EKONOMİ - 10 Nisan 2025 Perşembe 17:02

Bakan Şimşek: "Enflasyonu düşürmeyi başaracağız"

A
A
A
Bakan Şimşek: "Enflasyonu düşürmeyi başaracağız"

Küresel alanda yaşanan dalgalanmaların büyüme üzerinde aşağı yönlü riskler oluşturabileceğini belirten Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Buna rağmen kamu maliyesinde harcama disiplini sağlayacağız, enflasyonu düşürmeyi başaracağız. Enflasyon beklentisi bu yıl sonu için yüzde 20’lerin ortası olduğu görünüyor. 2026’da yüzde 10’lara, sonraki yıl ise tek hanelere düşmesini bekliyoruz" dedi.



Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından İstanbul’da düzenlenen "Yükselen Pazarlar Forumu" kapsamında OECD Türkiye İnceleme Raporu’nun tanıtım etkinliğine katıldı. Bakan Şimşek, Türkiye’nin emsallerine göre performansını değerlendiren bağımsız analizlerin yer aldığı inceleme raporunu ve raporda bulunan önerileri memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Şimşek, rapordaki bazı önerilerin mevcut programda zaten uygulandığını belirterek, ilk hedefin "Güçlü, sürdürülebilir ve yüksek büyümenin temellerini atmak" olduğunu vurguladı.



Uygulanan programın temel unsurlarından birinin fiyat istikrarını sağlamak ve enflasyonu düşürmek olduğunu söyleyen Şimşek, enflasyonla mücadelede önemli ilerleme kaydedildiğini, ancak hedefe ulaşmanın zaman alacağını belirtti.



"Mali disiplin çabamız, borç sürdürülebilirliği endişesinden değil, Merkez Bankasına enflasyonla mücadelede destek sağlama isteğimizden kaynaklanıyor"


Kamu borç stokunun milli gelire oranının yüzde 25’in altında olduğunu belirten Mehmet Şimşek, "Mali disiplin çabamız, borç sürdürülebilirliği endişesinden değil, Merkez Bankasına enflasyonla mücadelede destek sağlama isteğimizden kaynaklanıyor. Mali disiplin ayrıca, yapısal uyum için kaynak oluşturmak ve yapısal reformları hayata geçirmek için de önemli. Enflasyon beklentisi bu yıl sonu için yüzde 20’lerin ortası olduğu görünüyor. 2026’da yüzde 10’lara, sonraki yıl ise tek hanelere düşmesini bekliyoruz. Merkez Bankası Başkanı ve ekibi, para politikasında doğru yönde adımlar atarak harika bir iş çıkardı. Bu, OECD Genel Sekreteri Mathias Cormann tarafından da vurgulandı. Parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkileri olduğunu biliyoruz. Negatif mali etkiyi sürdürüyoruz. Gelir politikaları bu yıl daha destekleyici olacak. Yönetilen ve yönlendirilen fiyatlar ya enflasyon hedefinin altında ya da ona paralel ayarlanıyor. Arz yönlü tedbirlere de hız kazandırıyoruz. Özellikle konut ve gıda arzını artırma ve yeşil dönüşüm gibi alanlarda bazı önlemler alınmış durumda" şeklinde konuştu.



"Enflasyonu düşürmeyi başaracağız"


Son dönemde küresel alanda yaşanan dalgalanmaların büyüme üzerinde bazı aşağı yönlü riskler oluşturabileceğini ve bu durumun da gelir performansını etkileyebileceğini söyleyen Şimşek, "Buna rağmen kamu maliyesinde harcama disiplini sağlayacağız. Gelir üzerinde doğrudan kontrolümüz yok, ancak büyüme beklentisi düşük olsa da bu durum iç talebi ve dolayısıyla enflasyonu aşağı çekecektir. Yani sonuç olarak enflasyonu düşürmeyi başaracağız. OECD’nin kadınların işgücüne katılımı artırma önerisini çok değerli buluyoruz. Dünya genelinde doğurganlık oranları düşüyor, Türkiye’de buna dahil. Çalışma çağındaki nüfusumuz 2035’e kadar artmaya devam edecek ama artış hızı yavaşlayacak. Bu nedenle kadın işgücüne katılımı artırmalıyız. Şu an bu oran yüzde 36 civarında. OECD ortalaması yüzde 67" diye konuştu.



Kadınların işgücüne katılımı için hayata geçirdikleri düzenlemelerden bahseden Şimşek, ebeveyn izni süresini uzatmak için çalıştıklarını, aile yardım desteğinde atılan adımları, okul öncesinden doktora seviyesine kadar eğitimin ve sağlık hizmetlerinin ücretsiz olduğunu anlattı.



"Hedefimiz yenilenebilir enerjiye 10 yılda en az 100 milyar dolarlık yatırım yapmak"


Yeşil dönüşümün kendileri için bir tercih değil zorunluluk olduğunu belirten Şimşek, "Son 25 yılda petrol ve doğal gaz ithalatı için yaklaşık 1 trilyon dolar ödedik. Bu miktar, aynı dönemdeki toplam cari açığımızın 1,5 katı. Bu nedenle makrofinansal istikrar için fosil yakıtlara ve ithalata bağımlılığı azaltmak hayati önemde. Geçen yıl Türkiye’nin elektrik üretiminin neredeyse yarısı yenilenebilir kaynaklardan geldi. Hedefimiz, önümüzdeki 10 yıl içinde en az 100 milyar dolarlık yatırım yaparak bu oranı yüzde 70’e çıkarmak. Mecliste İklim Kanunu Tasarısı var. Bu yıl onaylanmasını umuyoruz. Fiber altyapı, 5G, büyük veri merkezleri ve milli GPS çalışmaları devam ediyor. insan kaynağının yetkinliğinin artırılmasına yönelik çalışmalar sürüyor" dedi.



"Son 20 yılda altyapıya yaklaşık 300 milyar dolar yatırım yaptık"


Rekabet olmadan verimliliğin de olmayacağını belirten Şimşek, "Bu nedenle küresel entegrasyon ve bölgesel ticaret anlaşmaları çok önemli. AB ile Gümrük Birliği’nin kamu alımları, hizmetler ve tarımı da kapsayacak şekilde güncellenmesini istiyoruz. Son 20 yılda altyapıya yaklaşık 300 milyar dolar yatırım yaptık. Kara yolu ve havalimanı yatırımlarını büyük ölçüde tamamladık. Şu anda en öncelikli konumuz, verimliliği artıran altyapı yatırımları, yani demir yolları. Neden mi? Çünkü bu, karbon salımını azaltmamıza yardımcı olacak. Ayrıca rekabet gücümüzü de artıracak" diyerek sözlerini tamamladı.



Mehmet Şimşek, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Türkiye İnceleme Raporu Tanıtımı’nın ardından gazetecilerin, Trump’ın açıklamaları sonrası Brent petroldeki gelişmelere ilişkin sorularını yanıtladı. Şimşek, "Brent petrol 65 doların altında kalırsa yıl sonu enflasyonu, hedefin yaklaşık 1 ile 1,6 puan altında olur. Petrol fiyatları bu seviyede devam ederse cari açık da milli gelire oranla yüzde 1,5 seviyesinin altına düşebilir" ifadelerini kullandı.



Bakan Şimşek: "Enflasyonu düşürmeyi başaracağız"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Balıklı Rum Hastanesi ihbarda bulunmuştu: "Sahte reçete" soruşturması tamamlandı İstanbul’da bulunan Balıklı Rum Hastanesi Çocuk Psikiyatrisi bölümünde, usulsüz reçete düzenlenerek, muayene olmayan hastaların tedavi edilmiş gibi gösterip, SGK’nın ve hastanenin zarara uğratıldığı iddiasına ilişkin, yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, bir sanık hakkında, 46 yıla kadar, 4 sanık hakkında ise 26’şar yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. Balıklı Rum Hastanesi’nde, çocuk psikiyatri doktoru Prof. Dr. A.E. ve tıbbi sekreter N.D. ile bir eczanede kalfa olarak çalışan R.Ç. başta olmak üzere 16 şahsın, sahte reçete düzenleyerek Balıklı Rum Hastanesini zarara uğratıldığı, konun ise hastane tarafından yapılan iç denetimde ortaya çıktığı olaya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Soruşturma kapsamında geçtiğimiz günlerde yapılan operasyon neticesinde, 6 şüpheli gözaltına alınmış, bu şüphelilerden 3’ü tutuklanmıştı. Konuya ilişkin, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca hazırlanan 157 sayfalık iddianamede; Balıklı Rum Hastanesi Vakfı ‘müşteki’, 18 kişi ‘mağdur’, 16 kişi ‘müşteki’, 5 şahıs ise ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldı. İddianamede, tıbbi sekreter N.D. ve eczacı kalfası R.Ç. diğer sanıkların da içinde olduğu sahte reçeteler düzenlenmek suretiyle resmi evraklarda sahtecilik yapıldığı, müşteki hastane başta olmak üzere bir çok kişi ve kuruma zarar verdiği, Balıklı Rum Hastanesi Vakfı’nın kendi kurum bünyesinde yapmış olduğu iç denetim sonucunda; hastanede "Çocuk Psikiyatristi" olarak görev yapan sanık Prof.Dr. A.E. ve tıbbi sekreter sanık N.D.’nin, dışarıdan eczacılar ile anlaşarak, kimlik kontrolü yapmadan hastayı muayene ettikleri, resmi evrak düzenledikleri, hastaneye gelen kişi adına SGK sisteminde sorun olmadığı halde "Sistemde Problem Var"mazeretiyle kayıt açmadan işlem yaptıkları ve yeşil ile kırmızı reçete düzenledikleri, bunun sonucunda da kamu kurumlarını zarara uğrattıkları belirtildi. "SİSTEM YOKTUR" kaşesi vurularak SGK zarara uğratıldı Protokol numaralarının çoğunda muayene olan hastanın değil, başkalarının kayıtlı olduğunun belirtildiği iddianamede, hastaların kayıtlı oldukları tarihte hastaneye hiç gelmedikleri, dolayısıyla hastaların hastanenin resmi sisteminde hiç bir kaydı olmadığı, dolayısıyla o kişi adına hastanede kaydı olan başka bir kişinin protokol numarasına yazılarak adına sahte reçete düzenlendiği, sisteme kaydedilmeyen hastalara usulsüz reçete verildiğinde; "Kişinin ne kadar ilaç alıp alamayacağı, sistemin buna izin verip vermediğinin görülmediği, "kırmızı ve yeşil reçeteli ilaçların fazla miktarda ve kayıtsız alındığının tespit edildiği, bazı hastaların belirli bir tarihten sonra hastane sistemine hiç kayıt olmadıkları, ancak bu hastalar adına yeşil ve kırmızı reçete düzenlenmeye devam edildiği aktarıldı. İddianamede, hastanenin maddi zarara uğradığı gibi hastaneye gelmeyen bu hastaların adına kendilerinden habersiz reçete düzenlenmesi sebebiyle bu kişilerin kimlik bilgilerinin izinsiz kullanıldığı, birçok hastaya hastanenin yoğun olduğu söylenerek, sanık Doktor A.E. tarafından, anlaşmalı olduğu bazı psikiyatristlere yönlendirilme yapılarak hastanenin maddi kayba uğradığı, hastane ve sağlık çalışanlarının normalde "dışarıda başka eczane, sağlık kurumu gibi yerler ile resmi ve uygun olmayan ilişki içine girmesi" yasak olduğu halde sanık Doktor A.E’nin sürekli olarak eczane kalfası R.Ç. tarafından reçete edilen ilaçlar getirildiği, bunun sonucunda da her ikisi arasında menfaat ilişkisi olduğu bilgisi yer aldı. Hazırlanan iddianamede, bazı hastalara "SİSTEM YOKTUR" kaşesi vurularak sisteme kayıt edilmeden çokça yeşil ve kırmızı reçeteye tabi ilaçların hastane adına reçete edildiği, SGK’nın maddi kayba uğramasına sebep olunduğu bilgisi yer aldı. İlaçları el altından farklı kişilere yüksek fiyatlardan satarak haksız kazanç elde ettikleri belirtildi Hazırlanan iddianamede, Doktor A.E.’nin, 2020 yılından beri hastanede çalıştığı, bir psikolojik danışmanlık merkezine yüzde 50 ortağı olduğu, bu merkezin 3 yöneticisinden de biri olduğu, ayrıca Doktor A.E.’nin eylemlerini hastane çalışanı N.D. ile birlikte hareket ederek gerçekleştirdikleri, sanıkların Balıklı Rum Hastanesine kayıt yaptırmayan ancak özel polikliniğe giden hastaların reçetesini hastane aracılığı ile SGK’ya fatura ettikleri, fatura edilen ve kırmızı ve yeşil reçetelere mahsus edilerek alınan ilaçları el altından farklı kişilere yüksek fiyatlardan satarak haksız kazanç elde ettikleri, yazılan usulsüz ilaçlardan dolayı temin edilen haksız kazancı diğer sanıkların aralarında paylaştıkları, bu ilaçları temin ederken Eczacı sanık A.H. ile ilaç mümessili sanık C.K.’nin iletişim kurarak ilaç temini yönünde birlikte hareket ettikleri, işlenen suç yönünden dosyadan bulunan tüm sanıkların iş birliği içerisinde hareket ettikleri aktarıldı. Sanıklar hakkında değişen oranlarda hapis talebi İddianamede, sanık A.H. hakkında, 5 suçtan 21 yıldan, 46 yıla kadar, sanık A.E. başta olmak üzere diğer sanıklar C.K., N.D. ve R.Ç. hakkında ise 11’er yıldan 26’şar yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. Hazırlanan iddianame Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.
Muş Muş’ta dolandırıcılık operasyonu: 5 tutuklama Muş’ta yatırım vaadiyle dolandırıcılık yaptığı belirlenen şüphelilere yönelik Muş’ta düzenlenen siber operasyonda 5 kişi tutuklandı. Muş İl Emniyet Müdürlüğüne yapılan müracaat üzerine başlatılan soruşturmada, müştekinin kendisini arayan şahıslar tarafından yatırım vaadiyle dolandırıldığı belirlendi. Müştekinin, iki ayrı şirkete ait banka hesaplarına 26 işlemde toplam 2 milyon 352 bin 382 TL para gönderdiği tespit edildi. Soruşturma kapsamında yapılan incelemelerde, söz konusu paraların farklı şahıslara ait banka hesaplarına aktarıldığı, bu hesaplardan kripto para platformlarına yönlendirilerek kripto varlık alımı yapıldığı ve kripto cüzdanlara transfer edildiği belirlendi. Muş İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince 25.12.2025 tarihinde gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonlarda, çeşitli illerde toplam 10 şüpheli yakalandı. Şüphelilerden 7’si adli işlemlerinin tamamlanması amacıyla ile getirilirken, 3 şüpheli ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. Bazı şüphelilerin adreslerinde bulunamadığı, bir kısmının ise yurt dışında olduğu tespit edildi. Şüphelilerin ikametlerinde yapılan aramalarda 13 cep telefonu, 6 SIM kart, 2 hard disk ve 1 hafıza kartı ele geçirildi. İle getirilen 7 şüpheli, 26.12.2025 tarihinde mevcutlu olarak adli makamlara sevk edildi. Şüphelilerden 1’i savcılıktan serbest bırakılırken, 1 şüpheli yurt dışı yasağı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 5 şüpheli ise tutuklanarak cezaevine teslim edildi.
Bayburt Bayburt’ta ’Liseler Arası Münazara Yarışması’ devam ediyor Bayburt İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen Liseler Arası Münazara Yarışması kapsamında ikinci münazara Aydıntepe Çok Programlı Anadolu Lisesi ile Bayburt Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri arasında gerçekleştirildi. Öğrenciler, eğitimde teknoloji ve insan ilişkisinin önceliğini tartıştı. Yarışmada, Aydıntepe Çok Programlı Anadolu Lisesi öğrencileri ’Eğitimde teknolojik araçlar öncelikli olmalıdır’ tezini savunurken, Bayburt Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri ise ’Eğitimde öğretmen-öğrenci ilişkisi öncelikli olmalıdır’ tezi üzerinden görüşlerini dile getirdi. Belirlenen tezler doğrultusunda gerçekleşen münazarada öğrenciler; eleştirel düşünme, etkili ifade ve akademik tartışma becerilerini sergileyerek nitelikli bir tartışma ortaya koydu. Öte yandan, yarışmanın ilk münazarası ise Bayburt Lisesi ile Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri arasında Çoruh Kültür Merkezi’nde düzenlenmişti. İlk münazarada Bayburt Lisesi öğrencileri ’Eğitimin öncelikli amacı değerler eğitimidir’ tezini savunmuş, Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri ise ’Eğitimin öncelikli amacı bilgi aktarımıdır’ tezi üzerinden görüşlerini paylaşmıştı. Liseler Arası Münazara Yarışması ile öğrencilerin kendini ifade etmesine ve akademik gelişimlerine katkı sunulması amaçlanıyor.