EĞİTİM - 06 Ağustos 2025 Çarşamba 10:43

Geleceğin mimarlarına Japonya deneyimi

A
A
A
Geleceğin mimarlarına Japonya deneyimi

Bahçeşehir Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi öğrencileri, Mukogawa Üniversitesi’nin ev sahipliğinde ve sağladığı bursla gittikleri Japonya’da ’ICSA in Japan’ yaz okulu programına katıldılar. Mimari Tasarım Stüdyosu derslerine giren öğrenciler Japonya’daki geleneksel ve çağdaş mimari örneklerini de incelediler.


Dünyanın mimarlık ve mühendislik alanlarında örnek ülkelerinden biri olan Japonya’nın Mukogawa Üniversitesi ile Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) arasındaki iş birliği bu yıl da devam etti. BAU Mimarlık ve Tasarım Fakültesi’nde eğitim gören ve gösterdikleri başarı ve belirli kriterlere göre belirlenen öğrenciler Temmuz ayında Japonya’ya giderek "ICSA in Japan Yaz Okulu" programına katıldılar. BAU’lu öğrenciler Japonya’daki üniversitenin Mimari Tasarım Stüdyosu derslerine katılarak Japon profesörlerden eğitim aldılar. Geleneksel ve çağdaş Japon mimarisini yerinde gözlemlemek amacıyla çeşitli şehirlere ziyarette bulundular. Mukogawa Üniversitesi kampüsünde Japon öğrenciler ile düzenlenen çay seremonileri, kimonoyla geleneksel törenler ve kültürel farkındalığı artıran farklı etkinliklere katıldılar.



Uluslararası akademik çevrede görünürlük


BAU Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Dündar "ICSA in Japan" programının öğrencilere yalnızca mimari bilgi değil, aynı zamanda günlük yaşam deneyimleriyle Japon kültürünü doğrudan gözlemleme ve anlamlandırma şansı sunduğunu belirtti. Dündar "Bu program, öğrencilerimizin sadece kültürel ve akademik bir yolculuğa değil, aynı zamanda uluslararası bir vitrine açılmalarını sağladı. Öğrencilerimizin projeleri, Mukogawa Üniversitesi öğretim üyeleri ve profesyoneller tarafından değerlendirilerek uluslararası akademik çevrede görünürlük kazandı. Bu geri bildirimlerin, bu programı deneyimleyen öğrencilerimizin gelişiminde önemli bir rol oynadığını önceki katılımcıların kariyerlerinden izleyebilmekteyiz" dedi.



Hiroşima Barış Anıtını ziyaret ettiler


Prof. Dr. Murat Dündar, öğrencilerin Japonya’da önemli deneyim kazandıklarını ifade ederken, Hiroşima Barış Anıtı’nın da ziyaret edildiğini belirterek şunları söyledi:


"Öğrencilerimizin tarihi kent dokularında gerçekleştirdikleri eskiz yürüyüşleri, yalnızca mimari biçimleri algılamalarını değil, aynı zamanda mekânın ruhuyla bağ kurmalarını sağladı. Geleneksel Japon evleri ve Zen bahçeleriyle temas kurarak elde ettikleri bu deneyim, onların tasarımda sadelik, doğallık ve sezgisel planlama gibi ilkelere çok daha duyarlı hale gelmelerine imkan tanıdı. Ayrıca bu programın her yıl en sarsıcı ve anlamlı duraklarından biri, öğrencilerimizin Hiroşima Barış Anıtı’nı ziyaret ederek atom bombasının bıraktığı izleri yerinde deneyimlemesiydi. Bu sene yapılan ziyaret esnasında sessizlik içinde gerçekleştirilen saygı duruşu, yalnızca geçmişin acılarını anmak değil, aynı zamanda barışa, insan haklarına ve mimarlığın toplumsal sorumluluğuna dair derin bir farkındalık anına dönüştü. Öğrencilerimiz, mekânın taşıdığı kolektif hafızayı hissederek, mimarinin insanlığın ortak vicdanını taşıyan evrensel bir dil olduğunu idrak etme şansını yakaladılar."



‘Mimari görgüleri artacak’


Öğrencileriyle birlikte Japonya’ya giden BAU Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Sinem Kültür ise 15 yıldır devam eden programın, mimarlık öğrencilerinin özellikle bakış açılarını geliştirmek açısından çok önemli olduğunu belirtti. ICSA in Japan programının kurucu koordinatörü olan Dr. Öğr. Üyesi Sinem Kültür "Bu yaz 15’sini gerçekleştirdiğimiz ‘Japonya Yaz Okulu’, öğrencilerimize farklı kültürleri tanıma imkanı sağlayarak; mimarlık mesleği için oldukça önemli olduğunu düşündüğüm insana, kente dair ihtiyaç ve sorunlara daha geniş bir çerçeveden bakabilme imkanı sunuyor. Geleneksel ve çağdaş mimarisi, depreme dayanıklı bina teknolojileriyle dünyanın önemli bir ülkesi olan Japonya’yı deneyimleyen öğrencilerimiz, mimari görgülerini artırırken, afete dirençli kentleri yerinde gözlemleme fırsatı buluyorlar" dedi.


Japonya’da yerel gazeteler 15 yıldır haber yapıyor


BAU öğrencilerinin yaz okulu boyunca ikamet ettikleri Nishinomiya Belediye Başkanı’nı makamında ziyaret etti. Dr. Öğr. Üyesi Sinem Kültür, Japonya tarafının bu iş birliğine önem verdiğini belirterek şunları söyledi:


"Japonya’daki ev sahibi Mukogawa Üniversitesi öğrencilerimizi eşsiz güzellikteki kampüslerinde, eğitim ve yaşam masrafları için sağladığı bursla ağırlıyor. Japonya’da bulunduğumuz süre içerisinde Osaka, Kyoto, Kobe, Nara, Hiroshima şehirlerine geziler düzenleniyor. Ayrıca ikamet edilen Nishinomiya şehrinin Belediye Başkanı da her yıl bizleri makamına kabul ediyor. Bu ziyarete yerel gazeteler de yer veriyor. Bu yıl iki haftası Türkiye’de üç haftası Japonya’da gerçekleştirilen yaz okulumuz, ülkemizin köklü üniversitelerinden mimarlık öğrencilerinin de dikkatini çekiyor. Bu bakımdan, BAU Mimarlık ve Tasarım Fakültesi öğrencilerimizin çok şanslı olduklarını söyleyebilirim."



Geleceğin mimarlarına Japonya deneyimi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Kesmek için aldığı koyunlara şimdi antrenörlük yapıyor Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Araplı kasabasında yaşayan Erol Önal, kesmek amacıyla aldığı iki koyunla kurduğu bağ sayesinde kasabanın ilgi odağı oldu. Kendisine alışan koyunları kesmekten vazgeçen Önal, şimdi her sabah onlarla birlikte kilometrelerce yol yürüyerek spor yapıyor. İstanbul’daki çalışma hayatının ardından 45 yaşında emekli olan ve memleketi Araplı kasabasına yerleşen Erol Önal, vakit geçirmek amacıyla iki adet koyun satın aldı. İlk etapta kesmek ve beslemek için alınan koyunlar, kısa sürede sahiplerine bağlılık gösterdi. Koyunların kendisini bir gölge gibi takip ettiğini gören Önal, bu duruma kayıtsız kalamayarak onları kesmekten vazgeçti. Erol Önal ve koyunları arasındaki bu bağ, her sabah sıra dışı bir görüntüye sahne oluyor. Önal sabahın erken saatlerinde yürüyüşe çıktığında, iki koyunu da bir an olsun yanından ayrılmıyor. Kasaba yollarında Erol Önal önde, koyunlar arkada yapılan bu yürüyüşler hem hayvanların hem de sahibinin günlük spor aktivitesi haline geldi. Koyunların sadakati karşısında oldukça şaşıran Erol Önal, "Emekli olduktan sonra köyüme döndüm. İki tane koyun aldım kesmek için. Spora çok meraklıyım. En büyük hobim spor yapmak. Günlük burada yarım saat spor yapıyorum. Bu hayvanlar da benimle yarım saat koşuyorlar. Günümüzü böyle geçiriyoruz. Doğaya çıkıp mantar topluyorum, bana eşlik ediyorlar. Beni adım adım takip ediyorlar. Bana alıştılar, ben de kesmekten vazgeçtim. Onlara antrenörlük yapıyorum. 3 aydır böyle devam ediyoruz" dedi.
İzmir Aort damarı yırtılan Libyalı hasta, İzmir’de kapalı yöntemle tedavi edildi Libya’nın Mısrata şehrinde yaşayan, emekli ve 5 çocuk babası Alhussein Ahmed Mohamed Abdulkafi, hayati risk taşıyan aort damarı yırtılması nedeniyle yatırıldığı Acıbadem Kent Hastanesi’nde kapalı yöntemle gerçekleştirilen "stentli yapay damar" uygulamasıyla şifa buldu. Doç. Dr. Cüneyt Narin, hastada hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu (yırtılması) olduğunu belirterek, "Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Girişimsel yöntemle yırtığı kontrol altına aldık ve hastanın şikâyetlerinde belirgin düzelme sağladık. Sağlıkla ülkesine uğurladık" dedi. Uzun süredir yüksek tansiyon hastası olan ve daha önce kalp damarlarındaki darlıklar nedeniyle stent takılan Libyalı hastada, ani gelişen karın, sırt ve bel ağrıları üzerine yapılan tetkiklerde hayati risk taşıyan Tip 3 aort diseksiyonu tespit edildi. Yapılan tetkiklerde, aort damarının sol kol damarının çıktığı bölgeden başlayarak sol bacak damarına kadar uzanan ciddi bir yırtık olduğu belirlendi. "Tip III aort diseksiyonu" olarak adlandırılan bu hayati tablo, böbrek damarlarına giden kan akımını da azaltarak böbrek yetmezliğine yol açtı. Hasta bu süreçte diyalize alınmak zorunda kaldı. Tedavi amacıyla bir dönem Tunus’ta da izlenen hasta, daha sonra Türkiye’ye getirilerek farklı merkezlerde takip edildi. Şikâyetlerinin medikal tedaviyle gerilememesi üzerine 21 Ekim 2025 tarihinde Acıbadem Kent Hastanesi’ne sevk edilen Abdulkafi, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Narin ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Parıldar tarafından multidisipliner olarak değerlendirildi. Stentli yapay damar uygulandı Hastaya, yırtılan damarın stabilize edilmesi ve yırtığın beyin damarları gibi hayati bölgelere ilerlemesinin önlenmesi amacıyla kapalı (anjiyografik) yöntemle operasyon planladıklarını belirten Doç. Dr. Narin, şu bilgileri verdi: "Hastamızda hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu mevcuttu. Çok şanslıymış. Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Geçtiğimiz 23 Ekim’de Prof. Dr. Parıldar ile birlikte girişimsel yöntemle hem yırtığın başladığı bölgeye hem de yırtık nedeniyle kapanan sol böbrek atar damarına stentli yapay damar yerleştirdik. Uygulanan tedaviyle, aort damarındaki anormal kan akışı engellenerek kanın olması gereken damar boşluğundan akması sağlandı. Operasyon öncesinde sırt üstü yatmakta zorlanan, şiddetli karın ve bel ağrıları nedeniyle sürekli eğilmek zorunda kalan hastanın, işlem sonrası ağrıları geçerken, rahatça yürüyebilir ve günlük aktivitelerini sorunsuz şekilde yapabilir hale geldi. Tedavi sürecinde diyetisyen eşliğinde beslenmesi düzenlenen hastamız, haftada üç gün diyaliz programına alındı ve kalp ritim bozukluğu nedeniyle pıhtı önleyici tedavisi planlandı. Genel durumunun düzelmesi üzerine taburcu ettik ve ülkesine uğurladık." 2022 yılında sağlığının bozulduğunu, kalp damarlarından birine stent takıldığını, kalp kasında zayıflık, kol ve bacaklarında ödem olduğunu belirten Abdulkafi ise ülkesine yeniden doğmuş olarak döneceğini belirterek, "Ne oturabiliyor, ne yürüyebiliyordum. Sadece sağ tarafıma sabit yatıyordum. Aorttaki yırtık yaşamımı tehdit ediyordu. Yani her an ölümle burun burunaydım. Öldürmeyen Allah öldürmüyor, çok şanslıymışım. Libya’da bu tedaviler yapılmıyor, keza Tunus’ta da öyle. Ben de tedavi olmak için İzmir’e geldim. Çok çektim ama Acıbadem Kent Hastanesi’nde gördüğüm başarılı tedaviyle şikayetlerimden kurtuldum. Emeği geçen tüm doktorlarıma çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.