POLİTİKA - 26 Aralık 2021 Pazar 16:24

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar. Biz bu çarkı da bozacağız"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar. Biz bu çarkı da bozacağız"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar. Faiz sebep, enflasyon neticedir. Biz bu çarkı da inşallah bozacak ve milletimi asli noktadaki hedeflerine ulaştıracağız" dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı. Erdoğan Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen programda partililer tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı.


Toplantıda konuşan Erdoğan, İstanbul’un önemine değinerek, “Bu şehri hizmet etmek demek İstanbul’u manevi muhafızlarına hizmet etmek demektir. Bu şehre hizmet etmek demek Fatih Sultan Mehmet Han’dan başlayarak 3 kıta 7 iklimi aynı kutlu çınar altında toplayan ecdada hizmet etmek demektir. Bu şehre hizmet etmek demek 84 milyonun tamamını kalbine girmek, gönül coğrafyamızın her köşesine ulaşacak bir sevgi halesi oluşturmak demektir. Bizi bu şehre hizmet etme şerefine nail eyleyen rabbimize ne kadar hamdetsek azdır. Bize gerektiğinde yedi düvele meydan okuma gücü veren işte bu aşktır. İstanbul’un fethi bizim için önemli bir dönüm noktasıdır, bunu için fethin nişanesi olan Ayasofya’nın yeniden cami olarak ibadete açılması bizim için çok kıymetlidir. Bunun için İstanbul’a kazandırdığımız her yeni medeniyet sembolümüz bizim için çok önemlidir. Çamlıca Camii’miz bizim için çok değerlidir. Aynı şekilde Mimar Sinan Camii yine böyle bir sembol. Şimdi Levent’te Barbaros Hayrettin Paşa Camii dikiliyor. Rabbime hamdolsun bunlar bize nasip oluyor” şeklinde konuştu.



“Bu dava gerektiğinde canınızı ortaya koymaya değecek bir davadır”


AK Parti’nin bir davası olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Verdiğimizin mücadele ‘Ayasofya’yı minarelerinden kurtarılacak’ diyenlere karşı, Ayasofya’nın nezdinde var oluş sebebimiz olan inancımıza sahip çıkma mücadelesidir. Hatırlayın gezi olaylarında ‘zulüm 1453’te başladı’ diyenlere karşı bu CHP’nin artıklarına karşı bu toprakların ebedi vatanımız olduğunu gösterme mücadelesidir. Temsilcimizi olduğumuz medeniyeti ortadan kaldırmak isteyenlere karşı yeniden bir yükseliş, bir şahlanış iradesi mücadelesidir. Verdiğimiz mücadele değerlerinden ve geçmişinden kopartılarak mankurtlaştırılmaya çalışılan gençlerimize 2053 vizyonumuzu emanet etme mücadelesidir. Bu gerektiğinde vaktinizi, gerektiğinde malınızı, gerektiğinde canınızı ortaya koymaya değecek bir davadır. Şu anda bu salonda 3 bini aşkın kardeşim var. Unutmayın davası olmayanın sevdası olmaz, sevdası olmayanın öfkesi olmaz. Şayet bazen öfkeli gözüküyorsak tek sebebi sevdamızdır, davamızdır. Rabbim her birimizi bu dava yolundan ayırmasın diyorum” diye konuştu.



“Bu davada bencilliğe, kibre, nobranlığa, ihanete yer olmaz”


AK Parti kadrolarının çalışmalarını verdiği örneklerle anlatan Erdoğan, “Geçtiğimiz gün bir şehrimize kadın kolları ilçe başkanı hanımefendi kardeşimiz teşkilat toplantısında ayrılıyor. Bir saat içinde geri dönüp işine devam ediyor. Bu tabloya şahit olan koordinatör Milletvekillerimizden biri yanındakilere hanımefendinin niçin gidip geri döndüğünü soruyor. İlçe başkanımız hanımefendinin henüz 4 aylık bir evladı bulunduğunu, parti çalışmalarına aksatmadan devam ettiğini ancak arada bir çocuğunu emzirmek için 24 km uzakta evine gidip hemen geri geldiğini anlatıyor. İstanbul’da da benzer hikayeler var. Arnavutköy teşkilatında bir hanım kardeşimiz son Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinde her gün akşam işinden çıktıktan sonra partiye gelip çalışmalara katılıyor. Bu arada kanser hastası babasının durumu ağırlaşıyor. Kendisi bu zor günlerinde babasının yanında olması gerektiği düşüncesi ile bir gün işten çıkıp teşkilata gitmeyip evde kalıyor. Babası evladını görünce niye partiye gitmediğini soruyor. Hanım kardeşimiz de babasına kendisi ile vakit geçirmek için böyle yaptığını söylüyor. Bunun üzerine babası ‘benim hastalığımız dönüşü yok, vatan babadan önemlidir. Senin yerin benim yanım değil, görevinin başıdır. Sana hakkım sonuna kadar helaldir sen git partideki çalışmalarını yürüt’ diyor. Ertesi gün de hakkın rahmetine kavuşuyor. Bunun gibi nafakasını çıkarmak için gece fabrikada temizlik işi yapıp tüm gün teşkilatın hizmeti göreninden, kürsüde partisinin nasıl başarılı olacağını anlatırken kalp krizi geçirip hayatı kaybeden sandık görevlisine kadar nice örnekler var. Bu dava böyle bir davadır. Bu insanların kendi canlarından bile aziz bildikleri davadır. Bunun için bu davada bencilliğe yer olmaz, kibre yer olmaz, nobranlığa yer olmaz, ihanete yer olmaz diyoruz. Hesabi değil hasbi insanların omuzlarından yükselen bu davayı yine aynı şekilde daha ileri taşıyarak 2023’e de 2053’e de zaferle ulaştırmak bizlerin sorumluluğumuzdur. Bu sorumluluğu yüreğinde hissedenin gözüne uyku girmez. Bu sorumluluğu kalbinde hisseden yerinde duramaz. Bu samimiyeti kaybedenin de gözüne yumruk kadar çıkıntılar aşılmaz dağlar gibi gözükür. Rabbim hepimizi bu davaya layıkıyla hizmet edenlerden eylesin” ifadelerini kullandı.


Türkiye’nin en büyük şehri olan İstanbul’un aynı zamanda en büyük AK Parti teşkilatına sahip olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Kongremiz ardından il başkanımız gerçekten büyük bir aşk ve istekle hemen çalışmalara başladı. İstanbul’daki 31 bin 124 sandık için 166 bin 877 arkadaşımız görevlendirildi. Şehrimizi 39 ilçesinin her birinde yapılan ilçe danışma toplantıları 17 bin 834 kardeşimizin iştiraki ile gerçekleştirildi. Önceki dönemlerde görev almış ilçe başkanlarımız, belediye başkanlarımızla bir araya gelinerek geçmişten bu güne güçlü köprüler kuruldu. İstanbul’daki 962 mahalle başkanımızda 899’u il yönetimi tarafından bizzat evlerinde ziyaret edildi. Bu mahallelerden 550’sinde mahalle danışma meclisi toplantıları yapıldı. Önümüzdeki ayın ortasına kadar tüm mahallelerde bu toplantılar gerçekleştirilmiş olacak. Seçim takvimi başlayana kadar partimizin kuruluşundan itibaren vazife almış tüm sandık kurulu üyelerimizle de inşallah bir araya gelinecek. İlçe başkanlarımız her bir üyelerine bizzat ziyaret ederek telefonla irtibat kurarak ulaşacak. Kendi üyelerimiz yanında esnafından hane halkına kadar her vatandaşımızın gönlünü kazanmayı hedefleyen ziyaretler zaten kesintisiz sürüyor. Bu kapsamda engelli yaşlı yetim öksüz şehit yakını gazi ve dar gelirli vatandaşlarımıza ulaşmaya ayrı bir önem veriyoruz. İstanbul gibi bir yerde iş insanlarımız ülkemizin çeşitli bölgelerini temsil eden sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere şehrin ana dinamiklerini oluşturan kesimleri de unutmuyoruz” dedi.



“39 İlçe belediyemize sesleniyorum hayvan barınaklarını ihmal etmeyin”


İlçe belediyelerine “barınak” çağrısını yineleyen Erdoğan, “Buradan 39 belediyemize sesleniyorum. Hayvan barınaklarını ihmal etmeyiniz. Bu hayvan barınakları ile birlikte Osmanlı’nın yaptıklarını da unutmayınız. Ne yapıyordu ağaçlarda meyveler ve o meyvelerden hayvanların gelip nasiplenmesini temin ediyorlardı. Bunları biz yapmalıyız. Bu bize yakışır. Dün Gaziantep’te o yavru Asiye pitbull köpekleri ile nasıl oynuyordu. Ama pitbull köpekleri ile o şeklide oynarken o Asiyemiz paramparça edilir hale geldi. Aradık Ömer beyi Allah razı olsun ambulans uçakla Antalya’ya gönderdik. Şu anda tedavisi orada yapılıyor. Biz buyuz. Siyaset hayatın her alanını kucaklamayı gerektiren bir uğraş. İhmal ettiğimiz, görmezden geldiğimiz, gözümüzü kaçırdığımız er insanın vebalinin boynumuzda olduğunu unutmamalıyız. ‘Başkaları şöyle davranıyor böyle yapıyor’ olabilir bizi ilgilendirmez. Biz tüm Türkiye’de her bir insanımıza ulaşmakla, derdini dinlemekle, gönlünü kazanmakla mükellefiz” açıklamalarında bulundu.


Eğitim, sağlık ve ulaşım alanında yapılan yatırımları hatırlatan Erdoğan, “3 ayda Atatürk Havalimanı’nda 1006 odalı hastaneyi yaptık. Aynı şekilde Anadolu yakasında Samandıra’da yine havaalanında 1006 odalı orada da hastanemizi yaptık mı? Bay Kemal senin gücün bunlara yetmez. Bunlarda yalan. Hal binasını hastane olarak takdim edecek kadar bunlar yalancı. Sonra incelendi bakıldı ki öyle bir hastane de yok. Aynı şekilde Arnavutköy’de tarihi bir kışlayı hastaneye çevirdik. Başakşehir’de Çam Sakura Hastanesi’ni yaptık mı yaptık. Ama biz her yerde bu millete yakışanı yaptık, yapmaya devam ediyoruz. 76 üniversiteden 207 üniversiteye çıktık mı. Şu anda 81 vilayetimizin tamamında üniversitelerimiz var. Niye. İstedik ki Hakkari’deki yavrumuz ta İstanbul’a gelmesin. Onun ayağına biz üniversiteyi götürelim. Şırnak’taki Ankara’ya gelmesin. Şırnak’a üniversiteyi götürelim. İşte bu erdemiler hareketinin en önemli başarısıdır. Sağlıkta eğitimde bu adımları atarken ulaşımda attık mı attık. 6 bin 100 kilometreden 28 bin kilometreye bölünmüş yolları çıkardık. Şimdi hepsinden öte Marmaray’ı yaptık mı. Avrasya tünelini yaptık mı. Yavuz Sultan selim köprüsünü yaptık mı. Osmangazi köprüsünü yaptık mı. İzmir Milletvekili bay Kemal sen ne yaptın. İzmir Belediyesi sende ne yaptın. Felaket yaşandı. Felaketin yaşandığı o yerde 750 konutu inşa edip oradaki vatandaşlarımıza dağıttık. Biz buyuz. Milletimiz bu kazanımları görüyor. Antalya’da Muğla’da felaket yaşadık. Belediyeler sende bay Kemal ne yaptın. Yapmaz öyle bir derdi yok. Ama biz dertliyiz” diye konuştu.



“Faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar. Biz bu çarkı da bozacağız”


Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti döneminde yapılan yatırımları ve atılan adımları özellikle gençlere anlatmanın önemine dikkat çekerek şunları söyledi:


“Türkiye’nin küresel krizler karşısındaki dayanıklılığının gerisinde ülkemize kazandırdığımız bu güçlü altyapının bulunduğunu örnekleri ile izah etmeliyiz. Yeni ekonomi programımızı bu güçlü altyapı üzerine inşa ettiğimizi, ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomi arasına sokma hedefinin hayal değil bir el uzatımı mesafeye kadar yaklaşmış bir hakikat olduğunu vurgulamalıyız. Son yıllarda artan sosyal ve siyasi kaos çıkarma denemelerinin, terör örgütleri üzerimize salarak huzurumuzu bozma, sınırlarımızı taciz etme gayretlerinin, FETÖ ihanet çetesi ile ülkemizi ele geçirme girişimlerinin, finans tuzakları ile ekonomimizi çökertme oyunlarının Türkiye’yi işte bu hedeflerinden uzaklaştırma gayesi taşıdığını tekrar tekrar anlatmalıyız. Faiz ve kur tartışmaları üzerinden yaşanan son gelişmelerin de bu tablonun bir parçası olduğunu ama Türkiye’nin hedeflerine ulaşacak güce sahip olduğunu söylemeliyiz. Faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar. Faiz sebep, enflasyon neticedir. Biz bu çarkı da inşallah bozacak ve milletimi asli noktadaki hedeflerine ulaştıracağız. Türkiye’yi bu günlere getiren tüm eser ve hizmetlerin altında AK Parti imzası varsa, ülkemizi 2023’e taşıyacak atılımların da yine Ak Parti tarafından gerçekleştirilebileceği gerçeğini herkese göstermeliyiz. Büyük ve güçlü Türkiye’nin hızla inşasından rahatsız olanların ülkemizi uluslararası alanla geriletmek, iç siyasette yeniden istikrarsızlığa sürüklemek, ekonomide tekrar kendine bağlımı kılmak için yaptıkları fütursuz açıklamaları, attıkları sinsi adımları ortaya koymalıyız. Vatandaşlarımızı yalan ve iftirayı siyasetlerinin merkezine oturtarak bin bir vaatle karşıların gelenlerin, tıpkı mahalli seçimlerden sonra yaptıkları gibi ülke yönetimini ellerine geçirmeleri halinde ne büyük felaketlere yol açacaklarına ikna etmeliyiz. Bunları başardığımızda sadece 2023 seçimlerini değil, ülkemizin ve milletimizin geleceğini de garanti altına alacağımızdan emin olunuz”



"Güya hesap uzmanı bu zatın yaptığı hesap başlı başına felaket"


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Şanlıurfa’da yaptığı açıklamaları eleştiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“CHP Genel Başkanı geçtiğimiz günlerde Şanlıurfa’da belediye kendilerine vermeleri halinde halinde çiftçilere elektriği bedava kullandıracakları sözünü verdi. Elektriğin belediyelerin sorumluluğunda olmaması bir yana güya hesap uzmanı bu zatın yaptığı hesap başlı başına felaketti. Neymiş Şanlıurfa’da 2 milyon 300 bin dönüm taşlık arazi varmış, oraya güneş enerjisi kuracakmış, bu şekilde üretilen elektriği çiftçiye bedava verecekmiş. Siz daha millet ittifakı olarak cumhurbaşkanı adayınızı bilem belirlemediniz. Önce şunu açıklayın. Kendisine ‘bu işi Adana’da niye yapmıyorsunuz’ diye sorulduğunda orada yeteri kadar taşlık arazi olmadığını söylüyor. İnsan bu hesabı neresinden düzelteceğine şaşırıyor. Çünkü her tarafı yalan, yanlış. Şimdi basit bir hesapla CHP genel başkanına söylediklerinin ne anama geldi anlatmaya çalışalım. Her bir megavat güneş enerjisi üretim için 15 dönüm arazi gerekiyor bay Kemal. Yani 2 milyon 300 bin dönüm arazide 153 bin megavat enerji üretilebilir. Peki Türkiye’nin üçte ikisi bizi dönemimizde olmak üzere 99 yıllık cumhuriyet tarihi boyunca kurabildiği toplam kurulu enerji gücü ne kadar. Toplam kurulu enerji gücümüz şu an itibari ile 100 bin megavat. Yani bu zat Şanlıurfa’nın taşlı tarlalarında 99 yıllık birikimimizi bir bucak kat aşacak bir enerji gücü kullanmaktan söz ediyor. Ülkemizin hali hazırdaki 8 bin megavatlık güneş enerjisi alt yapısının 21 katını bir kalemde Şanlıurfa’da kuruyor. Peki böyle bir enerji gücü oluşturmak için ne kadarlık bir yatırım gerekiyor. Tam 125 milyar dolar gerekiyor. Adana’da böyle bir arazi yok demişti ya. Öyle de değilmiş. Adana topraklarını neredeyse yarısı tarıma uygun olmayan taşlık araziymiş. Aynı yatırım orada da yapmasında hiçbir mahsur yok. Tabii iş yalan. Bu yalanı söylemeye gelince dilin kemiği yok. At atabildiğin kadar ama yalanı rakamlarla söyleyince işte böyle hesap kitap devreye giriyor ve gerçekler yüzüne tokat gibi çarpıyor”.



"Utanmadan ’engelleniyoruz’ yalanıyla beceriksizliklerini örtmeye çalışıyorlar"


Yerel seçimler öncesinde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “Kimseyi işten çıkarmayacağız” sözlerini hatırlatan Erdoğan, “Seçim meydanlarında verdiği bu sözlere daha sonra ne oldu. Tabii ki diğer tüm vaatleri gibi bu namus sözü de yalan oldu. Bir hesaba göre 13 bin 500, bir hesaba göre 15 bin kişiyi işten çıkartıp, yerine arlarında terör örgütü ile iltisaklı kişilerin de bulunduğu 45 bin kişiyi işe aldılar. Şimdi utanmadan bana mektup gönderiyor ‘böyle bir şey yok’ diye. İBB ‘in önünde hanımları ile beraber o ağlayan insanların gözyaşlarını sen bize anlatma. İBB kahir ekseriyeti Cumhur İttifakı meclis üyelerinden oluşmaktadır. Bütün kayıtlar onlarda da mevcuttur. Senin bütün o yalanların orada tutuluyor bay kemal ve onun müridi. Yenikapı’ya sıra sıra dizdikleri araçların daha fazlasını, belediyeye doldurdular. Hani İBB’de personel fazlası vardı. Hani İBB’de israf vardı. ‘İstanbul için borçlanmak ihanettir’ diyerek göreve geldiler. Belediyenin borcunu hiçbir iş yapmadan 23 milyar liradan planladıkları ile birlikte 61 milyar liraya çıkardılar. Anlaşılan o ki 2024 e kadar bu rakam 100 milyar lira sınırına dayanacak. Bunun adı İstanbul’a ihanettir. Bunun adı İstanbulluya ihanettir. Bunun adı Türkiye’ye ihanettir. Yaptıkları hiçbir iş yok. Bırakın yeni iş yapmayı devam eden işleri bile yürütemiyorlar. Geçmişte İstanbul’a yapılan her hizmete karşı çıkmış, engel olmak için kendilerini yırtmışlardı. Şimdi utanmadan ‘engelleniyoruz yalanı ile beceriksizliklerini örtmeye çalışıyorlar. Arkadaşlarım işin aslının öyle olmadığı bilgi ve belge ile ortaya koyuyor. Şehri yönetemiyorlar ama maşallah iftira atmayı, yalan söylemeyi iyi başarıyorlar. Bunların hayatı yana iftira. Çiftçiye, esnafa, İstanbul halkına yalan söylüyorlar. İnşallah önümüzdeki seçimde millet bunların tüm yalanlarını yüzlerine vuracak” ifadelerini kullandı.



"Karşımızdakiler her seçimde olduğundan çok daha büyük bir hırsla 2023’e hazırlanıyor"


Teşkilat üyelerine de uyarılarda bulunan Erdoğan, “İstanbul 2023 seçimlerinde de AK Parti’nin lokomotifliğini yapacaktır. Bunun için teşkilatlarımıza daha çok görev düşüyor. Unutmayınız ki karışımdakiler her seçimde olduğundan çok daha büyük bir hırsla, çok daha büyük bir kinle, çok daha büyük bir destekle 2023’e hazırlanıyor. Bizim de bu tabloya uygun şekilde hazırlığımızı yapmamız gerekiyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi yıllık yüzde 31,19 arttı Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) yıllık yüzde 31,19 arttı, aylık yüzde 1,02 arttı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Kasım ayı Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi verilerini açıkladı. Buna göre, YD-ÜFE 2025 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 1,02 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 30,01 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 31,19 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 25,67 artış gösterdi. YD-ÜFE imalat ürünlerinde yıllık yüzde 31,02 arttı Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 40,75 artış, imalatta yüzde 31,02 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında yüzde 28,24 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 36,70 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 38,38 artış, enerjide yüzde 22,00 artış, sermaye mallarında yüzde 29,75 artış olarak gerçekleşti. YD-ÜFE imalat ürünlerinde aylık yüzde 0,99 arttı Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 2,82 artış, imalatta yüzde 0,99 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında yüzde 1,03 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 0,37 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 1,46 artış, enerjide yüzde 4,65 artış, sermaye mallarında yüzde 0,14 artış olarak gerçekleşti.
Osmaniye Osmaniye’de sığır balıkçıllarının kış konaklaması ilgi çekiyor Osmaniye’nin Düziçi ilçesine her yıl aralık ve ocak aylarında yüzlerce kuşun aynı noktada konaklaması, mahalle sakinlerinin ve çevreden gelen vatandaşların ilgisini çekiyor. Düziçi ilçesi Uzun Banı Mahallesi’nde özellikle akşam saatlerinde ortaya çıkan görüntülerde, çok sayıda kuşun yüksek ağaçlarda bir araya gelerek tüneklediği görülüyor. Vatandaşların ilgi odağı haline gelen bu kuşların, sığır balıkçılı olduğu öğrenildi. Uzmanlar, sığır balıkçıllarının sosyal kuşlar olduğunu belirterek, bu türün genellikle akşam saatlerinde kendilerini güvende hissettikleri çam, servi ve okaliptüs gibi yüksek ağaçlarda yüzlercesinin bir araya gelerek konakladığını ifade ediyor. Bu toplu konaklamanın, kuşları yırtıcılardan koruduğu ve soğuk kış gecelerinde vücut ısılarını muhafaza etmelerine yardımcı olduğu belirtildi. Her yıl aynı dönemde tekrar eden bu doğal olay, mahallede görsel bir şölen oluştururken, doğaseverlerin de ilgisini çekmeye devam ediyor. Kuşlar aralık ve ocak aylarında mahallemizin sembollerinden oldu diyen Deniz Ceviz, "Arkamızda gördüğünüz bu güzel manzara artık mahallemizin sevimli bir sembolü haline gelmiştir. Her yıl aralık ve ocak aylarında gördüğümüz bu güzel manzara artık içimizi ısıtan, soğuk kış sabahlarını tatlı hale getiren, sıcak hale getiren güzel bir manzara oluyor. Her gün bunları burada bu şekilde karşılamak, bizi de o şekilde karşılamaları çok hoşumuza giden bir durum oldu. Kendisi artık mahallemizin bir sembolü oldu. Çok memnunuz, çok seviniyoruz. İyi ki buradalar" diye konuştu.
Denizli Japon gelin ve Türk damat konuklarını kimanoyla karşıladı Denizli’de ressam Gürcan Ekici’nin oğlu Erkin Ekici, Japon matematik öğretmeni eşi Tomomi Miyai ile düzenlenen renkli bir düğün töreniyle hayatlarını birleştirdi. Türk ve Japon kültürlerinin harmanlandığı gecede, gelin ve damat konuklarını kimanoyla karşıladı. Denizli, sanat ve kültürün iç içe geçtiği özel bir düğün eğlencesine ev sahipliği yaptı. Ressam Gürcan Ekici’nin kendisi gibi ressam olan oğlu Erkin Ekici, Tayland’da tanıştığı Japon matematik öğretmeni ve organizatör Tomomi Miyai ile dünya evine girdi. Çift için Denizli’de düzenlenen düğün eğlencesi, renkli görüntülere sahne oldu. Gecede Türk ve Japon kültürleri bir araya geldi. Japon gelin Tomomi Miyai ile damat Erkin Ekici, Japon kültürüne ait kimonolarını giyerek davetlilerle birlikte yöresel oyunlar oynadı, ardından dev düğün pastasını birlikte kesti. Ünlü ressam Gürcan Ekici eşi Nihal Ekici ile birlikte sergilediği zeybek oyunu ise davetlilerden uzun süre alkış aldı. Düğüne katılan herkese teşekkür eden Gürcan Ekici, "Çok mutluyum. Japonya’dan Çal’ımıza, Denizli’mize bir gelin getiriyoruz. Oğlum ve gelinim Tomomi yaklaşık bir yıl önce Tayland’da tanıştı. Bu tanışma sevgiye ve aşka dönüştü. Daha sonra Tomomi oğlumu Japonya’ya davet etti. Japonya’nın refah düzeyi yüksek, oğlum da orada yaşamayı tercih etti. Evlenme kararı aldılar ve kısa süre önce Japonya’da nikâh kıydılar. Biz de Denizli’de eş dostla küçük ama anlamlı bir düğün eğlencesi yapmak istedik. Oğlum ve gelinim Türkiye’de 15 gün daha kaldıktan sonra Japonya’ya dönecek ve orada yaşayacaklar." dedi Japonya’da ikinci düğün Ağustos ayında yapılacak Damat Erkin Ekici ise Japonya’da da benzer bir düğün eğlencesi yapılacağını belirterek, "Japonya’da evlendik ancak mutluluğumuzu Denizli’deki akrabalarımız ve dostlarımızla da paylaşmak istedik. Eşim Tomomi hayatında ilk kez böyle bir Türk düğünü yaşadı. Japonya’da düğünler genelde küçük bir yemek organizasyonu ve hafif müzik eşliğinde oluyor. Kültürümüzü ona adım adım anlattım, çok sevdi ve çok mutlu oldu. Kimonalarımızı da Japonya’dan getirdik. İki hafta sonra Japonya’ya döneceğiz ve Shizuoka eyaletinin Hamamatsu bölgesinde yaşayacağız. Ağustos ayında Japonya’da yapacağımız düğüne de herkesi bekliyoruz" dedi. Mutlu günlerinde kendilerini yalnız bırakmayan dostlarına teşekkür eden Gürcan Ekici, kültürlerin kaynaştığı bu özel düğün, davetlilerin hafızasında unutulmaz bir gece olarak yer alacağını belirtti.
İstanbul Tuzla’da düzenlenen narkotik operasyonunda 2 kilo 389 gram uyuşturucu ele geçirildi Tuzla İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen uyuşturucu operasyonunda 2 kilo 389 gram uyuşturucu madde ele geçirilirken, 2 şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Tuzla İlçe Emniyet Müdürlüğü’nce "Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti" suçunun önlenmesi ve şüpheli şahısların tespit edilerek yakalanmasına yönelik drone destekli çalışmalar gerçekleştirildi. Çalışmalar kapsamında, 15 Aralık tarihinde Yayla Mahallesi’nde bulunan bir araç ve bir ikamet adresinde şüpheli şahıslarca satış yapıldığı belirlendi. Önceden tespit edilen şüpheli aracın bir sokak üzerinde olduğunun belirlenmesi üzerine olay yerine sevk edilen ekiplerce şüpheli Ö.A. ve M.Ö. isimli şahıslar suçüstü yakalandı. Şahısların üzerinde ve araçta yapılan aramalarda 650 gram narkotik madde ele geçirilirken, ikamet adresinde yapılan aramalarda ise; 1 kilo 738 gram metamfetamin maddesi ve 117 bin 340 ? nakit para olmak üzere toplam 2 kilo 389 gram uyuşturucu madde ele geçirildi. Ayrıca ikamet adresinde bulunan Ö.Ü. ve M.B. isimli kadın şahıslar da yakalanarak gözaltına alındı. Konu ile ilgili yakalanan ve TCK 188 suçundan adli makamlara sevk edilen şüpheli şahıslardan M.Ö. ve M.B. isimli şahıslar hakkında adli kontrol hükümleri uygulanırken, Ö.A. ve Ö.Ü. isimli şahıslar ise tutuklanarak Ceza İnfaz Kurumuna teslim edildi.
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ta tarihi evlerin akıbeti merak konusu Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu ilçesinde yer alan, tarihi dokusuyla bilinen mahallelerde hanlar ve tarihi evlerin akıbeti merak konusu oldu. Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu ilçesindeki Divanlı Mahallesi Bahtiyar Yokuşu çevresinde bulunan eski evler, konaklar ve hanlardan bazıları, 6 Şubat depremlerinde hasar almış, bazıları da yıkılmıştı. Şehre hakim bir tepe üzerinde konumlanan Bahtiyar Yokuşu’nda yer alan çok sayıda tarihi yapı, depremlerde farklı seviyelerde zarar gördü. Bazı yapıların tamamen yıkıldığı bölgede enkaz kaldırma çalışmaları peyderpey sürdürülürken, ayakta kalan ancak hasarlı durumda olan evler ve konaklar için teknik incelemeler devam ediyor. Bölgede, tarihi yapıların aslına uygun şekilde yeniden inşa edilmesi gerektiğini savunanlar olduğu gibi, mevcut yapıların tamamen kaldırılarak yeni ve farklı yapılaşmaya gidilmesi gerektiğini dile getiren görüşler de bulunuyor. Mahalle sakini Yaşar Kara, "Burada tarihi evlerimiz vardı şuanda görüldüğü gibi yıkık durumda. Aslıda gelip gidiyor yetkililer yapılacağını söylüyorlar ama şuan için enkazların bazıları duruyor, bazıları kaldırıldı. Eğer yapılacaksa bir an önce yapılmasını bekliyoruz" diye konuştu. Mahalle sakinlerinden Recep Kaplan ise, "İkide bir tamir yapılıyor olmaz ki, yıkılsın yeniden yeni evler yapılsın. Masraf yapılmasın. Zaten eski ev" diye konuştu.
Ankara Dünya Ahileri Ödülleri açıklandı Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği-Ahi Enstitüsü tarafından geleneksel hale getirilen Dünya Ahileri Ödülleri sahiplerini buldu. 2025 yılında 6 farklı kategoride toplam 12 esnaf ve sanatkara ‘Dünya Ahisi Ödülü’ verildi. Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği -Ahi Enstitüsü tarafından yürütülen ve İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen ‘Anadolu’nun Ahisiyiz, Türkiye’nin Ailesiyiz’ projesi kapsamında verilen ödüller, esnaf ve sanatkarlar için önemli bir yere sahip oldu. Ödüller, Unutulmaya Yüz Tutmuş 3 Nesil Mesleğini Yaşatanlar, Mesleğini Sanatla Buluşturanlar, Başarı Öyküleri, Afet’in Esnafları, Medya Tanıtım ve Aktivite Alanları olarak 6 ana kategoride dağıtıldı. "Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıları takdim ettiğimiz ödüller ile omuzlama gayretindeyiz" Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği -Ahi Enstitüsü Başkanı Gazeteci Yazar Fehmi Çalmuk, yaptığı açıklamada esnaf ve sanatkar kesiminin oda, birlik, federasyon seçimlerinin yaşandığı bir süreçte adayları değişik sektörler ve demografik dağılım göz önüne alınarak belirlendiğini belirterek, "Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılara karşı inatla ayakta kalmaya, üretmeye, istihdam oluşturmaya devam eden esnaf ve sanatkarın yükünü yönetim kurulumuzca takdim ettiğimiz ödüller ile omuzlama gayretindeyiz. Bizim hayallerimizi, kültürümüzü çaldırmadan yarınlarla buluşturma gayretinde olan tüm Dünya Ahilerini yürekten kutluyor, yüreklerinden öpüyorum" ifadelerine yer verdi. Unutulmaya Yüz Tutmuş Meslekler Kategorisi Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği Ahi Enstitüsü’nden yapılan açıklamaya göre, bu yıl ‘Unutulmaya Yüz Tutmuş Meslekler’ kategorisinde üç farklı esnaf ödüle layık görüldü. Bunlar, Hamdi Gaspar (Edirne): Yüzyıllardır yaşatılan süpürge imalatının son ustalarından biri olarak ilk ödülün sahibi oldu. Muzaffer Demir (Gaziantep): Sedef ustası olan Demir, aynı zamanda Devlet Sanatçısı unvanına sahip. Yusuf Bayyiğit (Malatya): Türkiye’nin ender Şam Çeliği (Damascus) ustası olan Bayyiğit aynı zamanda 3. Kuşak olarak mesleğini sürdürüyor. Bayyiğit Devlet Sanatçısı unvanını taşıyor. Üç Nesil Mesleğini Yaşatanlar Hamdi İncegül (Ankara): 1922 yılından bu yana Ankara Hacı Bayram’da faaliyet gösteren Gül Kurukahve işletmecisi. İncegül, mesleğini dördüncü nesil olarak sürdürüyor. Mustafa Gençcan (Çorum): Yüzyıllardır süregelen düğün yemek kültürünün en önemli örneklerinden biri olan İskilip Dolması geleneğini açtığı lokanta ile kitlelerle ulaştıran Gençcan kız kardeşiyle birlikte büyük amcadan mirası 3. Nesil olarak yaşatıyor. Abdullah & Yunus Bağışkan (Gaziantep): 1930 yılından bu yana Gaziantep’te nam salmış Halil Usta’nın Fırınlı Et Lokantası geleneğini Bağışkan kardeşler 3. Nesil olarak sürdürüyor. Mesleğini Sanatla Buluşturanlar Bahri İlhan (Elektrik Ustası/Türk Halk Müziği Sanatçısı) (Keskin/ Kırıkkale): Kamuoyunun "Bir Yiğit Gurbete Gitse Gör Başına Neler Gelir" ve "Entarisi Morumuş Yar Sevmek De Zorumuş Sunayı Da Deli Gönül Sunayı" gibi türkü sözleriyle yakından tanıdığı, efsane saz ustalarından ve aynı zamanda elektrik ustası olan İlhan, bu kategorinin sahibi oldu. Başarı Öyküleri Avni Ongurlar: Uzun yıllar tekstil alanında esnaflık yaptıktan sonra, Türkiye’nin 1 buçuk asırlık şekerleme kuruluşu Hafız Mustafa 1864 firmasını satın alarak işletmeyi dünya çapında tanınan bir markaya kavuşturdu. Hayrullah Türker: Garsonlukla başladığı esnaflık mesleğini beyaz eşya satarak devam ettirdi. Daha sonra plastik, makine üretiminden sonra savunma sanayinde faaliyet gösteren Zeki Bey Şirketler Grubunu kurarak girişimcilik öyküsünü sürdürdü. Afetin Esnafları Bu kategori, 6 Şubat depremlerinde gösterilen direnişi onurlandırdı. Mahmut Yücel (Adıyaman): Adıyaman Madeni Sanatkârlar Esnaf Odası Başkanı ve aynı zamanda oto elektrikçi Mahmut Yücel 6 Şubat Depreminde 7 saat enkaz altında kaldı. Depremde, eşini, abisini ve yeğenlerini kaybetti. Kasım Eren (Hatay/İskenderun): Taksici esnafı olarak çalışan Kasım Eren, 8 gün hastanede yatan ancak taburcu olacağı günün sabahı meydana gelen 5 Şubat depreminde annesini ve refakatçi olan babasını kaybetti. Medya Tanıtım ve Aktivite Faruk Küçük (Ankara): Ankara’nın At Pazarı’nda Dericizade namıyla ün salmış, üç kuşaktır dericilik yapan aile geleneğini yaşatan Faruk Küçük; aynı zamanda Ankara fotoğrafları koleksiyoneri. Kaleme aldığı eserleri, sergileri kamuoyunda ve geniş yankı buldu. Ahilik geleneğini geniş kitlelere tanıttı.