EKONOMİ - 22 Aralık 2025 Pazartesi 13:47

‘Ev Sahibi Türkiye’ projesine rekor talep

A
A
A
‘Ev Sahibi Türkiye’ projesine rekor talep

81 ile inşa edilecek 500 bin konut için çekilen kuradan hak kazanacak olan vatandaşların, sonraki aşamada ne yapacaklarını açıklayan Emlak Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, ’’Kurada hak kazananlar, sözleşmelerini imzaladıktan sonra ödemelerini, yüzde 10 peşinatın ardından 240 aya varan vadelerle gerçekleştirilecekler. 6 bin 750 TL’den başlayan taksitler, her altı ayda bir, memur maaş zammı oranında artırılacak. Teslimlerin ise 2027 yılının Mart ayı gibi başlaması planlanıyor" diye konuştu.



Kamuoyunda ‘Yüzyılın Konut Projesi’ olarak da bilinen, 81 ile inşa edilecek 500 bin konutu kapsayan ‘Ev Sahibi Türkiye’ projesinde başvurular 19 Aralık itibarıyla sona erdi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın açıklamasına göre 10 Kasım 2025 tarihinde başlayan başvuru sürecinde toplam 8 milyon 840 bin başvuru alınırken, bu başvuruların 5 milyon 242 bin adedi geçerli sayıldı. Projeye en çok İstanbul, Ankara ve İzmir’den başvuru gelirken, en çok başvuru alınan özel kontenjanlı kategori ise 1 milyon 326 bin adetle ‘Gençler’ kategorisi oldu.


Sırada hangi aşama var?


Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Global Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, bundan sonraki süreci şöyle açıkladı: "Şimdi artık kura aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Hak sahipleri, 29 Aralık 2025-27 Şubat 2026 tarihleri arasında, noter huzurunda çekilecek kurayla belirlenecek. Başvuru aşamasında ödenen 5 bin TL’lik başvuru ücreti, kurada çıkanların ödeyeceği peşinattan düşülecek. Kurada çıkmayanlara ise iade edilecek. Kurada hak kazananlar, sözleşmelerini imzaladıktan sonra ödemelerini, yüzde 10 peşinatın ardından 240 aya varan vadelerle gerçekleştirilecekler. 6 bin 750 TL’den başlayan taksitler, her altı ayda bir, memur maaş zammı oranında artırılacak. Teslimlerin ise 2027 yılının Mart ayı gibi başlaması planlanıyor" diye konuştu.


Kiralık konut arzı artırılmalı


Proje kapsamında İstanbul’a ayrıca 15 bin adet kiralık konut inşa edileceğini hatırlatan ve bu segmentin, son yıllarda ciddi sorunlar yaşanan kiralık konut piyasasını düzenleyebilmek için iyi bir adım olduğunu ifade eden Özelmacıklı, "Ancak bu alanı tam manasıyla düzenleyebilmek için kiralık konut arzının çok ciddi bir şekilde artırılması gerekiyor" ifadelerini kullandı. Özelmacıklı, bunun için de şu modeli önerdi:


Kiralık sosyal konuta "Yap-İşlet-Devret" modeli


Söz konusu modelin benzerlerinin başta Viyana olmak üzere yurt dışında sosyal konut projelerinde uygulandığını kaydeden Özelmacıklı, "Bu modelde devlet, uygun yerlerdeki Hazine arazilerini belli şartlarda müteahhit firmalara, duruma göre kat karşılığı, üst kullanım hakkı veya belli sürelerle sembolik ücretli kiralama şeklinde tahsis ediyor. İnşaat maliyeti için de ciddi sübvansiyonlar sunan devletin bu noktada tek bir şartı var: Bu konutlar kiralık olarak arz edilecek. Fiyatları da çevre rayicinin belli oranda altında olacak. Yaklaşık 20 yıl gibi bir süre sonunda bu konutlar devlete devredilecek, devlet de bu konutları kiralık sosyal konut olarak arz etmeye devam edecek. Bir çeşit ‘Yap-İşlet-Devret’ modeli gibi düşünebiliriz. Bu modelin Türkiye’de uygulanmasının konut sorununun çözümüne ciddi katkı sağlayacağına inanıyoruz" diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AK Parti Milletvekili Ensarioğlu: "Söz konusu açıklamalarım, Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" Çevre Komisyonu Başkanı ve AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Galip Ensarioğlu, "Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" dedi. Ensarioğlu, bir yabancı yayın kuruluşuna verdiği röportajla ilgili yazılı açıklama yaptı. Ensarioğlu şunları kaydetti: "Yabancı bir yayın kuruluşuna Terörsüz Türkiye süreci ve Meclis Komisyon çalışmalarıyla alakalı verdiğim bir mülakatta, sürece dair yaptığım değerlendirme sonunda, sunucunun ısrarlı Suriye politikası konusunda, sayın Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanı sayın Hakan Fidan’ın politikalarında çelişkiler olduğuna dair verdiğim cevapta, böyle bir şeyin olmayacağını söyledim. Sözlerimin sonunda partimizin ve hükümetimizin politikalarını belirleyen iradenin sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi olduğunu, buna karşı bir irade ortaya koyanın ya görevi bırakması gerekir, ya da görevden alınır şeklindeki ifademin amacı ve maksadı gayet net olduğu halde üç gündür, bağlamı ve maksadı dışında, bazı art niyetli çevrelerin çeşitli sosyal medya mecralarında çarpıtarak yorumladıklarını üzüntüyle müşahede ettim. Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi."