GÜNDEM - 28 Mart 2024 Perşembe 14:11

Fatih Belediye Başkanı Turan: “Unkapanı Değirmeni’nin restore edilmesi bölgenin tekrar ayağa kalkmasını sağlayacak”

A
A
A

İbn Haldun Üniversitesi tarafından ihya edilecek tarihi Unkapanı Değirmeni, İstanbul’a yeniden kazandırılacak. Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, “Unkapanı Değirmeni’nin restore edilmesinin bölgenin tekrar ayağa kalkmasında katkı sağlayacağını düşünüyorum” dedi.

İstanbul’un kültürel miraslarından tarihi Unkapanı Değirmeni’nin restore edilmesi ve İbn Haldun Üniversitesi Süleymaniye yerleşkesi olarak ihyası projesinin tanıtım programı Fatih Belediyesi Başkanı Mehmet Ergün Turan, Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Gündüz, Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Necmeddin Bilal Erdoğan, İstanbul Vali Yardımcısı Mustafa Asım Alkan, rektör Prof. Dr. Atilla Arkan ve protokol üyelerinin katılımıyla gerçekleşti.

Fatih Belediye Başkanı Turan: “Unkapanı Değirmeni’nin restore edilmesi bölgenin tekrar ayağa kalkmasını sağlayacak”

“Unkapanı’nın eski haşmetiyle yeniden hayata geçmesi bu bölgedeki dönüşümün habercisi olacaktır”

Unkapanı Değirmeni Üniversite Dönüşüm Projesi’nin tanıtım töreninde konuşan Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Necmeddin Bilal Erdoğan, “Gerçekten mirasın ihyası kolay bir iş değil. Aynı zamanda İlim Yayma Vakfı olarak yakinen Suriçi’nde bu tür tarihi bölgede bu tarihi mirası yeniden hayata geçirmenin ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Yaklaşık 5 yıl İtalya’da yaşadım. Orada da benzer şekilde tarihi mirasın korunmasına yönelik zorluklara şahit olarak birinci elden görmüş oldum. Bir taraftan bu eski yapıların korunması, tamir edilmesi, tadil edilmesi, ayakta tutulması gerekiyor. Ama bu, fonksiyon kazandırmadan elbette mümkün olmuyor. Bu tür tarihi özellikleri olan yapılar genelde kamu hizmeti gören tam da üniversite türü yapılar olarak korunduğu zaman çok ideal sonuçlar ortaya çıkıyor. Bu projenin üniversitemize intikal etmesinde ilk adımı atan eski Belediye Başkanımız Mustafa Demir olmuştur. Sağ olsunlar kendisi hemen yine Haliç hattındaki benzer bir projeden de esinlenerek buraya bir üniversite getirebilir miyiz dedi.

Fatih Belediye Başkanı Turan: “Unkapanı Değirmeni’nin restore edilmesi bölgenin tekrar ayağa kalkmasını sağlayacak”

Malumunuz bu Süleymaniye bölgesi yenileme alanı uzun yıllardır hak ettiği hüviyeti kazanamadı. İstanbul’un en değerli noktalarından bir tanesi olmasına rağmen hala şu anda biz burada bir yurdumuzu eylül ayında açtık. Buraya 100 kadar öğrencimiz geliyorlar, gidiyorlar ama maalesef etraf çok emniyetli bir yer değil ve insanların gelip gitmek istediği bir yer olmaktan çok uzak. Ama bu tür projeler bu bölgenin hak ettiği hüviyeti kazanmasına aslında önayak olacak. Onun için o günden bugüne tabii uzun bir süreçten bahsediyoruz. Fatih Belediye Başkanımız hakikaten bu projeye önem verdi.

Yani niye bu Ramazan vakti bunu yapıyoruz? Çünkü izinlerimiz, imzalar çıkar çıkmaz biz hemen başlama karar verdik ve bütün bu süreçler yeni tamamlandığı için adımımızı atıyoruz. İnşallah burada üniversitemizin özellikle sürekli eğitim merkezi yüksek lisans, doktora programları, halka açık, yabancı dil programları ve sosyal kuluçka merkezimiz olacak ve gerçekten buraya gelen akademisyenler, öğrenciler çok üst düzey akademik çalışma yapan insanlar bu bölgeye değer katacaklar. Böylesine kıymetli bir nokta. Unkapanı’na ismini veren yerdeyiz elbette. Buranın eski haşmetiyle yeniden hayata geçmesi bu bölgedeki dönüşümün de belki de habercisi olacaktır” dedi.

“Süleymaniye Camisi ve çevresi bana göre medeniyet değerlerimiz açısından en müstesna yer”

Süleymaniye camisi ve çevresinin medeniyet değerleri açısından en müstesna yer olduğunu söyleyen Fatih Belediye Başkanı Turan, “Bugün gerçekten görev yaptığım dönem içerisinde mutlu olduğum günlerden bir tanesi. Unkapanı Değirmenin’de yapılan proje doğrultusunda inşallah hayata geçirileceği bir adımın öncesinde olmak gerçekten heyecan verici. Bu bölge çok uzun yıllardır adeta cezalandırılmış, sanki bu proje buranın mektepleşmesi için yaptırılmış ve bizim medeniyetimize ait en müstesna izlerin silindiği bir proje haline gelmiş ve bugün gerçekten o gerçekleşmiş. Burada bu projenin arkasında yüksek bir iradeyle Süleymaniye ayağa kalksın. Çünkü hepimiz bu bilinçteyiz. Süleymaniye Camisi ve çevresi bana göre medeniyet değerlerimiz açısından en müstesna yer. Fakat bölge bir metruk alan olarak yani yaklaşık 25-30 yıldır bir metruk bölge olarak duruyor” ifadelerini kullandı.

Fatih Belediye Başkanı Turan: “Unkapanı Değirmeni’nin restore edilmesi bölgenin tekrar ayağa kalkmasını sağlayacak”

“Bu projenin bölgenin tekrar ayağa kalkmasında katkı sağlayacağını düşünüyorum”

Murat Kurum’un, İstanbul’a belediye başkan olursa ilk işinin Süleymaniye’yi ayağa kaldırmak olacağı söyleyen Turan, “Ben bu projenin, bölgenin tekrar ayağa kalkmasında katkı sağlayacağını düşünüyorum. İnşallah yeni dönemde Murat Kurum Başkanımız, İstanbul’a belediye başkan olursa ilk işimiz Süleymaniye’yi ayağa kaldırmak olacak. Bunu da buradan ortaya koymuş olalım. Çünkü bizim yüksek medeniyetimizi gerçekten tekrar ayağa kaldıracağımız, göstereceğimiz en müstesna yer Süleymaniye ve Zeyrek bölgeleridir. Ben aynı zamanda bu projeye inanıp burada bu projeye destek veren ve bu proje şimdi gerçekleşecek olan İbn-i Haldun Üniversitemize, mütevelli heyetine, ve yönetimine çok teşekkür ediyorum. Burası bir yerel kalkınmayı da gösterecek bir projedir, örnek projedir” diye konuştu.

Şüheda Kıroğlu - Davut Has

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.