SPOR - 19 Eylül 2024 Perşembe 15:09

Beşiktaş Erkek Basketbol Takımı’na yeni sponsor

A
A
A
Beşiktaş Erkek Basketbol Takımı’na yeni sponsor

Beşiktaş Erkek Basketbol Takımı yeni bir sponsorluk anlaşmasına imza attı. Beşiktaş Başkanı Hasan Arat, saygın ve Türkiye’ye mal olmuş kurumlarla yan yana olmaya devam edeceklerini söyledi.


Beşiktaş Erkek Basketbol Takımı’nın ana sponsoru Fibabanka oldu. Akatlar Spor Kompleksi’nde gerçekleştirilen basın lansmanına Beşiktaş Başkan Hasan Arat, İkinci Başkan Hüseyin Yücel, Genel Sekreter Kaan Şakul, sponsor firmanın İcra Kurulu Başkanı Murat Özyeğin ile Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Ömer Mert katıldı.



Hasan Arat: "Beşiktaş bana çok şey verdi"


Beşiktaş’ta basketbol oynadığı dönemden bahsederek sözlerine başlayan Başkan Arat, "Biz bu formanın hayaliyle Beşiktaş’a gelmek istedik. Bu yolculuk böyle başladı. Beşiktaş’ın Türk basketbolunu domine ettiği yıllarda Beşiktaş’a geldim, 17 yaşında geldim. Çok güzel arkadaşlıklar edindim. Beşiktaş’taki basketbol dostlukları çok kuvvetliydi. Seyircisi de kültürlü ve bilgiliydi. Basketbol yaşantım ve Beşiktaş bana çok şey verdi. Beşiktaş sayesinde okudum, iş dünyasına girdim. ’Beşiktaş’ın kimseye borcu yoktur, herkesin Beşiktaş’a borcu vardır’ sloganı da buradan geliyor" şeklinde konuştu.



"Tüm camianın basketbol takımını desteklemelerini rica ediyorum"


Hasan Arat, önemli bir anlaşmaya imza attıklarından da bahsederek, "Türkiye’nin en önemli bankalarından birinin Beşiktaş ile bu yolculuğa girmesi bizim için çok önemli. Bu tanıtımın ne demek olduğunu Beşiktaşlılar çok iyi biliyor. Bu çok saygın bir birliktelik. Koçumuz Dusan Alimpijevic, oyuncularımız burada. Beşiktaş bu sene de Avrupa kupalarının en güçlü kulüplerinin biri olarak basketbol macerasına devam edecek. Tüm camianın basketbol takımını desteklemelerini ve geçen seneki coşkuyu oluşturmalarını rica ediyorum" cümlelerine yer verdi.



"Beşiktaş en zor zamanlarda ayağa kalkmasını bilir"


"Bu takımın geçen sene kurulmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" diyen Arat, sözlerine şöyle devam etti:


"Biz devraldığımız takımı aynı seviyede devam ettirdik. Koç Alimpijevic, Beşiktaş taraftarının çok inandığı bir insan. Ailesi burayı, o Beşiktaş’ı, Beşiktaşlılar da onu çok seviyor. Koçun felsefesine inanıyoruz. Beşiktaş’ta bir DNA var. Bu DNA, Beşiktaş’ın her yerine riayet eder. Beşiktaş mücadelecidir. En zor zamanlarda ayağa kalkmasını bilir. Geçen sene Sinan Erdem’deki maç tarihi bir maçtır. 17 bin kişi geldi. Bu sene de aynı iddiamızı devam ettireceğiz. Bu arma bizim sevdamız. Bu arma, kendisine en uygun sponsorları yanında bulundurma konusunda büyüklerimizin bıraktığı bir mirastır. Onlardaki felsefe ve düşünceyi hiçbir zaman kenara atmayacağız. Her zaman saygın ve Türkiye’ye mal olmuş kurumlarla yan yana olmanın gurunu yaşayacağız."



"Beşiktaş, EuroLeaugue konusunda tecrübesi olan bir takım"


Siyah-beyazlı kulübün başkanı, erkek basketbol takımının EuroLeague girme hedefinin hala devam ettiğine vurgu yaptı. Hasan Arat, "Beşiktaş, EuroLeaugue konusunda tecrübesi olan bir takım. Seçim sloganımızda Eurolegaue’e girme vardı. Geçen sene futbolda yaşanan sıkıntılar vardı. Hüseyin Bey’le oturduk ve ’Mnce futbolu toparlayalım’ dedik. Beşiktaş’ta büyük bir transformasyon yaşandı. Bu yaşanırken çok önemli bir finansal ihtiyacı beraberinde getirdi. Burada Hüseyin Bey ihtiyaç olunan finansal konuyu futbola aktardı. Euroleague’de de "Wild Card’ı bir takıma veriyorlar. Yeniden yapılanma planları var. Dolayısıyla planımız değişmiş değildir. Biz geleli yaklaşık 8,5-9 ay oldu. Bu da planlarımız içinde olacak. Lüzumsuz bir borçlanma içine girip böyle bir hedefe koşmak değil, önce Alimpijevic’in Eurocup hedefine ulaşmamız hatta ’Wild card’a ihtiyaç da kalmadan kupayı kazanıp direkt katılabiliriz. Bu takıma güveniyoruz. Hedeflerinizin olması lazım. Bizim hedefimiz yerindedir. Hedefiniz olmadan yola çıkamazsınız. Beşiktaş’ın hayali devam edecektir. Gelişim Merkezi ile birlikte başantrenörümüz istediği takdirde yeni salonda maç oynayabileceğiz. Avrupa maçlarını Sinan Erdem de oynayabileceğiz. Salon sıkıntımız olmayacak. Beşiktaş’ın bu hayalleri her zaman olacaktır. Beşiktaş büyük bir camiadır. Hayalleriniz olmadan bir yere varamazsınız. Futbol, basketbol, voleybol ve hentbolda bu hedeflerimize doğru devam edeceğiz" açıklamasında bulundu.



"Başarılı olacağımıza inanıyoruz"


Beşiktaş’ın her branşta en ön sırada olmak için mücadele ettiğini sözlerine ekleyen Arat, "Diğer takımların bütçeleri çok yüksek ama Beşiktaş’ın oynadığı basketbol, Türkiye ve Avrupa’nın takdirde ettiği bir basketbol. Koçun hedefi her zaman yukarılardadır. Basketbolda ne kadar büyük bütçe harcanırsa harcansın bir momentum yakalanmalıdır. Son ana kadar götüreceksiniz. Başarılı olacağımıza inanıyoruz. Önceden büyük konuşmamak lazım. Takımın bir arada olması, sakatlığın olmaması lazım. Kadın basketbolumuz da iyi noktaya geldi. Avrupa’da final oynadık. Kadınlarda da kuvvetli şekilde devam edeceğimize inanıyoruz" dedi.



"Demokratik ortamlar rekabeti getirir"


Hasan Arat, 8 Ekim 2024 tarihinde yapılacak olan Türkiye Basketbol Federasyonu başkanlık seçimiyle ilgili gelen bir soruya ise, "Biz Beşiktaş olarak demokrasiye çok inanıyoruz. Bunu Türkiye Futbol Federasyonu seçimlerinde de söyledik. Demokratik ortamlar rekabeti getirir. Tüm adaylara başarılar diliyoruz. Gün geldiğinde yönetim kurulumuzla bunu değerlendireceğiz" diye cevap verdi.



"Bizim bir sürdürülebilirlik hedefimiz var"


Sürdürülebilirlik hedefi için çalıştıklarını aktaran Beşiktaş Kulübü Başkanı Hasan Arat, "Basketbolun televizyon açısından önemli bir geliri yok. Avrupa’da Euroleague’de kar edebilen takım yok, bu sürdürülebilir değil. Her takım ortalama 3-10 milyon civarında negatif ile kapatıyor. Rakamlar çok yüksek. Beşiktaş’ın şu an bu rakamları kaldırması mümkün değil. Bizim bir sürdürülebilirlik hedefimiz var. Beşiktaş’ta şu an yapmamız gereken çok iş var. Hali hazırda bir planlama var. Biz Beşiktaş’ın mallarının peşindeyiz. Beşiktaş’ın mallarına çökmüşler. Divan Kurulu’nda anlatacağım. Koçumuzun hedefleri var. Bu hedefler doğrultusunda çalışmaya devam edeceğiz. Beşiktaş buna layıktır. Sporcularımıza da güveniyoruz" şeklinde konuştu.



Hüseyin Yücel: "İnşallah beraber nice başarılara imza atacağız"


İkinci Başkan Hüseyin Yücel de Başkan Hasan Arat önderliğinde Beşiktaş’ı hayatın her alanında temsil etmeye çalıştıklarını belirterek, "Ülkemizin en değerli markalarından bizimle olması gurur verici. Sadece sportif alanda da kalmamasını ümit ediyoruz. Eğitim alanında da iş birlikteliklerine imza atacağız. Beşiktaşlı iş insanlarının kulübün zor dönemlerden geçerken taşın altına elini koymaları gerektiğini söylemiştim. O açıdan çok teşekkür ediyorum. İnşallah beraber nice başarılara imza atacağız" ifadelerini kullandı.



"Ne idiği belirsiz, 3-4 gün önce kurulan şirketlerin sponsorluk anlaşmaları imzaladığını görüyoruz"


Galatasaray Spor Kulübü’nün tartışmalara neden olan sponsorluk anlaşmasına da atıfta bulunan Yücel, şunları dile getirdi:


"Maalesef son günlerde yasal sürece taşınmış olsa da ne idiği belirsiz, 3-4 gün önce kurulan şirketlerin anlamsız derecede rakamlarla sponsorluk anlaşmaları imzaladığını görüyoruz. Bu anlamda Beşiktaş bu tür şeylere yeltenmemiştir, yeltenmeyecektir. Bu tek taraflı bir şey olmuyor, karşı tarafın da bu işe sıcak bakması gerekmektedir."



Dusan Alimpijevic: "Basketboldan gelen bir başkana sahip olduğumuz için şanslıyız"


Kulüp için çok önemli bir anlaşmaya imza atıldığına dikkat çeken Erkek Basketbol Takımı Başantrenörü Dusan Alimpijevic ise, "Birlikte daha büyük bir kulüp olmaya adım atıyoruz. Bu anlaşmanın iki taraf için de iyi olmasını diliyorum. Basketboldan gelen bir başkana sahip olduğumuz için şanslıyız. Kendi içimizden gelen bir başkanla çalışıyor olmak mutluluk verici" dedi.


Sponsor firmanın İcra Kurulu Başkanı Murat Özyeğin ise Beşiktaş ile böyle iş birliği yaptıkları için çok mutlu olduklarını ve bu anlaşmanın uzun vadeli olmasını istediklerini ifade etti.


Toplu fotoğraf çekimi ve plaket takdimiyle basın lansmanı sona erdi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de afet bilinci için güç birliği Nilüfer Belediyesi, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak afet bilincini artırıyor. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi, Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu ve Pancar Deposu’nda düzenlenen eğitimlerde, deprem ve yangın anında yapılması gerekenler uygulamalı olarak anlatıldı. Afetlerde dirençli bir kent oluşturma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyesi, personelini ve vatandaşları tehlikelere karşı bilinçlendiriyor. Nilüfer Belediyesi, BAKUT, ANDA ve MAG-AME Arama Kurtarma dernekleriyle iş birliği yaparak kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirdi. İş birliği kapsamında Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ve Pancar Deposu’nda bir dizi etkinlik düzenledi. Eğitimlerde teorik bilgilendirmelerin yanı sıra, tahliye planları gözden geçirildi ve afet anında paniğin önüne geçilmesi için yapılması gerekenler anlatıldı. Eğitimler kapsamında, tatbikatlar da gerçekleştirildi. Senaryo gereğin alarmın çalmasıyla birlikte binaların tahliyesi sağlandı. "Çök-Kapan-Tutun" uygulamasını başarıyla gerçekleştiren personel, güvenli bir şekilde toplanma alanlarına ulaştı. Tatbikatlarda, yangın tüplerinin doğru kullanımı ve başlangıç aşamasındaki yangınlara müdahale teknikleri uygulamalı olarak gösterildi.
İzmir Adet sancılarının çaresi mutfakta Şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve benzeri durumlar; adet dönemlerinde çoğu kadın için zorlayıcı ve can sıkıcı olabiliyor. Buna karşı adet sürecinde görülebilen bu etkilerin hafif geçmesinde beslenmenin etkili olabileceğini aktaran Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, "Adet döneminde beslenme, hormonel dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabilir. Ancak tek başına çözüm olarak düşünülmemelidir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su ile tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" dedi. Adet dönemleri çoğu kadın için sıkıntılı geçebiliyor. Özellikle adet sancısı ve şişkinlik durumu çoğu kadının yaşam konforunu bozabilecek noktalarda seyredebiliyor. Bu dönemi konforlu geçirmek adına çeşitli ilaçlar kullanılabiliyor. Ancak adet sürecinde hafiflemenin daha sağlıklı ve dengeli bir yolu olduğuna dikkat çeken Medicana International İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, beslenmenin hormon dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabileceğini dile getirdi. Kuşku, "Adet döneminde beslenmeyi tek başına çözüm gibi düşünmemek gerekir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su-tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin (yüksek şeker/atıştırmalık ağırlığı gibi) dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" açıklamalarını yaptı. Adet döneminde özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini, bunun yanında; yüksek şeker ve rafine karbonhidratlı gıdaların kan şekeri dalgalanmasına neden olmakla birlikte iştah artışı, yorgunluk ve ağrı gibi sorunlara neden olabildiğini aktaran Kuşku, "Adet döneminde paketli işlenmiş gıdalardan, şeker ve karbonhidrat içeren gıdalar mümkün olduğunca tüketilmemeli. Ayrıca, yağdan çok zengin, ağır kızartmalar: sindirim yükü ve inflamatuar yanıt üzerinden yakınmaları artırabilir; düşük yağlı diyetle ağrıda azalma bildiren çalışmalar vardır. Alkol de PMS yakınmalarını artırabildiği için bu dönemde sınırlanması önerilir. Öte yandan gaz yapan gıdalarda belirlenerek tüketiminde dikkatli olunmalıdır" diye konuştu. Zencefil, bitkisel destekçilerden biri Adet sancılarıyla beslenme arasında bir ilişki olduğunun artık daha net bilindiğini aktaran Kuşku, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bazı besin grupları ağrının şiddetini azaltmada destekleyici olabiliyor. Omega-3’ten zengin besinler, örneğin haftada 2 kez tüketilen yağlı balık, ceviz ya da chia tohumu, vücuttaki iltihap yolaklarını baskılayarak adet ağrısında hafif-orta düzeyde azalma sağlayabiliyor. Etkisi çok keskin değil ama düzenli tüketim genel sağlık açısından da oldukça faydalı. Magnezyum içeren besinler (ıspanak, avokado, kakao gibi) kas gevşetici etkileri sayesinde adet sancılarını hafifletebilir. Bu konuda çalışmalar umut verici olsa da herkese rutin magnezyum takviyesi önermek doğru değil. En güvenli yol, magnezyumu gıdalardan almak ve gerekirse kişiye özel değerlendirme yapmak. Kalsiyum, özellikle PMS belirtilerinde; şişkinlik, hassasiyet ve duygu durum değişikliklerinde fayda sağlayabiliyor. Potasyum ise doğrudan ağrı kesici bir etki göstermese de sıvı dengesini düzenleyerek ödem ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilir. Özellikle zencefil adet sancısı konusunda en çok çalışılmış bitkisel desteklerden biri. Zencefilin klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiği gösterilmiş durumda. Rezene ve papatya çayı da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabiliyor. Ancak bitkisel ürünlerin de bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskleri olabileceğini unutmamak gerekir. D vitamini eksikliği olan kadınlarda, bu eksikliğin giderilmesiyle adet ağrılarında azalma görülebiliyor. B6 vitamini daha çok PMS semptomları üzerinde etkili; B12’nin ise doğrudan ağrı azaltıcı güçlü bir kanıtı yok, ama eksiklik varsa mutlaka yerine konmalı. Yeterli su tüketimi de önemli. Hidrasyon, hem ağrı şiddetini hem de şişkinliği azaltmada destekleyici olabilir." Vücudunuz uyarı veriyor olabilir Adet sürecinde beslenmeye dikkat edildiği halde şiddetli sancı durumunun geçmemesi durumunda mutlaka altta yatan bir neden olup olmadığına bakılması gerektiğini vurgulayan Kuşku, "Özellikle ağrının ilk kez çok şiddetli başlaması ya da yıllar içinde giderek artması, ağrı kesicilere rağmen belirgin rahatlama olmaması önemli bir uyarı işaretidir. Bunun yanında aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanama, ateş, kötü kokulu akıntı, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken ya da dışkılama sırasında ağrı, bayılma hissi ya da günlük yaşamı ciddi şekilde aksatan sancılar mutlaka değerlendirilmelidir. Bu yaklaşım, uluslararası kılavuzlarda da açıkça vurgulanmaktadır. Adet ağrısı yalnızca adet günleriyle sınırlı değilse, adet dışı pelvik ağrı da eşlik ediyorsa; cinsel ilişkide derin ağrı, çocuk sahibi olamama öyküsü varsa veya kanamalar belirgin şekilde artmışsa endometriozis, miyom ya da adenomyozis gibi altta yatan hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Muayene ve ultrason temel değerlendirme yöntemleridir; gerekirse ileri tetkikler planlanır" ifadelerini kullandı. Toplumda adet süreciyle ilgili bazı yanlış inanışlar olduğunu da belirten Kuşku, şöyle konuştu: "Soğuk içeceklerin herkeste mutlaka sancıyı artırdığı ya da şeker tüketilmezse ağrının dayanılmaz olacağı düşüncesi bilimsel bir genelleme değildir. Bitki çaylarının tamamen zararsız olduğu ve sınırsız içilebileceği algısı da doğru değildir. ‘Adet sancısı normaldir, katlanmak gerekir’ düşüncesi de yanlıştır. Şiddetli ve yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır."