SAĞLIK - 16 Nisan 2025 Çarşamba 14:16

"Çocukların neredeyse yüzde 90’ı 2 yaşına kadar en az bir kez enfekte oluyor"

A
A
A
"Çocukların neredeyse yüzde 90’ı 2 yaşına kadar en az bir kez enfekte oluyor"

Prof. Dr. Eda Kepenekli, "RSV respiratuar sinsityal virüs olarak biliniyor. Dünya genelinde bebeklerde ve erken çocukluk döneminde alt solunum yolu enfeksiyonlarının en önemli nedenleri arasında yer alıyor. Genellikle soğuk algınlığı gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olsa da aynı zamanda akciğerleri etkileyip ciddi alt solunum yolu enfeksiyonlarına (zatürre ve bronşiyolit) yol açıyor" dedi.



Prof. Dr. Eda Kepenekli, mevsimsel geçişlerde özellikle bebekler ve çocuklar için bir sağlık sorunu olan solunum sinsityal virüsü (RSV) ile ilgili bilgiler verdi. Prof. Dr. Kepenekli, "RSV solunum sinsityal virüsü olarak biliniyor. Dünya genelinde bebeklerde ve erken çocukluk döneminde alt solunum yolu enfeksiyonlarının en önemli nedenleri arasında yer alıyor. Genellikle soğuk algınlığı gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olsa da aynı zamanda akciğerleri etkileyip ciddi alt solunum yolu enfeksiyonlarına (zatürre ve bronşiyolit) yol açıyor" dedi.



"RSV, 1 yaşından küçük bebeklerin yüzde 80’ini etkiliyor"


Prof. Dr. Eda Kepenekli, kış sezonunun başlamasıyla birlikte daha çok görülmeye başlayan RSV ile ilgili şu açıklamalarda bulundu: "Bu virüs tüm zatürrelerin yaklaşık yarısından ve bebeklik döneminde görülen bronşiyolitin ise neredeyse yüzde 90’ından sorumlu. Bu veriler ışığında şunu söyleyebiliriz ki bebeklerde RSV solunum yolu enfeksiyonlarının özellikle de alt solunum yolu enfeksiyonlarının en önemli nedenlerinden biri. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, RSV’nin çocuklardaki akut solunum yolu enfeksiyonlarının yüzde 60’ından ve 1 yaşın altındaki bebeklerde ise yüzde 80’inden sorumlu olduğu tahmin ediliyor. Çocukların neredeyse yüzde 90’ı ise 2 yaşına kadar en az bir kez enfekte oluyor. Destek tedavileri yapılmış bebek ve çocuklarda ilerleyen dönemde tekrarlayan kronik akciğer hastalığı geliştirme riski bulunuyor. Geçtiğimiz yıllarda, yapılmış bir dizi çalışma bebeklik döneminde şiddetli RSV enfeksiyonları ile daha sonraki çocukluk döneminde astım gelişimi arasında bir ilişki olduğunu gösteriyor" dedi.



Dr. Kepenekli virüsün ciddi sonuçlarına dikkat çekerek, "Ne yazık ki, RSV dünya genelinde bebek ve küçük çocuklarda önemli bir ölüm nedeni olmaya devam etmektedir. RSV’ye yönelik kesin bir tedavi bulunmadığından, RSV nedeniyle alt solunum yolu enfeksiyonu geçiren bebek ve çocuklarda hastalık zaman zaman ölümle bile sonuçlanabiliyor" dedi.



"RSV virüsü diğer solunum virüsleri ile karıştırılmamalı"


RSV belirtilerinin diğer hastalıklarla benzerlik gösterdiğini vurgulayan Prof. Dr. Eda Kepenekli, "RSV virüsünün neden olduğu belirtiler, influenza (grip) ve COVID-19 gibi diğer solunum yolu virüslerine benzediği için kolayca karıştırılabiliyor. RSV virüsünün neden olduğu yaygın belirtiler burun akıntısı, burun tıkanıklığı, öksürük, hapşırma, ateş, iştahsızlık, hırıltı ve nefes almada zorluktur. Özellikle küçük bebeklerde huzursuzluk, beslenme sorunları ve solunum güçlüğü de ortaya çıkabilir. Tüm dünyada RSV mevsimsel bir seyir izler ve ortalama 5 ila 6 ay sürer. Başlangıçları genellikle kış aylarına denk gelir. Ülkemizin de içerisinde olduğu kuzey yarım kürede Eylül ayı itibarıyla RSV enfeksiyonları görülmeye başlar. Ancak son yıllarda ilkim değişikliği, hava kirliliği ve yakın geçmişte yaşadığımız COVİD-19 pandemisinin etkisiyle RSV enfeksiyonlarının daha erken aylarda görülmeye başlandığı da bilinmektedir. Burun akıntısı, öksürük, boğaz ağrısı ve ateş gibi şikayetler ise RSV, influenza (grip), COVİD-19 ve diğer solunumsal virüslerde ortak belirtiler arasında. Bu nedenle sıklıkla hangi virüsün etken olduğunu anlamak için testler yapılıyor. Bazen hasta birden fazla solunumsal virüs ile enfekte olabiliyor. Tabii bu durum hastalığın klinik şiddetinin daha ağır seyretmesine neden olabilir" şeklinde konuştu.



"RSV, bulaş oranı çok yüksek bir virüs"


RSV’den korunmak için burun akıntısı, ateş ve öksürük gibi solunum yolu enfeksiyonu belirtileri olan bebek, çocuk ve erişkinlerin diğer insanlardan temasının kısıtlanmasının ve yaşı uygunsa maske kullanmasının hastalığın kontrolünde oldukça önemli olduğunu belirten Dr. Kepenekli, "Çünkü biliyoruz ki, RSV son derece bulaşıcı bir hastalık. Öpüşme, bardak veya çatal-kaşık paylaşımı gibi yakın temas durumlarında tükürük veya burun akıntısı yoluyla kişiden kişiye kolaylıkla bulaşıyor. Yıkanmamış ellerde RSV, 30 dakika veya daha uzun süre hayatta kalabilir, bu nedenle el yıkamak hastalığın kontrolünde bir diğer önemli koruyucu önlem olarak karşımıza çıkıyor. Bunların yanında, son yıllarda Amerika Birleşik Devletleri ve bazı diğer ülkelerde yaşlı bireylerde ruhsat almış RSV aşıları, bebekleri korumak için gebe aşılamaları ve bebeklere RSV’ye karşı antikor (RSV antijenlerine karşı oluşturulan bağışıklık proteini) uygulamaları yapılıyor. Ülkemizde ise şu an yüksek riskli bebekler için ruhsatlı bir antikor bulunuyor. Ancak ABD ve birçok ülkede ruhsatlı ve kullanımda olan bir diğer RSV antikoru hem sağlıklı hem de yüksek riskli bebekler için uygulanmakta. Yürütülen çalışmalar, bu uygulamaların hem hastalık yükünü hem de hastane yatışlarını azaltmada etkili olduğunu gösteriyor" dedi



"Ebeveynlerde RSV farkındalığı güçlenmeli"


RSV, her ne kadar "soğuk algınlığı" olarak bilinen hastalıktan sorumlu virüslerden biri olsa da, dünya genelinde bebeklik ve erken çocukluk döneminde alt solunum yolu enfeksiyonlarının (zatürre, bronşiyolit) en önemli nedeni. Alt solunum yolu enfeksiyonlarının bebek ve çocuklarda kötü sonuçlar oluşturabileceğinin unutulmaması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Eda Kepenekli, "Yakınmaları olan bebek ve çocukların mutlaka hekim tarafından değerlendirilmesi gerekir. Ailelere göre önemli olmayan bir belirti ve bulgu, ciddi bir hastalık için önemli bir belirteç olabilir. Neredeyse iki yaşına kadar çocukların yüzde 90’ı RSV ile enfekte olsa da, geçirilen enfeksiyona karşı oluşan bağışıklık kişinin yeniden enfeksiyon geçirmesine karşı yeterli bir koruma sağlamaz. Bu nedenle maalesef aynı sezonda bile tekrarlayan enfeksiyonlara rastlıyoruz. Yani ‘Bebeğim bir defa RSV enfeksiyonu geçirdi, bir daha RSV’den etkilenmez’ inancı ne yazık ki yanlıştır. Ebeveynlerde RSV farkındalığının güçlenmesini bu nedenle önemli buluyorum" dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Türkchopper MC, Bilecik’te faaliyete başladı Türkiye’nin köklü motosiklet kulüplerinden Türkchopper MC, güçlü kardeşlik bağları ve toplumsal sorumluluk anlayışıyla büyümeye devam ederken, Bilecik’te de resmen faaliyete başladı. Kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin birçok ilindeki yapılanmasıyla Türkchopper MC; kardeşlik, disiplin, yol güvenliği, sürüş kültürü, yardımseverlik ve vatan sevgisi gibi değerleri merkeze alarak faaliyet gösteriyor. Türkchopper MC Bilecik’te bir yapılanmaya giderek il temsilciliği kurdu. Türkchopper MC Bilecik İl Temsilciliğinden yapılan açıklamada, "Kulüp çatısı altındaki motosiklet tutkunları, yalnızca yerel etkinliklerle değil, aynı zamanda ulusal çapta düzenlenen büyük buluşmalar ile de dikkat çekiyor. Her yıl belirli dönemlerde gerçekleştirilen bu organizasyonlarda, Türkiye’nin dört bir yanından yüzlerce kulüp üyesi bir araya gelerek uzun yol sürüşleri yapıyor; birlik ve beraberlik ruhunu yollara taşıyor. Türkchopper MC Bilecik ekibi, şehrin motosiklet kültürüne yeni bir soluk getirmeyi amaçlıyor. Kulüp, güvenli sürüş disiplinini yaymayı, sosyal projeler üretmeyi ve şehirde motosiklet farkındalığını artırmayı hedefliyor. Bununla birlikte, Bilecik’e renk katacak etkinlikler düzenleyerek, özellikle chopper tutkunlarını bir araya toplamayı ve güçlü bir motosiklet topluluğu oluşturmayı planlıyor. Yapılan duyuruda, Türkchopper MC Bilecik temsilciliğinin tüm motosiklet severlere kapılarının açık. Türkchopper MC, Bilecik’te gerçekleştireceği sürüşler, sosyal sorumluluk faaliyetleri ve kültürel etkinliklerle şehrin sosyal hayatına katkı sunmaya devam edecek" denildi.