıl Türkiye’nin yeşillendirilmesine önemli katkılar sağlayacak.


"1 yılda ülkemize 1000 futbol sahası kadar yeşil alan kazandırılacak"


Bu kampanyanın sadece 1 senelik değil, bundan sonra şirket bünyesinde satılan tüm araç markaları için devamlı uygulanacağını, böylece Türkiye genelinde her sene 1 milyonu aşan adetlerde ağaç dikileceğini duyuran ALJ Türkiye CEO’su Ali Haydar Bozkurt, başlatılan ağaç seferberliğinin öneminin altını çizerek, "Son yıllarda olumsuz etkilerini daha yoğun yaşadığımız iklim değişikliği ile mücadele etmenin en verimli yollarından bir tanesinin ağaçlandırmayı arttırmak olduğunu görüyoruz. Bununla beraber her yıl binlerce dönüm ormanlık alanımızı maalesef korkunç yangınlarla kaybediyoruz. Ağaç azaldıkça yağmurlar azalmakta, erozyon ve sel başta olmak üzere her yıl birçok felaketin gerçekleştiğini üzüntüyle yaşamaktayız. Şirket olarak bu konuda bir çalışma yapmak ve tüm sektörlere ilham verecek bir seferberlik başlatmak istedik. İş yaptığımız bu topraklara karşı bir sorumluluğumuz olduğunu düşünüyoruz. Satılan her araç için 10 ağaç dikerek 1 yıl içerisinde 1 milyon 400 bin fidanın toprakla buluşmasını sağlayacağız. Bu seferberliği gerçekleştirerek 1 yıl içerisinde ülkemize yaklaşık 1000 futbol sahası büyüklüğünde bir yeşil alan kazandırmış olacağız. Hepimizin bildiği gibi çok yakında büyük orman yangınları yaşadık. 55 hektar orman alanı kaybettiğimiz Karabük’teki yangın da bunlardan biriydi. Bizim 1 yılda dikeceğimiz fidan, Karabük’te yanan ormanın yaklaşık 14-15 katı büyüklüğünde olacak. Bununla beraber araç satışıyla birlikte dikilecek ağaçlar, otomobillerin üretiminden kullanımına kadar çevreye verdiği zararı da büyük oranda kompanse edecektir" dedi.


"Tüm sektörleri bu ağaç seferberliğine katılmaya davet ediyoruz"


Başlatılan ağaç seferberliğinin sadece ALJ Türkiye ile sınırlı kalmamasının arzu ettiklerini belirten Bozkurt, "Sadece şirket olarak biz senede 1.4 milyon ağaç dikebiliyorsak, farklı sektörlerden firmaların da katılımıyla her sene 50- 100 milyon ağaç seviyesine ulaşmak mümkün olabilir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, bu tür kampanyaların sonuca ulaşmasını ve sürekliliğini sağlamaktır. Bu nedenle OGEM-VAK ile çalışmaya karar verdik. Çünkü böyle bir projede önem sadece ilgili STK’ya fidan ücretini ödemek değil, ağaçların ülkenin doğru bölgelerine, doğru ağaç türlerinden dikilmesini sağlamak ve devam eden yıllarda bu ormanların korunduğunu da takip etmektir. Biz tam da bu şekilde bir organizasyonla çalışıyoruz ve bu kampanyayı her yıl aksatmadan devam ettirecek şekilde planlamalarımızı yapmış bulunuyoruz. Bu konuda tüm firmalara ve tüm sektörlere de seslenmek istiyorum; gelin artık ülkemizi yeni ormanlara kavuşturalım. Yoksa önümüzdeki yıllarda başta su sorunu olmak üzere, birçok zorlukla karşı karşıya kalacağız. Eğer çocuklarımıza nefes alınabilir bir gelecek bırakmak istiyorsak, doğaya yatırım yapmaktan başka şansımız yok" dedi.


OGEM-VAK ile ağaçlandırmaya bilimsel yaklaşım


Şirket, başlatılan ağaçlandırma seferberliğini OGEM-VAK işbirliği ile gerçekleştiriliyor. OGEM-VAK Türkiye genelinde belirlediği ağaçlandırma ihtiyacı planı kapsamında, toprak yapısına, bitki örtüsüne, ağaç türüne ve dikim zamanlamasına göre fidan dikimleri yapılacak. Vakıf fidanların dikimini gerçekleştirmekle birlikte ağaçların türüne göre 3 ila 5 yıllık süre boyunca ağaçların bakımını da üstlenecek. Bu sayede fidanların ekolojik bağımsızlığına ulaşması sağlanacak ve tutmayan fidanların da yerine yenileri dikilecek. Böylece Türkiye’nin gelecek yılları için kalıcı bir yeşil alan bırakılacak.


Yüzbinlerce hayvana yuva olacak


Ormanlar ve yeşil alanlar, sadece insanlar için değil hayvanlar için de büyük önem taşıyor. Türkiye’nin farklı yerlerinde ihtiyaçlara göre gerçekleştirilecek ağaçlandırma çalışmalarıyla oluşacak ormanlar, yaban hayatına da ev sahipliği yapacak. ALJ Türkiye’nin ağaçlandırma seferberliğinde tercih edilen ağaçların yaklaşık yüzde 10’u meyve ağaçlarından oluşacak. Yüzbinlerce yaban hayvanı için yaşam ve besin kaynağı olacak bu yeni ormanlar, ağaçlandırma hareketinin yanı sıra bir ekosistemin oluşmasına katkı sağlayacak.



ALJ Türkiye’den 1.4 milyon fidan ile başlayan ağaç seferberliği

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Elazığ’da hazırlanan proje bakanlıktan destek aldı Elazığ Toplum ve Proje Derneği (ETOPDER) derneği tarafından hazırlanan proje, IPARD III Programı 6. Başvuru Çağrı Dönemi’nde Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan destek almaya hak kazandı. IPARD III Programı 6. Başvuru Çağrı Dönemi kapsamındaki LEADER Yaklaşımı Tedbiri’ne başvuruda bulunan 60 ildeki 156 Yerel Eylem Grubunun (YEG) tamamı desteklenmeye hak kazandı. Yaklaşık 2.2 milyar TL tutarındaki yerel kalkınma stratejisi bütçeli 156 YEG Derneğin yüzde 100 hibeyle destekleneceği aktarıldı. Destek alan 156 dernek arasına Baskil Yerel Eylem Grubu Derneği’de yer aldı. Bu kapsamda Baskil Yerel Eylem Grubu Derneği, il genelinde aktif olarak faaliyet gösteren tek Yerel Eylem Grubu olma özelliğini taşıdı. Derneğin 2025-2030 dönemini kapsayan 5 Yıllık Yerel Kalkınma Stratejisi ve Eylem Planı, proje uzmanı Bihter Yaldız Tut tarafından hazırlanarak kapsamlı analizler, katılımcı toplantılar ve yerel ihtiyaçlar doğrultusunda şekillendirildi. Hazırlanan strateji ve eylem planları, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından onaylanarak desteklenmeye hak kazandı. Dernek, yıllık 60 bin Euro olmak üzere yüzde 100 hibe desteğiyle, 5 yıllık dönemde yaklaşık 15 milyon TL tutarında kırsal kalkınma kaynağını bölgeye kazandırma hakkı elde etti. Bu süreçte, Baskil Yerel Eylem Grubu Derneği ile Elazığ Toplum ve Proje Derneği (ETOPDER) arasında imzalanacak iş birliği protokolü çerçevesinde, 5 yıllık kalkınma programının etkin ve şeffaf bir şekilde uygulanması planlanıyor. Dernek Başkanı ve proje uzmanı Bihter Yaldız Tut, "Avrupa Birliği’nin kırsal kalkınma politikaları çerçevesinde uygulanan LEADER Tedbiri, yerelden kalkınma yaklaşımını esas alan, katılımcı, yenilikçi ve sürdürülebilir bir modeldir. Bu yaklaşım doğrultusunda kurulan Yerel Eylem Grupları (YEG); kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, özel sektör temsilcileri ve yerel halkın bir araya gelerek bölgesel ihtiyaçlara uygun kalkınma stratejileri geliştirmesini amaçlar. Türkiye’de Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda, IPARD Programı kapsamında uygulanan LEADER Tedbiri ile Yerel Eylem Grupları desteklenmektedir. YEG’ler; ilçelerde kaymakamlık oluru ve valilik onayı ile kurulan, tüzel kişiliğe sahip dernek statüsünde yapılardır. İlçe belediyeleri, kaymakamlıklar ve ilgili kamu kurumları bu yapıların doğal paydaşları ve tüzel üyeleri arasında yer alırken; kadınlar, gençler, çiftçiler, üreticiler, esnaf ve sivil toplum temsilcileri yönetim süreçlerine aktif olarak dahil edilmektedir. Bu yönüyle YEG’ler, ilçede yaşayan her kesimin temsiline dayalı kapsayıcı bir yönetişim modeli sunar" dedi. Proje uzmanı Bihter Yaldız Tut, "ETOPDER’in proje geliştirme, uygulama, izleme ve raporlama alanlarındaki kurumsal kapasitesi, stratejinin sahaya güçlü biçimde yansımasına katkı sağlayacaktır. Dernek olarak Baskil Yerel Eylem Grubu’nun kalkınma stratejilerinin hazırlanmasında hem de uygulanacak projelerin koordinasyonunda aktif rol üstlenerek, yerel kalkınmaya sürdürülebilir ve katılımcı bir vizyon kazandırmayı hedeflemekteyiz. IPARD III Programı döneminde uygulanacak bu strateji ile; tarım ve kırsal üretimin desteklenmesi, kadınlar ve gençler başta olmak üzere dezavantajlı grupların güçlendirilmesi, yerel girişimciliğin ve sosyal kalkınmanın teşvik edilmesi, sivil toplumun kapasitesinin artırılması, katılımcı ve sürdürülebilir kalkınma modellerinin hayata geçirilmesi hedeflenmektedir" ifadelerini kullandı.
Elazığ Elazığ’da ilginç bisiklet tasarımı: Polisler bile durdurup inceliyor Almanya’da 26 yıl yaşayan ve elektrik-elektronik mesleğiyle uğraşan, ardından memleketi Elazığ’a dönen Hacı Bayram Züğürt’ün yaptığı sıra dışı bisikletler görenleri şaşırtıyor. Kendisini vatandaşlar başta olmak üzere polisin durduğunu dile getiren Zügürt, "Sür bakalım diyorlar, sonra ’İn aşağı, bir daha bin’ deyip bakıyorlar. İnip tekrar biniyorum. Şaşırıyorlar" dedi. Elazığ’da yaşayan 58 yaşındaki Hacı Bayram Züğürt, hayatının 26 yılını Almanya’da geçirdi. Elektrik ve elektronik alanında çalışan Züğürt, Türkiye’ye döndükten sonra bu mesleğin yeterli kazanç sağlamaması üzerine bisiklet işine yöneldi. Yaklaşık 15 yıl boyunca bisiklet tamiri ve satışı yapan Züğürt, özellikle kış aylarında boş kalan zamanlarını ilginç bisikletler tasarlayarak geçiriyor. Deneme amacıyla yaptığı yüksek bisikletin beklediğinden çok daha rahat olduğunu fark eden Züğürt, tasarımlarını geliştirdi. Yüksek bisikletlerin yanı sıra yatarak kullanılan bisiklette tasarlayan Züğürt, hem vatandaşların hem de polislerin ilgisini çekiyor. "Bu bisiklet insanı hiç yormuyor" Elektrik-elektronik altyapısında yaptığı tasarımlara büyük katkı sağladığını söyleyen Züğürt, " 26 sene Almanya’da kaldım. Türkiye’ye döndükten sonra 15 yıl boyunca bisiklet işi yaptım. Asıl mesleğim elektrik ve elektronik üzerinedir, ancak bu işten yeterli gelir elde edemediğim için bisiklet sektörüne yöneldim. Bisiklet işinde her gün paramı kazanıyordum. Özellikle kış aylarında, bisiklet işi olmadığında boş günlerimi bisikletlerle uğraşarak, denemeler yaparak geçiriyordum. O dönem bir yüksek bir bisiklet yaptım. Tamamen deneme amaçlıydı, ’Bu nasıl olacak?’ diye merak ettim. Sonra fark ettim ki bu bisiklet insanı hiç yormuyor. Saatlerce sürsem bile sorun olmuyor. Düz yolda giderken hiçbir sıkıntı yaşamıyorum. Normal bir bisikletim de var, o da kaliteli ama onu sürdüğümde yarım saat sonra mutlaka dinlenme ihtiyacı hissediyorum. Bu yeni yaptığım bisiklet ise sanki adam boyu bir insan omuzlarında geziyormuş gibi rahat" dedi. "Yolda polisler durduruyor, ’Sür bakalım’ diyorlar, sonra ’İn aşağı, bir daha bin’ deyip bakıyorlar" Aldığı tepkilerin hem şaşkınlık hem de hayranlık içerdiğini dile getiren Züğürt, " Bisikletlerin daha yükseğinin yapılmasını tavsiye etmem, o iş cambazlığa girer. Bir bisikletimin sisteminde, üç bisikletin zinciri birlikte çalışıyor. Zinciri en yukarıdan, bisikletin ön tarafından alıp arka tekerleğe kadar tek parça halinde bağladım. Sürüşü çok rahat, sırtını yaslıyorsun ve bu durum adeta ömrünü uzatıyor. Ben kış aylarını bu tür denemelerle, üretmekle ve uğraşmakla geçiriyorum. Yolda polisler durduruyor, ’Sür bakalım’ diyorlar, sonra ’İn aşağı, bir daha bin’ deyip bakıyorlar. İnip tekrar biniyorum. Şaşırıyorlar. Şaka olsun diye ’Alt kat kiralık mı’ diyen bile oluyor. İnsanlar çok ilgi gösteriyor, kahvede oturanlar bile kalkıp dışarı çıkıyor, beni durdurup bisikleti görmek, tanımak istiyorlar" şeklinde konuştu. (RY-CK-
İstanbul "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" (SGT) Yarışması’nın 10’uncusu sonuçlandı Rönesans Holding’in, 10’uncusunu düzenlediği "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" Yarışması bu yıl Esmiyor ve Impact Hub İstanbul iş birliği ile gerçekleşti. İklim değişikliği ile mücadele olarak belirlenen tema çerçevesinde ‘Azaltım’ veya ‘Uyum ve Dayanıklılık’ odağında projelerin kabul edildiği Sürdürülebilir Geleceği Tasarla Yarışması’nda yapı, ürün ve hizmet tasarımı kategorilerinde toplam dokuz proje ödül aldı. Rönesans Holding’in, gençlerin fonksiyonel, insan ihtiyaçlarını karşılayan ve bunun yanında doğaya saygılı çözümler sunan fikirler üretmelerini teşvik etmek ve daha iyi yaşam koşulları sağlanmasına katkıda bulunarak geleceği şekillendirmek amacıyla düzenlediği "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" (SGT) Yarışması’nın 10’uncusu sonuçlandı. Esmiyor ve Impact Hub İstanbul iş birliği ile gerçekleştirilen ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlerin ödüllendirildiği yarışmada, üç farklı kategoride toplam 9 proje ödül almaya hak kazandı. SGT Yarışması’nda finale kalan 14 ekip, 19 Aralık’ta jüri karşısına çıkarak projelerini sundu. Jüri değerlendirmesi sonucunda ‘Yapı Tasarımı’, ‘Ürün Tasarımı’ ve ‘Hizmet Tasarımı’ kategorilerinde dereceye giren ekipler belirlendi. Her kategoride birinci olan projeler 50 bin TL, ikinciler 40 bin TL, üçüncüler ise 30 bin TL’lik ödülün sahibi oldu. Üç kategoride dokuz proje ödüllendirildi Yapı Tasarımı kategorisinde; kriz anlarında dönüştürülebilir ve dayanışmayı güçlendiren modüler bir yapı sistemi öneren ‘Ekolojik Çekirdek Projesi’ birinci olurken, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla toplumsal güven ve farkındalık oluşturmayı hedefleyen ‘Ekinoks Projesi’ ikinci, doğal döngülerle sosyal etkileşimi bir araya getiren bütüncül yaşam alanı önerisi ‘DeepFlow Projesi’ ise üçüncü oldu. Ürün Tasarımı kategorisinde; tarımsal atıkları geri dönüştürerek çevre dostu bir gübre geliştirmeyi amaçlayan ‘BiyoPolTech’ birinci oldu. Jüri değerlendirmesinde alg teknolojisiyle oksijen üreten akıllı kent direği ‘Yeşil Direk’ ikinci, tek kullanımlık plastiklere alternatif olarak biyobozunur ambalaj sunan ‘Bak-pack Projesi’ ise üçüncü olarak seçildi. Hizmet Tasarımı kategorisinde ise atıkları hammaddeye dönüştüren blockchain tabanlı pazar yeri ‘Re-source’ birinci, iklim verilerinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlık izleyen ‘Sağlık Odaklı İklim Haritaları (SOİH)’ ikinci, binalar için şeffaf ve dijital bir çevresel performans sistemi sunan ‘Yeşilport Projesi’ ise üçüncülük ödülünü kazandı. 157 aday, 67 başvuru, yoğun bir gelişim süreci Toplam 157 aday sisteme giriş yaparken; 41’i hizmet tasarımı, 13’er tanesi ürün ve yapı tasarımı olmak üzere 67 başvuru alındı. Ön değerlendirme sonucunda seçilen 14 proje, iki aylık kapsamlı bir kapasite geliştirme programına dahil edildi. Program kapsamında ekipler; sürdürülebilirlik, değer önerisi geliştirme, varsayım doğrulama, proje planlama, hikâye anlatıcılığı ve etkili sunum teknikleri başlıklarında eğitimler aldı. Her projeye mentor ve uzman desteği sağlandı. Alanında uzman jüri kadrosu Yarışmanın jüri kadrosunda; akademi, özel sektör ve sivil toplumdan alanında uzman isimler yer aldı. Yapı Tasarımı Kategorisi’nde Rönesans Holding Sürdürülebilirlik ve Çevre Direktörü Evrim Atalas, Başkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nden Doç. Dr. Öğr. Üyesi Betül Bilge Özdamar, Rönesans Holding Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Baytan, PIN Architects Kurucu Ortağı Salih Küçüktuna jüri üyesi olarak yer aldı. Ürün Tasarımı Kategorisi’nde ise TOBB ETÜ, Endüstriyel Tasarım Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Aydın Öztoprak, Toyi Kurucu Ortağı ve Tasarımcısı Elif Atmaca, Airqoon Kurucu Ortağı Barış Can Üstündağ ve Doç. Dr. Engin Kapkın jüri üyeliği yaptı. Hizmet Tasarımı Kategorisinde ise Galatasaray Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Belgin Kaygan, Impact Hub İstanbul Kurucu Ortağı Ayşe Sabuncu, KODA Kurucusu ve Genel Koordinatörü Mine Ekinci, Pakt Ajans Kurucusu Anlamlandırıcı Serdar Paktin jüri üyesi olarak yer aldı. "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" 10 yılda, 150’nin üzerinde üniversite semineriyle 400 binden fazla öğrenciye yüz yüze, dijital kanallarla ise yılda ortalama 3 milyon öğrenciye ulaştı.