SAĞLIK - 04 Temmuz 2025 Cuma 11:20

Düşmese öğrenemeyecekti: Bel ağrısı, kanseri ortaya çıkardı

A
A
A
Düşmese öğrenemeyecekti: Bel ağrısı, kanseri ortaya çıkardı

53 yaşındaki Cemal Anitaş’ın yaşadığı bir dizi talihsiz kaza, hayatını değiştiren gerçeği ortaya çıkardı. Tatilde yaşadığı düşme sonrası başlayan bel ağrıları, birkaç hafta içinde yaşadığı ikinci bir düşmeyle iyice şiddetlendi. Bu ağrılar nedeniyle çekilen MR görüntülemesinde, kemiklerde anormal bulgular tespit edildi. Yapılan ileri tetkiklerin ardından multipl miyelom, yani kemik iliği kanseri teşhisi kondu.


Bu travmalar yaşanmasa ve MR çekilmese tanının muhtemelen yıllar sonra, belki de organ hasarı çıktığında konabileceğine değinen Medicana Zincirlikuyu Hastanesi Hematoloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Gökhan Özgür, "Bu düşme, erken tanı açısından büyük bir şans. Multipl miyelom sinsi ilerleyen bir hastalık. Tanı genellikle kansızlık, kemik lezyonları veya böbrek yetmezliği gibi bulgular ortaya çıktıktan sonra konuyor. Ancak Cemal Bey’in durumunda, üst üste yaşanan üç düşme sonrasında alınan MR görüntüleri hastalığın karakteristik izlerini gösterdi ve böylece erken müdahale şansı doğdu" açıklaması yaptı.


"Artık köpeğime ‘aslan oğlum’ diyorum, çünkü belki de hayatımı kurtardı"


Hikâyesini anlatan Cemal Anitaş, "Her şey aslında Mısır’da tatildeyken başladı. Yaklaşık 20 santimlik bir çukuru fark etmedim, boşluğa basıp düştüm. Belimde ‘tık’ diye bir ağrı hissettim. Geçti sandım. İki hafta sonra köpeğimi gezdirirken bu sefer 10 santimlik bir çukura düştüm. Aynı ağrı tekrar oldu. Üçüncü olayda ise yeni doğum yapmış bir kedi beni itti, yine düştüm, yine aynı bel ağrısı... Bu kazalar arka arkaya geldi. En sonunda MR çektirdik. Sonuçları beklerken insan ister istemez internete girip araştırıyor. Moral bozucu şeyler okuyorsun ama iyi bir ekiple süreci yürütünce her şey kolaylaşıyor" dedi.


Anitaş, "Doktorum bu süreçte bize çok güzel yol gösterdi. Ekibi de öyle. Şu an tedavinin ilk ayındayız ve gayet iyi gidiyoruz. Açıkçası bu durumun fark edilmesi bir şans oldu. Eğer bu kazalar olmasaydı, hastalığım çok geç ortaya çıkacaktı. Artık köpeğime ‘aslan oğlum’ diyorum, çünkü belki de hayatımı kurtardı" şekline konuştu.


"Bu süreçte neşeni kaybedersen zorlanırsın"


Anitaş, sözlerine şunları ekledi: "Pazartesi ve cuma günleri tedaviye gidiyorum. Zaman zaman zor oluyor, ilaçların yan etkileri var ama güçlü olmaya çalışıyorum. Eşim ve oğlum bana çok destek oluyor. Bu süreçte neşeni kaybedersen zorlanırsın. Artık daha bilinçliyim. Herkesin yılda bir kez check-up yaptırması gerektiğini çok net öğrendim"


"5-6 yıl boyunca belirti vermeden ilerleyebilir"


Uzm. Dr. Özgür, "Hastamız yaklaşık bir ay önce bel ağrısı şikâyetiyle bize başvurdu. Kendisinde bir travma öyküsü vardı ve bu travma sonrası çekilen MR’da kemik iliği kanserine işaret eden bulgular tespit edildi. Hematoloji olarak hızlı bir değerlendirme yaptık ve kemik iliği biyopsisiyle tanıyı koyduk. Hastamızın durumu, kemik iliği kanserlerinden biri olan multipl miyelom olarak teşhis edildi. Multipl miyelom, akut lösemilere kıyasla daha yavaş seyreden bir hastalıktır. Hastalık sinsi bir şekilde ilerlediği için tanı genellikle kansızlık, kemik lezyonları veya böbrek hasarı gibi bulgularla konur. Ortalama olarak, 5-6 yıl boyunca belirti vermeden ilerleyebilir. Cemal Bey de MR’da ‘zımba deliği’ görünümü fark edildi. Eğer bu travma olmasaydı tanı çok daha geç konulabilirdi" dedi.


"Multipl miyelomun tedavi süreci uzundur"


Hızla tedaviye başladıklarını belirten Uzm. Dr. Özgür, "Şu an kemoterapi değil, hedefe yönelik tedaviler ve akıllı ilaçlar kullanıyoruz. Cemal Bey’in bel ağrıları azaldı, organ hasarı da gelişmedi. Bu bizim için oldukça sevindirici. Multipl miyelomun tedavi süreci uzundur. İlk aşamada yoğun bir indüksiyon tedavisi veririz, ardından pekiştirme ve idame tedavisi gelir. Nakil uygunluğu varsa 4. aydan sonra planlama yapılır. İdame tedavi yaklaşık 2 yıl sürer" şeklinde konuştu.


"Ağız kuruluğu, aşırı susama gibi şikâyetler olur"


"Multipl miyelom tüm dünyada kemik iliği kanserlerinin en sık görülen tiplerinden biridir." diyen Uzm. Dr. Özgür, "Bazen check-up sırasında kansızlıkla ya da inflamasyonla fark edilir. Bu noktada hekim şüphesi çok önemlidir. Cemal Bey’in tanısı da bu farkındalık sayesinde konulabildi. Hastalarımızda genellikle kansızlık, omur kırıkları, kalsiyum yüksekliği gibi sorunlar görülebilir. Ağız kuruluğu, aşırı susama, halsizlik, ağrı gibi şikâyetler olur. Bu yüzden düzenli yaşam, egzersiz ve kontroller çok önemlidir. Her bel ağrısı kanser değildir ancak ısrarcı ve tekrarlayan ağrılar ciddiye alınmalıdır" uyarısında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Tunç: "Bu durum, ihmalkârlığın ve ciddiyetsizliğin sonucudur" AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, yaşanan su kesintisiyle ilgili olarak, "ESKİ ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yaşanan bu mağduriyetin sorumluluğunu üstlenmeye, derhal net bir açıklama yapmaya ve Tepebaşı halkından özür dilemeye davet ediyoruz" dedi. Gün boyu süren geniş çaplı su kesintisi sebebiyle siyasi isimler Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürlüğü’ne tepki göstermeye devam ediyor. Son olarak ise AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, sosyal medya hesabından konuyla ilgili bir açıklamada bulundu. Başkan Tunç’un açıklamasında, "ESKİ tarafından yapılan açıklamada, Tepebaşı İlçesi’nin bazı mahallelerinde 00.00-08.00 saatleri arasında planlı su kesintisi uygulanacağı duyurulmuştu. Ancak bugün gelinen noktada, Tepebaşı İlçesi’nin tamamında hâlâ su yoktur. Bu tablo, planlama eksikliğini ve ciddi bir yönetim beceriksizliğini açıkça ortaya koymaktadır. Planlı olduğu söylenen bir çalışmanın saatleri belli olmasına rağmen, ne süreye uyulmuş ne de vatandaşlara doğru ve zamanında bilgi verilmiştir. Tepebaşı’nda yaşayan on binlerce vatandaş, sabah saatlerinden bu yana en temel ihtiyaçlarına dahi ulaşamamaktadır. Hijyen, sağlık ve günlük yaşam tamamen aksatılmıştır. Bu durum, ihmalkârlığın ve ciddiyetsizliğin sonucudur. Vatandaşlar açıklama değil bahane değil, çözüm beklemektedir. ESKİ ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yaşanan bu mağduriyetin sorumluluğunu üstlenmeye, derhal net bir açıklama yapmaya ve Tepebaşı halkından özür dilemeye davet ediyoruz" ifadeleri yer aldı.
İstanbul Sadettin Saran’ın ifadesi ortaya çıktı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında ifadesine başvurulan ve adli kontrol şartı ile serbest bırakılan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sadettin Saran’ın ifadesi ortaya çıktı. Saran evinde bulunan ve ilk testte uyuşturucu olduğuna dair sonuç çıkan maddelere ilişkin soruya ilişkin savunmasında, "Bu maddenin ilk testi pozitif çıkmış olabilir. Ancak kriminal sonucun beklenmesini talep ederiz. Biz Assos‘taki villada çok fazla misafir ağırlarız. Büyük davetler veririz. Davetlere 100’ün üzerinde insan katılır. Hatta en son 21 Ağustos‘ta kızımın düğününde 400’den fazla insan vardı. Zaten bulunduğu yerler evin içerisi değildir. Bahçede bulunmuştur. Bu davetlerin birinde ya da benim olmadığım bir zamanda bir başkası tarafından kullanılıp atılmışsa bilgim yoktur. Çıkan maddeler üzerinde parmak izi incelemesi yapılmasını talep ederiz. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında ‘uyuşturucu madde temin etme, uyuşturucu madde kullanma ve uyuşturucu madde kullanımını kolaylaştırma’ suçlarından ifadeye çağrılan Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran, savcılıktaki ifade işlemlerinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılması talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Saran, hakimlik tarafından yurtdışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı. Öte yandan, soruşturma kapsamında Ela Rümeysa Cebeci’nin de ek ifadesine başvuruldu. Cebeci ardından tutuklu bulunduğu Ceza İnfaz Kurumu’na geri gönderildi. "Sen yetiştiriyordun ya başkanım yol birkaç dal takılalım" Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Saran ifadesinde, "Ela Rümeysa ile tahmini olarak 3 sene önce bana mesaj atmasından dolayı tanışmıştık. Bu vesile ile konuşmaya başladık" dedi. Saran’a savcılıkta, spiker Ela Rümeysa Cebeci’ye, "Sende var mı ondan? Pazar sabahtan teyitleşelim olma ihtimali yüzde 70. Assos’a gideceğim birazdan geç dönmem herhalde, tamam? Konuşuruz hadi bay bay" şeklinde mesaj attığı, Cebeci’nin ise "Ben Escobar mıyım nereden bulayım sen yetiştiriyordun ya başkanım yol birkaç dal takılalım haberleşiriz" şeklinde cevap verdiği konuşma soruldu. Saran konuşmaya ilişkin, "Mesaj içerikleri doğrudur. Ancak tarihleri noktasında yanlışlık olabilir. Bu yazışmalar yaklaşık 17-18 ay önceki yazışmalardır. Mesaj içerikleri daha önceki izlediğim filmden dolayı kendi aramızda yaptığımız espridir. Benim uyuşturucu yetiştirme ile uzaktan yakından hiçbir alakam olamaz. İzlediğimiz filmin konusu ile ilgili olduğu için kendi aramızda yaptığımız bir espridir. Bu mesajlaşmalar da şaka amaçlıdır" dedi. "Acayip rahatlatıyor müthiş bir şeymiş o" Saran’ın Ela Rümeysa Cebeci’ye gönderdiği bir başka mesaj da savcılık ifadesi esnasında soruldu. Mesajda Saran’ın "Gel git Ela nasılsın? dediği, ses dosyası çözümünde ise "Kızım laf dinlemiyorsun ki yavaş yavaş diyorum, böyle apsesif insanlar gibi böyle şey yapıyorsun. Bi ayarında bırak. Her şeyi abartıyorsun ya, neyse Habertürk’te bir sürü insanı işten çıkarıyorlarmış, doğru mu ha? Bir de baskı yapıyorlar galiba" dediği Ela Rümeysa Cebeci’nin ise cevap olarak ses dosyası çözümünde "Ama var ya ne HD rüyalar gördüm ve böyle düşüncesizce uyudum, acayip rahatlatıyor. Müthiş bir şeymiş o. Bahçeden topla getir bana bir dahakine. Evet evet çok kelle alıyorlar. İnsanları spikerleri falan çıkarma değil kafaları koparıyorlar. Bakalım neler olup bitecek bekleyip göreceğiz ama bir dizayn var. Lütfen sen de Kenan Bey ile aranı düzelt. Bu benim için çok önemli bir şey, çok mutlu olurum bunu yaparsan" dediği konuşma içeriği soruldu. "Hayatta tek bir bağımlılığım var o da spordur" Saran bu konuşmalara ilişkin ifadesinde, "O akşam içtiğimiz şaraptan bahsediyorum. Ben akşam puro içtim. Ela da vozol sigara içti. O akşam şarabı da çok fazla içti. Bir şişeden ben yarım kadeh içtim. Geri kalanını da Ela içti. Ben Kenan Tekdağ’ın kötü kalpli ve tehlikeli bir insan olduğunu bildiğim için Ela Rümeysa TV 100 kanalından Show TV’ye geçerken kendisini uyardım. Kenan’ın kötü kalpli tehlikeli ve karanlık ilişkileri olduğunu söyledim. Ondan dolayı Kenan Tekdağ ile ilgili mesajlar atmış olabilir. ‘müthiş bir şeymiş o bahçeden topla getir bana bir dahakine’ mesajında ise yine aynı şekilde izlediğimiz bir filmdeki repliklerden kaynaklı kendi aramızda metafor şeklinde geliştirdiğimiz bir espridir. Benim kesinlikle böyle bir şeyle alakam olamaz. Hatta Ela Rümeysa’ya en son birkaç hafta önce ilk gözaltına alınıp bırakıldıktan sonra geçmiş olsun mesajı da attım. Kendisi de bana ‘inan ben böyle bir şey yapmadım’ tarzında cevap vermişti. Birlikte uyuşturucu madde içmiş olsaydık bana böyle bir cevap vermezdi. Ben de ona ‘sana inanmak istiyorum’ şeklinde cevap vermiştim. Benim bu hayatta tek bir bağımlılığım var o da spordur. Sadece benim kanser olduğum dönemde, annem ile babamın son hastalık ve ölüm süreçlerinde, Fenerbahçe başkanlık seçimlerinde ve iftiraya uğradığım süreçte pek çok kişi tarafından tarafıma organik sakinleştiriciler verilmişti. Ben de bunları hatırladığım kadarıyla kullandım. Bunların içerisinde de uyuşturucu etken maddesi olduğunu düşünmüyorum. İstanbul’daki evimde misafir odası olarak kullanılan odada cam kavanozun içerisinde kızımın muhtelif ilaçları vardı. Büyük ihtimal camdaki kalıntılar bu ilaçların tozlardır. Zaten inceleme sonucunda anlaşılacaktır. Assos’taki evimde yapılan aramada çıkan maddelere ilişkin olarak, o evde çalışan hizmetliyi aradım. Bunlar ne diye sordum. Asos‘taki evimde tahmini 20 gün önce kadın basketbol takımını ağırlamıştım. Bahçeye çok fazla sinek gelmişti. Bu sinekleri uzaklaştırmak için lavanta veya türevi şeklinde yaprakları evde çalışan hizmetli yaktığını söylemişti. Daha sonra mangal yaptıktan sonra da arılar geldi. Arıları uzaklaştırmak için yine evde çalışan hizmetli kahve yakmış. Ele geçirilen maddeler de kahve, lavanta ve adaçayı yakılması sonucu kalıntılardır. Maddeler üzerinde yapılan ilk testte uyuşturucu madde olduğuna dair sonuç çıkması sorusuna ilişkin savunmam ise bu maddenin ilk testi pozitif çıkmış olabilir. Ancak kriminal sonucun beklenmesini talep ederiz. Biz Assos‘taki villada çok fazla misafir ağırlarız. Büyük davetler veririz. Davetlere 100’ün üzerinde insan katılır. Hatta en son 21 Ağustos‘ta kızımın düğününde 400’den fazla insan vardı. Zaten bulunduğu yerler evin içerisi değildir. Bahçede bulunmuştur. Bu davetlerin birinde ya da benim olmadığım bir zamanda bir başkası tarafından kullanılıp atılmışsa bilgim yoktur. Çıkan maddeler üzerinde parmak izi incelemesi yapılmasını talep ederiz. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. Melike İnal