SPOR - 04 Ocak 2024 Perşembe 10:00

Berkay Özcan: “İnşallah Avrupa şampiyonasında milli takım kadrosunda olurum”

A
A
A

RAMS Başakşehir’in başarılı orta sahası Berkay Özcan, Süper Lig’in ikinci yarısında iyi bir performans sergileyerek, Almanya’da düzenlenecek 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda (EURO 2024) milli formayı giymek istediğini söyledi.

Başakşehir’de forma giyen Berkay Özcan, kendisi ve takımı adına ilk yarı performansı ile ligin ikinci bölümündeki hedeflerinin yanı sıra 14 Haziran - 14 Temmuz 2024 tarihleri arasında Almanya’da gerçekleştirilecek EURO 2024’e dair beklentileri hakkında İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açıklamalarda bulundu.

“Takım olarak daha iyi gidiyoruz”

Sezonun ilk yarısının kendileri adına beklediklerinin çok altında geçtiğini dile getirerek sözlerine başlayan Berkay, “Bizim hedeflerimiz daha yukarılarda. Sıkıntılı dönemler yaşadık ilk başlarda. Sonlara doğru takım olarak daha iyi gidiyoruz. Son 4 maçın 3’ünü kazandık. Daha iyi bir hava yakaladık. Umarım ikinci yarı bu havayla beraber, bu pozitiflikle istediğimiz yere kadar gideriz” şeklinde konuştu.

Berkay Özcan: “İnşallah Avrupa şampiyonasında milli takım kadrosunda olurum”

“Tabii sezon sonunda hedefimiz Avrupa kupalarına katılabilmek”

Sezon sonunda ligi kaçıncı sırada bitirmeyi hedefledikleriyle ilgili de Özcan, “Tabii sezon sonunda hedefimiz Avrupa kupalarına katılabilmek. Ligi ilk 5’te bitirmek istiyoruz. Geçen sene zaten Konferans Ligi’nde oynadık” cümlelerine yer verdi.

25 yaşındaki futbolcu, Trendyol Süper Lig’in 19. haftasında konuk edecekleri Adana Demirspor ve 16. hafta erteleme maçında deplasmanda oynayacakları Kasımpaşa mücadelelerini değerlendirdi. Berkay, “Adana Demirspor’da şu anda 4. sırada ve onlar da Avrupa’yı hedefliyor. Kasımpaşa ise bu sezonun ilk yarısını çok iyi oynadılar. 2 tane zorlu mücadele, tabii biz de kazanmak istiyoruz. Bu maçları kazanıp, devam etmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Benim pozisyonumda dünyanın en iyi oyuncusu Kevin De Bruyne”

Başakşehir’e transfer olduğu ilk senede takımda çok fazla yıldız futbolcunun olduğunu hatırlatan Berkay Özcan, “Buraya ilk geldiğimde, soyunma odasında kimler var burada diye baktım ve çok iyi kariyerleri olan oyuncularda vardı. Daha 21 yaşındaydım ama geliştim. Başakşehir’de Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi ve Konferans Ligi, 3 Avrupa arenasında oynayabildim. Bu benim için çok iyiydi. Çok tecrübe kazandım. Kendimi iyi geliştirebildim. Takım arkadaşlarım olsun, oyuncular olsun. Oynadığım oyuncularla Lucas Biglia, Demba Ba, Gael Clichy, Arda ağabey (Turan), Martin Skrtel, Mehmet ağabey (Topal), Gökhan İnler, Robinho, Elia, Mesut Özil gibi ismini hatırlayamadığım çok özel oyuncular vardı oynadığım. Büyük yerlerde oynamış, çok iyi oyuncular vardı. İnsanlık olarak da herkes çok iyiydi, herkesle çok iyi anlaşıyordum. Benim için çok güzel bir deneyimdi, onlarla oynamak gurur verici bir durum. Şu an Avrupa’da izlediğim kendime benzettiğim oyuncular yok ama çok beğendiğim oyuncular tabii ki var. Benim mevkiime baktığın zaman şimdi, bu sene biraz daha 6 numara oynuyorum ama pozisyon olarak 8 numaraya baktığınız zaman Kevin De Bruyne var. Çok beğendiğim bir oyuncu. Onu söyleyebilirim ama direkt olarak kendime benzettiğim bir oyuncu yok. Baktığınız zaman ben pozisyonumda dünyanın en iyi oyuncusu Kevin De Bruyne bana göre. Dünyadaki en iyi oyuncu Messi ama benim pozisyonuma göre De Bruyne diyorum. Onu beğeniyorum diye onun gibi çalışmak değil de eksiklerim varsa onları geliştirmek daha çok istiyorum. Bu sene biraz daha 6 numara oynamak zorunda kaldım. Orada oynayabiliyorum zaten. 6 numara pozisyonunda daha önce de oynadım. Bakalım ikinci yarı nasıl olacak” diye konuştu.

Berkay Özcan: “İnşallah Avrupa şampiyonasında milli takım kadrosunda olurum”

“Hücuma dönük oynamayı daha çok seviyorum”

Bu sezon daha çok geriden oyun kurma rolünde görev yapan Özcan, pozisyon olarak önde oynamanın daha keyifli hissettirdiğini vurguladı. Başarılı futbolcu, “Hücuma dönük oynadığımda daha çok keyif alıyorum. Önde oynadığında gol atabiliyorsun. Topla oynama, dripling yapmak.. Şu an oynadığım daha çok geriden oyun kurma, top ayağındayken sen hızlandırıyorsun oyunu. O da bir farklı keyifli tabii ki ama ben hücumda oynamayı, biraz daha hücuma dönük oynamayı daha çok seviyorum” değerlendirmesinde bulundu.

“Hoca değişti diye sözleşme uzatmadım, biz zaten her şeyde final aşamasına gelmiştik”

Berkay, sezon başında turuncu-lacivertlilerle 2027 yılına kadar sözleşme uzatmasıyla alakalı ise, “Başkan, ben ve menajerim arasında bir görüşme oldu. O zamanlar zaten görüşüyorduk biz. Ondan önce biz sözleşme görüşmelerinin sonuna gelmiştik. Sonra bir hoca değişikliği oldu. O zamana denk geldi. Biz zaten her şeyde final aşamasına gelmiştik imzalayacağız diye. ‘Hoca değişti, uzatıyorum’ diye bir durum yoktu o zaman. Hoca değişikliği o zamana denk geldi” cümlelerine yer verdi.

“Çağdaş hocanın çalıştırdığı takıma karşı oynarken zorlanıyorduk”

Teknik Direktör Çağdaş Atan’ın göreve geldiğinde düzenlenen basın toplantısında kendisinden övgüyle bahsettiği hatırlatılması üzerine Berkay Özcan, “Ben daha önce Çağdaş hocayı tanımıyordum. Onun çalıştırdığı takıma karşı oynarken, onların futboluna karşı zorlanıyorduk. İyi futbol oynuyorlardı çünkü. Şimdi bize de getirdi o futbol oyununu. Biraz zaman aldı, biraz sürdü. Çünkü kolay değil. Bizden ofansif bir futbol istiyor. Beklentileri var, bunun olması da iyi bir şey bence. Topun bizde olması, gol atmamız. Hücum ediyor olmamız. Önemli şeyler. Bize son maçlarda daha iyi etki etti. İnşallah bunu devam ettirebiliriz” açıklamasını yaptı.

Berkay Özcan: “İnşallah Avrupa şampiyonasında milli takım kadrosunda olurum”

“Burada oynadığım sürece büyük takımlardan teklif almadım”

Sezon öncesi transfer döneminde adının Galatasaray’la anılmasının sorulması üzerine 25 yaşındaki orta saha oyuncusu, “Daha önce 3 büyüklerden teklif atmadım. Başakşehir’e gelmeden önce vardı teklifler ama burada oynadığım sürece büyük takımlardan teklif almadım. Buradayken herhangi bir kulüpten resmi bir teklif almadım” cevabını verdi.

“Türkiye’de bireysel futbolcuların yetenekleri daha ön plana çıkıyor”

Almanya Bundesliga’da top koşturan Özcan, Süper Lig ile Bundesliga karşılaştırmasında şunları söyledi:

“Almanya liginde oynadığım zamanlar 18-19 yaşlarındaydım. Burada bireysel oyuncular daha çok ön plana çıkıyor. Almanya’da daha çok takım oyunu oynanıyor. Almanya liginde daha tempolu bir oyun oynanıyor. Ama futbolcu olarak da Bayern Münih, Dormund’u çıkarırsak bu sene Leverkusen de iyi. Türkiye’de bireysel futbolcuların yetenekleri daha ön plana çıkıyor. Ama orada daha çok takım halinde hareket ediliyor. Daha tempolu oynanıyor.”

“Bir Türk olarak, 19 yaşında Bundesliga’da oynamak çok özel”

Almanya’da Stuttgart altyapısında yetişen Berkay, eski takımıyla ilgili de, “Almanya’nın en iyi altyapısı olduğu için Stuttgart’a transfer olmuştum. Çünkü oranın altyapısı çok iyidir. Zaten 2. Lig’e düştüğü zaman ben transfer oldum, o zamanlarda 18 yaşındaydım. Bana iyi geldi. Çünkü o dönemde gençlere biraz daha önem verildi. İlk senemde 2. Lig’de şampiyon olduk ve 1. Lig’e çıktık. 19 yaşımda Bundesliga’da oynadım, benim için güzel bir deneyimdi. Bir Türk olarak 19 yaşında Bundesliga’da oynamak çok özel. O zaman zaten 20 yaşında milli takıma seçildim. O zaman beni Lucescu izlemeye gelmişti. Stuttgart’ı izlediğinizde şu an çok genç oyuncularla üçüncü sıradalar. Benim zamanımda biraz daha yaş ortalaması yüksekti. Mario Gomez, Andreas Beck gibi oyuncular vardı. Kariyeri daha yüksek oyuncular vardı. Şimdi biraz daha değiştiler. Takım biraz daha gençleşti. Yeni hocalarıyla birlikte daha iyi oldu” ifadelerini kullandı.

Berkay Özcan: “İnşallah Avrupa şampiyonasında milli takım kadrosunda olurum”

“Şampiyonluk sonrası ben de üstüne koyarak devam ettim”

Berkay Özcan, turuncu-lacivertlilerde ilk dönemini geçirdiği 2019-2020 sezonunda yaşadığı şampiyonluğa da değinerek, “Başakşehir’e ilk geldiğim zaman zordu benim için. Çünkü Türkiye’ye geliyorum. Tatile falan geliyordum ama futbol oynamak için ilk defa geliyordum. O zamanlar Okan Buruk vardı. O da bana çok yardımcı, destek oldu. O zaman çok büyük, kariyerli oyuncular vardı. Başakşehir o zamanlar zaten hep şampiyonluğa oynuyordu. O sene de bize nasip oldu. Daha tam olarak ilk 11 oyuncusu değildim o zamanlar. Dediğim gibi daha iyi oyuncular vardı ve takım da oturmuştu. Ama Okan hoca beni hep oynatıyordu. Şampiyonlar Ligi olsun, ligde olsun, sonradan olsun, direkt ilk 11’de olsun. Tecrübe olarak benim için çok iyiydi. Ondan sonra zaten ben de üstüne koyarak devam ettim” şeklinde düşüncelerini aktardı.

“Avrupa şampiyonasının Almanya’da olması bizim için çok güzel bir şey”

2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın doğduğu ülke olan Almanya’da düzenlenmesiyle alakalı hislerini de açıklayan Berkay Özcan, “Orada olması bizim için tabii ki ayrı bir duygu. Arkadaşlarımız, ailemiz var. Almanya’da olması bizim için çok güzel bir şey. Bir de şampiyonaya gidiyor olmamız da çok güzel ve gurur verici. İnşallah orada da güzel sonuçlar alıp, gittiğimiz yere kadar gidebiliriz” dedi.

“İnşallah takımımla iyi sonuçlar alıp, milli takıma seçilirim”

A Milli Futbol Takımı formasını Avrupa şampiyonasında yeniden giymeği çok istediğini aktaran 25 yaşındaki futbolcu, “Türk futbolcuların hepsi milli takımla orada olmak ister. Ben de tabii öyle olsun isterim. Benim için oradaki duygu, arkadaşlarım ve ailem olduğu için, doğup büyüme orası olduğu için, orada olmam önemli. İnşallah ben de ligin geri kalanında üstüne koyarak, takımla beraber iyi sonuçlar alıp, tekrar milli takıma seçilip oraya gidebilirim” diyerek sözlerini tamamladı.

Enes Gümüş - Yunus Emre Öztaş - Samet Yalçın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.
Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinde beyaz önlük heyecanı Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. sınıf öğrencilerine yönelik Geleneksel Önlük Giyme Töreni, 15 Temmuz Milli İrade Salonunda yoğun katılımla gerçekleştirildi. 2025-2026 Akademik Dönemi itibarıyla üniversite hayatına adım atan 316 öğrenci, hekimlik yolculuklarının ilk ve en anlamlı sembollerinden biri olan beyaz önlüğü giymenin gururunu yaşadı. Törene; Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ve eşi Prof. Dr. Esra Hacımüftüoğlu, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Reyhan Keleş ile Prof. Dr. Hasan Yılmaz, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Erzurum Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özgür Dağ, Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Atila Eroğlu, BAP Koordinatörü Prof. Dr. Erol Akpınar, akademisyenler, öğrenciler ve aileler katıldı. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu, beyaz önlüğün yalnızca bir kıyafet değil; bilgi, sorumluluk, etik ve fedakârlıkla örülü uzun bir yolculuğun sembolü olduğunu vurgulayarak, öğrencilerin nitelikli hekimler olarak yetişmesi için fakülte olarak tüm imkânların seferber edildiğini ifade etti. "Beyaz Önlük, İnsanlığa Hizmet Yolculuğunun Simgesidir" Törende konuşan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ise öğrencilerin bu özel gününe tanıklık etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Beyaz önlüğün, hekimlik mesleğinin taşıdığı kutsal sorumluluğun ve insani değerlerin bir göstergesi olduğunu belirten Rektör Hacımüftüoğlu, şu ifadelere yer verdi: "Bugün giydiğiniz beyaz önlük, sadece bir kıyafet değil; insanlığa hizmet yolculuğunuzun başlangıcıdır. Önünüzde zorlu ama bir o kadar da onurlu bir eğitim süreci bulunuyor. Öğreneceğiniz her bilgi, gelecekte kurtarılacak bir hayatın, umut verilecek bir ailenin temeli olacaktır. Atatürk Üniversitesi olarak sizlere, güçlü akademik altyapımız ve köklü eğitim geleneğimizle en iyi imkânları sunmak için kararlılıkla çalışıyoruz." Tıp Fakültesinin yalnızca akademik başarıyı değil, etik değerleri ve insani erdemleri de esas alan bir anlayışla eğitim verdiğini vurgulayan Rektör Hacımüftüoğlu, velilere de teşekkür ederek öğrencilerin bu noktaya gelmesindeki emek ve fedakârlıkların önemine dikkat çekti. Tören Hatıra Fotoğrafıyla Sona Erdi Konuşmaların ardından 1. sınıf öğrencileri, akademisyenler eşliğinde beyaz önlüklerini giyerek hekimlik mesleğine ilk adımlarını attı. Tören, günün anısına çekilen hatıra fotoğrafları ile sona erdi. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinde geleneksel hale gelen Önlük Giyme Töreni, genç hekim adayları için unutulmaz bir başlangıç olurken, üniversitenin nitelikli sağlık profesyonelleri yetiştirme vizyonunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Hatay Hatay Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan memurlara sosyal denge tazminatı verilecek Hatay Büyükşehir Belediyesi ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (BEM-BİR-SEN) arasında imzalanan protokolle birlikte 2026 ve 2027 yıllarında memur personellere Sosyal Denge Tazminatı verilecek. Hatay Büyükşehir Belediyesi (HBB) Başkanı Mehmet Öntürk, personele verdiği sözleri yerine getiriyor ve özlük haklarının korunması kapsamında önemli adımlar atmaya devam ediyor. HBB Başkanı Mehmet Öntürk memur ve sözleşmeli personele 2026 ve 2027 yıllarını kapsayan "Sosyal Denge Tazminatı" konusunda müjdeyi verdi. Başkan Öntürk, seçim dönemindeki vaatlerini hatırlatarak personele verdiği sözleri bir bir yerine getirdiklerini ve hiçbir personeli mağdur etmediklerini belirtti. HBB’nin İskenderun Hizmet Binasında gerçekleştirilen "Sosyal Denge Tazminatı" imza törenine, Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (BEM-BİR- SEN) Genel Başkanı Levent Uslu ve Hatay’da görevli sendika temsilcileri katılım sağladı. Genel Başkan Uslu ve HBB Başkanı Öntürk’ün imzaladığı sözleşme ile memur ve sözleşmeli personelin çalışma koşullarının iyileştirmesi adına önemli bir destek sağlandı. İmza töreninde konuşan HBB Başkanı Öntürk, 2024 yerel seçimleri öncesinde verdiği sözler kapsamında çalışanlara daima destek olduğunu ve bu kapsamda SDS protokolünü imzaladığını belirterek personelin her zaman yanında olacaklarını ifade etti. Başkan Öntürk konuşmasının devamında; "Bu şehri ayağa kaldırmak adına özverili çalışan personelimize sosyal denge tazminatlarını en üst seviyeden veriyoruz, hayırlı uğurlu olsun" ifadelerini kullandı. HBB bünyesinde Hatay’a hizmet veren personeli düşünerek hazırlanan sözleşmenin imzalandığını belirten BEM-BİR- SEN Genel Başkanı Uslu, HBB ve HATSU’da görev yapan memur personeli kapsayan bu sözleşmenin önemli derecede katkı sağlayacağını belirterek zor şartlarda desteğini esirgemeyen HBB Başkanı Öntürk’e teşekkür etti. İmza töreni sonrasında emekli olan personele emeklerinden dolayı plaket verildi ve HBB Başkanı Öntürk ile Genel Başkan Uslu’ya çiçek takdim edildi.
Kütahya Vali Işın: "Kütahya, güvenlikte Türkiye’ye örnek bir şehir’’ Kütahya Valisi Musa Işın, 2025 yılı boyunca il genelinde hayata geçirilen yatırımlar, devam eden projeler ve hedefleri değerlendirdi. Vali Işın, sahipsiz hayvanlardan turizme, ulaşım projelerinden güvenliğe kadar birçok alanda yapılan çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Kütahya Valisi Musa Işın, 2025 yılı boyunca il genelinde hayata geçirilen yatırımlar, devam eden projeler ve gelecekteki hedefleri İhlas Haber Ajansı’na değerlendirdi. Vali Işın, şehirde uzun yıllardır süren sahipsiz hayvan sorununa kalıcı çözümler üretildiğini söyledi. Işın, "Son dönemde hayata geçirilen önemli hizmetlerden biri de sahipsiz hayvanlar meselesine kalıcı çözümler üretmek oldu. Hepinizin bildiği gibi bu konu, özellikle Kütahya merkezde ve ilçelerimizde uzun yıllardır ciddi bir sorun olarak karşımızdaydı. Gittiğimiz her yerde vatandaşlarımızdan aynı soruyu duyuyorduk, ‘Bu sokak hayvanları meselesi ne olacak?’ Bu soruna kayıtsız kalmadık. Kütahya merkez İshak Seydi bölgesinde 89 bin metrekarelik modern bir hayvan barınağı inşa ettik ve bu tesisi incelemeye gelen çok sayıda farklı illerden kurumlar oldu, Türkiye’de önemli bir tesis diyebiliriz. Tavşanlı’da 45 bin metrekarelik bir tesis hayata geçirildi. Emet ilçemizde ise 15 bin metrekarelik alanda barınak yapım çalışmaları devam ediyor, yakında tamamlanacak. Toplanan hayvanların bakım ve beslenmeleri titizlikle yapılmaktadır. Bugün geldiğimiz noktada bu konu artık şehir için büyük bir problem olmaktan çıkmıştır. Şu ana kadar yaklaşık 14 bine yakın köpek toplandı" dedi. "Kütahya turizmi için büyük adımlar atıldı" Vali Işın, Kütahya şehir merkezi ve Aizanoi Antik Kenti başta olmak üzere turizm projelerini de değerlendirerek, "Uzun süredir üzerinde durduğumuz ve gerçekleştirdiğimizde bu şehir adına büyük bir gönül rahatlığı yaşayacağım iki temel konu vardı. Bunları 2025 yılında toparladık ve istişare yaptık. İlki şehir merkezi projeleridir. Saman Pazarı ve Balıklı Caddesi düzenlemeleri başlatılacak. Ödeneği ayrıldı, Kültür Bakanlığı tarafından yürütülecek ve Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanlığı onay verdi. İkinci önemli konu ise Aizanoi Antik Kenti. Allah nasip ederse 2026 yılının Nisan ayında ihale süreci başlayacak. Tapınak restorasyonuyla başlayacak çalışmalar, antik tiyatro ve stadyum ile devam edecek. Bu projeler tamamlandığında Kütahya, tarihi kimliğine yeniden kavuşacak" ifadelerini kullandı. Vali Işın ayrıca Turizm Master Planı kapsamında kısa, orta ve uzun vadeli hedefler belirlendiğini ifade etti. Işın, "Altı ayda bir değerlendirme toplantıları yapılacak. Hangi kurum hangi aşamada sorumluluklarını yerine getiriyor, hepsi takip edilecek. Bu sürecin koordinasyonu şahsım tarafından yürütülecek" şeklinde konuştu. Ulaşımda önemli yatırımlar Kütahya’nın ulaşım projelerinin önemine değinen Vali Işın, İstanbul-Antalya hızlı tren hattının Alayunt üzerinden geçeceğini açıklayarak, "Şehir merkezine yaklaşık 4-5 kilometre mesafede bir istasyon olacak. Bu hat sayesinde Kütahyalı vatandaşlarımız hızlı trenle büyük şehirlere rahatlıkla ulaşabilecek. Ayrıca İstanbul-Antalya otoyolu da Kütahya’dan geçecek. Her iki projenin planlaması tamamlandı, 2027 yılında inşaat süreci başlayacak" dedi. "Kütahya güvenlik ve asayişte örnek il" Vali Işın, Kütahya’nın güvenlik durumunu ise şu sözlerle özetledi: "Kütahya, güvenlik ve huzur denildiğinde ülkemizde örnek gösterilebilecek şehirlerimizden biridir. Asayişin yanı sıra uyuşturucuyla mücadelede de etkin önlemler alıyoruz. Pek çok şehirle kıyaslandığında Kütahya’da uyuşturucu kullanımında kayda değer artış yok. Bu mücadelenin ne kadar doğru yürütüldüğünü göstermektedir. Uyuşturucu, toplumun geleceğini tehdit eden, terörden bile daha tehlikeli bir beladır." Organize sanayi bölgelerinde yatırımlar Simav OSB’de çalışmaların hız kazandığını belirten Vali Işın, "Bin 500 metreküplük su deposu tamamlandı, elektrik, aydınlatma ve telekom altyapısında önemli ilerleme sağlandı. 2026 yılı yatırım bütçesi 664 milyon 180 bin lira olarak belirlendi. Simav’ın jeotermal tarım potansiyeli güçleniyor" dedi. Zafer OSB’nin açılışıyla ilgili de müjde veren Vali Işın, "2025 yılı içerisinde ivme kazandırdığımız projelerden biri de Zafer OSB oldu. İnşallah 2026 yılının Ocak ayında, Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz’ın katılımıyla Altıntaş Zafer OSB’nin açılışını hep birlikte gerçekleştireceğiz" diye konuştu.