EKONOMİ - 07 Kasım 2025 Cuma 16:05

Bakan Kacır: "Türkiye’nin yıllık Ar-Ge harcamaları 19,9 milyar dolara yükseldi"

A
A
A
Bakan Kacır: "Türkiye’nin yıllık Ar-Ge harcamaları 19,9 milyar dolara yükseldi"

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Türkiye yılda 37 milyar doların üzerinde otomotiv ihracatı, 30 milyar doların üzerinde kimya ihracatı ve 28 milyar dolar düzeyinde makine ihracatı olan bir ülke. Türkiye bugün ticari araç üretiminde Avrupa’da bir numara. Türkiye’nin Ar-Ge harcamaları bu dönemde 1 milyar 200 milyon dolardan, yıllık Ar-Ge harcamalarımız, 19,9 milyar dolara yükseldi. dünyanın en büyük Startup merkezi, teknoloji girişimciliği merkezi, Terminal İstanbul markasıyla Atatürk Havalimanı’nda inşallah kurulmuş olacak ve inşallah birinci fazın açılışını da 2026’da gerçekleştireceğiz" dedi.



Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, İstanbul’da Altınbaş Üniversitesi 2025-26 Akademik Yılı Açılışı ve Altınbaş Teknopark Açılış Töreni’ne katıldı. Türkiye’nin son 22 yıllık dönemdeki Ar-Ge faaliyetlerine değinen Bakan Kacır, "Türkiye’nin Ar-Ge harcamaları bu dönemde 1 milyar 200 milyon dolardan, yıllık 19,9 milyar dolara yükseldi. Milli gelirden Ar-Ge’ye ayırdığımız pay binde 5’ten yüzde 1,46’ya yükseldi. Özel sektör Türkiye’de Ar-Ge’nin öncüsü haline geldi. Toplam Ar-Ge harcamalarının yüzde 29’u özel sektörünken, şimdi yüzde 65’i özel sektör tarafından yapılıyor. Türkiye’nin Ar-Ge insan kaynağı 10 mislini aştı. 2002’de 29 bindi Türkiye’nin Ar-Ge insan kaynağı, geçtiğimiz yıl 310 bine erişti. Türkiye adeta bir Ar-Ge ordusu inşa etmiş oldu" dedi.



"Bugünün dünyasında küresel ticaret eskisi kadar serbest değil"


Türkiye’nin 2000’li yılların başından itibaren Milli Teknoloji Hamlesi yolculuğuna çıktığını vurgulayan Bakan Kacır, "Milli Teknoloji Hamlesi, Türkiye’nin kritik teknolojilerde tam bağımsız olma yolculuğudur. Bu belki 2000’li yılların başında herkesin çokça kolaylıkla anlayabildiği ya da anlamlandırabildiği bir süreç değildi. Çünkü o dönemlerde küreselleşme, liberal ekonomi, serbest ticaret bugüne kıyasla çok daha güçlü kavramlardı. Teknolojinin yerlisi, teknolojinin millisi olur mu, olmaz mı niçin teknolojinin yerlisinin peşinde olalım ki, en ucuzu, en erişilebilir olanı hangisiyse onu alıp kullanalım" yaklaşımı sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada çok daha fazla geçerliydi. Fakat geride kalan 20-25 yıllık dönemde, özellikle son 10 yılda, bütün bu resim bütün dünyada değişti. Bugünün dünyasında küresel ticaret eskisi kadar serbest değil. Her geçen gün daha fazla korumacılık var. Şimdi artık teknoloji ihracatının da kısıtlandığı, kritik teknolojileri kimsenin kimseyle paylaşmadığı, herkesin kendi topraklarına yeniden üretimi çekmek için çaba gösterdiği başka bir dünya resmiyle karşı karşıyayız" şeklinde konuştu.



"Türkiye kendi kritik ihtiyaçlarını kendi imkanlarıyla karşılayan bir ülke olma yolunda gelişme kaydetti"


40 yıla yakın zamandır terörle mücadele ettiklerini ifade eden Kacır, "Bu mücadelemizde ihtiyaç duyduğumuz sistemleri, savunma sanayii ürünlerini, platformlarını müttefik olduğumuz, aynı ittifakın içinde olduğumuz dostlarımızın çoğu zaman bizimle paylaşmadığına, parasını ödediğimiz sistemleri dahi bize vermekten imtina ettiklerine çokça şahit olduk. Dolayısıyla biz anladık ki yani dünyanın bugün anladığını biz daha erken vakitte anladık ki teknolojinin yerlisi, millisi önemli olmanın da ötesinde hayatiymiş. Ancak teknolojik kabiliyetleriniz varsa bütün bu mücadelede ihtiyaçlarınızı görme imkanına sahip olabilirmişsiniz. Bunun yanında teknolojide bağımsız olmaksızın ekonomide bağımsızlık mümkün değil. Ekonomik bağımsızlık olmaksızın da siyasi bağımsızlık mümkün değil. Türkiye bütün bunları erken fark etmiş oldu. Ama 2000’li yıllardan itibaren, Sayın Cumhurbaşkanımızın gerçekten güçlü iradesiyle Türkiye kendi kritik ihtiyaçlarını kendi imkanlarıyla karşılayan bir ülke olma yolunda muazzam bir gelişme kaydetti. Savunma sanayiinin öncülüğünde başlayan Milli Teknoloji Hamlesi, Türkiye’nin hem bağımsızlığını güçlendirdi hem de toplumsal refahının artmasına vesile oldu" ifadelerini kullandı.



"Türkiye bugün ticari araç üretiminde Avrupa’da bir numara"


Türk sanayisinin bugün pek çok alanda dünyanın en önemli üretim güçlerinden biri olduğunu belirten Kacır, "Türkiye yılda 37 milyar doların üzerinde otomotiv ihracatı olan bir ülke artık. 30 milyar doların üzerinde kimya ihracatı olan bir ülke. 28 milyar dolar düzeyinde makine ihracatı olan bir ülke. Türkiye bugün ticari araç üretiminde Avrupa’da bir numara. Demir çelik üretiminde Avrupa’da bir numara. Güneş paneli üretiminde Avrupa’da bir numara. Askeri sınıf insansız hava aracı üretiminde dünyada bir numara. Dolayısıyla büyük bir üretim gücüyüz. Özellikle 2002 ile bugünü kıyasladığımızda her alanda üretim kapasitemizi artırdığımızı, kimi alanlarda 2 misli, 3 misli, kimi alanlarda 10-15 misli daha fazla üretim ve ihracat yapabilen bir ülke olmayı başardığımızı görüyoruz. Türkiye’de 2000’li yılların başında otomobil fabrikaları vardı ama yılda yapılan otomobil üretimi yaklaşık 350 bin düzeyindeydi. Geçtiğimiz yıl Türkiye’de 1 milyon 400 bin araç üretildi. Türkiye’de beyaz eşya üretimi yine vardı ama yılda 6 milyon adet düzeyindeydi. Geçtiğimiz yıl Türkiye’de 32 milyon beyaz eşya üretildi. Demir çelik üretimi aynı dönemde 2 mislini aştı. Bütün sektörlere baktığımızda Türkiye’nin 2002’den bu yana muazzam bir gelişmeyle üretim kapasitesini büyüttüğünü görmemiz mümkün" dedi.



"Türkiye’nin Ar-Ge harcamaları 1 milyar 200 milyon dolardan yıllık 19,9 milyar dolara yükseldi"


Türkiye’nin ihracat rakamlarına değinen Kacır, "2002 yılında Türkiye’de yüksek ve orta yüksek teknolojili ürünlerin toplam ihracatı 10 milyar dolar düzeyindeydi. Son 12 ayda Türkiye 109 milyar dolara yakın yüksek ve orta yüksek teknolojili ürün ihracatı gerçekleştirdi. 11 misline çıktı Türkiye’nin yüksek ve orta yüksek teknolojili ürün ihracatı. Son 15 yılda bütün diğer ürün gruplarıyla mukayese ettiğimizde Türkiye’yi esas sürükleyenin, teknoloji seviyesi yüksek ürünlerde üretim kabiliyetini artırmak olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla Türkiye’nin bütün bu hikayesinin arkasında aslında son 22 yıllık dönemde Ar-Ge’de elde ettiğimiz kabiliyetler var. Türkiye’nin Ar-Ge harcamaları bu dönemde 1 milyar 200 milyon dolardan, yıllık 19,9 milyar dolara yükseldi. Milli gelirden Ar-Ge’ye ayırdığımız pay binde 5’ten yüzde 1,46’ya yükseldi. Özel sektör Türkiye’de Ar-Ge’nin öncüsü haline geldi. Toplam Ar-Ge harcamalarının yüzde 29’u özel sektörünken, şimdi yüzde 65’i özel sektör tarafından yapılıyor. Türkiye’nin Ar-Ge insan kaynağı 10 mislini aştı. 2002’de 29 bindi Türkiye’nin Ar-Ge insan kaynağı, geçtiğimiz yıl 310 bine erişti. Türkiye adeta bir Ar-Ge ordusu inşa etmiş oldu" şeklinde konuştu.



"Atatürk Havalimanı, Terminal İstanbul ile teknoloji girişimciliğinin kalbi olacak"


Teknoloji girişimlerinin dünyayı hızla dönüştürdüğünü vurgulayan Kacır, "Bugün dünyada hakkında konuştuğumuz yeniliklerin pek çoğu 5, 10, 20 yıl içinde kurulmuş şirketlerden doğdu, ortaya çıktı ve dünyaya sunuldu. Bugün pek çoğumuzun telefonunda artık uygulama olarak bulunan yapay zeka programlarını yapan şirketlerin ismini çoğumuz 10 yıl önce bilmiyorduk. 10 yıl önce bu şirketlerin çoğu da yoktu. Dolayısıyla bu yenilikle yeni girişimler arasında çok güçlü bir ilişki var. Biz bu konuda aslında şanslı bir ülkeyiz. Çünkü şöyle çok genel bir istatistik de var dünyada: Yeniliği gençler doğuruyor. Yenilikleri gençler oluşturuyor. Biz de bu anlayışla teknoloji girişimciliğini güçlendirmek, büyütmek için gayret gösteriyoruz. Bir yandan bütün mevzuatımızı, regülasyonumuzu girişimci dostu haline getiriyoruz. Eski terminal binalarının tamamını Teknopark ilan ettik ve dünyanın en büyük Startup merkezi, teknoloji girişimciliği merkezi, Terminal İstanbul markasıyla Atatürk Havalimanı’nda inşallah kurulmuş olacak ve inşallah birinci fazın açılışını da 2026’da gerçekleştireceğiz" diyerek sözlerini tamamladı.



Bakan Kacır: "Türkiye’nin yıllık Ar-Ge harcamaları 19,9 milyar dolara yükseldi"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Bakan Yardımcısı Eminoğlu, Muş’ta sporun geleceğini gençlerle konuştu Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Enes Eminoğlu, Muş Spor Lisesi’ndeki öğrencilerle bir araya geldi. Muş Spor Lisesi Öğrencileriyle Söyleşi programı kapsamında buluşan Eminoğlu, Sultan Alparslan’ın şehrinde olmaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade etti. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın birkaç ay öncesinde Muş’ta milli sporcularla bir araya geldiğini söyleyen Eminoğlu, "Özellikle spor lisemizde genç arkadaşlarımızla buluşmak istedik. Dereceye giren arkadaşlarımıza yürekten tebrik ediyorum. Biz bu buluşmalarda sizleri dinlemek istiyoruz. Sizlerden gelen geri dönüşleri, sizlerin önerileri, katma değerleri, eleştirileri varsa onları dinlemek istiyoruz. Gerçekten spor anlamında Türkiye son 20 yılda, çok büyük şansımız var, Sayın Cumhurbaşkanımız sporu seviyor, futbolu seviyor, bütün branşları seviyor. Medyadan takip ederseniz her ay başarılı olan dünya şampiyonlarımızı külliyede misafir ediyor. Dünyada sporu böyle yakından takip eden ve seven belki nadir cumhurbaşkanlarından biri. Muş’ta, Bitlis’te, Van’da, 81’in tamamında sporda sessiz bir devrim yaşandı. Bugün baktığımızda spor tesisleri, yüzme havuzları, gençlik merkezlerimiz var" dedi. "Son 20 yılda, 200 yıllık iş yapıldı" Eminoğlu, "2002’de yurt kapasite sayısı 100 bindi, şimdi 1 milyonu geçti. Gençlik Merkezi sayısı 9’du, 600’e yaklaştı. Son 20 yılda, 200 yıllık iş yapıldı. Burada Sayın Cumhurbaşkanımızın gençlere verdiği değerin en büyük karşılığıdır. Balkanlar, Avrupa, dünya ve olimpiyatlara katılacak arkadaşlarımız bu sıralardan çıkacak. Ülkemizi en güzel şekilde temsil edecekler ve bayrağımızı göndere çekeceksiniz. İstiklal Marşı’mızı bütün dünyaya okuyacaksınız. O yüzden yaptığınız iş çok önemli arkadaşlar. Diğer genç arkadaşlarımıza rol model oluyorsunuz. Bu büyük bir emek, büyük bir özveri. O yüzden her birinizi hayranlıkla tebrik ediyorum. İnşallah daha güzel başarılar da imza atacaksınız. Bu ülkede sporda sessiz bir devrim yaşandı. Hala da devam ediyor. Yatırımlar, tesisler her alana gittiğinizde Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın özellikle yatırımları görünüyor. Havuzlar, sentetik sahalar, basketbol salonları, atletizm pistleri, statlar vesaire baktığımızda doğusu, güneyi, batısı, kuzeyi tamamen tesislerle çevrilmiş vaziyette. Bu oranları da artırmamız lazım. Spor ile meşgul olan gençler, dijital, madde ve diğer bağımlılıkta önleyici faktör olarak bir rol oynuyorsunuz. Ben her birinizi tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı. "Spor lisesinde geçtiğimiz dönemde ilimizin gururu oldular" Muş Valisi Avni Çakır da, Muş’un genç ve dinamik nüfus yapısının sporu doğal olarak ön plana çıkardığını belirterek, ilde sporun hem eğitimle hem de sosyal hayatla bütünleştiğini ifade etti. Vali Çakır, "Hem ilimizdeki gençlerimizin beklentileri, hayalleri, hem Muş’un spordaki konumu, durumu, hem ihtiyaçları çok güzel bir söyleşi olmuştu. Muş bir öğrenci şehri. Türkiye’nin en genç nüfuslarından birine sahip bir ilimiz. Nüfusumuz yaklaşık 400 bin. Bunun 200 bini 22 yaş altı diye söyleyebiliriz. Genç yoğun nüfusuna sahip olunca da bu da spor demek. Hem eğitimde hem de sporda çok güzel adımlar atıldı. Spor lisesinde geçtiğimiz dönemde ilimizin gururu oldular. Diğer branşlarda sporcu kardeşlerimiz var. Çok tercih edilen okulumuz. Sporla bütünleşmiş bir şehir. Spor yatırımları anlamında da çok iyi bir imkanlara sahibiz. Özellikle spor alanının güzel yatırılar yaptığı için teşekkür ediyoruz. Amacımız gençleri yarınlara çok daha güçlü bir şekilde hazırlamak" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından sporcuların talep ve önerileri dinlendi. Söyleşiye, Muş Gençlik ve Spor Müdürü Yusuf Kılıç, İl Milli Eğitim Müdürü Abdulkadir Altay ve sporcular katıldı.