EKONOMİ - 23 Mart 2019 Cumartesi 15:47

Arap yatırımcılar gayrimenkul fuarına akın etti

A
A
A
Arap yatırımcılar gayrimenkul fuarına akın etti

Bu yıl 13’üncüsü düzenlenen Gayrimenkul Fuarı ve Arap-Türk Zirvesi, Körfez bölgesinden alıcı ve yatırımcıların yoğun ilgisi ile başladı.

Bu yıl 13’üncüsü düzenlenen Gayrimenkul Fuarı ve Arap-Türk Zirvesi, Körfez bölgesinden alıcı ve yatırımcıların yoğun ilgisi ile başladı. 65 firmanın 400’den fazla proje ile katıldığı fuarı 2 günde 7 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor. Fuarın açılışında konuşan Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mücahit Demirtaş Türk gayrimenkul piyasasının yabancılar için son derece güvenli bir pazar olduğuna dikkat çekerken, zirvenin satıcılarla Körfez bölgesinden alıcıları bir araya getirdiğini söyledi.



Türk gayrimenkul sektörü ile Körfez bölgesinden yatırımcıları, acenteleri ve bireysel alıcıları buluşturan 13’üncüsü Gayrimenkul Fuarı ve Arap-Türk Zirvesi, İstanbul’da başladı. Yoğun bir ilgi gören fuar yarın da tüm gün boyunca devam edecek.



Hedef 250 milyon dolar


Organizasyonu düzenleyen Junior Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Haktan Öztunalı, açılışla birlikte Körfez bölgesinden büyük bir yatırımcı ilgisi ile karşılaştıklarını söyledi. Öztunalı, hemen hemen tüm Körfez ülkelerinden hem bireysel hem de heyet bazında katılım olduğunun altını çizdi. Türkiye’de konut alımı ile vatandaşlık şartının 250 bin dolara düşürülmesinin yabancı ilgisini önemli oranda artırdığını ve yabancıya satışların geçen yıl 40 bin adede ulaştığını ifade eden Öztunalı, bu ilgiyi fuarda da gördüklerini belirtti.


Öztunalı, "Fuarda 65 firma 400’den fazla projeyi sergiliyor. Bu yıl rekor bir satış bekliyoruz. İki günde 250 milyon dolarlık satış hedefliyoruz" dedi.



"12 ülkede tapu kadastro ofisi açacağız"


Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mücahit Demirtaş, fuarın açılışında yaptığı konuşmada Türkiye’nin her yıl 1 milyon konutun satıldığı devasa bir piyasaya sahip olduğuna dikkat çekti.


Türkiye’nin yerli yatırımcı olduğu kadar yabancı yatırımcı için de çok önemli ve güvenli bir pazar olduğunu ifade eden Demirtaş, "Bu pazarı geliştirmek için önemli düzenlemeler yaptık. En önemli konu konut sahibi olanlara Türk vatandaşlığı alma yolunun açılması oldu. Bu yolla ülkemize giren değer 1.2 milyar liraya ulaştı. Türk gayrimenkul ve inşaat sektörünün kalitesi tüm dünya tarafından teyit edilmiş durumda. Türk müteahhitleri yurt dışı işlerinde özellikle tercih ediliyor. Biz de bakanlık olarak sadece konut sektörü değil bütün yatırımcıların ve onların inşaat yatırımlarının her türlü kolaylıkları için çeşitli düzenlemeler yaptık. Ayrıca, Tapu Kadastro Müdürlüğümüz ile 12 ülkede ofisler açacağız. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız ve Türkiye’de satın alım yapan kişiler yurt dışında temsilciliklerimize giderek başvurular yapabilecek" dedi.


Gayrimenkul sektörünün yurtdışı alıcılarını bir araya getiren 13’üncüsü Gayrimenkul Fuarı ve Arap-Türk Zirvesi’nde bulunmaktan dolayı çok memnun olduğunu ifade eden Demirtaş, 60’tan fazla firmanın katıldığı ve 7 binden fazla ziyaretçinin beklendiği zirvenin bu tür zirvelerin lideri olarak görüldüğünü kaydetti.



Zirvenin satış odaklı alıcı ve yatırımcıları bir araya getirdiğini kaydeden Demirtaş, körfez ülkelerinin önde gelen acenteleri ve alım heyetlerinin yerini aldığını ifade etti. Demirtaş, şunları söyledi: "2050 yılında dünya nüfusunun üçte ikisi şehirlerde yaşayacak. Ülkemizde sadece yüzde 15’lik bir kesim kırsalda yaşıyor. Bu durum şehirleri dönüştürmeyi mecbur kılarken artan nüfusa bağlı olarak barınma ihtiyacını da en üst seviyeye çıkaracak. İnşaat ve gayrimenkul sektörünün önemini asla yitirmeyeceği aşikârdır ancak problem olan kısmı sürdürebilir olup olmaması. Bunun için yatırımcılar network ağı oluşturulmalı, potansiyellerin ortaya çıkartılması ve iş birliği içinde olunması gerekiyor. Gayrimenkul zirveleri de işin yapı taşı ve sektörün kalbi niteliğinde olacaktır".



Yabancıya satış yüzde 90 arttı


Arab Türk İş Adamları ve Yatırımcılar Derneği Başkanı İsmail Altın ise onlarca ülkeden yatırımcıları temsil ettiklerini belirterek, şu ifadeleri kullandı: "Bu zirvenin farklı ülkelerden gelen yatırımcılarla dostluğun güçlenmesine vesile olacağına inanıyorum. Cumhuriyet tarihinin başlangıcından beri Türk ile Arap ilişkilerinin güçlendiği dönemdeyiz. Türklerin ve Arapların kültürel, siyasi ve sosyal birliklerinin gelecekte de böyle ilerleyeceğine inanıyoruz. Türk ve Arap yatırımcılar arasına köprü olarak organizasyonları bir araya getirdik. Kısa sürede sayısı 1000’i geçen üye sayımız ile çalışmaya devam ediyoruz. 2018 Ocak ayı ile bu yıl arasında yabancıya gayrimenkul satışının yüzde 90 arttığını görüyoruz. Ülkemizi için çalışmaya ve çabalamaya devam edeceğiz".



"Krizlerden inşaat sektörü ile çıkılır"


Önceki Çevre ve Şehircilik Bakanlarından Erdoğan Bayraktar da organizasyonu düzenleyenlere teşekkür ederek dünyanın birçok bölgesinde benzer gayrimenkul ve konut fuarlarının düzenlendiğini söyledi.


İnşaat sektörünün 200 sektörü beslediğini ve çok önemli bir istihdam sağladığını kaydeden Bayraktar, büyük krizlerden çıkabilmek için de her zaman inşaat sektörünün kullanıldığını hatırlattı.


Mevcut durumda insanların taleplerini baskılaması nedeniyle sektörün zorluk yaşadığını kaydeden Bayraktar, seçimlerden sonra ise yeniden bir hareketlenme beklediklerini ifade ederek, "Gayrimenkul sektörü olarak daha iyi organize olmamız gerekiyor ve daha ileri derecede kurumsallaşmalıyız. AR-GE’ye ve inovasyona çok daha fazla önem vermemiz ve yatırım yapmamız gerekiyor" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Yumaklı: "Tarım alanlarımızın yüzde 40’ını oluşturan 468 büyük ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "Tarım alanlarımızın yüzde 40’ını oluşturan 468 büyük ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik" dedi. Bakan Yumaklı, TBMM Genel Kurulu’nda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2025 yılına ilişkin faaliyetleri ve 2026 yılı bütçe teklifine ilişkin sunum yaptı. Suyun her alanda etkin kullanımı ve su verimliliği bilincinin artırılması için su verimliliği seferberliği’ni hayata geçirdiklerini dile getiren Yumaklı, "Diğer yandan, 2025-2035 dönemini kapsayan Ulusal Su Planı’nı hazırladık. Bu planın uygulanmasıyla; su kaynaklarımızın korunmasını, verimli kullanımını ve sürdürülebilir yönetimini amaçlıyoruz. Sulama sistemlerinin modernizasyonu, Ürün deseni değişikliği, yeraltı suyu kontrolü ve havzalar arası su transferleri gibi tedbirler konusunda çalışıyoruz. Kuraklık riski altındaki göllerimizi kurtarmak için de eylem planları hazırladık. Eğirdir Gölü Su Eylem Planı’nı kamuoyuyla paylaştık. Akşehir, Eber, Bafa, Beyşehir, Burdur, İznik, Seyfe ve Sapanca gölleri için de benzer eylem planlarını 2026 yılında uygulamaya başlayacağız. Kuraklık tahmini ve erken uyarı sistemi kapsamında, sektörel su tahsis modelini önümüzdeki yıl kuracağız. Ayrıca Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi Eylem Planı’nı hayata geçirdik. Kurakçıl peyzaj uygulama alanlarını da belirledik. Bu yöntemle yüzde 80’e varan oranda su tasarrufu sağlayacağız" şeklinde konuştu. "Tarım alanlarımızın yüzde 40’ını oluşturan 468 büyük ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik" Üreticiyi korumak ve üretimde öngörülebilirliği sağlamak amacıyla üretim planlaması ve yeni destekleme modelini hayata geçirdiklerini ifade eden Yumaklı, "Ayrıca tarımsal kredileri, hibe programlarını, tarım sigortalarını ve kırsal kalkınma desteklerini üretim planlamasına entegre ettik. Bitkisel üretim planlamasını, 2024 yılının Eylül ayında, 13 stratejik ürün ve yem bitkilerinde uygulamaya başladık.Planlamanın kapsamını genişleterek, üçer yıllık dönemler halinde güncelleyeceğiz. Üretim planlamasıyla uyumlu yeni destekleme modeliyle de temel, planlama ve üretimi geliştirme destekleri veriyoruz. Bu kapsamda, üreticilerimize mazot maliyetinin ortalama yüzde 50’si, gübre maliyetinin ise ortalama yüzde 25’i kadar temel destek veriyoruz. Planlama kapsamındaki ürünlerde, mazot maliyetinin tamamını, gübre maliyetinin yarısını; su kısıtı olan ilçelerde ise mazot ve gübre maliyetinin tamamını karşılıyoruz. Su ihtiyacı yüksek ürünleri, su sıkıntısı yaşayan havzalardan, daha elverişli bölgelere, ilave desteklerle yönlendiriyoruz. Tarım alanlarımızın yüzde 40’ını oluşturan 468 büyük ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik. Hedefimiz bu sayıyı 500’e çıkarmak" diye konuştu. "Genç ve kadın üreticilerimize 3,3 milyar lira destek ödemesi gerçekleştirdik" Şubat 2024’te 5 yıllık hayvancılık yol haritasını açıkladıklarını hatırlatan Yumaklı, "Üretim, kalite ve verimliliği artırmayı hedeflediğimiz bu haritamızı adım adım uyguluyoruz. Meyvelerini de almaya başladık. Su potansiyeli, mera varlığı, işletme kapasiteleri ve hastalık riskleri gibi kriterleri dikkate alarak, hayvansal üretim planlamasını hayata geçirdik. Besi, süt ve kanatlı yetiştiriciliği bölgelerini belirledik. Hayvancılıkta sağladığımız destekleri, hayvansal üretim planlamasıyla uyumlu bir çerçevede yeniden düzenledik. Yetiştiricilerimize temel, yönlendirici ve verimlilik destekleri veriyoruz. Kadın ve genç üreticilerimize ek destekler sağlıyoruz. Hayvansal üretimde ilk defa aile işletmelerine, genç ve kadın üreticilerimize 3,3 milyar lira destek ödemesi gerçekleştirdik. Verimlilik kriterlerine göre de 2,8 milyar lira destek verdik.Kırmızı et üretimini artırmak, aynı zamanda kırsaldaki aile işletmelerini güçlendirmek için Kırsalda Bereket Hayvancılığa Destek Projesini başlattık. Tarımda üreticilerin yaş ortalaması dünyada 60 sınırına dayandı. Bu, Amerika Birleşik Devletleri’nde 58, Avrupa Birliği’nde ve ülkemizde ise 57’dir. Bu nedenle gençleri ve kadınları tarımsal üretime yönlendiriyor ve kırsal kalkınmayı güçlendirecek politikalar uyguluyoruz" dedi. "41’i Bakanlığımıza ait olmak üzere toplam 138 gıda kontrol laboratuvarında yılda 22 milyon analiz yapılıyor" Gıda işletmelerine yıllık ortalama 1.3 milyon denetim gerçekleştirdiklerini söyleyen Yumaklı, "Denetim, kontrol ve analiz faaliyetlerimizi, uluslararası kabul görmüş metotlarla yürütüyoruz. Bu amaçla, 41’i Bakanlığımıza ait olmak üzere toplam 138 gıda kontrol laboratuvarında yılda 22 milyon analiz yapılıyor. Buradan bir kez daha altını çizerek söylüyorum. Gıda güvenilirliği bizim kırmızı çizgimizdir. Sağlığı riske atan gıdaları üreten ve satanlar hakkında suç duyurusunda bulunuyor, gerekli yaptırımları uyguluyoruz. Kurallara uymayanlara bu yıl 2,3 milyar lira para cezası uyguladık. Vatandaşımızın sağlığıyla oynayanları; taklit veya tağşişe konu ürün ve işletmeleri, hiçbir taviz vermeden ifşa ediyoruz. Ayrıca, gıda satış noktaları ve toplu tüketim yerlerine, en son ne zaman denetim yapıldığı bilgisine vatandaşlarımızın kolayca ulaşabilmeleri için Karekod Uygulamasını zorunlu hale getirdik. Hasat öncesinde bağ, bahçe, tarla, sera gibi üretim alanlarında; hasat sonrasında ise toptan ve perakende satış noktalarında pestisit kalıntı denetimleri gerçekleştiriyoruz. Yasaklı pestisit kullanımının tespit edilmesi durumunda ürünleri imha ediyoruz. 2025 yılında 2,5 milyon ton taze meyve ve sebze ihracatı gerçekleşmiş ve bunun binde biri gibi bir miktarı geri dönmüştür. Geri dönen ürünler mevzuata uygun değilse, ülkemize girişine izin vermiyoruz" ifadelerini kullandı. "Üreticilerimize zirai don ve kuraklık kaynaklı zararlar için 49 milyar lira ödeme yaptık" Türkiye’nin tarımsal üretim alanı bakımından, 74 milyar dolarlık hasılayla, Avrupa’nın birinci, dünyanın 7’nci büyük tarım ekonomisi olduğunun bilgisini veren Yumaklı, "Tarım sektörümüz, son 22 yılın 18’inde büyüme kaydetmiştir. 2024 yılında ise yüzde 5,1’lik büyümeyle ülke ekonomisinin üzerinde bir performans sergilemiştir. 2025 yılının üçüncü çeyreğinde ise, hayvancılık, ormancılık ve balıkçılık faaliyetlerinde büyüme yaşanmıştır. Ancak sektörde baskın bir paya sahip olan bitkisel üretimin, olağanüstü iklim koşullarından etkilenmesi nedeniyle, genel tarım sektörü dönemsel olarak daralmıştır. Bu durum, sektörün yapısal kapasitesinden kaynaklı olmayıp, iklimsel olağanüstü koşulların etkisiyle oluşmuştur. 2025 yılı üretim sezonunu bir önceki yılla kıyasladığımızda; üretici sayımızda yüzde 2 artış, ekilen arazilerde ise yüzde 3 artış yaşanmıştır. Girdi miktarlarında herhangi bir azalış olmamıştır. Dolayısıyla bu konu sadece bitkisel üretimde ve ârızîdir. Üreticilerimize zirai don ve kuraklık kaynaklı zararlar için 49 milyar lira ödeme yaptık. Türkiye tarım sektörü, güçlü üretim altyapısı, geniş ürün deseni ve sağlam tedarik zinciri sayesinde, söz konusu dönemsel kayıpları hızla telafi edecek güçtedir. Diğer taraftan tarım ve gıda ürünleri ticaretimizi, küresel ekonomik ve jeopolitik zorluklara rağmen geliştirmeye devam ediyoruz" dedi.
Samsun OKA’dan Samsun’da kalkınma odaklı toplantı: 2026 destek programları görüşüldü Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın (OKA) Samsun’daki toplantısında teknopark projesinden yeşil dönüşüme, kadın girişimciliğinden 2026 destek programlarına kadar bölgenin kalkınma gündemindeki başlıklar ele alındı. Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın (OKA) 2025 yılının son Yönetim Kurulu Toplantısı, Samsun’un ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Samsun Valisi Orhan Tavlı’nın başkanlığında yapılan toplantıda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Sanayi Master Planı’nın ilk fazında yer alan Samsun-Mersin Sanayi Koridoru hedefleriyle uyumlu şekilde yürütülen "Samsun Merkezli Bölgesel Teknopark Projesi" ele alındı. Proje kapsamında mevzuat, yönetim yapısı, ortak kurumlar ve finansal kaynaklara yönelik araştırmaların yapılması, ön fizibilite çalışmalarına başlanması ve sürecin OKA Genel Sekreterliği tarafından koordine edilmesi kararlaştırıldı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü ile Dünya Bankası desteğiyle uygulama süreci başlayan Sosyal Kapsayıcı Yeşil Geçiş Projesi ve Orta Karadeniz’de Yeşil Dönüşüm Hızlandırıcı Hibe Desteği Programı’nda başarılı olan projeler değerlendirildi. Ayrıca, 2026 yılında uygulanması planlanan Geri Ödemeli Finansman Desteği Programı’nın öncelikleri, bütçesi ve başvuru koşulları görüşüldü. Toplantıda, Yerel Kalkınma Hamlesi Programı 2025 Yılı Çağrısı kapsamında bölgede ilan edilen 16 yatırım başlığına yönelik başvuru yapan 35 işletmenin durumu ele alınırken, 2026 yılı çağrısı için Yatırım Destek Ofisleri tarafından önerilen yeni yatırım başlıkları değerlendirildi. Ajansın mali ve teknik destek programları kapsamında devam eden projeler gözden geçirilerek, 2025 yılı Fizibilite Programı çerçevesinde katma değerli üretim ve turizm temalarında yapılan başvurular karara bağlandı. Bunun yanı sıra, 2025 yılı İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması (SEGE) sonuçları hakkında istişarelerde bulunuldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından yürütülen Türkiye Siber Vatan Programı’nın 2026 dönemi kapsamında planlanan eğitim faaliyetlerinin genel çerçevesi hakkında da kurul üyelerine bilgi verildi. Toplantıda ayrıca, 2024 ve 2025 yıllarında kadın istihdamı ve kadın girişimciliği alanında yürüttüğü çalışmalarla en başarılı kalkınma ajansları arasında yer alan OKA’nın faaliyetleri ele alındı. 2026 yılında Emine Erdoğan’ın himayelerinde yürütülen Anadoludakiler Projesi kapsamında belirlenen "Yöresel Ürünlerin Ticarileştirilmesi" teması doğrultusunda, bölgenin yöresel ürünlerinin ulusal ve uluslararası pazarlarda ticarileştirilmesine yönelik yapılacak çalışmalar da istişare edildi. Tolantıya ayrıca Amasya Valisi Önder Bakan, Çorum Valisi Ali Çalgan, Tokat Valisi Abdullah Köklü, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Amasya Belediye Başkanı Av. Turgay Sevindi, Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu, Amasya İl Genel Meclisi Başkanı Zeki Eraslan, Tokat İl Genel Meclisi Başkanı Ali İhsan Gürel, Amasya TSO Başkanı Murat Kırlangıç, Tokat TSO Başkanı Fatih Gökdere ve OKA Genel Sekreteri Mehlika Dicle katıldı.