EKONOMİ - 18 Şubat 2025 Salı 15:01

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten: "Sene sonunda enflasyonun yüzde 19-29 arasında olacağını bekliyoruz"

A
A
A
Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten: "Sene sonunda enflasyonun yüzde 19-29 arasında olacağını bekliyoruz"

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, Pendik’te düzenlenen Garanti BBVA Basın Buluşması’nda gazetecilerle bir araya geldi. Programda açıklamalarda bulunan Akten, "Genelde enflasyon bir kez yükseldikten sonra tekrar eski yerine getirmek, İMF çalışmalarında da 2-3 yıllık bir süreç. Bu etkenler, beklentiler bir günde aşağı gelmiyor. Ama doğru yolda ilerliyoruz diye düşünüyorum. Sene sonunda Merkez Bankası’nın yüzde 19-29 arası enflasyon beklentisi var. Biz de o aralıkta olacağını bekliyoruz" dedi.



Pendik’te bulunan Garanti BBVA Kampüsünde düzenlenen ‘Garanti BBVA Basın Buluşması’nda Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, basın mensupları ile bir araya geldi. Moderatörlüğünü Afşin Yurdakul’un yaptığı söyleşide Akten, dünyada gelişen olaylar ve ekonomiye etkileri, Türkiye ekonomisinin bugünü ve geleceğine ilişkin açıklamalarda bulundu. Söyleşinin ardından Akten, gazetecilerin yönelttiği soruları yanıtladı.



"Coğrafya olarak çok iyi bir konumlandırmamız var"


Akten,"Avrupa’nın da Amerika’ya karşı ciddi bir ihracat hacmi var. Bu Avrupa’nın biraz daha yavaşlaması anlamına geliyor. Bizim ticaretimizin yüzde 60’ı olan bir bölgeden bahsediyoruz ama dibinde olduğumuz bir bölge. Meksika’nın Amerika’nın dibinde olması gibi. Coğrafya olarak çok iyi bir konumlandırmamız var. Geçmişte de tedarik zincirlerinin kırılması sebebiyle Türkiye’ye olan ilgi artmıştı. Aynı zamanda Çin ile olan ticaret savaşlarının nereye gideceğine bağlı olarak da ben Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi özellikle ticaret anlamında daha içine alacağını varsayıyorum. Bunun da bizim için bir fırsat olduğunu düşünüyorum" dedi.



"Türkiye konum itibariyle Avrupa’nın yanı başında ve gittikçe katma değerli sektörlerde gelişiyoruz" diyen Akten, "Avrupa’da Türkiye’ye bakış açısı bu anlamda çok pozitif. Asya’da her zaman jeopolitik gerilimler ve tedarik zincirinin zor olması sebebiyle Türkiye ciddi bir alternatif. Ben bunun pozitif olarak yansıyacağını düşünüyorum. Aynı zamanda Türk şirketlerinin coğrafya olarak Avrupa dışına da ciddi bir yatırım yaptığını da görüyoruz. Amerika’nın ithalatında bizi kısa vadede etkilememesinin sebebi de Türkiye’nin payı 0,4. İhracatımızın çok az bir kısmı Amerika’ya gidiyor. Bence bu anlamda üretimimiz çok güçlü bir kompozisyon içeriyor. Çok ciddi ve güçlü bir ekonomiye sahibiz" ifadelerini kullandı.



"Enflasyon böyle yüksek yerlere geldikten sonra aşağılara gelmesi vakit alan bir şey"


Enflasyonla ilgili açıklamada bulunan Akten, "Enflasyon Mayıs ayı itibariyle maksimuma çıktıktan sonra baz etkisiyle düşmeye başladı. Dezenflasyon sürecindeyiz ve yüzde 44 ile bitti, bu çok ciddi bir düşüş. Bu trendi görüyoruz. Bunun sonucunda da hem Aralık hem Ocak ayında faiz düşüşleri gerçekleşti. Ciddi bir mali sıkı duruş var. Bunun tek parçası para politikası değil. Kredi büyümelerinde de ciddi limitler var. Bu da gayet normal birşey çünkü kredi büyümesi ile enflasyon çok korele iki faktör. Enflasyon dünyanın hiçbir yeri için kolay bir konu değil. Hele enflasyon böyle yüksek yerlere geldikten sonra aşağılara gelmesi vakit alan bir şey. Talebin kredi yoluyla ve yüksek faizle limitlendiği bir ortamda, beklentilerin aşağı geldiği bir ortamda, Türk lirasının da görece enflasyona karşı değerlendiği bir ortamda, dezenflasyon süreci oluşuyor. Genelde enflasyon bir kez yükseldikten sonra tekrar eski yerine getirmek, İMF çalışmalarında da 2-3 yıllık bir süreçtir. Bu etkenler, beklentiler bir günde aşağı gelmiyor. Ama doğru yolda ilerliyoruz diye düşünüyorum. Sene sonunda Merkez Bankası’nın 19- 29 arası enflasyon beklentisi var. Biz de o aralıkta olacağını bekliyoruz" diye konuştu.




Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten: "Sene sonunda enflasyonun yüzde 19-29 arasında olacağını bekliyoruz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Geçmeyen gaz şikayeti bağırsak düğümlenmesine neden olabilir Memorial Antalya Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Adil Duman, bazen mekanik bazense beslenme hataları sonucu gelişen bağırsak düğümlenmesi ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Baklagiller, peynir, süt ve mısır gibi gıdaların aşırı yenilmesi ayrıca hızlı yemek yeme, lokmaları iyi çiğnememe ve yemek yerken konuşma gibi bazı yanlış beslenme davranışları da sindirim sistemine zarar verdiğini belirten Uz. Dr. Adil Duman, doğru ve dengeli beslenmenin sağlıklı bir hayat sürmenin kilit noktalarından birisi olduğunu belirtti. Tüketilen gıdaların içeriği kimi zaman sindirim sistemini zorlayabildiğini ve gaz yapıcı nitelikte olan gıdaların tüketimi bazı kişileri olumsuz yönde etkilediğini söyleyen Duman, yaşam kalitesinin yüksek olmasında büyük rolü olan bağırsakların sağlıklı olması için, beslenmede yapılan ufak değişiklikler ve düzenlemelerle tüm sıkıntılar ortadan kalkabileceğini belirtti. "Her kişide farklı sonuçlar görülebilir" Memorial Antalya Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Adil Duman, "Özellikle rafinoz adı verilen şekeri içeren fasulye, mercimek, bezelye, lahana, Brüksel lahanası ve brokoli gibi gıdaların sindirimi bazı kişiler için zor olabilmektedir. Eğer sindirim sistemi bunu sindirmek için yeterli değilse görevi ince ve kalın bağırsak içindeki bakteriler üstlenir. Tüketim esnasında aşırı gaz oluşabilir, bu gazın bağırsaklarda ilerlemesinde ve çıkışında zorluk olursa bağırsak düğümlenmesi gelişebilir. Yemek sonrası yaşanan şişkinlik hissi, çoğu zaman tuvalete çıkıldığında geçmektedir. Burada özellikle kişinin genel sağlık durumu, bağırsaklarının anatomik yapısı ve karın içindeki duruşu önemlidir. Bu yapılanma kişiden kişiye değişiklik gösterdiği için gaz yapıcı gıdaların her kişide bağırsak düğümlenmesine neden olmayacağı unutulmamalıdır. Ancak özellikle ülser gibi sindirim sistemi problemleri varsa veya daha önce karın bölgesinde cerrahi işlem yapılmış ise bu kişiler beslenmelerine özellikle dikkat etmelidir" dedi. "Yaş ilerledikçe süt tüketimini azaltmak gerekiyor" Sütte bulunan laktozun yaş ilerledikçe bazı kişilerde rahatsız edici olabileceğinin altını çizen Duman, "Yaşla birlikte zaman içinde kişilerin vücudunda süt şekerini sindirecek enzim azalmaktadır. Araştırmalar da laktoz intoleransının erişkin nüfusta yüzde 30 olduğunu göstermektedir. Bu nedenle yaşlandıkça insanlar süt içmeyi azaltır çünkü süt içince oluşan gazdan rahatsız olurlar. Böyle bir durumda süt miktarını rahatsız etmeyecek düzeye çekmek, yaş ilerledikçe de süt yerine yoğurt ve peynir tüketmek daha doğru olacaktır. Sindirim sisteminin içerisindeki algı yapan sinirler, sizdeki gazın size zarar verip vermeyeceğini belirlemektedir. İrritabl bağırsak sendromu olan kişilerde ise sinirlerin algısında bir sorun vardır. Aslında kişinin gaz problemi yoktur. Karnı balon gibi şişen kişilerin gaz nedeniyle şikayetleri varsa doktora gidip bunun nedenini araştırması ve doğru tedaviyi alması gerekmektedir" ifadelerini kullandı. "Sürekli gaz şikayeti varsa bir uzmana başvurun" Sindirim sistemindeki gazın kişiyi ne ölçüde rahatsız ettiğinin önemli olduğunu belirten Uz. Dr. Adil Duman, "Aşırı gazdan şikayet eden insanların çoğunda yapılan ölçümlerde bağırsakta normal insanlardan daha fazla gaz tespit edilmemiştir. Ancak hastanın sık sık yaşadığı şişkinlik ve gaz problemi varsa mutlaka doktora gitmelidir. Sindirim sistemine olması gerekenden fazla hava kaçmasına neden olan faktörler ise, lokmaları yetersiz çiğnemek, yemeği büyük lokmalar halinde yutmak, hızlı yemek yemek, yemek yerken konuşmak, midenin asit salgısında sorun olması, Atrofik - kronik gastrit, aşırı yağlı yemek tüketilmesi, protein tüketiminin günlük miktarı aşması, ince bağırsaklarda parazit varlığı ve şeker ya da karaciğer hastası olmak şeklinde sıralanabilir: Aşırı gaz oluşması durumunda mekanik bir etki olmaksızın bağırsak düğümlenmesi yaşanıyorsa bağırsak hareketlerini artıracak bazı manevralarla durum kontrol altına alınır. Ancak bağırsak düğümlenmesi bazen çok ilerleyebilir ve kanamaya, duvarda incelmeye yol açabilir. Böyle durumlarda bağırsağı harekete geçirmek için cerrahi müdahale söz konusu olabilmektedir" şeklinde konuştu.
Mersin Mersin’de kadın ve çocuk atölyeleri fabrika gibi işliyor Mersin Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığına bağlı hizmet veren Tömük Kadın ve Çocuk Atölyesi, bünyesinde açtığı farklı atölyelerle, kadınların ve çocukların ikinci adresi oldu. Yoğun bir programla hizmet veren atölyelerde, katılımcılara çeşitli beceriler kazandırmanın yanı sıra, seminer, psikolog desteği ve sağlık taramaları da yapılarak, kadınların mental ve fiziksel sağlığı da destekleniyor. Atıl bir bina durumundan, fabrika gibi işleyen bir yer haline getirilen atölye; kadınların hem kişisel gelişimlerine hem de ekonomik bağımsızlıklarına katkı sağlayan aktif bir yer olarak dikkat çekiyor. Tömük Kadın ve Çocuk Atölyesi sorumlusu Hatice Yılmaz, kadınların sosyal ve ekonomik açıdan kendilerini geliştirmeleri ve kadın dayanışmasını pekiştirmek adına atölyeyi bir yaşam alanı haline getirdiklerini belirterek, "Burada seminerlerimiz, sağlık taramaları ve psikolog desteği de yapılıyor. Kadınların, çocuklarını rahatça bırakabilecekleri oyun alanımız da mevcut. Kadınların adeta ikinci durağı olan atölye; onların ev ekonomilerine katkıda bulunabilecekleri ve kendilerini geliştirebilecekleri bir yaşam merkezi haline geldi" dedi. "Kadın dayanışmasıyla üretmeye devam diyoruz" Atölyelerin amacı hakkında da bilgi veren Yılmaz, Mersin Büyükşehir Belediyesinin kadınların özgür ve eşit olması için hizmet ürettiğine değinerek, "Kadınlar burada kendi ev ekonomilerine katkıda bulundukları gibi, dezavantajlı ailelerimize de kıyafetler dikerek, el sanatları odamızda çocuklara küçük hediyeler hazırlıyorlar. Kadınların üreterek güçlenmesini, eşit ve özgür olmasını, sözde değil de faaliyetleriyle ve hizmetleriyle gösteren bir belediye başkanımız var. Vahap Seçer Başkanımıza buradan çok teşekkür ediyor, kadın dayanışmasıyla üretmeye devam diyoruz" ifadelerini kullandı. Her yaştan kursiyer, atölye çalışmalarından çok memnun Erdemli ilçesine bağlı Kargıpınarı Mahallesi’nden gelerek atölyelere katılım sağlayan Serap Küçük, "Dikiş-giyim atölyesi ile başladım, şimdi de İngilizce kursu alıyorum. Buraya gelenlerle sohbet etmek, yemek tarifleri vermek, bir ‘günaydın’ demek bile insanı hayata bağlıyor. Önümüzdeki hafta kurs bitiyor. İkinci etabı açsınlar diye dua ediyorum. Her kursa geleceğim ve sertifika zengini olacağım" diye konuştu. Atölye çalışmaları kapsamında bağlama kursu alan 11 yaşındaki Şirin Şen, "Bağlama kursuna geçen sene başladım. Buraya okul çıkışında geliyorum. Çok güzel türküler de öğrendim. Büyükşehir Belediye Başkanımıza, bize sunduğu bu imkanlar için teşekkür ederim" şeklinde konuştu. Dokuma Atölyesinde çulfalık dokuyan kursiyerlerden Emine Ay ise "Burada boş zamanlarımızı değerlendiriyoruz. Bu kursun açılması çok iyi oldu. Bize bir nevi terapi gibi geliyor. Burada yaptıklarımı çocuklarıma hatıra olarak hediye edeceğim. Tömük Kadın ve Çocuk Atölyesi, fabrika gibi işliyor. Birçok alanda kurs var. Çok memnunuz, devamını istiyoruz" dedi.