TEKNOLOJİ - 17 Nisan 2024 Çarşamba 11:40

BM Yapay Zeka Danışmanı Sahota: “Yapay zekada Türkiye büyük sıçrama yaparak, diğer ülkelerin önüne geçecek”

A
A
A

Uluslararası Future AI Summit 24 Zirvesi için İstanbul’da bulunan Birleşmiş Milletler Yapay Zeka Danışmanı ve IBM Master Inventor Neil Sahota, vermiş olduğu özel röportajda yapay zeka ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Yapay zeka sayesinde 10 yılda 100 yıllık bir değişim yaşanacağını belirten Neil Sahota, Türkiye’nin yapay zeka ile ilgili durumundan, yakın gelecekte herkesin sahip olacağı yapay zeka asistanına kadar birçok konuya değindi.

Yapay zeka alanındaki ünlü otoriteler ve uzmanlar, Bahçeşehir Üniversitesi’nin (BAU) ev sahipliğini yaptığı Uluslararası Future AI Summit 24 zirvesinde İstanbul’da bir araya geldi. 16 ve 17 Nisan’da, BAU Kemerburgaz’da yer alan teknoloji ve girişim merkezi İstanbul Future Campus’te düzenlenen zirvenin açılışı, yapay zeka tabanlı Lucia tarafından yapıldı. 2 gün süren zirvede 45 oturumda 120 (60’ın üzerinde akademisyen ve 60’ın üzerinde yapay zeka vizyoneri, sektör lideri) konuşmacı yer aldı. Önemli konuklardan biri olan Birleşmiş Milletler Yapay Zeka Danışmanı ve IBM Master Inventor Neil Sahota ise zirvede verdiği özel röportajda çarpıcı bilgiler ve öngörülerde bulundu.

“10 yılda 100 yıllık değişim olacak, bu yüzden mevcut iş gücünü bu değişime göre ayarlamalıyız”

Yapay zeka sayesinde artık değişimlerin kısa zamanda çok fazla olduğunu aktaran Neil Sahota, bu anlamda değişimlere ayak uydurulması gerektiğini söyledi. Sahota, “Bu gerçekten ihtiyaç duyulan bir etkinlik. Değişimin olduğu bir zamanda yaşıyoruz. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde 100 yıllık bir değişim yaşayacağız. Bu yüzden mevcut iş gücümüzü buna göre ayarlamak ve geleceğe dair bunu çözümleyebilmek çok önemli. Bu yüzden bu organizasyon da aslında yapılması gereken neyse tam olarak onu yapıyor” dedi.

“Geleceğin yapay zeka çözümlerini yine yapay zeka ile yapıyoruz”

Yapay zeka ile ilgili gelecekte oluşacak problemlere karşı çözümleri yine yapay zeka ile yapıldığından ve insanlardan daha iyi bir senaryo ortaya koyabildiğinden bahseden Sahota, “Yapay zekayı 3 temel noktada değerlendiriyoruz. Öncelikle çözeceğimizi problemin durumunu inceliyoruz ve onun ne kadar kompleks olduğunu incelemiş oluyoruz. İkinci olarak da oluşturduğumuz etkiye bakıyoruz. Üçüncüsü ise planımız dışında olan iyi kullanımları ve kötü kullanımları da değerlendiriyoruz. Geleceğin yapay zeka çözümlerini yapabilmek ya da öngörebilmek için aslında yine yapay zekayı kullanıyoruz. Çünkü insanlardan daha iyi bir senaryo planlaması yapıyor ve öngörü ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.

“Herkesin 5-7 yıl arası kişisel yapay zeka asistanı olacak”

Önümüzdeki yıllarda yapay zeka ile insanların ne gibi kolaylıklara erişebileceği noktasında da yorumlarda bulunan Sahota, çok yakında herkesin kişisel bir asistana sahip olacağından bahsetti. Sahota sözlerine şu şekilde devam etti:

“2022’de ChatGPT ortaya çıktı. Bu da pront mühendisliğini yani girdi mühendisliğini gerektiriyor. Artık bu girdileri almadan, girdi olmadan da AI bir şeyler yapmaya başlıyor. Bu artık AI agent dediğimiz noktaya gidiyor. Yeni bir terminoloji. Artık bir insan tarafından bir girdi ya da soru sorulmadan da mevcut olaylardan toparlayarak AI bazı konularda çözüm üretmeye başlıyor. Bu gelişmeler doğrultusunda 5 ile 7 yıl arasında bir yapay zeka asistanınız olacak. Biz bunlara AI agent ajanları diyoruz. Sizin için mesela doğum günlerinde ya da eşinizle ilgili önemli bir günde sizi o günden önce hazırlıyor. Örneğin hediye alacak olduğunuz kişinin internet geçmişine gidecek, sosyal medya aramalarını kurcalayacak ve sizin için çok da güzel bir hediye bulacak hatta alacak. Böylelikle siz en mükemmel hediyeyi aramak zorunda olmayacaksınız.”

“Özel hayat diye bir kavram yok ve kimse bunu önemsemiyor”

Yeni özel asistanların özel bilgilere erişebileceğinden dolayı bunun özel hayatın ihlali noktasında sıkıntılara sebep olup olmayacağı sorusu üzerine ise Sahota, “Zaten uzun zamandır gelişen teknoloji ile birlikte özel hayat kavramı artık yok ve bunu kimse önemsemiyor” dedi. Sahota ayrıca, “Zaten sosyal medyalar yapay zekalar tarafından yönetiliyor. Hobilerinizi, ilgi alakalarınız ve kişisel bilgilerinizi zaten biliyorlar. Hiper değişimle birlikte AI’ler kendi içeriklerini kendileri oluşturmaya başlayacaklar. Özellikle de kişinin kendi zevkleri için. Böylelikle sosyal hayatımızda AI daha fazla rol oynayacak. Problem ise şu; insanlar arası sosyal becerileri şu an itibariyle yavaş yavaş kaybetmeye başlıyoruz. Kendi çocuklarım bile yüz yüze konuşmaktansa artık sosyal medya üzerinden konuşmayı mesajlaşmayı tercih ediyor. Böylelikle hem jest ve mimiklerden hem de sosyal yetilerden yavaş yavaş eksiliyoruz. Gizlilik kısmı ise çok önemli bir nokta fakat artık özel bir hayat ya da durum maalesef yok ve çoğu insan da buna takılmıyor. Bizim verilerimizin toplandığını ve kullanıldığını zaten uzun zamandır biliyoruz” şeklinde konuştu.

Yapay zekanın en çok etkilediği sektör: Pazarlama

Sahota, birçok sektörü çok fazla etkileyen ve değişime mecbur kılan yapay zekanın en çok etkilediği alanın aslında pazarlama olduğunu söyledi. Yapay zeka pazarlama terimi sayesinde ürünlerin sanki bir yakın arkadaş tavsiyesi gibi gösterildiğine dikkat çeken Sahota, “Bilişsel ve psikoloji dallarını da kullanarak artık pazarlama alanında AI kullanılıyor. Yeni pazarlama stratejileri artık en yakın arkadaşımızmış gibi bizi anlamaya çalışıyor. Gerçekten bizim en yakın arkadaşımızmış gibi de konuşuyor ayrıca. Tipik bir reklam çıkaracağına karşımıza en yakın arkadaşınız bu ürünü almaya sizi ikna ediyormuşçasına sizle konuşuyor” dedi.

Türkiye’nin çok kültürlü yapısı yapay zeka konusunda sıçrama yapmasına sebep olacak

Yapay zeka pazarlama konusunda birçok ülkenin çalışmalara devam ettiğine ama Türkiye’nin özellikle bu noktada eşsiz bir fırsatı olduğu değerlendirmesinde bulunan Sahota, konusunun çok kültürel yapıdan kaynaklandığını söyledi. Sahota, “Türkiye’nin yapay zeka konusunda çok eşsiz bir fırsatı var. Burada en önemli şey aslında AI sistemlerini geliştirebilmek. Bir perspektif gerekiyor ve tabii ki insanların deneyimi gerekiyor. Kültürel ve çevre faktörlerini göz önünde bulundurduğumuzda Türkiye çok önemli bir noktada. Global ve uluslararası anlamda kullanılabilecek bir AI ağı alt yapısının Türkiye’de oluşturulmasının çok mümkün olduğunu düşünüyorum. Çoğu ülke AI sistemi geliştirirken çok yerel bir bakış açısıyla bunu gerçekleştiriyor. Amerikalı şirketler Amerikalıların nasıl iş yapacağını düşünüyorlar. Ya da Amerikalılar nasıl AI’ı kullanacak diye düşünüyorlar. Bu yüzden farklı farklı milletlerden farklı kültürlerden insanları tanımada zorluk çekiyor ve pazarlamada insanları ikna kabiliyeti de düşüyor. Amerikalı birinin satın alma düsturunu rol model aldığı için eksik kalıyor. Ama Türkiye’nin bu çok milletli ve çok kültürlü durumu bu anlamda AI’a yansıması daha olumlu olacaktır. AI araçlarının kullanımına geldiğinde ise konu, Türkiye’nin büyük bir sıçrama yapması ve diğer ülkelerin önüne geçmesi çok mümkün” ifadelerini kullandı.

“Hep kötü ihtimallerini konuşuyoruz, yapay zekayı iyilik için de kullanabiliriz”

Son olarak yapay zeka ile ilgili genellikle hep kötü ihtimallerin konuşulduğundan fakat iyilik için de kullanılacağının gayet mümkün olduğundan bahseden Sahota, “Kazanç sağladığımız birçok şeyi konuştuk AI ile alakalı ve kötü şeyleri de tartıştık. Ama yapay zekayı nasıl iyiliğe kullanırız ondan çok bahsetmedik. BM’deki rolünü AI for good’ yani ‘iyilik için yapay zeka’ kavramını o yüzden çok seviyorum. Sosyal yansımalarıyla alakalı insanların yüreklendirilmesini önemli görüyorum. Hem para kazanabilirsiniz hem de insanlara yardım edebilirsiniz. İnsanların negatif risklere bağlı olduğu kadar olumlu yanlarını da düşünmek gerekir. Böylelikle yapay zekayı iyilik için daha iyi kullanabiliriz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Şeyda Ceylan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 14 ilde göçmen kaçakçılığına yönelik operasyonlarda 156 şüpheli göçmen kaçakçısı yakalandı, 112’si tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 14 ilde son 2 haftada jandarma tarafından göçmen kaçakçılığına yönelik düzenlenen operasyonlar ile 156 şüpheli göçmen kaçakçısının yakalandığını ve 112’sinin tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Jandarma Genel Komutanlığı Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti ile Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Edirne, Muğla, Aydın, Balıkesir, İzmir, Çanakkale, Tekirdağ, Antalya, Mersin, Van, Şanlıurfa, Erzurum, Hatay ve Gaziantep olmak üzere 14 ilde göçmen kaçakçılığına yönelik operasyonlar düzenlendi. Son 2 haftada Jandarma İnsansız Hava Araçları (JİHA) ile havadan, İl Jandarma Komutanlıklarınca karadan yapılan çalışmalar sonucu düzenlenen operasyonlarda 156 şüpheli göçmen kaçakçılığı organizatörü yakalandı. Şüphelilerden 112’si tutuklanırken 44’ü hakkında ise adli kontrol hükümleri uygulandı. Ayrıca yapılan operasyonlar sonucu 120 adet araç ile 13 adet bot ele geçirildi. Bakan Yerlikaya yaptığı paylaşımda göç yönetimine dikkati çekerek, "Göç yönetiminin güvenlik boyutunu; insan ticareti, düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığı ile mücadele alanlarında hukuk devleti ilkeleri ve insan haklarına riayet temelinde yürütülen etkin çalışmalar oluşturmaktadır. Bu kapsamda sınır güvenliği, üstün teknolojilerden ve gelişmiş izleme-denetim sistemlerinden yararlanılarak güçlendirilmekte; yasa dışı göç yollarını teşvik eden ve organize eden yapılara karşı hem sahada hem de hukuki zeminde güçlü ve caydırıcı mekanizmalar işletilmektedir" ifadelerine yer verdi.
Karabük Kar yağışını duyan soluğu burada aldı Kar yağışını fırsat bilen vatandaşlar, Karabük’ün yüksek kesimlerine akın ederek ateş yakıp fotoğraf çektirirken karın keyfini doyasıya çıkardı. Karabük’ün yüksek kesimlerinde kar yağışı gecenin ilerleyen saatlerinde de etkisini sürdürdü. Meteoroloji Genel Müdürlüğünün uyarısının ardından özellikle yüksek rakımlı bölgelerde başlayan kar yağışı, Safranbolu-Bartın kara yolunu beyaza bürüdü. Karayolları ekipleri, daha önce yaptıkları hazırlıklar kapsamında bölgede kar küreme ve tuzlama çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Kar yağışını fırsat bilen vatandaşlar, bin 30 rakımlı Ahmetusta Geçidi’ne akın etti. Bölgeye gelenler ateş yakarak ısınırken, bol bol fotoğraf çektirip karın keyfini çıkardı. İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube ekipleri de bölgede denetim yaptı. Ekipler, kış lastiği bulunmayan sürücüleri olası olumsuzluklara karşı uyararak, bölgeyi terk etmeleri gerektiğini bildirdi. Sürücülere kar yağışı ve buzlanmaya karşı uyarılarda bulunuldu. Ahmetusta mevkiinde kar yağışının fazla olduğunu öğrendikten sonra eşi ve arkadaşları ile bölgeye geldiklerini ifade eden Selver Yıldırım, araçta kış lastiği bulunmasına rağmen gelmekte zorlandıklarını belirtti. Yıldırım, kar yağışı sonradan bölgedeki atmosferi güzel bulduğunu aktararak çok eğlendiklerini söyledi. Zonguldak’ın Çaycuma ilçesine bağlı Perşembe beldesinden kar için Safranbolu’ya Doğan marka otomobille gelen Alperen Demirkul, "Çok mutluyuz. Aracımızla gelirken biraz zorlandık ama burası beklentimizi karşıladı. Bütün gençler burada. Ekipler de çalışmalarını sürdürüyor" diye konuştu.