POLİTİKA - 26 Ekim 2015 Pazartesi 13:11

Başbakan Davutoğlu: “7 Haziran Sonrası Felaket Baykuşları Ortaya Çıktı”

A
A
A
Başbakan Davutoğlu: “7 Haziran Sonrası Felaket Baykuşları Ortaya Çıktı”

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 7 Haziran seçimleri sonrasında geçen zaman için “zaman laboratuvarı” benzetmesi yaparak, “Felaket baykuşları çıktı, karanlık psikolojileri ülkeye yaymak isteyenler. Bu felaket tellallığı, ülkeyi karamsar bir psikolojiye sokma çabası inşallah başarıya ulaşamayacak” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul’da Organize Sanayi Bölgeleri’nin yöneticileri ile kahvaltıda bir araya geldi. Davutoğlu, Fourpoints Hotel’de gerçekleşen toplantıda, sanayicilere hitap etti. Türkiye’nin 13 yıl içerisinde ekonomide büyük adımlar yaptığını söyleyen Davutoğlu, “Büyük başarılar elde ettik, rekorlar kırdık. Ekonomide elde etiğimiz başarıların mimarları sizlersiniz. Sanayi üretiminin olmadığı, reel sektörünün aktif olmadığı durumlarda ülkelerin nasıl ekonomik krizler içine girdiklerini görüyoruz. Hizmet sektörü önemlidir ama nihayette ülkenin üretimini, istihdamını sağlayan sanayileşme ve reel sektör alanıdır. Biz sizler için düzenlemeler yaptık ama sizlerin girişimci ruhunuz ve bu düzenlemelerden istifade eden cesur adımlarınız olmasa bu başarıları elde edemezdik. Hepinize teşekkür borçluyuz” diye konuştu.
“SİYASİ İSTİKRAR VARSA, EKONOMİK İSTİKRAR MÜMKÜN HALE GELİR”
Siyasi istikrar ve ekonomik istikrarın birbiri ile bağlantılı olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, “Siyasi istikrarı sağlarsak, ekonomik istikrar bizim işimiz. Siyasi istikrar varsa, ekonomik istikrar da mümkün hale gelir. Ama siyasi bir kaosa, hele hele bir güvenlik kaosuna düşerseniz ekonomik hayatın sürmesi mümkün değil. Ben Halep’teki reel sektörün ne kadar canlı olduğunu görmüştüm ama siyasi istikrarsızlığın o şehri ne hale getirdiğini gördük. Önemli olan mesele ülkede ekonomik istikrar ile siyasi istikrarı aynı anda sağlayacak durumun tesis edilmesi” şeklinde konuştu.
“7 HAZİRAN SONRASI FELAKET BAYKUŞLARI ORTAYA ÇIKTI”
7 Haziran sonrası Türkiye’de oluşan siyasi ortama vurgu yapan Davutoğlu, “7 Haziran’dan sonra bizim tutumuzu da, diğer partileri tutumunu da gördünüz. Bu 4 ay zaman laboratuvarı gibi oldu. Ülkenin güvenliği söz konusu olduğunda kimin elini taşının altına koyup koymadığını da gördünüz, Avrupa’da ekonomik kriz tırmanırken seyretmeye tercih edenleri de gördünüz. Vaatlerin nasıl hayata geçirileceği konusunda ellerinde ikna edici bir planlama yok. Karamsar bir tablo çiziyorlar. Türkiye’de bütün ekonomik faaliyetler durmuş gibi felaket tellallığı yapanlar var. Bazı çevreler ise istiyor ki Türkiye yönetim boşluğuna düşsün, kaos yaşansın ve onlara siyasi alanda yeni bir manevra alanı açılsın. Bizim için böyle bir hesap söz konusu değil. Siyasetin üslubu felaket tellallığı olmamalı. Siyaset üslubu milletin moralini bozmak değil, morali yükseltmek olmalı. Türkiye’nin son 13 yılı muhteşem bir yönetim tecrübesi sağladı. Felaket tellalları ki tabir olarak zikretmekten hoşlanmam ama felaket baykuşları çıktı, karanlık psikolojileri ülkeye yaymak isteyenler. Bu felaket tellallığı, ülkeyi karamsar bir psikolojiye sokma çabası inşallah başarıya ulaşamayacak” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN BÜYÜME MOTORU İNSAN KAYNAĞI VE DEMOKRASİSİDİR”
Dışişleri Bakanlığı döneminde başından geçen bir anıyı da sanayicilere anlatan Davutoğlu, “Biz doğal gaz veya petrol bulduğumuz içini değil, dışarıdan bize aktardıkları paralar dolayısıyla büyüyor değiliz. Avrupa’da bir konuşma yaptığımda önemli bir finans kuruluşunun yöneticisi ‘Türkiye dünya ekonomisi daralırken büyüyor, bunu nasıl sağlıyorsunuz’ dedi. Bizim çok büyük doğal gaz ve petrol kaynaklarımız yok, bize milyarlarca avro dışarından kaynak aktaran da yok fakat öyle bir kaynağımız var ki hiç tükenmiyor. İnsan kaynağı. Türkiye’nin gerçek büyüme motoru insan kaynağı ve demokrasisidir. Demokrasiyi korur, insan kaynağını harekete geçirirsek büyümemizi kime engelleyemez. Dıştan gelen kaynaklarla büyümeyi tercih etmedik. Tamamen Türkiye’ye has bir büyüme modeli gerçekleştirdik” dedi.
“ANAHTAR TESLİM FABRİKA VERECEĞİZ”
Başbakan Davutoğlu, hükümetin KOBİ’lere yönelik desteğinin önümüzdeki dönemde de devam edeceğinin altını çizerek şunları söyledi:
“Asgari ücreti bin 300 TL’ye çıkarıyoruz. Bunun üzerinde baskı olmamış için gerekli tedbirleri alacağız. Reel kesime ilave desteklerle bunu telafi etmeye çalışacağız. Bir genç arkadaş ilk defa işe girerse bir yıl maaşını devlet olarak biz vereceğiz. 51 ilimizde uygulanan sigorta indiriminde en az 10 işçi çalıştırma zorunluluğu vardı. Bu zorunluluğu kaldıracağız. Önümüzdeki dönem esnafa düşük faizli kredi uygulamamız devam ederken 30 bin liraya kadar faizsiz kredi desteği vereceğiz. İlerleyen dönemlerde taşınır malları da teminat olarak kullanabileceksiniz. Kredi üst limitlerinde vaade sürelerinde imalatçı KOBİ’lerle yeni düzenlemeler yapıyoruz. Emek yoğun sektörlerde sembolik kira karşılığında anahtar teslim fabrika vereceğiz. Diyelim proje sundunuz bu uygun görüldü ancak bunu yapacak sermaye yok. Anahtar teslim fabrikayı size teslim edeceğiz ve sembolik bir kira karşılığında yapacağız. Bunlar bazıları için devlete yük gelebilir aksine bu yolla bir sonraki aşamada bütçeye devlete katkı sağlayacağız. KOBİ’leşmeyi teşvik için gençlerimize yeni bir iş yeri kurmaları halinde 50 bin TL karşılıksız sermaye vereceğiz cansuyu olarak. Bu da yetmezse 100 bin TL faizsiz kredi vereceğiz. Bu da yetmez derse 3 yıl gelir vergisi almayacağız. Bu gençlere dönük bir teşvik ama 3 yıl sonra bu girişimcilerin yüzde 50’sinin girişim tutarsa önemli bir vergi imkanı geri dönüş sağlanacak. Her bir yeni girişimci yeni bir kişiyi istihdam ettiğinde kartopu gibi büyüyen bir istihdam imkanı oluşturacağız. Seçim beyannamemizde hiçbir husus bütçeye yük getiren hususlar değil, aksine ekonomini çarkını hızlandıran taahhütler. Muhalefet taahhütleri arasında fark bu. Anahtar teslim fabrika ile görünüşte devlet masraf yapar ama o fabrika ürettiği istihdam ile ülke ekonomisi başka bir evreye taşır.”
“EN BÜYÜK VAADİMİZ GÜVEN VE İSTİKRAR”
AK Parti’nin en büyük vaadinin güven ve istikrar olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Güven ve istikrar olmazsa devlet desteğinin süreceğinin garantisi olmaz. Sizler planlama yapamazsınız. Bir yatırımcı o yatırımdan verim almak isterse o ülkede ne kadar sürede geri dönüş alabileceğinden emin olması lazım. 13 yılda bu konuda hiç şüphe olmadı sakın ola 4 aylık geçici dönem zihinlerinizde şüphe uyandırmasın. Son 4 ayda ülkeyi yönetimsiz bırakmadık, bir taraftan terörle mücadele ettik, bir taraftan dolar ve avronun dalgalanmaları ile uğraştık. 1 Kasım’dan sona istikrarı devam ettireceğiz” diye konuştu.
“SAYIN KILIÇDAROĞLU SOSYAL HAYATIN İÇİNDE OLMADIĞI İÇİN BİLMİYOR”
Başbakan Davutoğlu Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Lideri Kılıçdaroğlu’nun Organize Sanayi Bölgelerine meslek liseleri kurma vaadini hatırlatarak, “Biz bunu yıllardır uyguluyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu tabii gelişmeleri takip edemediği için, sosyal hayatın içinde olmadığı için bilmiyor. Herhalde hiçbir Organize Sanayi Bölgesi’ni gezip bu imkanı görme şansında olmadı yoksa bu kadar iddialı vaatlerde bulunamazdı. Onların vaat ettikleri şeyleri ya biz gerçekleştirdik, ya da taahhüt olarak zikrettik. Vaatte ahit yok taahhüt de ahit var. Biz milletle ahitleştik. Seçim beyannamemizdeki her hususu uygulamaya koyduk” ifadelerini kullandı.
“EĞER BİR ŞİRKETTE ÜÇLÜ BİR YAPI VARSA VERİMLİLİK DÜŞER, ONUN İÇİN ‘TEK BAŞINA İŞ BAŞINA’ DİYORUZ”
Sözlerinin sonunda sanayicilerde 1 Kasım seçimleri için destek isteyen Davutoğlu, “1 Kasım çok önemli. Bunu siyasi bir kaygı ile ifade ediyor değilim. Türkiye’nin ateş çemberi içinde, küresel kriz içinde yoluna devamı için istikrar şart. İstikrar içinde kalkınma ancak ve ancak ülke potansiyelinin tümünü hayata geçirerek söz konusu olabilir. Eğer bir şirkette ikili üçlü yapı olursa verimlilik düşer. Nihai istişareler yapılır ama bir yönetim kurul vardır. Türkiye’de de 90‘lı yıllarda parçalı yönetimin koalisyonlarla ne kadar enerji kaybettirdiğine şahitsiniz. Onun için tek başına iş başına diyoruz biz” açıklamalarında bulundu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri İl Müftüsü Durmuş Ayvaz: "Üç aylara kavuşmanın huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz" İl Müftüsü Durmuş Ayvaz; İslam aleminin manevi iklimi olan Üç Aylar’ın başlangıcı ve Regaib Kandili vesilesiyle bir mesaj yayımladı. Üç aylara kavuşmanın huzuru ve mutluluğunun yaşandığını aktaran Müftü Durmuş Ayvaz mesajında; "Üç Aylar’ olarak bilinen feyizli ve bereketli maneviyat mevsimine bir defa daha girmiş bulunmaktayız. 21 Aralık 2025 Pazar üç ayların ilki olan Recep Ayının birinci günü, bu ayın ilk Cuma gecesi olan 25 Aralık 2025 Perşembe akşamı da ’Regaib Kandili’dir. Yüce Rabbimizin sayısız lütuf ve ihsanı ile ömrümüze bereket, ruhumuza sükûnet katan üç aylara kavuşmanın huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bizleri bu manevi günlere ulaştıran Cenâb-ı Allah’a hamd-ü senalar, ümmeti olmakla şeref duyduğumuz Resûl-i Ekrem’e salat ve selam olsun. Üç aylar, her yıl heyecanla gelişini beklediğimiz, ilahi rahmet ve mağfiretin varlık âlemini kuşattığı, müminlerin topluca ibadete yöneldiği müstesna zamanlardır. Rabbimizin kulları için açtığı sonsuz lütuf kapılarının ilki Recep ayıdır. Recep ayından sonra, ruhen ve bedenen Ramazan’a hazırlandığımız Şaban ayı karşılar bizi. Üç ayların sonuncusu, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden kurtuluş olan Ramazan-ı şeriftir. Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadis-i şeriflerinde; ’Recep Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır’ buyurarak bu ayların manevi feyzine işaret buyurmuşlardır. Recep ayı girdiğinde Hz. Peygamber şöyle derdi; ’Allahım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına ulaştır.’ Recep ayında, iki mübarek gece gönül hanemize misafir olur. Bunlardan biri ‘bütün istek ve arzularımızı Allah’ın rızasına bağlamaya çalışma’ anlamına gelen Regaib gecesi, diğeri ise sevgili peygamberimizin ümmetine emaneti olan Mescid-i Aksa ile bütünleşen Miraç gecesidir. Şaban ayında; ‘af, merhamet ve mağfiret’ vesilesi olarak kabul edilen mübarek Berat gecesi bizi beklerken Ramazan ayında da ‘meleklerin yeryüzünü kuşattığı, bin aydan daha hayırlı olan bir esenlik ve selam gecesi’ olan Kadir gecesiyle müşerref olacağız. İçerisinde böylesine anlamlı geceler barındıran mübarek üç aylar, günahlardan arınma, sevaplarla bezenme mevsimidir. Nefis muhasebemizi yeniden yapmamıza vesile olan mübarek üç aylar ve kandiller, dünyevi meşguliyetlerimizden sıyrılıp, yaratılış gayemizi düşünmemiz, Allah’a yönelmemiz, hayatımıza çeki düzen vermemiz açısından büyük bir fırsattır. Başta Filistin’de ve Gazze’de olmak üzere Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Keşmir’de, Libya’da, Suriye’de ve Dünya’nın dört bir yanında zulmün ortadan kalkması ve mazlumlara yardım için, zalimlerin de kahru perişan olması için bu gece dua edelim. Bu vesileyle aziz milletimizin ve âlem-i İslam’ın Üç Aylar ve Regaib gecesini tebrik eder, bu gecenin birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımızı pekiştirmeye vesile olmasını Yüce Rabbimizden niyaz ederim" ifadelerini kullandı.
Bursa Genç müzisyenler, Bursalılara müzik ziyafeti sundu Kültür ve sanat faaliyetlerine büyük önem vererek, gelecek nesillere ışık tutan Osmangazi Belediyesi, Gençlik Orkestrası ve Korosu ile gönüllere hitap eden nağmeleri ‘Yeni Yıla Merhaba’ konseriyle Bursalılara işledi. Osmangazi Belediyesi, yeni yıl etkinlikleri kapsamında anlamlı bir etkinliğe imza attı. Osmangazi Belediyesi Gençlik Orkestrası ve Korosu, Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’nin tarihi atmosferinde müzikseverlere unutulmaz bir akşam yaşattı. Dillere pelesenk olan eserlerin seslendirildiği ‘Yeni Yıla Merhaba’ konserinde müzikseverleri derin bir yolculuğa çıkaran gençler, sergiledikleri performans ile beğeni topladı. Osmangazi Belediyesi Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir’in de katıldığı programa Bursalılar da yoğun ilgi gösterirken, dinleyiciler pek çok kez türkülere eşlik ederek konsere renk kattı. Genç müzisyenlerin geleceğinin çok parlak olduğuna işaret eden Osmangazi Belediyesi Gençlik Orkestrası ve Korosu Şefi Nergis Dinç Yavuz, "Çok güzel bir performans sergilediler, onlarla çalışmak çok keyifli, her birini ayrı ayrı gözlerinden öpüyorum. Bize bu fırsatı tanıdığı için Osmangazi Belediye Başkanımız Erkan Aydın’a ve Başkan Yardımcımız Mutlu Esendemir’e teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı. Konseri izleyenler arasında yer alan Nilüfer Kadın Korosu Şefi Aysel Gürel de, Osmangazi Belediyesi’ni, şefi ve koroyu kutlayarak, "Geleceğin müzisyenleri yetişiyor." şeklinde konuştu. Etkinliğe katılan vatandaşlar ve genç müzisyenler de, gençlerin çok güzel bir akşama imza attıklarını dile getirdi. Etkinliğin sonunda Osmangazi Belediyesi Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir, Şef Nergis Dinç Yavuz’a çiçek takdiminde bulundu.
Edirne Özgür Özel’i eleştiren İba: "Anlatılan Edirne ile yaşanan Edirne aynı değil" CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Edirne’de düzenlenen mitingde belediye hizmetlerine yönelik övgü dolu sözlerini, AK Parti Edirne İl Başkanı Belgin İba fotoğraflarla eleştirdi. CHP’nin 76’ncı "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingi kapsamında Saraçlar Caddesi’nde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, Edirne Belediyesi’ni öven açıklamalarına tepki gösteren AK Parti Edirne İl Başkanı Belgin İba, kent genelinden çekilen fotoğrafları paylaşarak, mevcut tabloyla anlatılanlar arasında büyük fark olduğunu ortaya çıkardı. Çamurla kaplı sokaklar, çukurlarla dolu yollar, patlayan altyapı hatları ve taşan çöp konteynerlerine ait görüntüleri paylaşan İba, "Anlatılan Edirne ile yaşanan Edirne arasında uçurum var" dedi. CHP’li belediyenin yol ve altyapı çalışmalarına ilişkin iddialarını eleştiren İba, bazı bölgelerde yolların kullanılamaz halde olduğunu belirterek, Çilingirler Caddesi’nde yaşanan bir yaralanma olayını örnek gösterdi. Özel’in su sorununa ilişkin açıklamalarına da değinen İba, Edirne’de yaşanan sıkıntının belediyenin yıllardır bakım yapmamasından kaynaklandığını savundu. İba, sorunun çözümünde DSİ ekiplerinin yürüttüğü çalışmalara dikkat çekti. Altyapı sorunlarının sona erdiği yönündeki açıklamaların sahadaki durumla örtüşmediğini ifade eden İba, "Kürsüde anlatılanlarla vatandaşın günlük hayatta yaşadıkları birbirini tutmuyor" değerlendirmesinde bulundu. İba, açıklamasını "Gerçek Edirne’yi en iyi Edirneliler biliyor. Takdir milletimizin" sözleriyle tamamladı.
Muğla Çiçekli masa Marmaris’in simgesi haline geldi Türkiye’nin ve dünyanın en popüler turizm kentlerinden olan Muğla’nın Marmaris ilçesi, sadece deniz, kum, güneşi ile değil farklı simgeleriyle de öne çıkıyor. Marmaris Halk Plajı’nda güvercinlerin ardından kentin sembolleri arasına giren çiçekli masa, 72 yaşındaki emekli Ali Parlak tarafından kuruluyor. Yaz kış aynı plajda, mevsime göre farklı köşelerde duran masa, yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini çekiyor. Marmaris’in simgeleri arasına giren çiçekli masa, halk plajında yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Yaz kış aynı plajda kurulan masa rengarenk çiçekleriyle sahile ayrı bir güzellik katıyor. Ziyaretçilerin fotoğraf çektirmek için uğrak noktası haline gelen çiçekli masa, Marmaris’in doğal güzelliklerine insan dokunuşunun nasıl değer kattığını ortaya koyuyor. Yaklaşık 20 yıldır Marmaris’te yaşadığını belirten emekli grafik tasarımcı Ali Parlak, 10 yıldır masasını çiçeklerle süslediğini söyledi. Yaz ve kış aylarında plajda farklı noktalarda bulunduğunu ifade eden Parlak, masasının çevreye pozitif enerji verdiğini dile getirdi. Emekli olduktan sonra hayatını sadeleştirdiğini anlatan Parlak, "Grafik tasarımcıyım, 35 sene reklamcılık ve grafik tasarım yaptım. Daha sonra peyzaj ve bahçe işleriyle uğraştım, sonra emekli oldum. 72 yaşındayım, şimdi hayatımı yaşıyorum. 20 yıldır Marmaris’teyim. Yaz kış burada masamda hep çiçek olur. Şu an oturduğum yer kışlık alanım, yazın ise yaklaşık 50 metre ileride oturuyorum. Çok ilgi çekiyor, çevreye pozitif bir enerji veriyor. Ben huzuru masamda buldum, mutluyum. Ticaret, para, hesap hepsini kapattım. Bugün bana günde 100 bin TL verseler yine çalışmam. Yıllarca çalıştım, o işi kapattım. Şimdi gençler çalışacak, iş onların hakkı. Biz belli bir yaştan sonra geri çekilmek zorundayız" şeklinde konuştu. Çocuklara balık yediriyor Çiçekli masasında termosundaki çayını içerek Karadeniz müzikleri dinlediğini ve balık tuttuğunu söyleyen Parlak, tuttuğu balıkları kendi torunlarına ve çevredeki çocuklara verdiğini belirtti. Ali Parlak, "Burada benim balıklarım var. Arkadaşlarımın torunları, komşuların çocukları gelir. ’Ali dede balık var mı’ derler, ben de onlara balık veririm. Ama son 14 gündür hiç balık yok. Balık komple Marmaris koyundan çekildi, tekrar gelir mi bilmiyoruz" dedi. Çiçekli masanın uluslararası ilgi gördüğünü anlatan Ali Parlak, geçen yaz sezonunda 12 ülkeden turistin gelip fotoğraf çektiğini söyledi. Çinli bir televizyon ekibiyle röportaj yaptığını belirten Parlak, Almanya’da da bir gazetede haber olduğunu ifade ederek, "Geçen yaz Çin’den geldiler, röportaj yaptılar. Meğerse televizyon yayıncısıymış. ’Bu masa çok hoşumuza gitti’ dediler. Almanya’da da bir gazetede ‘Marmaris plajında çiçekli masa’ diye haber olmuş. Gazeteyi bana vermediler ama Almanya’da çalışan Türkler gelip gösterdi. İki sütun, on santimlik alana basmışlar. Masa ünlü, ben de ondan yararlanıyorum" şeklinde konuştu. Çiçekli masanın pozitif bir enerji verdiğini ve insanları bir araya getirdiğini vurgulayan Parlak, "Güzel dostluklar oluyor, arkadaşlıklar kuruluyor. Burada sevgi alışverişi yapıyoruz, başka da bir şey yok" ifadelerini kullandı.