ASAYİŞ - 11 Eylül 2020 Cuma 14:14

Çiçekçilik yapan annesi ve eşini öldüren sanık hakim karşısına çıktı

A
A
A
Çiçekçilik yapan annesi ve eşini öldüren sanık hakim karşısına çıktı

Kadıköy’de cezaevinden çıktıktan bir süre sonra çiçekçilik yapan annesi ve eşini silahla vurarak öldüren sanık, 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hakim karşısına çıktı.

Kadıköy’de cezaevinden çıktıktan bir süre sonra çiçekçilik yapan annesi ve eşini silahla vurarak öldüren sanık, 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hakim karşısına çıktı. Duruşmada dinlenen sanığın kızı, “Dedemin ona, ‘maktulleri öldür’ demesi mümkün değildir. Dedeme baba derim. Biz çok mutlu bir aileydik. Babam cezaevinden çıktıktan sonra hayatımız cehennem oldu” dedi.


Kadıköy’de 18 Ocak 2020 tarihinde Tahsin Yüksekova, çiçekçilik yapan annesi Zülfiye Yüksekova(60) ve karısı Seyhan Yüksekova’nın(37) silahla vurarak öldürdü. Olaydan 10 ay önce cezaevinden çıktığı öğrenilen sanık Tahsin Yüksekova(38) hakkında “kasten öldürme” suçundan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı. Sanığın yargılanmasına başlandı.


İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Tahsin Yüksekova Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, sanığın kızı Zeynep Yüksekova ve babası Ayhan Yüksekova da müşteki olarak salonda hazır bulundu.


“Babamın dediğini yaptım”


Duruşmada savunma yapan sanık Tahsin Yüksekova, "Her şey ortada. Maktulleri ben öldürdüm, suçlamayı kabul ediyorum. Şeref ve namus için ben bu suçu işledim. Babam Ayhan Yüksekova beni yönlendirdi. ’Oğlu bunları öldüreceksin’ dedi. Maktullerin namussuzluk yaptıklarını söyledi, ben namussuzluk yaptıklarını göremedim. Ben babama güvendiğim için hiçbir şey sormadım, sadece onun dediğini yaptım. Cezaevinden çıkınca gerek eşimden gerekse de annemden para istemedim. Çiçekçi dükkanı da benim üzerine olsun istemedim. Çiçek satış işi yaparım” diyerek para için yapmadığını iddia etti.


“Bu adam cezaevinden çıktıktan sonra hayatımız cehennem oldu”


Duruşmada müşteki olarak dinlenen sanığın kızı Zeynep Yüksekova, "Ben bu cinayetin tek başına işlendiğini düşünmüyorum. Amcam ve karısının bu işin içerisinde olduklarını düşünüyorum. Çünkü bu kişiler annemi istemiyordu. 20 yıldır annem aynı yerde çiçek satıyor, herhangi bir namussuzlukta bulunmadı. Dedemin ona öldürmesi yönünde beyanat vermesi mümkün değildir. Dedeme baba derim. Biz çok mutlu bir aileydik, sanık cezaevinden çıktıktan sonra hayatımız cehennem oldu. Sürekli annemi rahatsız ediyordu ve çiçek tezgahını istiyordu. Eskiden beri anneme eziyet edip şiddet uyguluyordu. Çok zor günler yaşadık. O cezaevine girdikten sonra rahat yüzü gördük. Ölmeden bir gün önce annemin en sevdiği yemeği yaptım ama annem o yemeği yiyemeden öldü. Bu adam iki yuvayı birden yıktı. Şikayetçiyim ve cezalandırılmasını istiyorum” dedi.


“50 yıllık hayat arkadaşımı nasıl öldür derim"


Sanığın babası Ayhan Yüksekova ise, “Eşimi ile gelinimi öldürmesini istemem mümkün değildir. Sürekli olarak şiddet uygulayan bir kişiydi. Annesine ve eşine hep şiddet uygulardı. Beni niye suçladığını bilemiyorum. Ben 50 senelik hayat arkadaşımı nasıl öldür derim. Kendisi ne isterse onu yapardık. Eğer yapmazsak eve zarar veriyordu. Kendisi aynı zamanda alkol bağımlısıdır. Belki de, alkol veya uyuşturucunun etkisiyle bu olayı gerçekleştirmiş olabilir. Silahı ben vermedim” diyerek sanığın cezalandırılmasını istedi.


Ceza ehliyeti tespit edilecek


Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine yazı yazılarak sanığın sağlık durumu hakkında bilgi verilmesini istedi. Sanığın Adli Tıp Kurumu’na sevk edilerek gözlem altına alınmasına ve suç tarihinde cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığı yönünde rapor hazırlanmasına hükmedildi. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı eksikliklerin giderilmesi ertelendi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Demir yumruk Muhammet Türkiye üçüncüsü oldu Fethiye’de düzenlenen Yıldız Erkekler ve Kadınlar Türkiye Ferdi Boks Şampiyonası’na katılan Aydın’ın demir yumruğu Muhammet Anıl Ceyhaner, Türkiye üçüncüsü oldu. Yıldız Erkekler ve Kadınlar Türkiye Ferdi Boks Şampiyonası Muğla’nın Fethiye ilçesinin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Şampiyonada Aydın’ı temsil eden Muhammet Anıl Ceyhaner başarılarıyla şampiyonaya damga vurdu. Kıyasıya mücadelenin yaşandığı şampiyonada rakiplerini alt etmeyi başaran Aydın’ın demir yumruğu, kıran kırana geçen mücadelelerin ardından Avrupa Şampiyonu rakibine mağlup olarak Yıldız Erkekler Türkiye Üçüncüsü oldu. Türkiye Boks Federasyonu Aydın Boks İl Temsilcisi ve Genç Erkekler Boks Milli Takım Baş Antrenörü olan Yavuz Kılıç ise öğrencilerini tebrik ederek "11-19 Mayıs 2024 tarihleri arasında Fethiye’de düzenlenen Yıldız Erkekler ve Kadınlar Türkiye Ferdi Boks Şampiyonasına ilimizi temsilen katıldık ve şampiyonayı bir bronz madalya ile tamamladık. 80 kilogramda ringe çıkan Muhammet Anıl Ceyhaner yarı finalde Avrupa Şampiyonu rakibine mağlup olarak Yıldız Erkekler Türkiye Üçüncüsü olmuştur. Bize desteklerinden ötürü başta Aydın Gençlik ve Spor İl Müdürlüğümüze ve her türlü imkan ve desteğini bizden eksik etmeyen İl Müdürümüz Cenap Fillikçioğlu’na, Nazilli Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğümüze ve İlçe Müdürümüz Güven Eker’e, boks spor kulüplerimize ve değerli yönetimine bizlere inanıp dualarını esirgemeyen ve emeği geçen herkese teşekkürü bir borç bilirim. Aydınımıza ve Nazillimize hayırlı olsun. Aldığımız her madalyayı babam Abdulaziz Kılıç’a ithaf ettik. Kabri nur mekanı cennet olsun inşallah” dedi.
İstanbul Kediyi camdan aşağı ittirerek yaralanmasına neden olduğu iddia edilen sınav gözetmeni hakim karşısında Beşiktaş’ta okulca sahiplenilen ve sınıf penceresinin önünde duran kediyi camdan aşağı ittirerek yaralanmasına neden olduğu iddia edilen sınav gözetmeni, hakim karşısına çıktı. Beşiktaş’ta 23 Mart 2024’te okulca sahiplenilen ve sınıf penceresinin önünde bulunan kediyi sınıf gözetmeni olarak görevli olduğu okulda camdan aşağı ittirerek yaralanmasına neden olduğu iddia edilen sanık Ferhat A.’nın yargılanmasına başlandı. İstanbul 60. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuksuz sanık Ferhat A. ve avukatı hazır bulundu. Duruşmaya okul adına avukat da katıldı. “Kediyi camdan aşağı atma niyetim yoktu” Duruşmada savunma yapan sanık Ferhat A., suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek, “Olayın yaşandığı liseye gözetmen olarak ilk kez gitmiştim. Sınav başladığında hava sıcak olduğundan pencere açıktı. O sırada kedi camdan sınıfa atladı ve sınavdaki öğrencilerin dikkati dağıldı. Ben de kediyi kucağıma alıp, geldiği camın korkuluğuna bırakarak kenarına bıraktım ve camı kapattım. Kediyi camdan aşağı atma niyetim yoktu” ifadelerini kullandı. “Ailem ve ben sürekli hakaretlere ve küfürlere maruz kalıyoruz” Savunmasında kedinin düştüğünü fark etmediğini belirten Ferhat A., “Bu süreçte manevi olarak çok yıprandım. İşlemediğim bir suç yüzünden ailem ve ben sürekli hakaretlere ve küfürlere maruz kalıyoruz. İtibarım yerle bir edildi. Olay günü akşam 17.00’a kadar okuldaydım. O gün kimse bana bir şey söylemedi. Olaydan 3 gün sonra çalıştığım şirket beni aradı, benden savunma istedi. Böyle bir suç işlemedim, beraatımı talep ediyorum” şeklinde konuştu. “Kendisi itibar suikastına uğramıştır” Duruşmada savunma yapan sanık avukatı, öğrencilerin beyanlarında herhangi bir kedinin atıldığına dair şikayetin bulunmadığını söyleyerek, “Öğrenciler bu kedinin sürekli pervazlarda gezdiğini söylüyor. Sanık olay günü sınıfa giren kediyi camdan atmamış, gezdiği pervaza geri bırakmıştır. Müvekkilim okumak için çalışmak zorunda ve kendisi itibar suikastına uğramıştır, kasıtla suç işlememiştir. Beraatini talep ediyorum” dedi. “Öğrenciler kediyi düşerken gördüklerini, bakmak istediklerinde sanığın izin vermediğini söylediler” Olayın yaşandığı okulun müşteki avukatı da beyanında, “Yaralanan kedi okulumuzda bakımını üstlendiğimiz ve etrafta gezinen onlarca kediden bir tanesidir. Kedinin tedavisini okulumuz üstlenmiştir. Öğrenciler bizlere kediyi düşerken gördüklerini, bakmak istediklerinde sanığın izin vermediğini söylediler. Kedinin tedavisini üstlendik ve tamamlandı, sanık bu masrafları karşılamadı” ifadelerini kullandı. Olay günü sınıfta bulunan öğrencilerin tanık olarak dinlenmesine hükmetti Ara kararını açıklayan mahkeme, olay günü sınıfta bulunan yaşı 15’in üzerinde olan öğrencilerin mahkemede tanık olarak dinlenilmelerine ve sanık Ferhat A.’nın adli kontrol tedbirinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. İddianameden: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, şüpheli Ferhat A.’nın sınıf gözetmeni olarak görev yaptığı okulda sınıf penceresinin önünde bulunan ve okulca sahiplenilen kediyi camdan aşağı ittiği, yüksekten düşen kedinin yaralandığı, iç kanama ve kemik kırığı tespit edildiği yer aldı. İddianamede şüpheli Ferhat A. hakkında ‘bir ev hayvanına veya evcil hayvana işkence etme’ suçundan 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Giresun Fındık dallarını gören fındık üreticisi yeni sezon öncesi hem umutlu ve hem temkinli konuştu Giresun’da fındık bahçelerini dolaşan ve dalların dolu olduğunu gören fındık üreticileri yeni sezon öncesi hem umutlu hem temkinli konuştu. Üreticiler, fındığın çuvala girinceye kadar riskinin devam ettiğini ifade ederek sevinmek için erken olduğunu söylediler. Geçtiğimiz yıllarda da dalda iyi görünen fındığın hasat zamanına yaklaşırken döküldüğünü hatırlatan fındık üreticisi Zeki Can, “Fındıklarda boş dal yok. Küçük bir sürgünde bile fındık baskın görünüyor. Bu şuanda iyi bir rekolte olduğunu gösterse de ne yazık ki çuvala girinceye kadar riski devam ediyor. Geçtiğimiz yılda bu zamanlarda çok iyi görünen fındık hasat zamanına yaklaşırken, bir dolu, bir fırtına ardından kavurucu sıcaklar fındığı olduğu gibi dibine döktü. Bu yüzden şuan daldaki fındığa iyi bir verim alacağız diye sevinemiyoruz. Çünkü sevinmek için daha çok erken” dedi. "Böcek ve hastalıklarla mücadele etsek de doğa risklerinde çaresiz kalıyoruz" Daldaki fındığa sevinmek için en az bir ay daha beklemek gerektiğini söyleyen Muzaffer Eyibil ise “Fındık üreticisi olarak şuan ki fındığı dalda tutmak için her türlü mücadeleyi yapıyoruz. Bir tarafta Kahverengi kokarca tehdidi diğer tarafta doğa riskleri var. Kahverengi kokarcayla ve küf gibi hastalıklarla kimyasal mücadelemizi yapıyoruz ama doğa ile mücadeleye çaresiz kalıyoruz. Bir fırtına, bir güneş daldaki fındığı da dalı da olduğu gibi döküyor. Bu nedenle şuan çok iyi görünen fındık ne yazık ki bizi sevindiremiyor" ifadelerini kullandı.
İstanbul Esenyurt Kadınlar Birliği Platformu dayanışma gecesi düzenledi Esenyurt Kadınlar Birliği Platformu’nun düzenlediği dayanışma gecesinde konuşan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, "Kadınlar büyük hünerleri olan insanlar. Onların hünerlerini gerçekleştirmesi için gerekli imkanları belediyelerin tamamlaması lazım. Biz belediye olarak kadınlarımızın emrindeyiz. Onlar ne derse o olacak" dedi. Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, Esenyurt Kadınlar Birliği Platformu’nun düzenlemiş olduğu dayanışma gecesine katıldı. Esenyurt Nene Hatun Kültür Merkezi’nde gerçekleşen programda, Başkan Özer’in yanı sıra Kadınlar Platformu yöneticileri ile çok sayıda kadın yer aldı. İlçede kadınlara yönelik başlattığı projelerle dikkat çeken Prof. Dr. Özer burada yaptığı konuşmada, "Değerli kadınlar; kadın varsa hayat var, kadın yoksa hayat yok gerçeğinden yola çıkarak kadın varsa Esenyurt var, kadın yoksa Esenyurt yok diyoruz. Çünkü kadınlar olmazsa hayatı çekip çeviren erkekler olmaz. Çünkü kadınlar olmazsa çocuklarımız geleceğe hazırlanamaz. Bir çocuğun ilk mimarı kadındır, annesidir. Daha sonra öğretmenleri, toplum ve kitaplar gelir. Dolayısıyla kadınların iyi yetişmiş olduğu bir toplum her zaman ileriye doğru gider. Kadınlara değer veren bir toplum kalkınır ve yücelir. Örneğin ben Orta Doğu’da birçok Arap ülkesinde bulundum. Bu ülkelerin petrol gibi çok büyük zenginlikleri var ancak kalkınamamışlar. Bunun nedeni kadınların kalkınma süreci içinde olmamasıdır. Bugün ülkemizde ise kadın hukuki olarak kalkınma sürecinin içinde yer alıyor ancak bu tek başına yeterli değil. Bizim en büyük eksikliğimiz kadınlara gereken değeri vermiyor olmak. Bugün kadın cinayetleri ile karşı karşıya kalıyoruz. Bu konu maalesef benim yüreğimi yaralayan bir durumdur. Konuşmamın başında da söylediğim gibi çocukların ilk mimarı annelerdir. Dolayısıyla kadınlarla ilgili bizim yapacak çok işimiz var. İlk olarak kültür merkezlerinin sayısını arttıracağız. Çünkü kadının kendi içindeki hünerlerini gerçekleştirmesi lazım. Kadınlar, bu merkezlerde müzik, sinema, tiyatro, el işi, gezi ve eğitimlere katılarak düşüncelerini hayata geçirebilir" dedi. "Sultanahmet Camii stantlarında Esenyurtlu kadınlarımız da olacak" Programda İBB Başkanı İmamoğlu ile Esenyurtlu kadınlar için planladıkları çalışmalara da değinen Prof. Dr. Ahmet Özer şöyle konuştu: "Ekrem Başkan ile ilçemizin birçok sorununu konuştuk. Evet, asfalt yapacağız, yolları tamir edeceğiz, park yapacağız, bahçe yapacağız, kültür-sanatı geliştireceğiz, yeşili artıracağız ama çok önemli bir şey daha yapacağız. Esenyurtlu kadınlar, bizim kültür merkezlerimizde kendi hünerlerini gerçekleştiriyorlar. En son anneler gününde Marmara Park’taki sergileri dolaştım ve çok etkiledim. Hatta oradan bir çalışmayı alarak Ekrem Başkan’a hediye ettim. Başkanımız; bakın, bunlar Esenyurtlu kadınların ürünleri, eserleri. Sizden Sultanahmet Camii’nin altında bulunan iş yerlerinde, Esenyurtlu kadınların kendi el emeklerini satabilecekleri pazarlar istiyorum dedim. O da bu durumu onayladı. Bu çalışmayı da hayata geçireceğiz" dedi. "Kadınlar işe çocuklar kreşe" "Kadınlar işe çocuklar kreşe" mottosu ile Esenyurtlu kadınların hayatlarını kolaylaştıracaklarını ifade eden Başkan Özer, "Kadınlarla ilgili meclisler kuracağız, onların hayata katılımını sağlayacağız. Ayrıca çalışan kadınlar için bir mottomuz vardı; ’Kadınlar işe, çocuklar kreşe’ diye. Bunun için ilçemizdeki sanayicileri gezdim ve onlardan kazanmanın bedeli ve şükran borcu olarak Esenyurt’a bir katkıda bulunmalarını istedim. Onlarda ne yapabiliriz hocam diye sordular. Onlardan kreş, okul, hastane yapmalarını istedim. İlk olarak işe 15 kreşle başlamak istiyoruz. Siz seçimlerde sözünüzü bizi seçerek söylediniz, artık söz söyleme sırası bizde. Bizim de sözümüzü söyleme biçimimiz hizmet yoluyla, gece gündüz demeden, bayram seyran demeden daima çalışmak olacaktır" ifadelerini kullandı.
Muğla Marmaris Yat Limanı’na temizlik çalışması yapıldı Her gün binlerce kişiyi ağırlayan Yat Limanı ve Barlar Sokağı, Marmaris Belediyesi ekiplerinin yoğun çalışmasıyla tertemiz oluyor. Marmaris Belediyesi, hava sıcaklıklarının artması ve turizm sezonunun da açılmasıyla temizlik çalışmalarına daha da ağırlık vermeye başladı. Merkez mahallelerin yanı sıra kırsal mahalleler, dereler, seyir tepeleri ve sahillerde rutin temizlik gerçekleştiren ekiplerin en yoğun çalıştığı noktalardan biri de Yat Limanı ve Barlar Sokağı oldu. Sabahın erken saatlerinde işe koyulan Temizlik Müdürlüğü personeli her akşam binlerce kişiyi ağırlayan Yat Limanı ve Barlar Sokağı’nı köşe bucak temizledi. Tazyikli su ile her yeri yıkayan ve gecenin izlerini silen ekipler alanı yeni güne hazırladı. Yat Limanı’na 24 saat boyunca 9 kez; Barlar Sokağı’na da gündüz 3, akşam 3 olmak üzere 6 defa çöp toplama aracı girdiğini belirten Temizlik Müdürlüğü yetkilileri; “Akşam yoğunluğunun başladığı, çöp arabasının giremediği durumlarda da temizlik elemanlarımız sahada çalışıyor. Sabahları da yıkaması yapılıyor. Tüm ekibimizle çalışmalara aralıksız devam ediyoruz” ifadesini kullandı. Öte yandan geçtiğimiz hafta işletmelere yayaların çöp atması için yürüyüş yoluna konulan sepetlere çöp atmamaları ve çöplerin belirlenen saatlerde çıkartılarak çöp araçlarına teslim edilmesi gerektiği ile ilgili tebligat yapıldığını hatırlatan yetkililer, bu konuda duyarlılık beklediklerini de sözlerine ekledi.