KÜLTÜR SANAT - 19 Aralık 2024 Perşembe 09:21

Fatih Sultan Mehmed’in mirası Karadeniz Medresesi’nin restorasyonunun yüzde 90’ tamamlandı

A
A
A

Fatih Külliyesi’nde bulunan Karadeniz Medresesi’nin 2022 yılında başlanan restorasyonunun yüzde 90’ı tamamlandı. Medresenin altında yer alan gizemli sarnıç hakkında konuşan Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Feyyaz Fidan, “Fatih Camii avlusunun kuzeybatısına yönlenen 51 metre uzunluğunda 35 metre genişliğinde 43 sütunla taşınan Karadeniz Sarnıcı bulunmakta. 1851 tarihli bir belgede biz Karadeniz Sarnıcı olduğunu görüyoruz. Karadeniz Medresesi restorasyonunu tamamladıktan sonra sarnıcın restorasyonuna başlamayı planlıyoruz” dedi. Fatih Sultan Mehmed’in mirası Karadeniz Medresesi’nin son hali havadan görüntülendi.

İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed, kendi adına Fatih Külliyesi’ni inşa ettirdi. Külliyenin içinde yer alan 16 medreseden bugüne 8’i kaldı. Karadeniz ve Akdeniz Medreseleri olarak ikiye ayrılan tarihi yapılar, külliyeyi Marmara Denizi ve Haliç tarafından çevreleyecek şekilde tasarlandı. Marmara Denizi tarafında Akdeniz Medreseleri, Haliç tarafında ise Karadeniz Medreseleri yer alıyor. Karadeniz Medresesi, “Baş Kurşunlu, Baş Çifte Kurşunlu, Ayak Çifte Kurşunlu ve Ayak Kurşunlu” olmak üzere 4 bölümden oluşuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü 2022 yılında Karadeniz Medresesi’nin restorasyonuna başlamıştı. Büyük titizlikle sürdürülen çalışmaların yüzde 90’ı tamamlandı. Çalışmalarda tarihi yapı, özgün olmayan eklentilerinden arındırılırken çatıdaki kurşunlar yenilendi. Kubbelerinde güçlendirme çalışmaları tamamlanan tarihi medresenin, zemin kaplamalarının ve peyzaj düzenlemeleri yapıldıktan sonra 2025 yılının ortasında restorasyonun bitmesi planlanıyor. Karadeniz Medresesi’nin altında gizemli bir sarnıç bulunuyor. 43 sütun ve yaklaşık 50 metre yükseklikten oluşan sarnıç, medresenin restorasyonu tamamlandıktan sonra restore edilerek gün yüzüne çıkarılacak. Fatih Sultan Mehmed’in mirası Karadeniz Medresesi’nin son hali havadan görüntülendi.

Fatih Sultan Mehmed’in mirası Karadeniz Medresesi’nin restorasyonunun yüzde 90’ tamamlandı

“Karadeniz Medresesi klasik Osmanlı mimarisinin en kıymetli örneklerindendir”

Fatih Külliyesi hakkında bilgi veren Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Feyyaz Fidan, “Fatih Külliyesi, İstanbul’un 7 tepesinden birinde bulunmaktadır. 1470 yılında inşa edilen Fatih Külliyesi banisi Fatih Sultan Mehmed, mimarı ise Atik Sinan’dır. Külliye tarihte birçok depremden etkilenmiş, 1766 küçük kıyamet olarak adlandırılan depremde büyük hasar görmüştür. 3. Mustafa Fatih Camii’ni yeni bir plan şemasına göre yeniden inşa ettirmiştir. Sahn-ı Seman ya da Semaniye Medreseleri 8 tanedir. Akdeniz ve Karadeniz olmak üzere. Tetimme Medreseleri vardır. Toplamda 16 medrese bulunmaktadır. Külliyede medreselerin dışında türbeler, muvakkithane tabhane, arasta, hamam, çarşı, imarethane ve darüşşifa da bulunmaktadır. Ancak külliyenin bazı parçaları günümüze ulaşamamıştır. Fatih Külliyesi’nden bahsederken, Fatih Sultan Mehmed’in türbesinin burada olmasından da bahsetmemiz gerekir. Fatih Sultan Mehmed’in türbesinin dışında Gülbahar Hatun, Nakşidil Valide Sultan ve Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa’nın türbeleri de yine bu külliye içerisindedir. Karadeniz Medresesi klasik Osmanlı mimarisinin en kıymetli örneklerindendir. İnşa edildiği tarihte de Osmanlı eğitim sisteminin en üst noktasında olduğunu söyleyebiliriz. Molla Hüsrev, Zembilli Ali Efendi, Ebu Suud Efendi, Ali Kuşçu gibi isimler bu medresede görev yapmıştır” ifadelerini kullandı.

Fatih Sultan Mehmed’in mirası Karadeniz Medresesi’nin restorasyonunun yüzde 90’ tamamlandı

“Karadeniz Medresesi restorasyonunun yüzde 90 aşamasının tamamlandığını ifade edebiliriz”

Karadeniz Medresesi’nde devam eden restorasyon sürecini anlatan Feyyaz Fidan, “Fatih Külliyesi güney tarafında Akdeniz medreseleri bugünkü Fevzipaşa Caddesi üzerinde, kuzeyinde ise Karadeniz medreseleri bulunmaktadır. Baş Kurşunlu ve Ayak Kurşunlu müstakil medreselerdir. Çifte Baş Kurşunlu ve Çifte Ayak Kurşunlu çift medreselerdir. Toplam 4 medreseden oluşmuştur. Her medrese bir dershane mescit, 19 hücreden oluşur. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak Karadeniz Medresesi restorasyonuna 2022 yılında başladık. Diğer restorasyonlarda olduğu gibi burada da alanında uzman mimar, inşaat mühendisi, sanat tarihçisi hocalarımızdan oluşan Bilim Kurulu ile restorasyon sürecini yürütüyoruz. Restorasyonda yapılan imalatlardan bahsetmemiz gerekirse; öncelikle muhtes kısımları yani sonradan eklenilen kısımların sökümü ile başladık. Islak hacimlerin sökümünü yaptık. Kubbe üzerinde kurşun taklidi olan yapı elemanlarını aldık. Yapı genelinde çimento esaslı derz ve sıvaları raspa ettik. Bu çalışmalardan sonra adeta 4 medrese de ağırlıklarından kurtuldu diyebiliriz. Ardından güçlendirme imalatlarına başladık. Kubbede bir güçlendirme yaptık. Kubbe kurşunları örtüldü, baca imalatları tamamlandı. Yapı genelinde 4 medresede de muhtes döşemelerin tamamı söküldü. Özgün harç terkibine uygun harcı ile dolgu yapılarak şeşane döşemeler yapıldı. 4 medresede de nefaset sıvaları tamamlandı. Boya imalatları tamamlandı. Özgün içliklerin tamiratı yapıldı. Özgün kepenklerin konservasyonu yapıldı. Yine ahşap kapı ve pencerelerde özgün cins ve boyutunda yeniden üretildi. Cephe temizlikleri tamamlandı. Lokma demir parmaklıkların boyaları devam ediyor. Elektrik, mekanik işler ve peyzaj ileri devam ediyor. Karadeniz Medresesi restorasyonunun yüzde 90 aşamasının tamamlandığını ifade edebiliriz. Karadeniz Medresesi restorasyonunu 2025 yılının ortalarında bitirmeyi hedefliyoruz. Medrese restorasyondan sonra özgün niteliklerini koruyarak yine eğitim yapısı olarak kullanılacağı düşünülüyor” şeklinde konuştu.

Fatih Sultan Mehmed’in mirası Karadeniz Medresesi’nin restorasyonunun yüzde 90’ tamamlandı

“Karadeniz Medresesi restorasyonunu tamamladıktan sonra sarnıcın restorasyonuna başlamayı planlıyoruz”

Karadeniz Medresesi’nin altında yer alan gizemli sarnıç hakkında konuşan Fidan, “Tarihsel süreçte birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan İstanbul özelinde söylemek gerekirse Fatih, yer üstü kültür varlıklarının yanı sıra yeraltı kültür varlıkları açısından da çok değerli. Roma ve Bizans döneminde şehir suyunun depolanması için şehrin birçok noktasında sarnıçlar yapılıyordu. Burada da bunlardan bir tanesi var. Çifte Baş Kurşunlu ve Çifte Ayak Kurşunlu medreseden başlayarak Fatih Camii avlusunun kuzeybatısına yönlenen 51 metre uzunluğunda 35 metre genişliğinde 43 sütunla taşınan Karadeniz Sarnıcı bulunmakta. 1851 tarihli bir belgede biz Karadeniz Sarnıcı olduğunu görüyoruz. 19. yüzyıla tarihlenen Vakıflar Su Yolu Haritasında ayırt edici bir biçimde çizilmediğinden o dönemde kullanılmadığını düşünüyoruz. 1939 yılına gelindiğinde ise Ali Saim Ülgen ve Baki Kunter’in bir tespiti var. Toprak, moloz ve ağaç kökleri ile dolu olduğu ve hava almadığı için kötü koktuğu, çok temiz olmadığına ilişkin bir tespit var. Karadeniz Sarnıcı’nın derz ve örgü sisteminden özgün Bizans Sarnıcı olduğunu söyleyebiliriz. Bugün bir su tabii birikiyor, o suyun temiz ve berrak olması, şebeke sularından sızan sular olduğunu bize düşündürüyor. Ahşap gergilerin yok olduğunu görüyoruz. Karadeniz Sarnıcı’nda sütunlara kadar suyun dolu olduğunu, yaklaşık 4 metre derinliğinde olduğunu görüyoruz. Kemerlerin birleştiği noktalarda künkler vasıtasıyla suların sarnıca toplandığını anlıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak gerek İstanbul gerek Türkiye’nin birçok yerinde restorasyonlara devam ediyoruz. Karadeniz Medresesi restorasyonunu tamamladıktan sonra sarnıcın restorasyonuna başlamayı planlıyoruz” diye konuştu.

Semanur Kaygısız - Davut Has - Emre Baba

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Iğdır Olta yok, ağ yok: Karasu Çayı’nda çıplak elle yayın balığı avı Ağrı Dağı’nın doğu yamaçlarından doğup Aras Nehri’ne karışan Karasu Çayı’nda yaşanan ilginç bir olay, görenleri hayrete düşürdü. Bölgede "balık adam" olarak tanınan Suat Çetindere, hiçbir ekipman kullanmadan, balıkları çıplak eliyle yakalıyor. Iğdır’ın Aralık ilçesinde bulunan Aras Nehri ve Karasu Çayı, amatör balıkçıların en uğrak noktaları arasında yer alıyor. Balık tutmayı bir tutkuya dönüştüren yöre halkı, hafta sonlarını bu sularda geçirebilmek için sabırsızlıkla bekliyor. Özellikle Karasu Çayı’nda yaşayan ve halk arasında "Lakka" olarak adlandırılan yayın balığı, balıkçıların en çok peşine düştüğü türlerden biri. Ancak çayın yapısı nedeniyle olta ile balık tutmak neredeyse imkânsız. Bu durum karşısında Suat Çetindere, alışılmışın dışında bir yöntemle dikkat çekiyor. Nefesini tutarak suya dalan Çetindere, sazlıkların ve çalı diplerinin arasında saklanan balıkları eliyle yakalıyor. Onun bu sıra dışı avlanma yöntemi, kıyıda bekleyen arkadaşları tarafından hayret ve sevinçle izleniyor. Karasu Çayı’nda sergilediği bu cesur ve farklı balık avı, Suat Çetindere’yi bölgenin en dikkat çeken isimlerinden biri haline getiriyor. Suat Çetindere; " Ben bu balıkları hobi amaçlı, elimle suyun altında tutuyorum. Bende illegal yol ile balık tutma yoktur. Ben bu işe çocuk yaşta başladım. Bende bunu abimden öğrendim. Bunu geliştirdim. Herkes eli ile balık tutabilir ama ben suyun altına girerek bu balıkları tutuyorum. İnanmayan gelip görebilir" dedi.
Van Van Kedi Villası’nda bu yıl 120 yavru dünyaya geldi Her yıl yerli ve yabancı on binlerce ziyaretçiyi ağırlayan Van Kedi Villası’nda bu yıl toplam 120 yavru dünyaya geldi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) bünyesinde faaliyet gösteren Van Kedisi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nce yürütülen çalışmalar kapsamında, Türkiye’nin milli ırkı olarak tescillenen Van kedilerinin neslinin korunması ve orijinalliğinin sürdürülmesi amacıyla kontrollü üretim çalışmaları titizlikle devam ediyor. Senkronize doğum yöntemiyle gerçekleştirilen doğumların büyük bölümünün, genetik özellikleri yüksek ve orijinale yakın yavrulardan oluştuğu belirtildi. Cana yakın tavırları, ipeksi beyaz tüyleri, biri mavi biri kehribar ya da her ikisi de mavi olabilen göz yapıları ve suya olan ilgileriyle bilinen Van kedileri, yalnızca Van’ın değil Türkiye’nin de önemli sembolleri arasında yer alıyor. Ünü yurt dışına da taşan Van kedileri, Van Kedi Villası’nı ziyaret eden turistlerin en fazla ilgi gösterdiği canlılar arasında bulunuyor. "Orijinalliğe çok yakın yavrular oldu" İHA muhabirine konuşan Van Kedisi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abdullah Kaya, merkezdeki doğumların üç parti halinde gerçekleştirildiğini hatırlattı. Geçtiğimiz yıl yeni yavru doğumu açısından 100 hedefi koyduklarını ifade eden Prof. Dr. Kaya, "Bu yıl ise yaklaşık 120 yavru elde ettik. Bunların yaklaşık 99-100’ü orijinalliğe çok yakın yavrular oldu. Bu yıl satıştan ziyade yavruların büyük bir bölümünü merkezin kendi ihtiyaçları için ayırmak durumunda kaldık. Bu nedenle 2025 yılı, Van Kedisi Araştırma Merkezi açısından kendi kedi sayısının yenilenmesi bakımından oldukça verimli bir yıl olarak geçti" dedi. "Süreç, her isteyene kedi verme şeklinde ilerlemiyor" Ücretli sahiplendirme konusunda da çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Kaya, "İhtiyaç fazlası yavruları, belirli kriterler çerçevesinde hayvanseverlere ve kedi beslemek isteyen ailelere sahiplendiriyoruz. Ancak bu süreç, her isteyene kedi verme şeklinde ilerlemiyor. Van kedisinin kıymetini bilecek, ona iyi bakabilecek ve kesinlikle sokağa terk etmeyecek aileler tercih ediliyor. Bu şartlar sağlandığında, elimizde ihtiyaç fazlası kedi varsa sahiplendirme yapıyoruz. Ancak 2025 yılında sahiplendirme oranı önceki yıllara göre biraz daha düşük kaldı" diye konuştu. "Temel önceliğimiz Van kedisinin orijinalliğini korumaktır" "Her eve bir Van kedisi" projesinin tüm Türkiye’yi kapsayan ve uzun vadeli bir hedef olduğunu söyleyen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye genelinde milyonlarca haneyi düşündüğümüzde, bu slogan bir vizyonu ifade ediyor. Yılda yalnızca bir Van kedisi bile sahiplendirmiş olsak, bu hedef doğrultusunda ilerleme kaydetmiş oluruz. Bu hedef; bize araştırma, geliştirme ve ıslah konusunda şevk veren bir motivasyon kaynağıdır. Bu hedeften kesinlikle sapma söz konusu değildir. Ancak süreç yavaş ve kontrollü ilerlemek zorundadır. Çünkü temel önceliğimiz Van kedisinin orijinalliğini korumaktır. Hızlı gitmek gibi bir niyetimiz yok; önemli olan, bütünlüğü bozmadan ve genetik yapıyı koruyarak ilerlemektir."
Kayseri Avukatların ’IBAN’ oyunu Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, bazı avukatların mahkemeden para cezası alan vatandaşlara bilerek IBAN’larını vermeyerek icra takibi başlattıklarını ve bu sistemle iki tane vekalet ücreti alarak haksız kazanç elde ettiklerini dile getirdi. Şahin, avukatların IBAN’larının dava dosyasına konulmasını talep ederek, "Bu olay basit bir olay değil" dedi. Kayseri’de yaşayan Yusuf Metin, bir trafik kazası sonrasında aleyhine sonuçlanan mahkeme ile mahrumiyet bedelini ödemek için karşı tarafında avukatına ulaştı. Parayı ödemek için aradığı avukatın kendisini oyalayarak IBAN’ını vermediğini kaydeden Metin, bir gün sonra adına açılan icra dosyasını görünce şok oldu. Bunun üzerine avukatı arayan Metin, yapılanın yanlış olduğunu kaydederek, vatandaşların da buna dikkat etmeleri gerektiğini kaydetti. Başından geçen olayı anlatan Yusuf Metin, "Yaşamış olduğum bir trafik kazası sonucu birkaç ay sonra, tarafıma araç mahrumiyet tazminat bedeli adı altında bir tazminat davası açıldı. Bu davada aleyhime 38 bin TL’lik hüküm oldu ve bunu ödemek için taraf avukatına ulaştım. Mesaj atarak bana bir IBAN göndermesini aleyhime hüküm olan bu 38 bin TL araç mahrumiyet bedeli tazminatını ödemek isteğimi bütün iyi niyetimle ilettim. Karşı tarafın avukatı bana bir IBAN göndermedi. Acele etmeyin, yarın bakarım, emin olalım, ona göre ödeme yaparsınız şeklinde yönlendirmelerde bulundu. Bu yaptığımız konuşmalar mesajlarda kayıtları mevcuttur. 11 karım 2025 tarihinde tarafıma İstanbul 4. İcra Dairesi tarafından ilamlı icra takibi başlatıldığını gördüm ve avukata ulaştım. Kendilerine bu olayın etik olmadığını, benden ekstra faiz ve masraf almak için beni oyalayıp ilamlı icra takibi yapmak suretiyle haksız bir kazanç elde ettiklerini kendilerine söyledim. Sonrasında yaptığım araştırmalarda sadece kendim değil bir çok insanın daha mağdur olduğunu gördüm" diye konuştu. "Bu olay basit bir olay değil" Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin de, birçok vatandaşın bu ve farklı yöntemler ile kötü niyetli avukatlar tarafından mağdur edildiğinin altını çizerek, "Bu olay o kadar basit bir olay değil. Gayet hesaplanmış bilgi sahibi olarak, kamu kurumlarını kullanan bir çeteyle karşı karşıyayız. Bu olayla sınırlı kalmamak üzere, birçok işlem ve hatta yaralanma vakalarında dahi araya çeşitli aracılar sokularak; hastane çalışanlarından yedek parça satıcılarına kadar uzanan bir ağ üzerinden komisyonlar ödenmek suretiyle dolandırıcılık yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumla alakalı bakanlığın şöyle bir düzenleme yapmasını bekliyoruz; IBAN hesabı mutlaka dava dosyasına konmalı. Kaybeden kişi avukata ulaşmadan ödeyebilmeli. Birçok kötü niyetli avukat vatandaşa IBAN’ını vermeyerek ve ertesi gün icra takibi yaparak iki tane vekâlet ücreti alıyor yani haksız bir kazanç elde ediyor. Bu duruma da maalesef kamu kurumları da alet edilmiş oluyor. Bir an önce sonlandırılması lazım ve bu durumun cezalandırılmasını bekliyorum" ifadelerini kullandı.