EKONOMİ - 05 Haziran 2020 Cuma 12:43

Ev satın alınırken depremler kadar salgınlar da düşünülüyor

A
A
A
Ev satın alınırken depremler kadar salgınlar da düşünülüyor

COVID-19 salgınıyla birlikte dünya genelinde milyonlarca insan sosyal izolasyon ve karantina tedbirleri kapsamında uzunca bir süre evlerine kapandı.

COVID-19 salgınıyla birlikte dünya genelinde milyonlarca insan sosyal izolasyon ve karantina tedbirleri kapsamında uzunca bir süre evlerine kapandı. Bu süreçte balkon, bahçe, teras ve çalışma odası gibi evdeki yaşam alanlarının önemi bir kez daha görüldü. Uzmanlar yeni dönemde ev satın alınırken bu yaşam alanlarının önemli bir kriter haline geleceğini belirtiyor.



Dünya genelinde 6 milyondan fazla insana bulaşan ve binlerce insanın da hayatını kaybetmesine neden olan COVID-19 salgınıyla birlikte öncelikli ihtiyaçlar ve alışkanlıklar değişti. Özellikle sosyal izolasyon ve karantina uygulamalarıyla evlerde daha çok vakit geçirilirken, evlerin mimari ve kullanım şekli bu tip durumlarda yeterlilikleri yönüyle sorgulanır hale geldi. Donatı Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Etem Yiğitol, salgınla birlikte satın alınmak ya da kiralanmak istenen evlerde balkon, teras, bahçe ve çalışma odaları gibi yaşam alanlarının satın alma kararını etkileyen en önemli kriterler arasına gireceği kanısında olduğunu söyledi.



’’Balkon, bahçeler ve çalışma odaları öncelikli kriterler haline geldi’’


Ev satın alanların bu güne kadar öncelikleri mülkün depreme karşı dayanıklılığı, konumu ve büyüklüğü olurken salgın ile birlikte bu sıralamada değişiklik olabileceğini ifade eden İbrahim Etem Yiğitol, ’’Artık insanlar bir konut bakarken en az depreme dayanıklı olması kadar olası yeni salgınlarla birlikte evden çıkamamaları durumunda neler yapabileceklerini de sorguluyor. Daha çok çocuklu ailelerde gördüğümüz bu ihtiyacın bahçeli, teraslı ya da geniş balkonlu evlerle çözüme kavuşacağı kanaatindeyiz. Salgın hastalıkların tüketici nezdinde afet olarak değerlendirildiği ve satın alma davranışlarını doğrudan etkileyeceği görülmektedir ’’ dedi.



’’Yeni projelerde mimari anlayış değişiyor’’


Rezidans tipi konutların çoğunda yaşam alanlarının yine rezidans içinde yer alan ve toplu kullanıma açık spa, havuz ve spor salonlarında sıkıştığını belirten Yiğitol, ’’Salgınla birlikte bu alanların kullanıma kapanmasıyla karantina daha zorlayıcı bir hal aldı. Ev içinde geçirilen sürenin artmasıyla insanlarda özel alan olgusu da tekrar hatırlandı. Coğrafyamıza özgü balkon kültürü de yine bu dönemde önemini hissettirdi. Donatı Gayrimenkul olarak yapmış olduğumuz araştırmalarda genel kanaatin önümüzdeki dönemde başlayacak olan konut projelerinde mimari olarak bu beklentilerin göz önünde bulundurulması gerektiği görülmektedir’’ şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Bitlisli öğrencileri konservatuvara hazırlıyor BİTLİS (İHA) – Bitlis’te 2016 yılından bu yana eğitim veren Ziya Eren Güzel Sanatlar Lisesi, öğrencilerini profesyonel eğitim alacakları konservatuvarlara hazırlıyor. Ziya Eren Güzel Sanatlar Lisesi, özellikle sanat alanında bir kariyer yapmak isteyen ve sanatla iç içe bir meslek edinmek isteyen yetenekli öğrenciler tarafından tercih ediliyor. Yetenek sınavıyla öğrencilerini seçen Ziya Eren Güzel Sanatlar Lisesinde öğrenciler ilk olarak zorunlu piyano dersi alıyor. İkinci yılda kendi seçtikleri enstrümanla eğitim alarak kendilerini geliştiren öğrenciler, konservatuvar ve güzel anatlar fakültelerini tercih ederek gittikleri üniversitelerde aldıkları eğitimle sanat hayatına atılıyor. Geçen yıl üniversite sınavına giren 36 öğrenciden 24’ünün ilk yerleştirmelerde değişik üniversitelerin 4 yıllık fakültelerini kazandığını ifade eden Okul Müdürü Felemez Dinç, bu yıl başarı çıtasını yükselteceklerini söyledi. Okul Müdürü Felemez Dinç, 150 öğrenciden 80’inin müzik alanında eğitim aldığını ifade ederek, “Okulumuz Ziya Eren Güzel Sanatlar Lisesi 2016 yılında kurulmuş, içinde bulunduğumuz yıl itibari ile 8’inci yılımızı dolduruyoruz. Güzel sanatlar liseleri genelde resim ve müzik alanında öğrenciler alıyor. Bizde de 150 öğrencimiz bulunmaktadır. Bunlardan 70’i resim, 80 öğrencimiz ise müzik bölümünde yer alıyor. Müzik bölümüne gelen her öğrencimizin zorunlu enstrümanı piyanodur. Ancak bunun yanında ikinci bir enstrümanı da kendileri seçerek bu alanda ilerliyorlar. Yıl boyunca neredeyse ilin bütün programlarında sahneye çıkıyoruz. Ancak yıl sonunda bizim büyük bir konserimiz oluyor. Mayıs ayının 17’sinde Batı Orkestrası Konserimiz var. Yine yıl sonunda da ayrıca resim sergimiz ve konserlerimiz var. Tüm Türkiye’de güzel sanatlar liseleri yetenek sınavı ile öğrenci alırlar. Bizler de 15 Haziran gibi ilana çıkarak yetenekli öğrencilerimizi seçiyoruz” dedi. Dinç, bölgenin şartlarını göz önünde bulundurduklarında öğrencilerinin çok yetenekli olduğunu da sözlerine ekleyerek, “Okulumuzdaki öğrenciler bölgenin şartlarını göz önünde bulundurduğumuzda çok yetenekli olduklarını görürsünüz. İlçelerimizden de öğrencilerimiz var. Pansiyonumuz da var. Öğrencilerimiz burayı rahatlıkla tercih ediyorlar. Üniversiteye gönderdiğimiz öğrencilerimizden biliyoruz. Öğrencilerimizin burada aldığı eğitim çok iyi bir eğitimdir. Geri dönüşleri öğrencilerimizden alıyoruz. Oradaki hocaları, aldıkları eğitimin kaliteli olduğunu her defasında söylüyorlar. Müzik bölümünde 11 öğretmenimiz var. Bitlis’in şartlarında çok geniş bir yelpazede eğitim veriyoruz. Örneğin piyano, gitar, keman, kabak kemane, ney, flüt, çello, bağlama gibi bütün bu enstrümanların eğitimini veriyoruz. Bizim şu anda Türkiye’nin iyi üniversitelerinde eğitim alan mezun öğrencilerimiz var. Geçen yıl 36 öğrencimizden 24’ü ilk etapta 4 yıllık üniversite kazandı. Bu yüzde 70 gibi bir başarı demektir. Türkiye ortalamasının çok üzerindedir. Bu yıl mezun öğrencilerimizin başarısı daha da yükselecektir” dedi. Öğrencilerden Emirhan Alp ise 2023 yılında Ziya Eren Güzel Sanatlar Lisesinde eğitim aldığını belirterek, “Bizler burada temel olarak solfej eğitimi, nota eğitimi ve aynı zamanda Türki müziği eğitimi alıyoruz. Ben burada Türk Sanat Müziği eğitimi alıyorum. Ana enstrümanım da ut. Bireysel hocamızla eğitimlere başladığımızda ilk önce enstrümanımızı tanıyoruz. Ardından makam ve usul geçerek, bu yönde eserler icra ediyoruz. Buraya gelecek arkadaşlarımıza tavsiyem, asla pişman olmayacak, üstüne kendilerini geliştirecektir” şeklinde konuştu.
Adana Adana’da turfanda karpuz hasadı başladı Türkiye’nin en önemli karpuz üretim merkezlerinden Adana’da tescilli turfanda karpuz hasadı başladı. Tarlada kilosu 11-12 liradan satılan karpuzlar, kamyonlara yüklenerek Türkiye’nin dört bir yanına gönderiliyor. Ülke genelinde üretilen 4 milyon ton karpuzun yüzde 25’ini karşılayan kentte turfanda karpuz hasadı, deniz kıyısındaki Karataş ilçesi Kapı Mahallesi’nde başladı. Kentte yaklaşık 105 bin dekar üzerine ekilen karpuzda bu yıl 700 bin ton verim beklendiği bildirildi. Tarlada kilosu 11-12 liradan satılan karpuz, iç piyasanın yanı sıra Romanya, Bulgaristan, Yunanistan ve Rusya’ya da ihraç ediliyor. “1 dönüme 4-5 ton verim alınıyor” Hasat sırasında İhlas Haber Ajansı’na konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “Dünyada Çin’den sonra en fazla karpuz üretimi Adana’da yapılıyor. Karpuz hasat olgunluğuna ulaştı. Şu anda karpuz tarlada 10-12 lira arasında değişiyor. Şu anda yurt dışı kapıları açık ancak turfanda karpuz verimi biraz az. Şu an 1 dönüme 4-5 ton arasında verim alınıyor. Ovada hasat başlayınca rekolte 8-9 tona ulaşacak” ifadelerini kullandı. Çiftçinin dönüme maliyetinin 35 bin lira olduğunu anlatan Doğan, “Fiyatlar şu anda gayet iyi. Kilogramda çiftçiye maliyeti 9-9 buçuk lira. Çiftçimiz 11-12 liranın altında karpuzu sattığında para kazanamaz. Haziran ayının başında ovada hasat başlayacak ve hasat bollaşacak” dedi. “Karpuz olgunluğa erişmeden hasat edilmemeli” Ham karpuz timlerinin tarlalarda gezip denetim yaptığına dikkat çeken Doğan, daha sonra şunları söyledi: “Çiftçimiz karpuzunu hasat etmeden önce ilçe tarım müdürlüklerine müracaat edecek ve onayını aldıktan sonra hasat yapacak. Ham karpuz timleri, ham karpuzların piyasaya girmesini engelleyecek. Şu anda Adana karpuzumuz tadı, rengi, kokusu ve aromasıyla ünlü bir karpuz. Bu yıl geçen seneye oranla ekim alanı arttı. Çitçimiz karpuzdan para kazanınca ekim alanı arttı. Havalar çok aşırı sıcak gitmezse karpuz fiyatları böyle devam edecek. Çiftçimiz bu sene de para kazanırsa eğer ekim alanı artacaktır. Ham karpuz kırılmazsa eğer fiyatlar düşmez. Karpuz hasat olgunluğuna erişmeden hasat edilmemeli. Çiftçi ve tüccarlar buna dikkat etmeli.”
İstanbul İbrahim Erkal, ölümünün 7’nci yıldönümünde şarkılarıyla anıldı Büyükçekmece Belediyesi tarafından 7 yıl önce hayatını kaybeden sanatçı İbrahim Erkal için düzenlenen anma programında Erkal’ın anısına çıkarılan "Hürmet" isimli albümde yer alan sanatçılar Serkan Kaya, Ceylan, Zehra, Kafadar Grubu, Irmak Arıcı, Sufle ve Aydilge sevilen şarkıları seslendirdi. Büyükçekmece Belediyesi, 7 yıl önce hayatını kaybeden sanatçı İbrahim Erkal’ı anma amacıyla “Yıldızlar Arasında Senin Şarkıların” isimli etkinlik düzenledi. Büyükçekmece Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen etkinliğe Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, İbrahim Erkal’ın eşi Filiz Erkal, oğlu İbrahim Eralp Erkal ve birçok Büyükçekmeceli vatandaş katıldı. Anma gecesine gelen sanatçılardan Serkan Kaya, Ceylan, Zehra, Kafadar Grubu, Irmak Arıcı, Sufle ve Aydilge İbrahim Erkal’ın şarkılarını sahneye çıkarak söyledi. Erkal’ın anısına çıkarılan “Hürmet” isimli albümde de yer alan sanatçılara Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün tarafından plaket takdim edildi. “İbrahim Erkal şiir ve şarkılarıyla, güzelliği ile, insancıllığıyla, ailenin, sevenlerinin kalbinde taht kurmuştur” Program öncesi konuşan Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, “İbrahim Erkal’ı kaybedişimizin tam 7. yılı. Çok kıymetli bir aile ferdimizdi. Yeğenimin eşiydi. Çocukları, eşi ve onunla çok mutluyduk. Bir takım şiirlerinde, şarkılarında dile getirdiği gibi aramızdan sessiz sedasız kimseye sormadan ayrıldı. Genç yaşta ayrılması tabi ki aile için büyük bir üzüntü. Ama hala ülkenin her bir yerinde, Anadolu’da, gittiğimiz memleketinde daha yoğun İbrahim Erkal dinleniyorsa gitmeden önce bu ülkeye, bu dünyaya sanat adına demek ki önemli şeyler bırakmış ki bunlar çalınıyor. Zaten bazı değerler, bazı şeyleri kaybettikten sonra anlaşılır. İbrahim Erkal ve bazı sanatçılarımızın değerlerinin, onları kaybettikten sonra daha çok anlaşıldığına yaşamım boyunca şahitlik ettim. Ruhu şad olsun. İbrahim Erkal şiir ve şarkılarıyla, güzelliği ile, insancıllığıyla, ailenin, sevenlerinin kalbinde taht kurmuştur. Bu şekilde anılmaya devam edecektir. Çocukları, yeğenim onu yaşatmaya devam edeceklerdir. Mekanı cennet olsun” ifadelerini kullandı. “Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” Sanatçı İbrahim Erkal’ın eşi Filiz Erkal ise “7 sene geçmesine rağmen insanların gönlüne girmesi bana çocuklarım için büyük bir onurdur. İbrahim gerçekten herkesin dediği gibi bir halk ozanıydı. Halkın sanatçısıydı ve hala halkın içinden. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Vefatından sonra da İbrahim için kötü diyen tek kişi görmedim” diye konuştu. Etkinlik öncesi konuşan sanatçı Irmak Arıcı, çok mutlu ve gururlu olduğunu ifade ederek, “Yer yer duygulanacağız. İbrahim Erkal benim için bir müzisyen olarak gerçekten çok kıymetli. Ailesini tanıma fırsatını bulduğum için çok mutluyum. Kendileri çok kıymetli insanlar. Müzisyen olarak değil, insani duygularıyla da bize her zaman örnek olduğu için kendisini rahmetle anıyorum” diye konuştu. Etkinlik öncesi konuşan bir başka sanatçı Serkan Kaya ise “İbrahim Erkal hepimiz için çok kıymetli bir insandı. Onu her zaman sevgi ve hürmetle anıyoruz ve anmaya da devam edeceğiz. Söylenecek çok şey var ama kelimeler yetmez” dedi. Programda konuşan Kafadar grubu üyeleri “ Biz ‘Vur dibine’ isimli şarkıyı seslendirdik. Zaten birçok şarkısı olduğu gibi o da çok beğendiğimiz bir şarkıydı. Bize kısmet oldu. Şarkılar çok güzel. Geçmişte İbrahim ağabey ile birçok anımız da olmuştu. Çok duygusal ve etkileyici oluyor. Keşke aramızda olsaydı da onunla beraber yapsaydık. O yüzden çok hüzünlü oluyor” ifadelerini kullandı. (MY-MD-