EKONOMİ - 12 Şubat 2019 Salı 14:47

Dijital Üretim Merkezi İTÜ Magnet Fab | Tridi açıldı

A
A
A
Dijital Üretim Merkezi İTÜ Magnet Fab | Tridi açıldı

İTÜ ARI Teknokent liderliğinde, İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) desteğiyle, Türkiye’nin fikirden ürüne dijital süreçlerle yürütülen ilk ve tek olduğu belirtilen kapsamlı dijital üretim merkezi ’İTÜ Magnet Fab | Tridi’ düzenlenen törenle kapılarını açtı.

İTÜ ARI Teknokent liderliğinde, İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) desteğiyle, Türkiye’nin fikirden ürüne dijital süreçlerle yürütülen ilk ve tek olduğu belirtilen kapsamlı dijital üretim merkezi ’İTÜ Magnet Fab | Tridi’ düzenlenen törenle kapılarını açtı.



İTÜ ARI Teknokent liderliğinde, İSTKA desteğiyle, Türkiye’nin fikirden ürüne dijital süreçlerle yürütülen ilk ve tek olduğu belirtilen kapsamlı dijital üretim merkezi ’İTÜ Magnet Fab | Tridi’ düzenlenen törenle kapılarını açtı. Gelecek, inovasyon ve dijitalleşme odağında değer üretecek olan İTÜ Magnet Fab I Tridi üretim merkezinin üç boyutlu yazıcılar, lazer ve CNC makineleri büyük, orta ve küçük ölçekli sanayiden endüstriye, öğrencilerden bireysel kullanıcılara kadar çok geniş bir kitlenin hizmetine sunulacağı bildirildi. Açılış törenine Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, İstanbul Valisi Yardımcısı İsmail Gültekin ve İSTKA Genel Sekreter Vekili Dr. Fatih Pişkin, İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Doç. Dr. Deniz Tunçalp ve davetliler katıldı. Açılış ardından merkezi gezen heyet, yapılan ve yapılacak çalışmalar hakkında bilgiler aldı.



"Çok sayıda girişimci burada yetişti ve dünyaya açıldı"


İTÜ ARI Teknokent’in öncü teknokentlerinden bir tanesi olduğunu dile getiren Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, "Çok sayıda girişimci burada yetişti ve dünyaya açıldı. Son yıllarda teknoloji girişimlerinde daha derin teknoloji gerektiren işlerin sayısı ve yoğunluğunun attığını görüyoruz. Bu işlerin geliştirilmesi sürecinde bu tip atölyelerin, laboratuvar altyapılarının ve dijital merkezlerin çok büyük önemi var. Bugün açılışını yaptığımız merkez, bu işte kıymetli bir rol üstlenecek. Sadece İTÜ’nin girişimlerine değil, burası bütün teknoloji girişimlere açık olacak. Onların çok uygun fiyatlarla hizmet alabilecekleri, prototiplerini geliştirebilecekleri ve testlerini yapabilecekleri bir merkez olarak hizmet vermiş olacak. İTÜ’de geniş girişimci portfolyosu var. Burası daha çok donanım geliştiren girişimler için, 3 boyutlu ürün geliştiren girişimler için önemli bir imkan sağlamış olacak. Girişimlerin prototip geliştirme süreçleri hem hızlanmış olacak hem de uygun fiyatlarla bu süreci atlamış olacaklar. Ürünleri piyasaya sürmede, ticarileştirmede önemli bir avantaj sağlamış olacaklar. Burada akademi, girişim ve altyapı bir araya gelmiş oldu. Umuyorum ki bu merkez, İTÜ ve diğer üniversitelerimizden çıkacak pek çok teknoloji girişimleri için kaldıracak niteliği taşıyacak" dedi.



"Şimdiye kadar teknoparklarımızda 4 milyar dolara yakın ihracat gerçekleşti"


Türkiye’deki teknoloji merkezlerini değerlendiren Bakan Yardımcısı Kacır, "2001 yılında Türkiye’de iki teknoloji geliştirme bölgesi varken, bugün 81 teknopark var. Bunların 61’i hali hazırda aktif. Şimdiye kadar teknoparklarımızda 4 milyar dolara yakın ihracat gerçekleşti. 119 milyar lira satış gerçekleştirildi. 5 binin üzerinde teknopark firmamızda hali hazırda 40 binin üzerinde araştırmacımız çalışıyor. Bakanlık olarak bugüne kadar teknoloji geliştirme merkezlerine doğrundan 984 milyon lira destek vermişiz. Teknoloji geliştirme merkezlerimizin sayısı çok ama İTÜ’nin yeri başka. 2017 yılında bakanlığımız tarafından yapılan değerlendirmede; performans endeks sıralamasında bütün teknoloji geliştirme bölgeleri içerisinde İTÜ Teknopark 1’nci olmuş. Bütün üniversitelerimize örnek olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu.



"KOSGEB sadece 2018 yılında 581 milyon lira Türkiye’de yeni girişim desteği dağıttı"


Girişimcilere yapılan desteklere değinen Bakan Yardımcısı Kacır, "TÜBİTAK kanalı ile girişimcilerimize doğrudan destekler de sağlıyoruz. 6 yılda 1 programı kapsamında bin 94 firma kuruldu ve 159 milyon lira sermaye desteği sağlanmış oldu. KOSGEB sadece 2018 yılında 581 milyon lira Türkiye’de yeni girişim desteği dağıttı. Şimdi fonların fonu mekanizmasıyla teknoloji tabanlı startup’lar yatırım yapacak fonlara kamu olarak hem TÜBİTAK hem de Hazine ve Maliye Bakanlığı el birliği ile destek olacak. Türkiye’de erken aşama teknoloji tabanlı girişimciler için 1.8 milyar liralık bir yatırım potansiyeli oluşturulmuş olacak" diye konuştu.



Bakan yardımcısı Kacır sözlerine şöyle son verdi: "Önümüzdeki dönemde önceliklendirme programı olarak yerleşme programı hazırlıyoruz. Türkiye’nin en öncelikli ürünlerinin hangileri olduğunu tespit ederek bakanlığımız çatısı altındaki tüm kurumları, peşi sıra çalışan ve bu yolculukta el ele veren kurumlar haline getireceğiz. Bu dönemde Türkiye’nin yatırım teşvikleri, kalkınma ajansları, KOSGEB ve TÜBİTAK gibi kurumların hepsinin ilk kez aynı çatı altında bulunduğu dönemdeyiz. Bunu, yönetimsel açıdan bir şans olarak değerlendiriyoruz. İnşallah bu anlamda büyük adımları hep birlikte atıyor olacağız".



"Bu tür yerleri sadece İTÜ yapmasın, diğer kurumlar da yapsın"


Merkezde sıfırdan bir üretimin söz konusu olduğunu vurgulayan İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, "Bu da sanayiciye transfer ile inşallah mümkün olacak. Burası know-how merkezi, bunların çoğalmasını diliyorum. Bu tür yerleri sadece İTÜ yapmasın, diğer kurumlar da yapsın. Duyuyorum; diğer okullarımızda bu tür örnekleri çoğaltıyorlar ama Anadolu’nun her tarafında çoğalması lazım. Görevimiz Türkiye sınırlarından taştı. Hedefimizi, sadece Türkiye’de değil, Balkanlar, Orta Asya ve MENA Bölgesi’nde doğru büyüttük. ABD’ye gidiyoruz, orayı da içten keşfediyoruz. Burası için ekibime ve arkadaşlarıma gönülden teşekkür ediyorum. En büyük teşekkürü, finans desteği veren, her zaman yanımızda olan bakanlığımıza ve kalkınma ajansımıza ediyorum" açıklamasında bulundu.



"3 milyon 825 bin liralık bir makine ekipman yatırımı yapılmış durumda"


İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Doç. Dr. Deniz Tunçalp ise şöyle konuştu: "Bu üretim teknolojilerin etkinlikleri bir arada bulunuyor. Normalde girişimcinin Tuzla’dan Güneşli’ye kadar koşup farklı lokasyonlarda bulabileceği bir takım ve ekipmanın bir arada uzmanlar tarafından yönetildiği bir bağımsız merkez halinde olacak. Girişimciler için ürünü kendileri yapması için ortama ihtiyaç duyduklarında buna ait bir yerimizde mevcut. Bu şekilde ürünün son halini verdiği zaman girişimci, düşük hacimli üretim tesisimizde var. Yani bir ürününüz prototipini yaptınız ve test ettiniz başarılı oldu. Bundan 100-200 tane üretip alfa testini sahada yapmanız gerekirken, bununla ilgili imalat ortamı da yine burada mevcut olacak. Bakanlığımızın desteği ile İSTKA’nın güdümlü desteği ile hem bizim hem de ilgili firmanı yatırımlarıyla beraber 3 milyon 825 bin liralık bir makine ekipman yatırımı yapılmış durumda. Bu ufak düşünülebilir ama bir başlangıç noktası".



Üniversite - sanayi işbirliğinin başarılı örneklerinden biri olacak olan İTÜ Magnet Fab | Tridi’de bir yıl sonunda binden fazla prototipin çıkması, 50’den fazla endüstriyel tasarım projesinin gerçekleştirilmesi planlanıyor. Merkezde 19 adet üç boyutlu yazıcı, 2 adet lazer kesim makinesi ve 4 adet CNC makinesi yer alıyor. İTÜ Magnet Fab | Tridi; endüstriyel 3D baskı, silikon kalıplama, lazer kesim, yüzey işlemleri ve tasarım hizmetlerinin yanı sıra üretimin içinde bulunmak isteyenlere kendi kullanabilecekleri bir ortak üretim ve çalışma alanı da sunuyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’daki kayıp adamdan 17 gündür haber yok Bursa’nın Mudanya ilçesinde 28 Kasım 2025 tarihinden bu yana kendisinden haber alınamayan Mustafa Abi için başlatılan arama çalışmaları aralıksız sürüyor. Kayıp ihbarının ardından geçen 17 güne rağmen herhangi bir ize ulaşılamadı. Daha önce de kayıp haberlerine konu olan Mustafa Abi için Jandarma Komutanlığı’na bağlı Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ekipleri, bölgede çalışmalarını devam ettiriyor. İlk 7 gün boyunca ise AFAD ve çok sayıda sivil toplum kuruluşuna bağlı arama kurtarma ekipleri de çalışmalara destek verdi. Ekipler, Mustafa Abi’nin kaybolduğu günden itibaren köy ve çevresinde yaklaşık 30-35 kilometrelik geniş bir alanı kapsayan çember içerisinde detaylı arama yaptı. Ormanlık alanlar, kırsal bölgeler ve geçiş güzergâhları tek tek taranmasına rağmen, şu ana kadar herhangi bir sonuca ulaşılamadı. Kayıp Mustafa Abi’nin eşi Ayla Abi, yaşadıkları çaresizliği dile getirerek, "Günlerdir evimizde huzur yok, uykusuz bekliyoruz. Köylülerimiz ve jandarma ekipleri ellerinden geleni yapıyor ama hâlâ bir sonuç yok. En azından bir haber alsak, bir iz bulunsa, bu belirsizlik çok zor" ifadelerini kullandı. Ailesi, Mustafa Abi’yi gören ya da yerini bilen vatandaşların vakit kaybetmeden 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak bilgi vermelerini istedi. Mustafa Abi’den gelecek umut verici bir haber, ailesi ve yakınları tarafından endişeyle bekleniyor.
Ankara MHP Lideri Bahçeli: "Türk dili; millet olma şuurunu besleyen, tarih bilincini diri tutan ve kültürel sürekliliği temin eden temel sütundur" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü; kökü mazinin derinliklerine uzanan, istikbale yönelen büyük Türk milletinin müşterek hafızasını, irfanını ve tarihi yürüyüşünü idrak etmeye imkan sunan müstesna bir gündür" dedi. MHP Genel Başkanı Bahçeli, 15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü dolayısıyla yazılı mesaj yayımladı. "15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü; kökü mazinin derinliklerine uzanan, istikbale yönelen büyük Türk milletinin müşterek hafızasını, irfanını ve tarihi yürüyüşünü idrak etmeye imkan sunan müstesna bir gündür" diyen Bahçeli, mesajında bugünün önemine değinerek şu ifadeleri kullandı: "Türk dili; millet olma şuurunu besleyen, tarih bilincini diri tutan ve kültürel sürekliliği temin eden temel sütundur. Altaylar’dan Balkanlar’a, Hazar havzasından Akdeniz’e uzanan geniş coğrafyada Türkçenin taşıdığı anlam dünyası; birlik fikrini pekiştiren, dirliği esas alan ve kardeşlik hukukunu muhafaza eden bir medeniyet tasavvurunu yansıtmaktadır. Bu itibarla, Türkçenin tarihi derinliğini ve ifade kudretini tahkim etmek; onu yozlaşmadan, yabancılaşmadan ve anlam kaybından uzak tutarak gelecek nesillere güçlü, sahih ve köklü bir miras halinde intikal ettirmek, kültürel sürekliliğin teminatı olmanın yanında milli varlığın korunmasına yönelik stratejik bir sorumluluk mahiyeti taşımaktadır. 15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü vesilesiyle; Türk diline emek veren ilim insanlarını, münevverleri ve gönül erlerini selamlıyor; Türk milletinin diliyle, kültürüyle ve ülküsüyle ilelebet var olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum."