SAĞLIK - 01 Nisan 2024 Pazartesi 13:30

Durumu iyiye giden Kadir İnanır yoğun bakımdan çıktı

A
A
A

Beynine pıhtı atması sonucu hastanede tedavisine devam edilen oyuncu Kadir İnanır, durumunun iyiye gitmesi sonrası yoğun bakımdan çıktı.

Beykoz’daki evinde rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan Türk Sinemasının usta oyuncusu Kadir İnanır, durumunun iyiye gitmesi sonrası yoğun bakımdan çıkarılarak Nöroloji servisine alındı. Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Necdet Sağlam, Kadir İnanır’ın durumuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bugün Kadir İnanır’ın yoğun bakım tedavi süreci tamamlandı. Bundan sonraki aşama servis tedavisi şeklinde devam edecek. Nöroloji servisimizde tedavisi sürecek. Rehabilitasyon süreci devam ediyor. Daha rahat bir ortamda yakınlarıyla rahat görüşebilecek. Mümkün olduğunca ziyaretçi kabul etmeyeceğiz. Toparlama sürecine girecek. Rehabilitasyon süreci uzun bir süreç bildiğiniz gibi. Bazen aylar sürebiliyor. Daha önce geçirilmiş hastalıkların da burada etkisi var" ifadelerini kullandı.

“Ek hastalıkların tedavisi bitmek üzere"

Sağlam, "Şu ana kadar tedavisi olumlu sürdü. Ve bugün itibariyle yoğun bakımdan çıkarmış olduk. Herhangi beklenmedik olumsuz bir durum yok. Her gün daha iyiye gidiyor. Günden güne toparlıyor. Hem kas güçleri, hem bilinç durumu, hem genel durumu daha iyi. Ek hastalıkların tedavisi de bitmek üzere” dedi.

Durumu iyiye giden Kadir İnanır yoğun bakımdan çıktı

Cüneyt Sevindik - Emre Sertdemir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Niğde Çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık üçte birini lösemi oluşturuyor Niğde İl Sağlık Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Doğan Bahadır İnan, 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası nedeniyle açıklama yaptı. Çocukluk çağında en sık görülen kanserin lösemi, yani kan kanseri olduğunu ifade eden İnan, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Uluslararası Kanser Araştırmaları Kurumu (IARC) verilerine göre; 2022 yılında dünyada 0-14 yaş aralığında 64 bin 566 vaka sayısı ile çocukluk çağında görülen tüm kanserlerin üçte birinin lösemi olduğunu belirtti. Ülkemizde de dünya ile benzer biçimde tüm çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık üçte birini lösemiler oluşturmaktadır diyen Doğan Bahadır İnan yaptığı açıklamada şunları söyledi; "Lösemi zamanla yarışan bir hastalıktır ve erken tanı bu yüzden çok önemlidir. Lösemiye neden olan atipik hücrelerin üreme hızları, diğer kanser türlerindeki hücrelerin üreme hızlarına göre çok daha hızlıdır ve tümör yükünü saatler içinde katlayarak artırırlar. Bu da hastanın hayatını ciddi şekilde tehdit edebilir. Akut lösemide tanı ve tedavi uygulamalarındaki yenilikler, destek tedavilerinin gelişmesi ve daha etkili ilaç birlikteliklerinin uygulamaya girmesi gibi son yirmi yıldaki gelişmeler; hastaya özgü tedavilerin seçilebilmesini ve daha uzun süre yaşama şansı verirken diğer yandan daha az kemoterapi toksisitesi sağlamaktadır. Bazı lösemi tiplerinde hasta çocukların yüzde 80-90’ı tekrarlama olmadan, 5 yıl süre ile sessiz kalabilmekte ve bu hastaların tamamen iyileşmesi ile sonuçlanabilmektedir." Lösemileri erken teşhis etmenin en iyi yolunun, söz konusu hastalığın muhtemel belirtilerini gözden kaçırmamak olduğuna dikkati çeken İnan, ebeveynlerin farkındalığının artmasının hayat kurtarıcı rol oynadığını belirtti. Dr. İnan; “Ailelerin ve birinci basamak sağlık hizmeti sağlayıcılarının hastalığın belirtilerine ilişkin farkındalığı, doğru ve zamanında klinik değerlendirme, tanı ve evreleme, hızlı tedaviye erişim için bilgilendirme ve yönlendirme, lösemi şüphesi sonrasında yapılacak kan testleri ile tanı netleştirilebilir. Ardından kemik iliği biyopsisi, özel kan testleri ve genetik testler yapılabilir. Lösemi belirtileri ise şu şekilde sıralanabilir; kansızlık, enfeksiyonlara yatkınlık, sık hastalanma, yüksek ateş, çeşitli kanamalar ve kanamanın güçlükle durdurulması, iştahsızlık, kilo kaybı, dalak veya karaciğerde büyüme, lenf düğümlerinde şişlikler, halsizlik, çarpıntı, kemik ve eklemlerde ağrılar, şişlik ve hareket kısıtlılığına dikkat etmek gerekir. Bu belirtilerden birçoğunun lösemi dışı herhangi başka bir sebepten de kaynaklanabileceği ve aslında bu ihtimalin daha yüksek olduğu unutulmamalıdır. Ancak, anılan belirtilerin var olması halinde bir hekim tarafından kontrol edilerek muhtemel nedenin tespit edilmesi ve tedavinin düzenlenmesi önem arz etmektedir" diye konuştu.