ASAYİŞ - 10 Aralık 2025 Çarşamba 14:04

Büyükçekmece Adliyesi’ndeki altın ve gümüş soygununa ilişkin 13 şüpheli adliyede

A
A
A
Büyükçekmece Adliyesi’ndeki altın ve gümüş soygununa ilişkin 13 şüpheli adliyede

Büyükçekmece Adliyesi soygununa ilişkin aralarında firari Erdal T.’nin kaynanası, kayınbiraderi, kayınpederiyle, çalıntı altının alım ve satımına aracılık edenlerin de bulunduğu 13 şüpheli adliyeye getirildi.


Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli emanet deposundan çalınan altınların bulunması ve şüphelilerin tespitine yönelik 17 ayrı düzenlenen operasyonda firari şüpheli Erdal T.’nin eşi Esma T.’nin anne-babası ve kardeşi, kamera kayıtlarıyla altınların yüklendiği araçta bulunduğu tespit edilen bir şüpheli ile çalınan altınlardan bir kısmını almak üzere olay yerine gelen başka bir şüpheli de dahil olmak üzere toplam 10 kişi gözaltına alınmıştı.



13 şüpheli adliyeye getirildi


Soruşturma kapsamında 3 şüpheli daha gözaltına alındı. Gayrettepe Şube Müdürlüğü’ne götürülen şüphelilerin buradaki işlemleri tamamlandı. Firari Erdal T.’nin kaynanası, kayınbiraderi, kayınpederiyle, çalıntı altının alım ve satımına aracılık edenlerin de bulunduğu 13 şüpheli emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Büyükçekmece Adliyesi’ne getirildi.


Büyükçekmece Adliyesi’nde yaşanan olayda, Emanet Bürosu’nda görevli zimmet memuru Erdal T., 50 kilogram gümüş, 25 kilogram altınla kayıplara karışmış, şahsın eşi ve çocuklarıyla İngiltere’ye kaçtığı tespit edilmişti. Olayla ilgili soruşturma başlatan Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı emanet memuru Kemal D.’nin gözaltına alınması talimatını vermiş, hakimliğe sevk edilen Kemal D. tutuklanmıştı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Doç. Dr. İlyas Sarıbaş: "Deprem yönetmeliğimiz iyi, maalesef bu sahaya yansımıyor" ATÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlyas Sarıbaş, Türkiye’nin yapı stoğunun ciddi manada güvensiz olduğunu belirterek, "Deprem yönetmeliğimiz çok ciddi manada iyi. Maalesef bu sahaya yansımıyor. Bundan dolayı bizim kayıplarımız çok daha fazla" dedi. Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (ATÜ), Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerinin ardından İtalya’daki Camerino Üniversitesi ile iş birliği yaptı. 2 üniversitedeki deprem uzmanları, İtalya ve Türkiye’deki deprem bölgelerini inceleyip sismik süreçler, fay dinamikleri ve sismik tehlikeler hakkında araştırmalar yapacak.Bugün de iş birliği çerçevesinde Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde ’2023 Türkiye depreminin ardından’ çalıştayı düzenledi. Çalıştayda, uzmanlar alanlarında sunumlar gerçekleştirdi. Açılış öncesi gazetecilere konuşan İtalya grubunun koordinatörü, Camerino Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emanuele Tondi, 2016 yılında İtalya’da büyük bir deprem yaşadıklarını ve çok kayıp verdiklerini hatırlatarak, "Bu büyük afetler sonrasında toplanmanın ve iş birliğinin önemli olduğunu düşünüyorum. Özel bilimsel konular var. Deprem sonrası bölgenin kalkınması için lazım olan şeylerin birlikte incelenmeye ihtiyacı var. Çalıştayda hem İtalya’da hem Türkiye’deki depremler arasında kıyaslama yaparak jeolojik olarak sosyoekonomik olarak çalışmalar yaptık" diye konuştu. "Hem çalıştay hem de saha gezileri düzenledik" Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Sözen ise, "İtalya da bizim gibi deprem bölgesi. Camerino Üniversitesi ile ortaklığımız var. Depremden hemen sonrada kendileri burada incelemelerde bulundular. Şimdi de aradan geçen süreçte depreme karşı ülkemizin gösterdiği başarıyı görecekler ben buna eminim. 450 bin konuta ulaştı şu an Tükiye’nin yaptığı planlamalar çerçevesinde. Burada hem çalıştay hem de saha gezileri düzenledik. Ekiplerimizle inceleme yapacaklar. Bu çalıştayın sonucu son derece önemli" dedi. "Yapı stoğumuz ciddi manada güvensiz" Geçtiğimiz günlerde Japonya’da meydana gelen 7,5 büyüklüğündeki depremin, Kahramanmaraş merkezli depremler ile yaklaşık aynı büyüklükte olduğuna dikkat çeken Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlyas Sarıbaş, şunları söyledi: "2021 yılında Alaska’da meydana gelen deprem 8.2 büyüklüğünde. Bizim Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerle eş değer. O depremde can kaybı neredeyse yok. Ama maalesef ki bizim ülkemizde iki tane art arda büyük deprem meydana geldi. Burada hem yapı stoğu bakımından hem de depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımız bakımından çok ciddi manada büyük kayıplarımız var. Ortaya çıkan farkın temel sebebini dört ana başlıkta sınıflandırıyoruz. Birincisi lokasyon, ikincisi zaman, üçüncüsü depremin derinliği, dördüncüsü zemin parametreleri. Dolayısıyla Alaska’da 8.2 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmesi durumunda bile zemin parametreleri, zamanlaması, lokasyonu bizim ülkemizden farklı olduğu için orada yıkım bizimki kadar olmadı. Can kaybı bizimki kadar olmadı ama maalesef ki bizim burada Hatay’da özellikle zemin çok ciddi manada kötü diyebileceğimiz bir zemin. Bir de deprem sabaha karşı meydana geldi. Dolayısıyla bu da ciddi manada can kaybını arttırmış oldu. Bir de yapı stoğumuz ciddi manada güvensiz. Neden güvensiz? Bizim bir deprem yönetmeliğimiz yok mu? Deprem yönetmeliğimiz çok ciddi manada iyi. Hatta şunu iddia edebiliriz. Avrupa, Amerika yönetmeliklerine eş değer, daha da iyi yönetmelikler var. Maalesef ki bu sahaya yansımıyor. Bundan dolayı bizim kayıplarımız çok daha fazla. Bunu Japonya’yla özdeşleştirirsek aynı durum aslında. Yani orada meydana gelen deprem derin dediğimiz depremler. Dolayısıyla bizim depremlerimiz sığ depremler. Yani depremin etkisi, yapı stoğu ve benzeri parametreler orada daha az etki ediyor. Can kaybına ve yapıların yıkılmasına. Bizde tam tersi bir durum söz konusu. Bu çalıştayla beraber umarım ciddi manada iyi sonuçlar ortaya çıkar."
Muğla ‘Bir Başka Yolculuk Gerek Bize’ grafik tasarım sergisi kapılarını açtı Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla hazırlanan ‘Bir Başka Yolculuk Gerek Bize-Grafik Tasarım Sergisi’, Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi’nde gerçekleştirilen törenle sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Grafik tasarım sanatçısı Yasemin Sayıbaş Akyüz tarafından hazırlanan sergi, doğa, çevresel farkındalık ve sanatın kesişiminde oluşturduğu güçlü görsel anlatımıyla dikkat çekiyor. ‘Bir Başka Yolculuk Gerek Bize-Grafik Tasarım Sergisi’ ile sanatseverler, doğanın, çevresel farkındalığın ve sanatın bir araya geldiği özel bir yolculuğa tanıklık ediyor. Yapılan konuşmalarda, serginin hem toplumsal hem çevresel duyarlılığa katkı sunmayı amaçladığı vurgulandı. Sergide yer alan eserler; endüstriyel kirlilik, sürdürülebilir yaşam, insan-doğa ilişkisi gibi konuları grafik tasarımın etkileyici diliyle yorumluyor. Ziyaretçilere hem düşündüren hem de duygusal bir deneyim sunan çalışmalar, sanatın çevre bilincini güçlendirme potansiyelini gözler önüne seriyor. Kıyı Ege Belediyeler Birliği, MUPA ve Muğla Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen sergi, Muğla’da sanat ve çevre duyarlılığının buluştuğu önemli etkinliklerden biri olarak öne çıkıyor. Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, serginin açılışı dolayısıyla yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti: "Sanat, toplumun vicdanıdır. Özellikle çevresel sorunların her geçen gün daha görünür hâle geldiği bir dönemde, sanatçıların bu konulara dikkat çeken üretimleri son derece değerlidir. Yasemin Sayıbaş Akyüz’ün bu sergisi, hem doğaya bakışımızı yeniden düşünmemize hem de geleceğe dair sorumluluğumuzu hatırlamamıza vesile oluyor. Muğla olarak doğayı koruma mücadelesinin yanında kültür ve sanatı destekleyen projelere her zaman önem verdik, vermeye de devam edeceğiz. Tüm vatandaşlarımızı bu anlamlı sergiyi ziyaret etmeye davet ediyorum" dedi.
Diyarbakır DTSO’dan toplumsal destek hareketi: Bağlar Semt Polikliniği’ne modern emzirme odası katkısı Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO), sosyal sorumluluk bilinciyle hareket ederek, Bağlar Semt Polikliniği bünyesinde, annelerin ve bebeklerin hijyenik ve özel bir alanda ihtiyaçlarını giderebilmeleri amacıyla modern emzirme odasının açılmasına destek sağladı. DTSO Genel Sekreteri Ferdani Gökdere, özellikle Bağlar gibi sosyo-ekonomik açıdan desteğe ihtiyacı olan bölgelerde yaşayan vatandaşların temel kamu hizmetlerine erişim kalitesini artırmanın öncelikleri arasında olduğu söyledi. Açılışı gerçekleştirilen emzirme odası, bebekli annelerin mahremiyet ve konfor içinde çocuklarını emzirmelerine ve bakımlarını yapmalarına imkan tanıdığını belirten Gökdere, poliklinik hizmetlerinin daha iyi koşullarda sunulmasına katkı sağlayacağını ifade etti. Gökdere, odaya ait kaynakların yalnızca ekonomik gelişime değil, aynı zamanda şehrin sosyal kalkınmasına da yönlendirilmesi gerektiğine inandıklarını ifade ederek, "Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası olarak, kentimizin sadece ticaret ve sanayide değil, aynı zamanda sosyal alanda da güçlenmesini amaçlıyoruz. Bağlar Semt Polikliniği’ne sağladığımız bu katkı, sadece bir başlangıçtır. Halkımızın yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bu tür kamu destek projelerimize yerel yönetimler ve kamu kurumlarıyla işbirliği içerisinde kararlılıkla devam edeceğiz. Toplumun her kesiminin ihtiyaçlarına duyarlı olmayı ve üyelerimizle birlikte şehrimize değer katmayı sürdüreceğiz" dedi. Gökdere, DTSO’nun yerel yönetimler ve kamu kurumlarıyla işbirliği içerisinde, Diyarbakır’ın refah seviyesini yükseltecek ve sosyal eşitsizlikleri azaltmaya yönelik projeleri desteklemeye devam edeceklerini vurguladı.