ÇEVRE - 02 Ekim 2024 Çarşamba 10:27

İstanbul Boğazı’na lağım suyu akıyor

A
A
A

İstanbul Boğazı’na akan lağım suyu okları İSKİ Baltalamanı Atıksı Biyolojik Arıtma tesisine yöneltti. İstanbul Çevre Konseyi Başkanı Zafer Murat Çetintaş, “Kanalizasyonu boğaza bırakan tesise ve o dereyi kirleten kurumlara ceza uygulamalarını istiyorum. İstanbul Boğazı’nda en az 10 noktada denize lağım aktığını kanıtlayabilirim” dedi.

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) Baltalamanı Atıksı Biyolojik Arıtma tesisinin hemen yakınında denize lağım suyu akıyor. Havadan çekilen görüntülerde denize akan lağım suyunun boğaza doğru sahil şeridi boyunca yayıldığı görülüyor. Vatandaşlar ise çevrede ağır kokudan şikayetçi. Boğaz’a bırakılan lağım suyunun akıntılar ile birlikte Marmara Denizi’ne ulaşıyor burada dibe çökerek canlı ekosistemini olumsuz etkiliyor. Dipte oksijen seviyesi atık sular nedeniyle azaldığını uzmanlar ifade ediyor. İSKİ tesisinin hemen yanında bulunan dere kirlilik yüzünden siyah renkte aktığı havadan çekilen görüntülerde net bir şekilde görülüyor. Bu dere boğaza akıp doğal yaşamı olumsuz etkilediği için uzmanlar araştırılıp sorumlularına ceza verilmesini istiyor.

İstanbul Boğazı’na lağım suyu akıyor

“İstanbul Boğazı’nda pek çok noktada halen lağım akıyor”

İstanbul Boğazı’na lağım aktığının altını çizen İstanbul Çevre Konseyi Başkanı Zafer Murat Çetintaş, “ İSKİ çok ciddi yatırımlar yapıyor ancak, İstanbul Boğazı’nda pek çok noktada halen lağım akıyor. Bu gördüğünüz dereye birileri lağım veriyor. Lağım suyu ağır ve yoğun olduğu için kıyılarda kalıyor ama yağmur suyu olsa direk açığa gidecek. Ben bu durumu yetkililere bildiriyorum, şikayet ediyorum. Ancak bu güne kadar gerekli önlem alınamadı. Düzelttik diyorlar bakıyorsunuz düzelmiş gözüküyor. Bir bakıyorsunuz bir gün yine aynı lağım suyu verilmeye devam ediyor. 365 gün havadan görüntü alsak en az 60 gün bu manzarayı görebiliriz. Oradaki vatandaşlar hem ağır kokudan hem de denize giden pislikten şikâyetçiler. Lağımın aktığı kıyılarda turistlik mekanlar var” dedi.

İstanbul Boğazı’na lağım suyu akıyor

“Dipteki oksijeni bitiriyor”

Boğaza verilen atık ve lağım suyunun oksijeni azalttığını ifade eden Çetintaş, “Atık sular akıntılar ile birlikte Marmara Denizi’nde doğru gidiyor. Daha sonra bu atıklar denize çöküyor. Bu çökme sonucu dipteki oksijeni bitiriyor. Burada orta su balıkları da engelleniyor. Çünkü orta su balıkları planktonlarla besleniyor onların bu besinleri alması engelleniyor. Çevre Bakanlığı zaman zaman bazı belediyelere yaptıkları yanlışlardan dolayı ceza kesiyor. Ben bir vatandaş olarak rica ediyorum, kanalizasyonu boğaza bırakan tesise ve o dereyi kirleten kişi veya kurumlara ceza uygulamalarını istiyorum. İstanbul Boğazı’nda en az 10 noktada havadan yapılan çekimlerle denize lağım aktığını kanıtlayabilirim” diye sözlerini tamamladı.

İstanbul Boğazı’na lağım suyu akıyor

Ahmet Faruk Sarıkoç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: “Benim arkamda 85 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti var” Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi (AHBVÜ), Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yılında sergi, söyleşi ve imza günü düzenledi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, etkinlikte yaptığı konuşmada, “Kıbrıs Türk’ünü çökertemeyeceklerini, sonuna kadar direneceğimizi ve devletimizi sonuna kadar savunacağımızı kendilerine ifade ettiğimizde ama dediklerinde ne diyorum ben, benim arkamda 85 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti var diyorum” dedi. AHBVÜ’nün Asya Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yıldönümü sebebiyle Itri Kongre ve Kültür Merkezi’nde sergi, söyleşi ve imza günü düzenlendi. Sergide KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın faaliyetlerinin bulunduğu gazete manşetleri ve fotoğraflara yer verildi. Söyleşide ise Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin uluslararası alanda tanıtılmasıyla ilgili konuşma yaptı. Etkinliğin sonunda Tatar, kitaplarını katılımcılar için imzaladı. Düzenlenen etkinliğe, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs gazileri ve AHBVÜ rektörü Prof. Dr. Naci Bostancı katıldı. “Hep direndik, ana vatana güvendik” Kıbrıs’ın düşman elinden alınış hikayesini anlatarak konuşmasına başlayan Tatar, “Biz Kıbrıs’ta belki yarım milyonluk bir nüfusa sahibiz. Ama en az onun kadar Türkiye’de, en az 300 bin İngiltere’de, en az 100 bin Avusturalya’da, en az 50 bin Kanada’da ve şair Behçet Kemal’in dediği gibi ‘En az onlar kadar toprağın altında insanlarımız yatmaktadır’ dolayısıyla değerli öğrenciler Kıbrıs’ta Kıbrıs Türk’ü son buluyor, Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlayalım, Kıbrıs’ı bir Yunan adası yapalım şeklinde bize yapılan saldırılara hep direndik, ana vatana güvendik” diye konuştu. “İki devletli siyaseti onaylamaya devam ediyor” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC’nin tanıtılmasının ve siyasette desteklenmesi konusunda çok desteği olduğunu söyleyen Tatar, “Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın 79’uncu Genel Kurul toplantısında bundan 2 hafta kadar önce New York’ta yaptığı konuşmada ‘hem Doğu Akdeniz’de hem Batı Akdeniz’de orada hem Türkiye Cumhuriyeti’nin enerji zenginlikleri bakımından hakkının hukukunun hem de Kıbrıs Türk’ünün Kıbrıs adası etrafındaki bütün zenginliklerin hakkını korumak bizim sorumluluğumuz’ demişti. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanıtılması gerektiğini, konulan ambargoların kalkmasını gerektiğini, Kıbrıs Türk’ünün özden gelen haklarının feshedilmesi gerektiğini söylerken, sayın cumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti’ne bizimle şu anda sürdürmekte olduğu 2 devletli siyaseti onaylamaya devam ediyor” ifadelerini kullandı. “Benim arkamda 85 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti var” KKTC’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle yaşadığını belirten Tatar, “Kıbrıs Türk halkının kendi diliyle, kendi diniyle, kendi kültürüyle, kendi kaderiyle, kendi mücadelesiyle, kendi çizdiği yolla, ana vatanı Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle orada kendi devletini yaşatmanın Kıbrıs Türk halkının insanlık hakkı olduğunu kimsenin reddedemeyeceğini ve bu çağda Kıbrıs halkına direkt uçuş yasağı, direkt ticaret yasağı, direkt temas yasağı, spor ambargosu gibi birtakım kısıtlamalarla Kıbrıs Türk’ünü çökertemeyeceklerini, sonuna kadar direneceğimizi ve devletimizi sonuna kadar savunacağımızı kendilerine ifade ettiğimizde ama dediklerinde ne diyorum ben, benim arkamda 85 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti var diyorum” dedi. “Programları iptal ettim geri Kıbrıs’a dönüyorum” Programlarını erken bitirip Kıbrıs’a dönmek zorunda olduğunu kaydeden Tatar, “Bundan sonra Samsun’a gidecektim. Perşembe günü Trabzon’a gidecektim. Böyle programlarım vardı. Programları iptal ettim geri Kıbrıs’a dönüyorum. Neden biliyor musunuz? Kıbrıs’ta meclis başkanını seçemedik. Ben cumhurbaşkanı olduğum için adadan ayrıldığım için şu andaki meclis başkanı cumhurbaşkanı vekilidir ve onun vekaletiyle meclis başkanı olan muhalefet temsilcisi Tatar gelmeden meclisi açmam demiş. Ben de tabii ki hükümetle de istişare ettim. Büyün bu programları iptal edip şimdi ilk uçakla Kıbrıs’a geri dönüyorum. Meclis açılsın ve meclis başkanı seçilsin diye” açıklamasında bulundu.
Muş Muş’ta afet risklerinin azaltılması için çalışmalar devam ediyor Muş’ta, İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) çerçevesinde afet risklerini azaltmaya yönelik kapsamlı çalışmalar sürdürülüyor. İl genelinde çeşitli doğal afetlere karşı alınan önlemleri güçlendirmek ve meydana gelebilecek afetlerin olumsuz etkilerini en aza indirmek amacıyla yürütülen çalışmalar devam ediyor. İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş başkanlığında video konferansla 81 ilde düzenlenen "İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) İzleme ve Değerlendirme Kurulu" toplantısının ardından Vali Yardımcısı Cihat Abukan ve İl Afet ve Acil Durumu Müdürü Ahmet Daşdemir ile birlikte basın açıklaması yapan Muş Valisi Avni Çakır, İRAP çerçevesinde yapılan çalışmaları anlattı. Son yıllarda, afet yönetimi konusundaki uluslararası anlayış afet risk azaltma çalışmalarının önemine vurgu yaptığını ifade eden Vali Çakır, “Ülkemizde süregelen afet yönetimi yapısı da benzer anlayışı uygulamayı amaçlamaktadır. Bir toplumun afetler karşısında dirençli olmasını sağlamak ve mümkün olduğunca afet sonrası ortaya çıkabilecek hasarları en aza indirmek amacıyla geçmişte yapılanın tersine ön etkin (proaktif) olarak afet öncesi eylemleri, başka söylemle, risk azaltma ve hazırlıklı olma aşamalarını ön plana çıkarmak ve uygulamaya geçirmek önem arz etmektedir. Afet yönetiminde afet öncesi, sırası ve sonrasını tarif eden her bir aşama için rolleri, sorumlulukları ve hedefleri tanımlayan planların geliştirilmesi eş düzeyde öneme sahip olsa da afet öncesine yapılan yatırımların sonucunda afet sırası ve sonrasında gerçekleştirilmesi planlanan eylemlere daha az yük düşmesi beklenmektedir. Başka bir ifade ile risk azaltma ve hazırlıklı olma aşamalarına diğerlerine nazaran önemli ölçüde zaman, çaba ve finansman sağlandığı takdirde afetin etkileri azaltılmış olacağından afet sırası ve sonrasındaki müdahale ve iyileştirme aşamalarında daha az zaman, çaba ve finansman gerekecektir. Dolayısıyla bu çalışmaya da konu olan “Afet Risklerini Azaltma Planı (İRAP)”, afetlerin etkilerini ortaya koyan ve bu etkileri en aza indirebilmek için afetler olmadan gerçekleştirilmesi gerekenleri bir süreç dâhilinde tarif eden, sorumluları ve sorumlulukları tanımlayan, sürdürülebilir bir plan olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi. İRAP kapsamında ilk olarak 2 amaç, 16 hedef ve 145 eylem bulunduğunu vurgulayan Çakır, “Eylemlerinin güncelleme çalışmaları kapsamında İl AFAD Merkezinde İRAP toplantı gerçekleştirilmiştir. İRAP son haline getirildikten sonra, 2 amaç, 11 hedef ve 57 eylem olarak İl Afet ve Acil Durum Koordinasyon Kurulu tarafından kabul edilerek yürürlüğe girmiştir” ifadelerini kullandı. İRAP’ın amacı hakkında da bilgiler veren Vali Çakır, “Güvenli yapılaşma, mekânsal planlamada afet risklerinin dikkate alınması, afetlerin ulaşım ağlarına vereceği zararın belirlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması, üretim ve sanayi tesislerinin afete dirençli hale getirilmesi, kontrol mekanizmasının güçlendirilmesi, riskli alanlar için ıslah projelerinin hazırlanması, Muş ilinde yer alan yerleşim yerleri ve tarım arazilerinin taşkın tehlikesinin belirlenmesi, taşkın oluşturabilecek derelerin altyapı ve ulaşım ağlarına vereceği zararın belirlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması, taşkın tehlikesinin olduğu tespit edilen yerlere ait gerekli ıslah projelerinin hazırlanması ve projesi hazır olan yerleşim yerlerine gerekli imalatın yapılması, bilinçlendirme faaliyetleri ve iklim değişikliğine uyum sağlamak” şeklinde konuştu.
Bursa Bursaspor yönetiminden Başkan Şadi Özdemir’e ziyaret Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Bursaspor Başkanı Enes Çelik ve yönetim kurulu üyelerini makamında ağırladı. İlk maçlarda başarılı performans gösteren takımı ve yöneticileri tebrik eden Başkan Şadi Özdemir, her zaman Bursaspor’un yanında olduklarını vurguladı. Bursaspor Kulübü Başkanı Enes Çelik ile Yönetim Kurulu Üyelerinden Coşkun Öngel, Faruk Bakgör, Oğuzhan Kutlucan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’i ziyaret etti. Ziyarette, Bursaspor’un sezon başındaki başarılı performansı ve gelecek hedefleri ele alındı. Bursaspor’un geçmiş yıllarda önemli başarılar elde ettiğini hatırlatan Başkan Şadi Özdemir, kente de büyük mutluluklar yaşattığını anımsattı. Takımın tekrar eski parlak günlerine döneceğine inandığını belirten Başkan Şadi Özdemir, her zaman Bursaspor’un yanında olduklarını kaydetti. Takımın aldığı destekle alt liglerde kalmasının mümkün olmadığını ifade eden Başkan Şadi Özdemir, “Sezona iyi başlamak önemliydi. Takımımız da bu süreci kayıpsız atlattı. Performansımız umut verici. Takımın başarılı olacağına inanıyorum. Bütün Bursa da inanıyor. Ekibinizi ve sizi tebrik ediyorum” dedi. Lige iyi başlamanın kendileri için çok önemli olduğunun altını çizen Bursaspor Başkanı Enes Çelik de takımın çok güzel bir hava yakaladığını söyledi. Ligde gol yemeyen tek takımın Bursaspor olduğuna dikkat çeken Çelik, başarılı tabloyu sezonun kalanında da sürdürmeyi hedeflediklerini ifade etti. Nilüfer Belediye Başkan Yardımcıları Mahmut Demiröz, Okan Şahin, Serpil Altun, Emre Karagöz ve Tezcan Öztürk ile Nilbel A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Mart ve Nilüfer Belediye Meclis Üyesi Resul Tarman’ın da eşlik ettiği ziyarette, Bursaspor’a verilecek destekler de konuşuldu. Ziyaretin sonunda Bursaspor Başkanı Enes Çelik, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’e forma hediye etti.