GÜNDEM - 19 Temmuz 2025 Cumartesi 10:59

Beşiktaş’ta Kız Çocukları İçin Politika ve Tasarım Çalıştayı düzenlendi

A
A
A
Beşiktaş’ta Kız Çocukları İçin Politika ve Tasarım Çalıştayı düzenlendi

Beşiktaş Belediyesi ve İBB iş birliğiyle, kız çocuklarının fırsat eşitliği yakalaması, güvenli yaşam şartlarının oluşturulması ve sosyal hayata daha aktif katılım sağlamaları için yeni politikaların geliştirilmesini amaçlayan Kız Çocuk Odaklı Politika ve Tasarım Çalıştayı düzenlendi. Çalıştaya katılan Beşiktaş Belediyesi Başkan Vekili Rasim Şişman, "Ne yazık ki bugün hala ülkemizin pek çok yerinde kız çocuğu olmak, çocukluk hakkının elinden alınması demek. Daha çocukken büyümek zorunda kalan, yetişkin sorumluluğu üstlenen, hayalleri yarım kalan binlerce kız çocuğu var. Bu gerçeğe gözlerimizi kapatamayız" dedi.


Beşiktaş Belediyesi ve İBB iş birliğiyle, kız çocuklarının eşit, adil ve güvenli bir yaşam kurmasına katkı sağlayacak yeni politikaların belirlenmesi amacıyla Kız Çocuk Odaklı Politika ve Tasarım Çalıştayı düzenlendi. Ortaköy’deki Tarihi Kethüda Hamamı’nda düzenlenen çalıştayda, uzman sunumlarının yanı sıra katılımcıların görüş ve önerilerini paylaştığı tematik masa çalışmaları da gerçekleştirildi.


"Kız çocuklarının gelişimine yönelik politikalar toplumsal dönüşüm meselesidir"


Beşiktaş Belediyesi Başkan Vekili Rasim Şişman, çalıştayda yaptığı konuşmada, bu sürecin bir parçası olmaktan gurur duyduklarını belirterek, "Kız çocukları için atılan her adım bana Prof. Dr. Türkan Saylan’ı hatırlatıyor. Hayatını bilime adamış, Beşiktaş’ta yaşamış bir cumhuriyet aydını olarak onun izinden yürümek bizim için sadece bir onur değil, aynı zamanda önemli bir sorumluluktur. Bu çalıştayın Beşiktaş’ta gerçekleşmesi de bu nedenle ayrı bir önem taşıyor. Kız çocuklarının eğitime, sağlığa, dijital dünyaya, güvenli yaşam alanlarına ve karar alma süreçlerine katılması sadece bireysel bir hak meselesi değil, aynı zamanda toplumsal dönüşüm meselesidir. Onların bugün karşılaştığı sorunlar, meselelerin neresinde eksik kaldığımızı da açıkça gösteriyor. Her bir kız çocuğunun eğitimi ve hayalleriyle toplumu dönüştürme gücüne sahip olduğunu biliyoruz. Yerel yönetimler olarak bizler elimizi taşın altına koymaktan geri duramayız. Mahallelerde, okullarda, sosyal yaşamda kız çocuklarının neyle karşılaştığını en yakından gözlemleyen yapılar biziz. Biz bu sorumluluğu taşıyoruz. Kız çocuklarının güçlenmesini ve eşit bir yaşam sürmesini önceleyen hizmet modelleri geliştirmek için var gücümüzle çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.


Toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle yapılacak değerlendirmelerin yeni yol haritaları sunacağına inandığını vurgulayan Başkan Şişman, "Amacımız sadece korunmaları değil; güçlenmeleri, seslerini duyurmaları, karar alma süreçlerine katılmaları ve haklarının farkında olmalarıdır. Ortak akılla, eşit fırsatlara erişebilecekleri ve kendilerini güvende hissedecekleri yaşam biçimlerini kapsayan yenilikçi ve uygulanabilir modeller geliştirmemiz gerekiyor. Kız çocuklarının ihtiyaçlarını duyan, sorunlarını gören ve çözüm üretmeye samimi şekilde niyet eden siz değerli katılımcıların fikir ve katkıları bu çocukların yaşamlarına doğrudan dokunacaktır. Bu duygularla, İBB Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Sayın Enif Yavuz Dipşar’a ve emeği geçen herkese teşekkür ediyor, bu çalıştayın hepimiz için yol gösterici olmasını diliyorum" dedi.


"Dünyada yaklaşık 120 milyon kız çocuğu okullara erişemiyor"


İBB Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Enif Yavuz Dipşar ise çalıştaydaki konuşmasında, "Kız Çocuk Odaklı Politika ve Tasarım Çalıştayı vesilesiyle burada olmaktan çok mutluyuz. Kız çocukları için birlikte yeni politikalar üretmek, birlikte çalışmak ve düşünmek hepimize çok iyi gelecektir. UNICEF verilerine göre, bugün dünyada yaklaşık 120 milyon kız çocuğu okullara erişemiyor. Bu, sadece bireysel bir erişim hakkı ihlali değil; aynı zamanda toplumsal eşitsizliğin en keskin yansımalarından biridir. Türkiye özelinde de 15-17 yaş grubundaki çocukların yaklaşık dörtte biri eğitim dışında kalıyor. Özellikle kız çocukları, erken yaşta evlilik ve yoksulluk gibi nedenlerle sistemin dışına itiliyor. Bu tabloyu sadece sayılarla değil; şehrimizin sokaklarında, dijital platformlarda ve sosyal medyada her gün deneyimliyoruz. Bu çalıştayı Beşiktaş Belediyesi’nin çok değerli katkılarıyla gerçekleştiriyoruz. Buradan çıkacak sonuçlarla önemli adımlar atacağımıza ve geleceğin sosyal politikalarını belirlerken sizlerin katkısıyla önemli projeleri hayata geçireceğimize inanıyorum" şeklinde konuştu.


Ortaköy Tarihi Kethüda Hamamı’nda gerçekleşen çalıştay, masa sunumları ve grup değerlendirmelerinin ardından, kız çocuklarının güçlenmesini hedefleyen somut adımlar içeren bir yol haritasının oluşturulmasıyla sona erdi.



Beşiktaş’ta Kız Çocukları İçin Politika ve Tasarım Çalıştayı düzenlendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya "İyilik Elçisi" Projesi gençlere yardımlaşma ve tarih bilinci aşılıyor Yeşilyurt Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında Beydağı Anadolu Lisesi öğrencilerine yönelik anlamlı ve farkındalık dolu bir program düzenlendi. Programda gençlere yardımlaşma, paylaşma ve toplumsal dayanışmanın önemi anlatılırken, sosyal sorumluluk bilincinin küçük yaşlarda kazanılmasının gerekliliğine vurgu yapıldı. Yeşilyurt Belediyesi, "iyiliğin izinde, bilinçle büyüyen gençler" yetiştirmek amacıyla sosyal, kültürel ve eğitici projelerini kararlılıkla sürdürmeye devam ediyor. ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında gerçekleşen gezi ve inceleme ziyaretine katılan Beydağı Anadolu Lisesi öğrencileri, Yeşilyurt Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Hayır Çarşısını ziyaret etti. Burada yürütülen yardım faaliyetleri hakkında detaylı bilgiler alan öğrenciler, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılan desteklerin nasıl organize edildiğini yerinde görme fırsatı buldu. Emanet Çarşı’nın, dayanışma kültürünü güçlendiren ve iyiliği çoğaltan bir sosyal hizmet modeli olduğuna dikkat çekildi. Programın devamında öğrenciler için Savaş Müzesi, Tekstil Müzesi ve Cezaevi Müzesi gezileri düzenlendi. Gerçekleştirilen müze ziyaretleriyle gençler, Malatya’nın ve ülkemizin yakın tarihine, kültürel ve sosyal mirasına yakından tanıklık etti. Savaş Müzesi’nde milli mücadele ruhu ve fedakârlık duygusu ön plana çıkarken, Tekstil Müzesi’nde kentin üretim kültürü ve emeğin değeri anlatıldı. Cezaevi Müzesi gezisinde ise geçmişten günümüze toplumsal hafıza ve insan hikâyeleri üzerinden önemli mesajlar paylaşıldı. ‘İyilik Elçisi’ Projesi ile öğrencilerin hem sosyal sorumluluk bilinci kazanması hem de tarih ve kültürle bağ kurarak bilinçli bireyler olarak yetişmeleri hedefleniyor. Program sonunda öğrenciler, yardımlaşmanın ve paylaşmanın toplumsal birlikteliğin temel taşlarından biri olduğunu bir kez daha idrak ederken, tarih bilinciyle geleceğe daha güçlü adımlarla yürümenin önemini kavradı.
Diyarbakır DTSO Başkanı Kaya: "2026’da en büyük beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması" Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılının hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istedikleri düzeyde geçmediğini ifade ederek, 2026’ya yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu belirtti. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılını değerlendirdi. Kaya, "Doğrusu 2025 yılı, hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istediğimiz düzeyde geçti diyemeyiz. Bu süreci olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri, banka faiz oranlarının oldukça yüksek olmasıdır. Yüksek faiz oranları, işletmelerin büyümesini neredeyse imkansız hale getirmiştir. Burada iki durumu birlikte değerlendirmek gerekir. Birincisi, kredi kullanmış olan işletmeler, faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle büyüme hedeflerinden vazgeçerek kredilerini kapatma yoluna gitmişlerdir. Bu durum, işletmelerin öz kaynaklarını nakde çevirmelerine ve dolayısıyla faaliyetlerini yavaşlatmalarına, hatta durma noktasına getirmelerine neden olmuştur. İkinci olarak ise büyümeyi hedefleyen işletmelerin, yalnızca öz kaynaklarıyla büyümelerinin mümkün olmaması ve krediye erişimde yaşanan zorluklar öne çıkmaktadır. Krediye ulaşabilen işletmeler ise yüksek faiz oranları ve düşük karlılık nedeniyle bu yoldan vazgeçmiş, bu da büyümeyi engellemiştir. Bu sürecin sonucu olarak özellikle istihdam kaybı yaşanmıştır. Diyarbakır için istihdam açısından büyük önem taşıyan, yoğun bir sektör olan hazır giyim ve tekstil sektöründe yaklaşık yüzde 30’a varan istihdam kaybı meydana gelmiştir. Bununla birlikte yalnızca istihdam değil, işletmelerin yaklaşık yüzde 30’unun faaliyetlerini durdurması gibi ciddi sonuçlar da ortaya çıkmıştır" dedi. 2026’da beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye kolay erişim 2026 yılına yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu ifade eden Kaya, şu ifadeleri kullandı: "Kredi oranlarının düşmesi, bölgede sektörlerin hızlı bir şekilde gelişmesini sağlayacaktır. İlimizin sanayi altyapısı bu açıdan güçlüdür. Her türlü sanayi ürününü üretebilecek kapasitemiz, alanlarımız, altyapımız, beşeri sermayemiz ve genç nüfusumuz bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerin en önemli özelliklerinden biri, komşularıyla yaptıkları ticaretin yüksekliğidir. Barış süreci de tam olarak bunu etkileyecek bir unsurdur. Türkiye’nin güney komşularıyla yakalayacağı bir barış ortamı, en fazla sınır ve komşu illerin ticaretini ve ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir. İhracat rakamlarına baktığımızda Irak’ın bu anlamda önemli bir örnek olduğunu görüyoruz. Irak, en çok ticaret yaptığımız ülkeler arasında hızla üst sıralara çıkmıştır. Aynı süreci Suriye için de yakalayabiliriz. Suriye’nin yeniden imarı ve kalkınmasında itici güç Türkiye, özellikle de bölge illeri olacaktır. Bu nedenle barış sürecinin en olumlu etkileyeceği alan ekonomidir. Bu süreç, hem Türkiye hem de güney komşularımız için önemli bir kalkınma modeli oluşturacaktır." 2026 yılı özellikle tüccarların, sanayicilerin ve imalatçıların arzu ettiği performansın yakalandığı bir yıl olmasını dileyen Kaya, "Barış sürecinin gelişmesi ve güney komşularımızla ilişkilerin güçlenmesi, hem ekonomimizin gelişmesine hem de yaşam kalitemizin artmasına katkı sağlayacaktır. Bu vesileyle hem üyelerimizin hem de halkımızın yeni yıla barış, huzur ve mutluluk içinde girmesini temenni ediyorum" diye konuştu.
Gaziantep Baba-oğul kalaycılık mesleğini yaşatmaya çalışıyor Gaziantep’te kalaycılık mesleğinin son temsilcilerinden Ömer Çetinkaya, oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte mesleğini yaşatmaya çalışıyor. Kentte yaşayan 59 yaşındaki Ömer Çetinkaya, son yıllarda az sayıda ustanın ayakta tutmaya çalıştığı kalaycılık mesleğini 23 yaşındaki oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte sürdürüyor. Çelik mutfak eşyalarının kullanımının yaygınlaşması ve teknolojik yenilikler karşısında çok az kişinin yaptığı meslekler arasında yer alan kalaycılığa çocuk yaşında 45 yıl önce Şahinbey ilçesindeki tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda çırak olarak adım atan Ömer Çetinkaya, kalfalık ve ustalık sürecinin ardından kendi iş yerini açtı. Mesleğini oğlu Halil İbrahim Çetinkaya’ya öğreten Ömer Çetinkaya, oğlu ile birlikte kale altındaki iş yerinde mesleğini yaşatmaya çalışıyor. İlkokul öğrencisi olduğu dönemden bu yana babasına destek olan ve okuldan arta kalan zamanlarda da iş yerinde çıraklık yapan Halil İbrahim Çetinkaya, babasından mesleğin tüm inceliklerini öğrendi. Oğluna mesleği yaşatmaları için nasihatler veren ve aynı zamanda da mesleği her yönüyle uygulamalı olarak öğreten Çetinkaya, oğlu ile birlikte müşterilerden gelen bakır eşyaları kalaylıyor. Unutulmaya yüz tutmuş mesleklerini yaşatmaya çalışan baba-oğul, birlikte hem ekmek paralarını kazanıyor hem de mesleklerini ayakta tutup gelecek nesillere aktarmanın mücadelesini veriyor. Yıllardır aynı çatı altında omuz omuza ocak başında bakır eşyaları kalaylayan baba-oğul, mesleklerini geleceğe taşımak için adeta bir köprü görevi görüyor. 45 yıldır mesleğini severek yapan Çetinkaya, çocuğuna adeta miras olarak bıraktığı mesleğini 15 yıldır oğluyla beraber devam ettiriyor. Mesleğinde çırak bulamazken oğluyla aynı işi yapıyor olmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Ömer Çetinkaya, başkalarının çocuklarına miras olarak para bıraktığı bir devirde kendisinin oğluna meslek bıraktığını söyledi. 45 yıl önce kendi iş yerini açtığı mesleğe aralıksız devam ettiğini belirten Ömer Çetinkaya, "1980’de bu mesleğe başladım. Bu meslekte çok değerli bir ustam vardı, mesleğimi ustamdan öğrendim. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın. Ustamın benim üzerimde büyük emeği var. Mesleğimiz kalaycılık ve bakır eşyaları kalaylıyoruz. Meslekte 40-45 yıl geride kaldı. İlkokulu bitirdim, 1980 yılında başladığım mesleğimi yıllardır severek yapıyorum. 1980 yılından beri Allah’a çok şükür başka bir meslek yapmadım. Bu meslekte bir çırağın yetişmesi için 15-20 yıl geçmesi lazım. Eleman sıkıntısı olduğundan dolayı ben de oğlumu getiriyordum. Yıllardan beri oğlumla beri beraber çalışıp mesleğimize devam ediyoruz" dedi. Babasının yetiştirdiği Halil İbrahim Çetinkaya da ilkokul öğrencisi olduğu dönemden beri babasının yanında çalıştığını belirterek, "Ben 8-9 yaşından beri bu meslekteyim. Okuldan sonra gelir babamın yanında çalışırdım. Tatillerde babamın yanında çalışırdım. Mesleği babamdan öğrendim. Babamın bana öğrettiği mesleği devam ettiriyorum. Eleman yoktu. Bende babamı yalnız bırakmak istemedim. Liseye kadar okudum. Lisedeyken okulu bıraktım. Babamla birlikte mesleğimize devam ediyoruz. Çok şükür bir ekmeğimizi yiyoruz. Kalay yapıyoruz. Çaydanlık, sürahi ve eski bakırları kalaylıyoruz. Baba mesleğini yapmak güzel. Babama yardımcı olduğum için çok mutluyum. Babamla birlikte güzel bir şekilde çalışıyoruz. Mesleğimiz çok güzel" diye konuştu.