GÜNDEM - 15 Haziran 2024 Cumartesi 20:05

Baba Özer Aci, oğlunun mezarını ziyaret etti: "Oğluma müjdeledim, rahat uyu diyebilmek çok güzel"

A
A
A

Oğuz Murat Aci’nin ölümüne neden olan kaza sonrası kaçan Eylem Tok ile 17 yaşındaki oğlu T.C.’nin ABD’de yakalanarak tutuklanması sonrası baba Özer Aci, oğlunun mezarını ziyaret etti. Aci, "Oğluma müjdeledim, rahat uyu diyebilmek çok güzel, şu an bile beni mutlu etti. Salı akşamı göreceğiz, ne sonuç çıkacak" dedi.

 

 

Kemerburgaz’da 1 Mart 2024’te yaşanan kazada 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci’nin ölümüne 5 kişinin yaralanmasına neden olduğu iddia edilen ve annesi Eylem Tok tarafından ABD’ye kaçırılan 17 yaşındaki T.C. ile annesi ABD’de yakalanarak tutuklandı. Olayın üzerinden yaklaşık 3,5 ay geçerken kırmızı bülten de çıkartılan anne ve oğulun tutuklanması sonrası baba Aci, oğlunun mezarını ziyaret etti. Aci, yaptığı açıklamada, "Mahkemeden ne karar çıkar, nasıl olur bilmiyorum ama ben her şeyden önce iadesini bekliyorum. Orada, burada yargılanırlar ama bunlar sonuçta suçlu. Oğlum, mezarlıkta yatıyor, suçlular cezasını çekmeli. Salı günü akşamı göreceğiz, ne sonuç çıkacak. Mahkemede bizden birileri olacak, takip edecekler. Gece geç vakitte de Adalet Bakanımız, tutuklandılar diye haberdar etti, sağ olsun. Sabah kalktık, mezarına geldik, oğluma müjdeledim. Eminim, çok iyi sonuçlara gideceğimize, iade edeceklerini düşünüyorum. Oradaki hakimlerin, savcıların da vicdani olarak hareket edeceklerine inanıyorum. Sana çarpan o çocuk, annesi yakalandı, rahat uyu diyebilmek, sen merak etme, çocuğuna bakıyoruz, demek çok güzel bir şey. Baba, görüşmek istiyormuş gibi bir duyum aldım. Fakat dönüş yapmadım, akşamüzeri de ortaya çıktı. Yakalanacağını anladığı için bizimle irtibata geçmiş, 115 gündür aramayan bir insan, 115 gün sonra niye arar acaba diye düşündüm. Avukatımla görüştüm, onun da avukatı var avukatına söylesin, avukatımla görüşür diye düşündüm. Bugün çağımızda Küba değil dünyanın hangi ülkesine gidilirse gidilsin, her ülkeye uçak var, her ülkeye gidilebiliyor. Ne diyecekler, insanlık dışı davranışlarını neyle anlatacaklarını merak ediyorum. Özel okula değil, nereye giderse gitsin, bir gerçeği hiçbir zaman değiştirmeyecek. Kimse ona tebrik veya teşekkür etmeyecektir. Özel günlerimiz, Babalar, Anneler Günü, bayramlarımızın artık buruk geçeceği kesin ve net nettir. Hiçbir zaman torunum da bir baba eli öpemeyecektir. Şu an bile beni mutlu etti, 3 gün Amerikan hapishanesinde ayrı ayrı kalıyorlar. Aman çocuğum, çocuğum Eylem Hanım gitsin, çocuğuna sahip çıksın, bakayım, çıkabiliyor mu? 3 günü ona soracağım nasıl geçti diye” dedi.

“Eylem Hanım bayramı çok zor günlerde yaşayacak”

Anne oğulun tutuklanması sonrası oğlunun mezarına gittiğini anlatan anne Pervin Aci, "Gittim, bugün orada çok kaldım, orası benim mekanım. Oğlumla dertleştim, oğlum sen bu ana kadar rahat uyuyamadın, bize çok güveniyordun, güvenmeye devam et, oğlum baban ile annen Allah sağlık verdiği müddetçe bu kadının arkasını bırakmayacak. Eylem Hanım bayramı çok zor günlerde yaşayacak. Geçen bayram evde boğuluyordum, dışarı çıkmadım. Bu bayram da oğlumun yanında güzel geçireceğim, konuşacağım. Onlar her işi yaparlar, onlardan her şey beklenir. Küba konusunda vallahi şaşırdım, bir daha geriye dönmezdi. Anneyi bize versinler, çocuk orada mahkemede yargılansın. Biliyordu yakalanacağını onun için de bizi farklı yönlere çekip bir şeyler yapacaktı. Cuma saatinden sonra eşim geldi, herkese danıştı ve eşim bunda bir bit yeniği var dedi. Daha ararlar mı oldu, bitti” şeklinde konuştu.

“Tutuklu olmaları içimi rahatlatıyor”

18 Haziran’da ABD’de gerçekleşecek duruşma için konuşan Oğuz Murat Aci’nin eşi Şükriye Aci, “İade edilmelerini bekliyorum çünkü bir göz göze gelmek, onlarla karşılıklı konuşmayı çok isterim. Bir yanda da Amerika’da daha ağır şartlarda yargılanabilirler mi düşüncesi var. Şu an tutuklu olmaları içimi rahatlatıyor. Anladılar büyük ihtimalle yakalanacaklarını, son bir hani hamle yapmak istediler. Hiçbir şey değiştirmeyecek, bugüne kadar hiçbir şekilde yanımızda olmadılar, gerçekten pişmanlıklarını dile getirmediler. Bu saatten sonra da bize uzlaşma yapmalarının bir anlamı yok. Eşimin mezarına oğlumla beraber gittik, o yüzden çok fazla konuşmadım. Tekrar gideceğim, bugün bayram öncesi olduğu için oğlumu getirmek istedim. Ayrıca bu konu için gitmek istiyorum. Pars’ın yanında bu tarz konuları konuşmak istemiyorum çünkü anlıyor, etkilenmemesi adına baş başa konuşmayı tercih ederim. Babasının bize ulaşması ile aynı aslında son çıkış olarak bir girişimleri olmuş. Öyle rahat rahat, pişkin pişkin gülüp geziyorlardı. Bundan sonra bakalım ne yapacaklar, onlara büyük bir ders olacak, nezarette kalmak bile onlara büyük bir zulüm, şu anda bu konuda mutluyum. Bu olay olmasaydı her şey çok farklı olacaktı. Ailecek bayrama girecektik, Babalar Gününü kutlayacaktık. Bu ve bundan sonraki hiçbir babalar gününü kutlayamayacağız. İstedikleri kadar ceza alsınlar, bizden aldıkları, çaldıkları mutlu günleri veremeyecekler” şeklinde konuştu.

Eylem Tok ile Op. Dr. Bülent Cihantimur’un 17 yaşındaki oğlu T.C. iddiaya göre 1 Mart 2024’te Kemerburgaz’da kullandığı lüks otomobille bozulan ATV’lerini yol kenarına çeken kişilere çarpıp Oğuz Murat Aci’nin (29) ölümüne, 5 kişinin de yaralanmasına neden olurken annesi Eylem Tok tarafından Mısır’a oradan da ABD’ye kaçırılmıştı.

Hasibe Karadağ - Emre Baba



Baba Özer Aci, oğlunun mezarını ziyaret etti: "Oğluma müjdeledim, rahat uyu diyebilmek çok güzel"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Fıstık fiyatları arttı: Sahtekarların kullandığı gıda boyası ve bezelyeye dikkat Son günlerde toz Antep fıstığının kilogram fiyatının 3 bin lirayı aşması, dolandırıcıları hareketlendirdi. Fıstıklı tatlılarda gıda boyası ve bezelye kullanılmasına karşı vatandaşları uyaran tatlıcı Zeynep Geyik, "Ucuz tatlı yiyeyim derken sağlığınızdan olmayın" dedi. Son dönemde Antep fıstığının kilogram fiyatının 3 bin lirayı aşması, bazı sahtekarları da harekete geçirdi. Artan fiyatları fırsata çevirmek isteyen kötü niyetli kişilerin, fıstıklı tatlılarda gerçek Antep fıstığı yerine bezelye, yer fıstığı kırığı ve yoğun gıda boyası kullandığına dikkat çekiliyor. Görünüm ve renk üzerinden tüketiciyi yanıltan bu yöntemlerin hem ekonomik aldatma hem de halk sağlığı açısından ciddi risk taşıdığı belirtiliyor. Adanalı tatlıcı Zeynep Geyik, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı’na konuştu. Özellikle baklava ve fıstıklı tatlılarda taklit ve tağşiş riskini yükselttiğini ifade eden Geyik, bazı işletmelerin maliyeti düşürmek için bezelye, yer fıstığı kırığı ve yoğun gıda boyası kullandığını söyledi. Bu tür ürünlerin gerçek fıstık görünümü vermek için boyandığını aktaran Geyik, tüketicilerin dikkatli olması gerektiğini vurguladı. Güvenilir ve bilinen işletmelerin tercih edilmesini öneren Geyik, "Aşırı ve bilinçsiz gıda boyası tüketimi mide-bağırsak rahatsızlıkları, alerjik reaksiyonlar ve uzun vadede farklı sağlık problemlerine neden olabilir" ifadelerini kullandı. Vatandaşlara çağrıda bulunan Geyik, "Kaliteli fıstığın maliyeti bellidir. O sebeple ucuz tatlı alıp sağlığınızdan olmayın. Ucuz tatlı sağlığınızdan eder. Yeni yılda da tatlı alırken ucuza kaçmayın" dedi.
Adana Çöpleri belediye yerine gönüllüler topladı Adana’nın Çukurova ilçesinde çevre kirliliğine dikkat çekmek isteyen gönüllüler, bir araya gelerek çöp topladı. Gönüllüler belediyenin yapmadığı işi kendilerinin yaptığını aktarırken, "Adana maalesef Türkiye’nin en pis şehirlerinden biri haline geldi" dedi. Merkez Çukurova ilçesinde Seyhan Nehri kenarında kirliliğe dikkat çekmek isteyen çevre dostu gönüllüler, bir araya gelerek çöp toplama etkinliği düzenledi. Kurulan gönüllü platformun çağrısına kulak veren vatandaşlarda alana gelip temizlik yaparak çevreye sahip çıktı. Gönüllüler, hem yetkililere hem de vatandaşlara seslenerek çevreye sahip çıkılması çağrısında bulundu. "Yetkililer görevini yapsın, halkımız da çevreyi kirletmesin" mesajı ise etkinliğin ortak talebi oldu. "Adana maalesef Türkiye’nin en pis şehirlerinden biri haline geldi" Gönüllüler adına konuşan Akif Temel Kuran, Adana’nın sahip olduğu güzelliklere rağmen ciddi bir çevre kirliliğiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, "Adana maalesef Türkiye’nin en pis şehirlerinden biri haline geldi. Oysa en güzel şehirlerden biri. Bu durum hem halkın bilinçsizliğinden hem de belediyenin yetersizliğinden kaynaklanıyor" dedi. Yaklaşık 100 torba çöp topladıklarını ifade eden Kuran, belediyeden yalnızca çöp poşeti desteği aldıklarını belirterek, "Biz halk olarak elimizden geleni yapıyoruz ama topladığımız çöpleri götürecek bir yerimiz yok. Belediyenin gelip bu çöpleri alması gerekiyor" sözleriyle yetkililere çağrıda bulundu. Gönüllülerden Selahattin Menteşoğlu ise yıllardır çevre temizliği konusunda bireysel çabalar gösterdiklerini, şimdi ise gençlerle birlikte daha organize hareket ettiklerini söyledi. Menteşoğlu, "Amacımız Adana’nın temiz olması. Tamamen temizleyemeyeceğimizi biliyoruz ama bizi görenlerin çevre duyarlılığının artmasını istiyoruz. Hem halk hem de belediye sorumluluk almalı" diye konuştu. "Adana adeta çöp kente döndü" Etkinliğe oğlu ile katılan Elif Nur Özdoğan, "Milletin atıp bıraktığı çöpleri topluyoruz. Küçük bir hareket ama umarım çoğalırız. Adana adeta çöp kente döndü, bu bizi çok üzüyor" ifadelerini kullandı. Ahmet Remzi Özdoğan ise, "Buranın kirlenmesini istemiyorum. Atılan çöpleri topluyorum" diyerek duygularını dile getirirken Nuri Erzi, "Adana için çalışan bu küçük ama güzel ekibe katkı sağlamak istedik. Tüm esnafın bu konuda duyarlı olmasını istiyoruz. Temiz bir ülke ve gelecek herkes için şart" ifadelerini kullandı.
Hakkari Kırgız gelin ve Yüksekovalı damadın kargoda başlayan aşkı mutlu sonla bitti Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yaşayan Halim Batmaz, İstanbul’da bir kargo şubesinde tanıştığı Kırgızistan uyruklu Aidana Kabylbekova ile dondurucu soğuğa rağmen düzenlenen görkemli bir düğünle dünya evine girdi. Yüksekova ilçesi sınırları aşan bir aşk hikayesine ev sahipliği yaptı. İstanbul’da çalıştığı dönemde bir kargo şubesinde Kırgızistanlı Aidana Kabylbekova (27) ile tanışan Halim Batmaz (33), 6 yıllık birlikteliklerini evlilikle taçlandırdı. Çiftin tanışma hikayesi, Batmaz’ın ticaretle uğraştığı dönemde Kabylbekova’nın çalıştığı kargo şubesine gitmesiyle başladı. Zamanla ilerleyen arkadaşlık, ailelerin de onay vermesiyle resmiyete döküldü. İstanbul’da yapılan nişan töreninin ardından çift, ilk düğün merasimi için Yüksekova’yı tercih etti. Güngör Mahallesi’ndeki bir düğün salonunda gerçekleştirilen tören, bölgedeki dondurucu soğuklara rağmen yoğun katılımla yapıldı. Yöre geleneklerine göre yapılan düğünde, Kırgız gelin Aidana Kabylbekova’nın yöresel halaylara eşlik etmesi renkli görüntüler oluşturdu. "Aşk engel tanımaz" mesajı veren çiftin mutluluğuna, çok sayıda davetli ortak oldu. Düğün töreninde mutluluğunu dile getiren gelin Aidana Kabylbekova, her iki kültürün geleneklerini de yaşatmak istediklerini belirterek şunları kaydetti: "6 ay önce İstanbul’a geldim ve kargo sektöründe çalışmaya başladım. Orada tanıştık, konuştuk ve evlilik kararı aldık. Nişanımızı İstanbul’da, ilk düğünümüzü ise Yüksekova kültürüne uygun şekilde burada yaptık. İkinci düğünümüzü kendi ülkemde, Kemin şehrinde gerçekleştireceğiz. Çok mutluyuz" dedi. Damat Halim Batmaz ise uluslararası ticaret yaparken eşiyle tanıştığını vurgulayarak, "Kara kışa rağmen çok güzel bir düğünle dünya evine girdik. Ailelerimizin desteğiyle bu mutlu günü yaşıyoruz. Allah tüm misafirlerimizden razı olsun" ifadelerini kullandı. Çift, Yüksekova’daki törenin ardından ikinci düğün merasimi için Kırgızistan’a gitmeye hazırlanıyor.