EKONOMİ - 09 Aralık 2025 Salı 16:59

"Dünya altına, altın da dünyaya yön veriyor"

A
A
A
"Dünya altına, altın da dünyaya yön veriyor"

Geçen yıl 2 bin-2 bin 500 dolar seviyelerinde gezen altın, 2025’in sonuna doğru 4 bin 200 dolara kadar yükseldi. Sektör temsilcilerinden Ahmet Cumhur Kitiş, "Bu yıl altın yalnızca fiyat olarak değil, fonksiyon olarak da yükseldi. Ulus devletler altını yeniden rezerv sisteminin merkezine koydu. 4 bin 200 dolar artık geçici bir zirve değil, yeni bir dönemin başlangıç noktasıdır" ifadelerini kullandı.


2025 yılında altın, 4 bin 200 dolarlık ons fiyatıyla tarihin en yüksek seviyesine ulaştı. Sektör temsilcileri tarafından altının yalnızca bir yatırım aracı değil, küresel güç dengelerinin yeniden kurulduğu yeni bir dönemin sembolü haline geldiği belirtildi. DEMAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cumhur Kitiş, altının bu seviyelere ulaşmasını yeni bir dönem olarak yorumladı.



"Ulus devletler altını yeniden rezerv sisteminin merkezine koydu"


Altının yeniden rezerv sisteminin merkezine geldiğini DEMAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cumhur Kitiş, "Altının ons fiyatı Aralık 2025 itibarıyla 4.200 dolar seviyelerinde dengelenirken, yıl boyunca yaşanan fiyat hareketleri, dünya ekonomisinin geçirdiği dönüşüm ve yatırımcı davranışlarındaki değişim dikkat çekici bir tablo ortaya koyuyor. 2024 ABD seçimlerinin ardından yeni yönetimin ekonomi politikalarının şekillenmesi, FED’in faiz kararlarında daha temkinli bir strateji izlemesi ve küresel gerilimlerin tırmanması, 2025 yılı boyunca altını sürekli destekleyen bir zemin oluşturdu. Bu yıl altın yalnızca fiyat olarak değil, fonksiyon olarak da yükseldi. Ulus devletler altını yeniden rezerv sisteminin merkezine koydu. 4 bin 200 dolar artık geçici bir zirve değil, yeni bir dönemin başlangıç noktasıdır. Aynı dönemde gümüş, endüstriyel talep (özellikle güneş enerjisi ve batarya teknolojileri) nedeniyle daha volatil olmakla birlikte güçlü bir yukarı yönlü eğilim gösterdi" dedi.



"4 bin 200 dolar bir ‘tavan’ değil, yeni normalin eşiğidir"


2025 yılında altının yükseliş nedenlerini sıralayan Kitiş, "2025’e girerken altın 3 bin 950 ila 4 bin 50 dolar bandında hareket ederken, yılın ikinci çeyreğinde jeopolitik riskler, küresel tedarik kırılmaları ve merkez bankalarının altın rezervlerini hızla artırması fiyatı yukarı taşıdı. Arz artmıyor, ancak talep hiç olmadığı kadar güçlü. Bu nedenle altın, geri çekilmelerde alıcı bulan yapısal bir yükseliş döngüsüne girdi. 4 bin 200 dolar bir ‘tavan’ değil, yeni normalin eşiğidir. FED’in 2024 seçimleri sonrası istikrar amaçlı temkinli duruşu, faizleri uzun süre sabit tutması ve 2026’da planlanan indirim beklentileri de altını güçlü kıldı" dedi.



"Geleceğin teknolojik altyapısıyla birlikte okumak gerekiyor"


Gümüşün gelecekteki değerine dikkat çeken DEMAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cumhur Kitiş, "Gümüş yıl boyu 30-35 dolar aralığında dalgalı bir seyir izledi. Güneş paneli üretimindeki talep artışı ve batarya teknolojilerinde kullanılan gümüş miktarının yükselmesi fiyatlara doğrudan yansıdı. Gümüş yalnızca güvenli liman değil; artık enerji dönüşümünün omurgasında. Bu metali altınla birlikte değil, geleceğin teknolojik altyapısıyla birlikte okumak gerekiyor" ifadelerine yer verdi.



"2026’da altın, merkez bankalarının stratejik güvenlik alanı olmaya devam edecek"


Uluslararası finans kuruluşlarının 2025-2026 yılındaki öngörülerini sıralayan Kitiş, "Dünya finans devleri, altının yapısal yükselişini 2026’ya taşıyan analizler yayımlamaya başladı. Goldman Sachs: 2025 kapanışı 4 bin 350-4 bin 500 dolar, JP Morgan: 2026 ilk çeyrekte 4 bin 500 dolar üzerinde kalıcılık bekliyor, UBS: Altında rezerv politikaları nedeniyle ‘uzun vadeli boğa trendi’, Citibank: Jeopolitik şoklarda 4 bin 600-4 bin 700 dolar potansiyeli. Uluslararası kuruluşlar teknik analiz yapıyor, ama asıl belirleyici unsur devletlerin altına yönelimi. 2026’da altın, merkez bankalarının stratejik güvenlik alanı olmaya devam edecek" dedi.



"Altın düştüğünde alım yapan kazanıyor"


Altına talebin hiç azalmadığını belirten DEMAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Kitiş, "Fiziki altın talebi yıl boyunca hiç zayıflamadı. Altın artık psikolojik değil, stratejik bir yatırım. Türk yatırımcısı da dünyadaki eğilime uydu: Altın düştüğünde alım yapan kazanıyor. Faizleri ani indirmekten çekinen FED, altını doğal bir sigorta aracı hâline getirdi. Piyasa ‘faiz sabit, altın güçlü’ denklemine çok hızlı uyum sağladı. Çok kutuplu yeni düzenin para ayağı altına doğru kayıyor. BRICS’in attığı adım, altını yeniden sistemik güç merkezi hâline getiriyor. Veri merkezi yatırımlarının enerji talebini artırması maliyetleri yükseltti. Bu durum, 2025-2026 için daha yüksek enflasyon beklentilerini tetikledi. Piyasa istikrarlı giderse altın yıl sonunu 4 bin 400 dolar civarında kapatır. Jeopolitik baskı artarsa, fiyatlar sert sıçrayabilir. Gümüşte 38-40 dolar aralığı mümkün. Kalıcı bir düşüş beklemek doğru değil; fiziki talep altına sürekli destek veriyor. 2025 yılı altın ve gümüş açısından yalnızca fiyatların yükseldiği değil, küresel ekonomik mimarinin yeniden şekillendiği bir dönem olarak tarih yazıyor. 2025, altının yeniden parasal güç hâline geldiği bir yıl. 2026’ya girerken altının rolü artık tartışma konusu değil; dünya altına, altın da dünyaya yön veriyor" diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Atakum Belediyesi’nden özel gereksinimli bireylere yönelik afet farkındalık eğitimi Atakum Belediyesi, AFAD ve MAGAME iş birliğiyle özel gereksinimli bireylere yönelik düzenlediği afet farkındalık eğitimlerinde, afet öncesi hazırlık ve kriz anında doğru müdahaleye dair hayati bilgileri uygulamalı olarak aktardı. Samsun Atakum Belediyesi, Afet İşleri ve Risk Yönetimi Müdürlüğü, Samsun İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ve Mahalle Afet Gönüllüleri Acil Müdahale Derneği (MAG AME) iş birliğinde düzenlenen eğitimlerle Atakumlular afet konusunda bilinçlendiriliyor. Kentin farklı mahallelerinde gerçekleştirilen eğitimlerin bu kez durağı Atakum Belediyesi Yaşam Park Kültür Sanat ve Eğitim Merkezi oldu. Belediye personeli ve gönüllüler, özel gereksinimli bireylere afet ve acil durumlara hazırlık, kriz anında ve sonrasında yapılması gereken müdaheleler hakkında önemli bilgiler verdi. Özel gereksinimli bireylerin deprem, yangın, heyelan ve sel gibi afet durumlarında doğru iletişim kurmasını sağlayacak ortamın sağlanması, afet çantasında bulunacak malzemeler ile bireye yönelik destek çalışmaları uygulamalı olarak gösterildi. Temel Afet Bilinci Eğitim programını ilgiyle takip eden öğrenciler, ekibe merak ettikleri soruları sordular. "Riskleri en aza indirebiliriz" Belediyenin Afet İşleri ve Risk Yönetimi Müdürlüğü tarafından afet farkındalık eğitimleri hakkında yapılan açıklamada şu cümleler kaydedildi: "Atakum Belediyesi Afet İşleri Müdürlüğü olarak, Samsun İl AFAD ve MAG AME iş birliği ile Atakum’da mahalle mahalle dolaşarak afet konusunda bilinçlendirme eğitimleri gerçekleştiriyoruz. Hepimiz biliyoruz ki afetler, yaşamın doğal bir gerçeğidir. Ne zaman nasıl karşımıza çıkacağını ön görmemiz imkansız. Afetleri engelleyemesek de doğru bilgi, bilinçli hazırlık ve güçlü bir dayanışma kültürü ile olası riskleri en aza indirgeyebiliriz. Afet eğitimleri ile afet öncesi alınabilecek bireysel ve kurumsal önlemleri, afet sırasında güvenli hareket yöntemlerini, tahliye süreçlerini, dikkat edilmesi gereken notları, engelli bireyler için kişisel afet çantası hazırlama ilkelerini, aile içi ve çevresel destek mekanizmalarının nasıl oluşturulacağı ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor. Afet konusunda bilinçli olmak ve kriz anında doğru davranışta bulunmak bireylerin güvenliği açısından hayati öneme sahip. Bugünkü eğitimlerimiz, son derece verimli geçti. Yaşam Park ailesine ve gönüllülerimize çok teşekkür ediyoruz. Temel afet bilinci eğitim programımıza ara vermeden devam edeceğiz."
İstanbul Sultangazi Bilim Merkezi öğrencilerine ziyaret Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, geleceğin kaşif ve sanatçılarını yetiştiren Prof. Dr. Necmettin Erbakan Bilim Merkezi’ni ziyaret etti. Başkan Dursun, öğrencilerle yakından ilgilenerek onlarla bol bol sohbet etti. Astronomiden robotik kodlamaya, müzikten resime kadar birçok branşta özel yetenekli öğrencilere ücretsiz eğitimler veren Prof. Dr. Necmettin Erbakan Bilim Merkezi eğitimlerine hız kesmeden devam ediyor. Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, Bilim Merkezi’ne giderek öğrencileri ziyaret etti. Sınıf sınıf gezen Başkan Dursun, yapılan çalışmaları da yakından inceledi. Öğrencilerle ve velilerle sohbet eden Başkan Dursun, günün anısına hatıra fotoğrafı çekildi. "Özel bir eğitim veriyoruz" Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, "Her fırsatta eğitimin bizler için öncelik olduğunu belirtiyoruz. Gençlerimizin ilgi alanlarında kendilerini geliştirmelerine fırsat sunmak için önemli çalışmalar yürütüyoruz. Bilim Merkezi’mizde çok özel bir eğitim veriyor, geleceğin bilim insanlarını ve sanatçılarını yetiştiriyoruz. Pırıl pırıl gençlerimiz burada aldıkları eğitimin neticesinde birbirinden güzel projeler üretiyorlar. Bilim Merkezi’mizde bulunan İnovasyon Merkezi’nde ise projelerini gerçeğe dönüştürmek isteyen gençlere destek oluyoruz. Eğitmenlerle birlikte projelerini geliştiren öğrenciler, Teknofest, TUBİTAK, MEB tarafından düzenlenen çeşitli yarışmalara da katılabiliyor. Ziyaretimizle hem onlarla bir arada bulunduk, hem de yaptıkları çalışmaları yakından görmüş olduk. Gençlerimizle gurur duyuyor, başarılarının devamını diliyorum" dedi.
Konya Bakan Murat Kurum’a mezun olduğu Selçuk Üniversitesi’nden fahri doktora Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a Türkiye genelinde afet ve şehircilik gelişimi alanındaki başarılı çalışmalarından dolayı Konya’da mezun olduğu Selçuk Üniversitesi tarafından fahri doktora ünvanı verildi. Selçuk Üniversitesi Sultan Alparslan Kültür Merkezi 30 Ağustos Salonu’nda düzenlenen fahri doktora takdim törenine katılım yoğun oldu. Törende konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, yıllar önce öğrencisi olduğu Selçuk Üniversitesi’nin düzenlediği fahri doktora takdim töreninde bulunmakta duyduğu memnuniyeti ifade ederek, "Üniversiteler, kuruldukları şehrin mirasını geleceğe taşıyan güzide kurumlardır. Selçuklu başkenti Konya’mızın ruhunu her yönüyle sindirmiş, ülkemizin en saygın ilim ve irfan ocağı olmuş Selçuk Üniversitemiz, bunun en güçlü örneklerinden biridir. Çünkü, asırlardır alim ile devlet adamı arasındaki köklü bağ bu topraklarda serpilmiş, gelişmiş ve bir kültür haline gelmiştir. Bu bakımdan Konya, hem devleti hem ilmi, hem devlet adamını hem de alimi temsil eden bir medeniyet merkezidir. Üniversite yıllarımda ve sonrasında üstlendiğim her görevde, bu şehrin tecrübesi ve bu okulun kazandırdığı bilinç, daima yol göstericim olmuştur. Bu nedenle, Selçuk Üniversitesi’nin takdir ettiği bu fahri doktora ünvanını, her zaman gururla, onurla, şerefle taşıyacağım" dedi. "İlim sahibi olmak da devlet adamı olmak da ayrıcalık değildir" Bakan Murat Kurum şöyle devam etti: "İlim sahibi olmak da devlet adamı olmak da ayrıcalık değildir. Büyük bir sorumluluktur ve ancak memleket için üretmekle, millet için çalışmakla anlam kazanır. Ben de bu anlayışla, hep üreten, hep çalışan tarafta olmaya gayret gösterdim. Bildiğiniz gibi, 2023 yılında yaşadığımız depremlerden bu yana önceliğim, tüm gayretim, hedefim depremi yaşayan 11 ilimizi bir an evvel ayağa kaldırmak oldu. Hamdolsun artık, yaşadığımız asrın felaketinin tüm izlerini geride bırakıyoruz. Şu an halihazırda, 11 ilimizde, 174 ayrı alanda 3 bin 481 şantiyede, 200 bin mimar, mühendis ve işçi kardeşimizle birlikte 7 gün 24 saat arı gibi çalışıyoruz. Kısa bir süre önce 350 bininci yuvamızı tüm sosyal donatılarıyla, parkları, bahçeleriyle birlikte afetzede vatandaşlarımıza teslim ettik. Yani afetzede kardeşlerimizin yüzde 80’ini evlerine kavuşturduk. İnşallah yıl bitmeden 453 bin konutumuzun tamamını ve hatta daha da fazlasını teslim edeceğiz. Artık gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz ki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki Türkiye, asrın felaketini, bir şehircilik destanına dönüştürmüş azimdir, kararlılıktır. Deprem bölgesinde saatte 23, günde 550 konut inşa eden adeta bir Avrupa ülkesi büyüklüğündeki alanı yeniden kuran ülkemizle gurur duyuyoruz, onur duyuyoruz, şeref duyuyoruz. Ve elbette milyonlarca afetzede kardeşimize yeni yuvalarını sunma yolunda, bu güzel millete hizmetkar olma yolunda bizleri yetiştiren hocalarıma çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. Bakan Kurum, "Dirençli şehirler, dirençli Türkiye" hedefine doğru emin adımlarla yürüdüklerini belirterek, "Bunu hem kentsel dönüşüm hem sosyal konut projeleriyle gerçekleştiriyoruz. Şu ana kadar tam 1 milyon 750 bin sosyal konutumuzu vatandaşlarımıza teslim ettik. 5 milyondan fazla dar gelirli kardeşimizi yeni yuvalarına kavuşturduk. ’Ev Sahibi Türkiye’ temasıyla ilan ettiğimiz 500 bin sosyal konut projemize başvuruların başladığı 10 Kasım’dan bugüne, iftiharla söylüyorum ki 5 buçuk milyon vatandaşımız müracaat etmiştir. Yüzyılın Konut Projesi, bu katılım sayısıyla Cumhuriyet tarihi boyunca kamu eliyle başlatılan projeler arasında, en yüksek başvuruya mazhar olan proje olarak şehircilik tarihindeki yerini almıştır. Bu projemizi hiçbir ayrım gözetmeksizin ülkemizin dört bir yanına yaygınlaştırdık" şeklinde konuştu. "Ülkemizi iklim değişikliği konusunda da direksiyona geçirecek önemli bir gelişme daha olacak" Sıfır Atık projesi çalışmaları hakkında bilgi veren Kurum, "Emine Erdoğan hanımefendinin himayelerinde gerçekleştirdiğimiz Sıfır Atık projemiz sınırları aştı ve dünyada da bir marka halini aldı. Bu yıl dünyada ülkemizi iklim değişikliği konusunda da direksiyona geçirecek önemli bir gelişme daha olacak. Ülkemiz 2026 yılında, COP31’in ev sahibi olmuştur. Önümüzdeki yıl tüm dünyayı insanlığın, kıtaların ve medeniyetlerin buluşma noktası olan cennet vatanımızda, Antalya’mızda ağırlayacağız. COP31 zirvesine ev sahipliğini çok uzun gayretlerin, dünyamıza karşı hissettiğimiz sorumluluğun, yıllar süren müzakere ve istişarelerinin ve tarihimizin en kapsamlı iklim diplomasisi sonucunda kazandık" diye konuştu. "Selçuk Üniversitesi bizim kıymetlimiz çünkü öğrenciliğimiz bu sıralarda geçti" Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da, "Selçuk Üniversitesi bizim kıymetlimiz çünkü öğrenciliğimiz bu sıralarda geçti. Bakanımızla aynı üniversiteden aynı bölümden mezun oldum. Çok kıymetli hocalarımızdan çok şeyler öğrendik ve hayatımız boyunca Selçuk Üniversitesi bize rehberlik etti. Bugün bakanımız adına çok anlamlı bir gün. Ben biliyorum ki başka üniversitelerden de fahri doktoralar aldı ama insanın mezun olduğu üniversite, okuduğu sıralar, eğitim aldığı üniversiteden fahri doktora almak çok kıymetli. Onun için rektörümüze ve senatomuza tüm Konyalılar adına teşekkür ediyorum. Bakanım size de hayırlı uğurlu olsun" diye konuştu. "Kendisine takdim edeceğimiz fahri doktora payesinin hayırlı olmasını diliyorum" Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz ise, "Bakanımıza takdim edeceğimiz doktora payesinin temelinde, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, şehirlerimizi daha dayanıklı, çevreye duyarlı ve daha müreffeh yaşam alanlarına dönüştürme iradesi, insanımızın en temel ihtiyacı olan konutlara en uygun şekilde erişimini sağlayan projelere öncülük etmesi bulunmaktadır. Türkiye’nin yalnızca metropollerinde değil, en küçük ilçelerine kadar hayata geçirilen dönüşüm ve konut projeleri, şehirleri sosyal dokusuyla bir bütün olarak ele alan stratejik bir bakış açısını ortaya koymaktadır. Bu bağlamda Konya’da Bakanımız ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay’ın yürüttüğü uyumlu çalışmalar sonucu hayata geçirilen projeler, şehrimizin mimarisini, kültürel dokusunu ve sosyal yaşamını güçlendirmiştir. Senatomuzun kararıyla takdim edilecek fahri doktora payesi, Bakanımızın ülkemize kazandırdığı yüksek nitelikli hizmetlerin akademik ve kurumsal bir takdiridir. Bakanımız Murat Kurum’un, özellikle asrın felaketi olarak nitelendirdiğimiz 6 Şubat Depremlerinin ardından 11 şehrimizde milyonlarca insanın yeniden güvenli, sıcak yuvalarına kavuşması için gösterdiği dirayetli duruş, milletimizin hafızasında asla unutulmayacak bir yer edinmiştir. Bakanımıza ülkemize, şehrimize ve üniversitemize sunduğu değerli katkılar için şükranlarımı arz ediyorum. Kendisine takdim edeceğimiz fahri doktora payesinin hayırlı olmasını diliyor, başarılarının artarak sürmesini temenni ediyorum" dedi. Konuşmaların ardından Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz tarafından Bakan Murat Kurum’a fahri doktora ünvanı verildi.
Tokat Erbaa’da sanayinin ihtiyaç duyduğu ara elemanlar yetişecek Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (TOGÜ) ile Erbaa OSB arasında imzalanan protokolle 8 bin 786 metrekarelik alanın üniversiteye tahsis edilmesiyle Erbaa’da ikinci OSB Meslek Yüksekokulu’nun kurulması için süreç resmen başladı. TOGÜ ile Erbaa Organize Sanayi Bölgesi (OSB) arasında, ilçede kurulacak yeni Meslek Yüksekokulu için yer tahsisi protokolü imzalandı. Rektörlük makamında gerçekleştirilen törende, 8 bin 786 metrekarelik alanın üniversiteye tahsisini içeren protokol, TOGÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Yılmaz ile Erbaa Kaymakamı Dr. Remzi Demir tarafından imzalandı. İkinci OSB Meslek Yüksekokulu Erbaa’da açılacak Protokol ile Erbaa OSB sınırları içerisinde üniversiteye tahsis edilen alanın, kurulacak Meslek Yüksekokulu’nun eğitim, öğretim ve uygulamalı sanayi iş birliği çalışmalarında kullanılacağı bildirildi. Böylece üniversitenin OSB içerisindeki ikinci Meslek Yüksekokulu Erbaa’da hayata geçirilecek. Törende konuşan TOGÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Yılmaz, üniversite-sanayi iş birliğinin güçlenmesi açısından atılan adımın önemli olduğunu vurguladı. Yılmaz, "İki yıl önce Tokat merkezde bir OSB Meslek Yüksekokulu kurduk. İkincisini ise Erbaa’da açacağız. Erbaa, üretim kapasitesi ve iş potansiyeliyle bu alanda en uygun ilçelerimizden biridir. OSB’deki işletmelerle yaptığımız görüşmeler sonucunda, ihtiyaç duyulan ara elemanları yetiştirmeye yönelik yeni programlar açacağız. Uygulamalı eğitim imkanlarıyla öğrencilerimiz daha nitelikli hale gelirken, sektörün beklentileri de karşılanmış olacak. Tahsis sürecindeki destekleri için Kaymakamımıza teşekkür ediyorum" dedi. "İlçemizin eğitim, öğretim ve üretim gücüne katkı sunacak" Erbaa Kaymakamı Dr. Remzi Demir ise protokolün ilçe adına stratejik bir kazanım olduğunu belirterek: "Bu protokol yalnızca bir yer tahsisi değil, Erbaa’nın eğitim, üretim ve istihdam kapasitesini artıracak değerli bir sürecin başlangıcıdır. Üniversitemizle OSB arasında kurulan bu iş birliği, ilçemize uzun vadeli katkılar sağlayacak. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.