GÜNDEM - 27 Temmuz 2023 Perşembe 20:38

HAK-İŞ/HİZMET-İŞ Sendikasından asgari ücretli belediye işçileri için açıklama

A
A
A
HAK-İŞ/HİZMET-İŞ Sendikasından asgari ücretli belediye işçileri için açıklama

HAK-İŞ/HİZMET-İŞ Sendikası, ilçe belediyelerinde asgari ücretli işçilerin haklarının korunması için basın açıklaması yaptı. İşçilerin maaşlarının iyileştirilmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, "Cumhurbaşkanımız, bu sözleşme; belediye ve şirketlerini de kapsayacak demesine rağmen belediyeler bunu uygulamıyor. Bu maaş ile geçinemiyoruz, gizli gizli ağlıyoruz” ifadesine yer verildi.

HAK-İŞ/HİZMET-İŞ Sendikası, İstanbul’daki 23 ilçe belediyesinde asgari ücret seviyesinde çalışan işçiler için Beyoğlu’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. MİKSEN Genel Merkezi önünde saat 18.00’de yapılan açıklamaya, HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkan Vekili Halil Özdemir, HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkan Yardımcısı İdris Ersoy ve üyelerle birlikte yüzlerce belediye çalışanı katıldı. HAK-İŞ/HİZMET-İŞ Sendikası üyeleri ve belediye çalışanları, 23 ilçe belediyesini temsil eden Mahalli İdareler Kamu İşveren Sendikası (MİKSEN)’i işçilerin maaşlarının iyileştirilmesine karşı çıktığı gerekçesiyle protesto etti. Sendika adına konuşan HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Ersoy, belediye işçilerinin pandemi de dahil olmak üzere her dönemde özverili bir şekilde çalıştığını ancak asgari ücrete çalışmaya mecbur bırakıldığını söyledi. Ersoy, işveren ve işveren sendikası ile yapılan görüşmelerde mağduriyetlerini ilettiklerini ama sonuç alamadıklarını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kamu çerçeve protokolü imzalanırken sözleşmenin belediye ve şirketlerini de kapsayacağını söylediğini hatırlatan Ersoy, buna rağmen belediyelerin bu uygulamayı yapmadığını ifade etti.

“İşveren ve işveren sendikasına mağduriyetimizi ifade ettik ama dinletemedik”

Ersoy, “HİZMET-İŞ Sendikası olarak bugün burada bütün görüşmelerimize, çabalarımıza, uyarılarımıza rağmen bu kentin, her karış toprağında emeği olan İstanbul’umuzun ilçe belediyelerinde çalışan, asgari ücrete mecbur bırakılan emekçi kardeşlerimizin sesini duyurmak, taleplerini haykırmak için bir araya geldik. Tüm dünyayı etkileyen, ekonomileri sarsan, ülkeler, şehirler hatta evler arası iletişimlerin kesildiği pandemi ile karşı karşıya kaldık. Bütün dünya maskelerinin arkasına saklanırken biz emekçiler çalıştık. Bir tek bizler hayatın tüm zorluklarına ve risklere rağmen, sokakları süpürmeyi, çöpleri toplamaya, cenazeleri kaldırmaya şehir halkına hizmet etmeye devam ettik. Ancak pandemiyle birlikte ağırlaşan hayat şartları giderek artan enflasyon, durgunluk, hayat pahalılığı ölümcül virüs gibi önce bize bulaşmaya başladı. Bu oluşan yeni koşullar herkesten önce emekçileri vurdu. Çalışma hayatı sekteye uğradı. Olan yine bize, yani emekçilere oldu. Bugün geldiğimiz noktada tüm belediye çalışanları asgari ücrete yani en az ücrete çalışmaya mecbur bırakıldık. Defalarca işveren ve işveren sendikası ile yaptığımız görüşmelerde bu mağduriyetimizi kendilerine ifade ettik ama maalesef dinletemedik. Günlük yol ve yemek paramızı çıkınca bugün için aylık 12 bin TL maaş alıyoruz, en ucuz kira 10 bin TL oldu dedik ama dinletemedik. Bizim çoluk çocuğumuz sağlıklı beslenemiyor, okul ihtiyaçlarını karşılayamıyoruz, kiramızı ödeyemiyoruz dedik ancak yine de sesimizi duyuramadık” dedi.

“Bu maaş ile geçinemiyoruz, gizli gizli ağlıyoruz”

Ersoy, açıklamasının devamında, “Şimdi bir kez daha buradan işveren sendikası ve üyelerine hep beraber sesleniyoruz; MİKSEN ve yöneticileri biz çok zor durumdayız, bu maaş ile geçinemiyoruz. Kiramızı, faturalarımızı ödeyemiyoruz, temel gıda ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz. Çocuklarımızın bizden istediği harçlığı veremiyoruz, gece geç saate eve giriyor, sabahın köründe çıkıyoruz, köşelerde gizli gizli ağlıyoruz. Artık sesimizi duyun, hakkımız olanı derhal verin. İnsanca yaşamak, insan onuruna yakışan bir ücret almak belediye işçisinin hakkı değil mi? Bugün, kamuda çalışan işçi kardeşlerimiz yeni imzalanan kamu çerçeve protokolü ile 26 bin TL ücret alacak ise biz neden asgari ücret mecbur ediliyoruz? Biz kamu adına çalışmıyor muyuz?” diye konuştu.

“Cumhurbaşkanımız, bu sözleşme belediye ve şirketlerini de kapsayacak demesine rağmen belediyeler bunu uygulamıyor”

Ersoy, şunları kaydetti: “Sayın Cumhurbaşkanımız kamu çerçeve protokolü imzalanırken, bu sözleşme belediye ve şirketlerini de kapsayacak demesine rağmen neden belediyelerimiz bu uygulamayı yapmıyor? Sayın Cumhurbaşkanımız memura, kamu işçisine ve halkın her kesiminin refahını korumak adına bu ücretleri verirken siz neden belediyelerde aynı düzenlemeyi yapmıyorsunuz? İnsanca yaşayacak bir ücret alana kadar mücadelemize devam edeceğiz.”

MİKSEN binası önünde toplanan belediye işçileri, basın açıklamasının sona ermesinin ardından ayrıldı.

Yunus Emre Şeker - Yunus Emre Ayaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’de hırsızlar, girdikleri evin sahibini bıçaklayarak öldürdü İzmir’in Konak ilçesinde, hırsızlık amacıyla girdikleri evde 81 yaşındaki adamı göğsünden bıçaklayarak öldüren 5 şüpheli şahıs polis ekiplerince yakalandı. Olay, dün gece saat 22.30 sıralarında Lale Mahallesi 3582 Sokak üzerinde bulunan bir apartman dairesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 2 şüpheli şahıs apartmana arka bahçe kısmından giriş yaparak Erdinç Kavut’un (81) bulunduğu daireye girdi. Yatak odasında şüphelilerle karşı karşıya gelen Kavut, hırsızlar tarafından göğsünden bıçaklandı. Olay sırasında evde bulunan Kavut’un eşinin sesini duyan çevre sakinleri durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerince yapılan kontrollerde, ağır yaralanan Erdinç Kavut’un olay yerinde hayatını kaybettiği belirlendi. Kavut’un cenazesi, olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmasının ardından otopsi işlemleri için Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Polis ekiplerince yürütülen incelemelerde, hırsızlık amacıyla eve giren şüphelilerin olay sonrası ikametten bazı gıda ürünlerini alarak kaçtıkları, dışarıda araç içerisinde bekleyen diğer şüpheliyle birlikte olay yerinden uzaklaştıkları tespit edildi. Cinayet Büro Amirliği ekiplerince yürütülen çalışma sonucunda, olaya karıştığı belirlenen A.M.S., H.E., R.T., H.A. ve H.A. isimli 5 şüpheli kıskıvrak yakalanarak gözaltına alındı. Olayla ilgili başlatılan soruşturma devam ediyor.
Gaziantep TÜRGEV’in "İyilik Halini Artır, Gençliği Güçlendir" projesi tamamlandı Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın destekleriyle Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) tarafından hayata geçirilen "İyilik Halini Artır, Gençliği Güçlendir" projesi kapanış programıyla tamamlandı. Gençlik ve Spor Bakanlığı destekleriyle, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) koordinatörlüğünde hayata geçirilen, 6 Şubat 2023 depremlerinin ardından gençlerin yaşadığı derin psikososyal etkileri hafifletmeyi ve toplumsal dayanıklılığı artırmayı hedefleyen "İyilik Halini Artır, Gençliği Güçlendir" projesi, 10 ay süren kapsamlı faaliyetlerin ardından kapanış programı ile tamamlandı. Afetten etkilenen 14-29 yaş arası gençlerin psikososyal iyi oluş hallerini güçlendirmeyi amaçlayan proje kapsamında psikososyal destek eğitimleri, bireysel rehberlik hizmetleri, sanatsal ve sağaltım etkinlikleri ile sosyal faaliyetler gerçekleştirildi. Proje süresince doğrudan 813, dolaylı olarak bin 320 gence ulaşıldı. Psikososyal destek eğitimleri kapsamında 4 ana başlık altında, 18 farklı grupta toplam 144 oturum düzenlendi. "Temel hedefimiz, geçici müdahalelerin ötesine geçerek kalıcı bir iyileşme sağlamak" Programda konuşan TÜRGEV Genel Müdürü Selim Gençal, programın hedeflerini açıklayarak, "Depremin ardından gençlerin fiziki şartlarıyla birlikte hayata tutunma duyguları da derinden etkilenmiştir. Bu süreçte gençlerin desteklenmesinin toplumsal iyileşme açısından temel bir ihtiyaç olduğu görülmüştür. Hayata geçirilen bu proje, gençlerin yaşadıkları travmayı sağlıklı biçimde anlamlandırabilmelerini ve geleceğe dair umutlarını yeniden inşa edebilmelerini desteklemek amacı taşımaktadır. Temel hedefimiz, geçici müdahalelerin ötesine geçerek kalıcı bir iyileşme sürecine eşlik etmektir" dedi. "Farklı illerde de uygulanabilecek bir gençlik destek modeli ortaya çıktı" Gerçekleştirilen proje ile afet sonrası dönemlerde farklı illerde de uygulanabilecek bir gençlik destek modeli ortaya çıktığını söyleyen Gençal, "TURGEV olarak bu süreçte ’ne yapıldı’dan ziyade, sahada neyin değiştiğine odaklandık. Kuruluşundan bu yana gençliği merkeze alan bir vakıf olarak, çalışmayı masa başında değil, doğrudan sahada ve gençlerle birlikte şekillendirdik. On ay boyunca uygulanan süreci yakından takip ettik, elde edilen sonuçları şeffaf biçimde değerlendirdik. Bu çalışmanın sonunda, afet sonrası dönemlerde farklı illerde de uygulanabilecek bir gençlik destek modeli ortaya çıktı" ifadelerini kullandı. Sahada karşılaşılan tablo ile ilgili konuşan Gençal, "Gaziantep’te gençlerin yüksek bir dayanıklılık potansiyeline sahip olduğu gözlemlenmiştir. Uygun destek sağlandığında bu potansiyelin kısa sürede karşılık bulduğu sahada net biçimde ortaya çıkmıştır. Çalışmalara katılan gençlerin kendilerini ifade etme, sosyal hayata yeniden katılma ve geleceğe dair umut kurma becerilerinde belirgin bir güçlenme kaydedilmiştir" ifadelerine yer verdi. "500 gence doğrudan, yaklaşık bin gence ise dolaylı olarak ulaşılmıştır" Gaziantep’te yürütülen çalışmalar kapsamında 500 gence doğrudan, yaklaşık bin gence dolaylı olarak ulaşıldığını söyleyen Gençal, "Sahadaki değişim açık ve gözlemlenebilir düzeyde ortaya çıkmıştır. Sürecin başında içine kapanık olan birçok gencin zamanla iletişime geçmeye ve paylaşımda bulunmaya başladığı gözlemlenmiştir. Gaziantep’te yürütülen çalışmalar kapsamında 500 gence doğrudan, yaklaşık 1000 gence dolaylı olarak ulaşılmıştır. Sosyal katılımın arttığı, özgüven duygusunun güçlendiği sahada net biçimde kaydedilmiştir. En güçlü gösterge ise gençlerin "yeniden yapabilirim" duygusunu yeniden kazanmaları olmuştur" şeklinde konuştu. "İyilik Halini Arttır, Gençliği Güçlendir projemizi kapanış programı ile taçlandırdık" Gençlik ve Spor Bakanlığı Proje Koordinatörü Sevda Aktaş, düzenlenen programda emeği geçen herkese teşekkür ederek, "Gençlerin psikolojik dayanıklılığını güçlendirmeyi, iyilik hallerini desteklemeyi ve sosyal hayata daha güçlü katılımlarını teşvik etmeyi amaçlayan. bakanlığımız destekleriyle Türkiye Gençlik ve Eğitimi Hizmet Vakfı tarafından yürütülen İyilik Halini Arttır, Gençliği Güçlendir projemiz yıl boyunca devam eden çalışmaların ardından kapanış programı ile taçlandırılacaktır. İyilik haline arttı. eden çalışan Projede emeği olan Türkiye Gençlik ve Eğitimi Hizmet Vakfı yöneticilerine, tüm proje eğitimi, proje ekibine ve siz değerli katılımcılara, ayrıca proje koordinatörü Elif Hanım’a, bakanlığım ve şahsım adına ayrı ayrı teşekkür ederim" şeklinde konuştu. "Bu çalışmaların deprem bölgesinde ciddi ve önemli anlamda etkileri var" Bu çalışmaların deprem bölgesinde ciddi ve önemli anlamda etkileri olduğunu aktaran TÜRGEV Eğitim Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Semanur Yavan Batçı, "Gençlik ve Spor Bakanlığımızın İyilik Halini Artır Gençliği Güçlendir Projesi ile afetten etkilenen gençlerimizin 14-29 yaş arası gençlerimize psikososyal destek sunmak için aslında bir araya gelmiştik. Bu çalışmaların deprem bölgesinde ciddi ve önemli anlamda etkileri olduğunu hepimiz biliyoruz. Saha araştırmaları ve ihtiyaç analizleri kapsamında ise saha gözlemlerini yerel kamu, kurum ve kuruluşların milli eğitimle birlikte yaptığımız iş birlikleriyle okullarımızda yaptığımız rehberlik servislerinden aldığımız verilerle birlikte çalışmalarımızı hazırladık.. Elde edilen veriler sonucu psikososyal destek çalışmalarımızın, konu başlıklarımızın, içeriklerimizin, hedef kitlelerimizin ihtiyaçlarını uygun şekilde şekillendirdik. Projede doğrudan 500 öğrenciye ulaşmak ve onların hayatlarında bir iz bırakmak gibi hedefimiz vardı. 500 öğrenci, 813 öğrenciyle birlikte tamamlandı. Dolaylı olarak bin öğrenciye ulaşmak istediğimiz genç sayımızı bin 320 öğrenciyle tamamladık" diye konuştu.
Kayseri Vatandaşı dolandıran 30 kişi tutuklandı Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince 2025 yılında yapılan çalışmalarda; vatandaşları dolandırdığı tespit edilen 366 şüpheliye işlem yapılırken 30 şüpheli tutuklandı. Edinilen bilgiye göre Asayiş Şube Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliği görevlilerince; 2025 yılı içerisinde meydana gelen Dolandırıcılık- Nitelikli Dolandırıcılık ve Güveni Kötüye Kullanma olayları ile ilgili olarak yıl boyunca yapılan çalışmalar neticesinde; kendilerini polis, savcı, asker vb. kamu görevlisi olarak tanıtarak vatandaşları korku ve paniğe sevk edip hesaplarına para gönderimi sağlayan, alım-satım sitelerinde sahte ilanlar oluşturarak vatandaşları dolandıran, yedek parça satışı yaptığını iddia ederek vatandaşlardan para talep edip karşılığında ürün göndermeyen toplam 366 şüpheliye adli işlem yapıldı. Bu şüphelilerden 30’u; çıkarıldıkları adli mercilerce tutuklanarak cezaevine teslim edildi. ’Güveni Kötüye Kullanma’ suçuna konu şüpheliler ise yakalanarak bahse konu 8 adet araç ruhsat sahiplerine teslim edildi. Yapılan çalışmalarda toplam 16 milyon 500 bin TL paranın dolandırıcıların hesaplarına bloke koyularak hesaplarına aktarması engellenerek vatandaşların mağduriyeti önlendi. Öte yandan il genelinde, vatandaşların yoğun olarak bulunduğu yerlerde yapılan bilgilendirme faaliyetleri kapsamında yaklaşık 25 bin kişi, dolandırıcılık konularında bilgilendirildi.
İzmir Dünya genelinde her üç dakikada, bir kadına yeni meme kanseri tanısı Prof. Dr. Merve Gürsoy Bulut, ülkemizde her yıl yaklaşık 20 bin kadının meme kanseri tanısı aldığını söyledi. Hastaların önemli bir bölümünün premenopozal (menopoz döneminden yaklaşık 2 ila 6 yıl önceki dönem) dönemde tanı aldığını belirten Prof. Dr. Bulut, "Bu da genç kadınlarımızın tarama ve muayeneleri ihmal etmemesi gerektiğini gösteriyor" dedi. Acıbadem Kent Hastanesi Meme Radyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Merve Gürsoy Bulut, meme kanserinin kadınlar arasında en sık görülen kanser türü olduğunu vurgulayarak çarpıcı uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Bulut, dünya genelinde her 3 dakikada bir kadına yeni meme kanseri tanısı koyulduğunu, her 11 dakikada bir kadının ise bu hastalık nedeniyle hayatını kaybettiğini vurguladı. Bulut, bu tabloyu değiştirecek tek şeyin "erken tanı" olduğunu kaydetti. "Risk faktörlerini bilin, gecikmeyin" Prof. Dr. Bulut, meme kanserine yol açan risk faktörlerinin çok çeşitli olduğunu, bu faktörlerinin bilinmesinin erken tanı için önemine dikkat çekti. Risk faktörlerini, "Cinsiyet ve yaş, ailede meme kanseri öyküsü, doğurganlık özellikleri, sosyoekonomik durum, fazla kilolu olmak, sigara ve alkol kullanımı" olarak sıralayan Bulut "Risk faktörü olmayan kadınlar da meme kanseri olabilir. Bu nedenle tarama herkese gerekiyor" diye konuştu. Türkiye’de genç meme kanseri oranı daha yüksek Türkiye’de yılda yaklaşık 20 bin kadına meme kanseri tanısı konduğunu hatırlatan Prof. Dr. Bulut, Türkiye’de genç yaşta görülen meme kanseri oranlarının Avrupa ve ABD’ye göre daha yüksek olduğuna işaret etti. Dünya genelinde hastaların büyük bölümünün menopoz sonrası dönemde tanı aldığını, ülkemizde ise meme kanserlerinin önemli oranının premenopozal dönemde görüldüğünü vurguladı. Bulut genç kadınların tarama ve muayenelerini ihmal etmemeleri gerektiğini kaydetti. Erken tanı ölüm oranını yüzde 40 azaltıyor Öte yandan, meme radyolojisi uzmanı Prof. Dr. Bulut, meme kanserine bağlı ölümlerin mamaografi sayesinde yüzde 40’a kadar azaltılabildiğini bildirdi. Prof. Dr. Bulut, "Erken tanı sayesinde süt kanallarını aşmayan (in situ kanser) ya da 2 cm’den küçük, ele gelmeyen tümörleri yakalayabiliyoruz. Bu hem yaşam süresini uzatıyor hem de tedavi başarısını artırıyor" açıklamasında bulundu. 40 yaşından sonra her kadının yılda bir kere mamografi çektirmesi gerektiğini hatırlatan Bulut, bu konuda kadınların bilinçli olması ve ihmalkar davranmaması gerektiğini ifade etti. Mamografinin düşük doz radyasyon içerdiğini ve sanıldığı gibi ağrılı bir işlem olmadığını belirten Prof. Dr. Bulut, kadınların tarama programlarına katılmasını istedi. Bulut, "Her 8 kadından biri yaşamı boyunca meme kanserine yakalanıyor. Ayda bir kendi kendine muayene, yılda bir doktor kontrolü ve 40 yaşından sonra düzenli mamografi bunları ihmal etmeyin. Erken teşhis hayat kurtarır" dedi.