YEREL HABERLER - 01 Aralık 2011 Perşembe 10:22

DÜ TIP FAKÜLTESİ BAŞARILI DOKTORLARI PLAKETLE ÖDÜLLENDİRİLDİ

A
A
A
DÜ TIP FAKÜLTESİ BAŞARILI DOKTORLARI PLAKETLE ÖDÜLLENDİRİLDİ

Diyarbakır Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Hastaneleri Üroloji Kliniği doktorlarının laparoskopik cerrahi yöntemiyle 18 ayda 101 başarılı ameliyat yaparak bir rekora imza atması plaketle ödüllendirildi.
DÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aytekin Sır ve Başhekim Prof. Dr. Sait Alan üroloji doktorlarının kapalı ameliyat yöntemiyle sağlığına kavuşturduğu 101. hasta olan 2 yaşındaki C.S.’yi ziyaret ederek geçmiş olsun dileğinde bulunduktan sonra bir buçuk yıl gibi kısa bir sürede laparoskopik cerrahi yöntemiyle 101 başarılı ameliyat gerçekleştiren ekipte yer alan Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Necmettin Penbegül ve Yrd. Dr. Doç. Haluk Söylemez’e başarı plaketi verdi.
Rektör Yardımcısı Sır, son 3 yıl içerisinde DÜ’nün göstermiş olduğu başarının takdire değer olduğunu belirterek, ’’Bunu da aldığımız İSO belgesiyle kanıtlamış olduk. Diğer taraftan da hocalarımızın üstün bir gayreti söz konusudur. Hemen hemen her alanda üroloji, kardiyoloji, kalp damar cerrahisi, beyin cerrahisi ve diğer alanlarda son derece başarılı ameliyatlara imza atıyorlar. Eskisi gibi insanlar bölge dışına gitmek zorunda kalmıyor. Özellikle genç arkadaşlarımız ciddi bir taze kan oldu ve bu
arkadaşların gayretiyle hastanelerimiz hızla gelişiyor. Sadece Diyarbakır’a değil bölgede 6-7 ile önemli sağlık hizmeti sunuyoruz. Hastanelerimizin alt yapısının hızla değiştiğini memnuniyetle müşahede ediyoruz. Hastanelerimizde yapılan yeni sistemle, yeni alınan tıbbi cihazlarda bu gelişim destekleniyor. Son 3 yıl içerisinde DÜ hastanelerine 30 milyon liralık cihaz alındı. Türkiye’de birkaç önemli merkezlerden birisi haline geldi. En son arkadaşlarımızın yapmış olduğu laparoskopik cerrahi yöntemiyle
yüzün üzerinde ameliyatı gerçekleştirerek gösterdikleri başarı hastanelerimizin bölgenin önemli sağlık merkezi oluşunun kanıtıdır. Başta başhekimimiz olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederim’’ dedi.
"KAPALI AMELİYATLARDA MERKEZİ HASTANE DURUMUNDAYIZ"
Ameliyat ekibinde yer alan Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Necmettin Penbegül, daha önce açık olarak yapılan ürolojik ameliyatların yüzde 99(unun artık kapalı bir şekilde gerçekleştirildiğini söyledi. Penbegül, "1.5 yıl önce başladığımız laparoskopik ameliyat sayısı 100’ü geçti. Son olarak 2 yaşındaki bir çocuğun sol böbreği ve üreterini bu yöntemle alarak 101. ameliyatla bu konudaki başarımızı kanıtladık. Ürolojide laparoskopik cerrahi son yıllarda hızlı gelişim göstermiştir.
Laparoskopik cerrahi, hastanede kalış süresinin az oluşu, kozmetik sonucunun daha iyi olması ve hastada ameliyata bağlı yan etkilerin daha az olması gibi avantajları nedeniyle açık cerrahiden daha fazla tercih edilir hale getirmiştir. Biz de son 1.5 yılda kliniğimizde böbrek kanseri ameliyatından idrar kanalı darlık ameliyatlarına, yüksek riskli böbrek üstü bezi ameliyatlarından çocuklarda inmemiş testis ameliyatlarına kadar çok çeşitli ürolojik laparoskopik ameliyatları başarıyla gerçekleştirdik. Bölgede
bu çeşitlilikte ve sayıda laparoskopik ameliyatı yapan tek merkez durumundayız. Bölge insanına bu hizmeti sunduğumuz ve bu ihtiyacı duyanların büyükşehirlere gidip mağdur olmasına engel olduğumuz için ayrıca çok mutluyuz" diye konuştu.
Yrd. Doç. Dr. Haluk Söylemez ise 101. hastaları olan 2 yaşındaki C.S. isimli hasta ile ilgili bilgi verdi. Söylemez, "2 yaşındaki çocuk hastamız bize getirildiğinde idrar torbasındaki idrarın böbreğe geri kaçışı nedeniyle sol böbreği tamamen iflas etmişti. Ayrıca sol idrar kanalı reflü nedeniyle aşırı derecede genişlemişti. İdrar kaçağının ve çürümüş böbreğin vücuda zarar vermemesi için hastanın hem böbreğinin hem de üreterinin alınması gerekiyordu. Eskiden vücudun iki yerinden kesilerek açık yöntemle
yapılan bu ameliyatın kapalı olarak ameliyat izi kalmayacak şekilde laparoskopik yöntemle gerçekleştirdik. Hastanın küçük yaşta olması bu ameliyatı zorlaştıran bir faktördü. Ancak son 1.5 yılda yaptığımız laparoskopik ameliyat sayısının 100’ü geçmesi ve deneyimimiz sayesinde bu ameliyatı başarıyla gerçekleştirdik. Ortalama açık yöntemle 3 saat süren bu ameliyatı 1 saatte sorunsuz bir şekilde bitirdik. Estetik faydaları dışında ameliyat süresinin kısa olması hastanın daha az narkoz alması ve buna bağlı
oluşacak yan etkileri azalması anlamına gelmektedir. Hastamızı sorunsuz bir şekilde taburcu ediyoruz" şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Kadın yolcu ile taksicinin hizmet bedeli tartışması: "Haram olsun" diyerek araçtan indi Taksilerde kredi kartıyla yapılan ödemelerde POS cihazları üzerinden alınan "hizmet bedeli" yolcular ile sürücüleri karşı karşıya getiriyor. Kocaeli’de bir yolcunun ek ücret tepkisi cep telefonu kamerasına yansırken, komisyonun kendilerine değil finans kuruluşlarına gittiğini belirten taksici esnafı, ek maliyetle karşılaşmak istemeyen yolcular için nakit ödeme dışında bir seçenek kalmadığını vurguladı. Kartla ödeme sırasında POS cihazları tarafından eklenen hizmet bedeli, yolcuların tepkisini çekmeye devam ediyor. Son olarak Kocaeli’de yaşanan olayda kadın yolcu, kredi kartıyla ödeme yaptığı sırada taksimetre tutarına eklenen hizmet bedeline tepki gösterdi. Yaşanan gerginliği cep telefonuyla kaydeden yolcu, akaryakıt istasyonlarında böyle bir uygulamanın olmadığını belirterek duruma tepki gösterdi. Sürücünün ise söz konusu ücretin sistem tarafından otomatik eklendiğini belirtmesi üzerine yolcu, "Haram olsun" diyerek araçtan ayrıldı. Taksiciler, müşterinin bu bedelden kaçınmasının tek yolunun nakit ödeme yapmak olduğunu belirtti. Kamu kurumlarından başlayarak yayılan bu uygulamanın, Ödeal’a ait TaksidePOS gibi yaygın kullanılan sistemlerde aktif olduğu kaydedildi. "22 TL işlem ücretini TaksidePOS kendi koyuyor" Dijital ödeme sistemindeki işleyişi POS cihazı üzerinden uygulamalı olarak gösteren bir taksi sürücüsü, aracı kurumların komisyon politikasını şu sözlerle aktardı: "Ben POS cihazına 200 TL giriyorum, 22 TL işlem ücretini TaksidePOS kendi koyuyor. Bunun benimle bir alakası yok. Bu, POS cihazı şirketinin koymuş olduğu bir komisyon. Bu komisyonu kendi cebimden ödeyecek halim yok. Bu kredi kartı komisyonu değil. Zaten banka komisyonu bizden kesiliyor. 22 TL olan ilave komisyon tutarı, TaksidePOS ve benzer şirketlerin kendi komisyonu." "Sistemdeki boşluk kullanılıyor" 13 yıldır taksicilik yapan Hakan Peçe, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, dijital ödeme sistemlerindeki işleyişi anlattı. POS cihazı üzerinden uygulamalı gösterim yapan Peçe, taksimetreye girilen tutarın üzerine sistemin otomatik olarak fark eklediğini söyledi. Peçe, "TaksidePOS gibi POS cihazları var. Bunlar hizmet bedeliyle çalışıyor ve bu hizmet bedeli doğrudan müşteriye yansıtılıyor. Ortalama olarak yüzde 10 civarında bir fark söz konusu. Bu uygulama yaklaşık 4 yıl önce, bazı kurumların kredi kartı ödemelerinde komisyon almaya başlamasıyla ortaya çıktı. Daha sonra belediyelere ve toplu taşıma araçlarına da yayıldı. Ancak burada şehirden şehre farklılıklar var. En yüksek oran İstanbul’da. Örneğin İstanbul’da 35 TL olan bir ücret, kredi kartıyla ödendiğinde 50 TL’ye çıkabiliyor. Bu da yaklaşık yüzde 42’ye denk geliyor. Kocaeli ve Sakarya’da oranlar genelde aynı, yaklaşık yüzde 10 civarında. Taksilerde sistem genelde her yerde aynı. Araç muayene istasyonlarında da aynı durum var. Sistemdeki boşluk kullanılıyor. Kamu kurumları, belediyeler bu işlemi başlatınca finans kurumları da buna dahil oldu. Kanunen yaptırımı nedir ve ya engellenebilir mi bilmiyorum" dedi. "Biz herhangi bir şekilde fiyat hesaplayıp üzerine ekleme yapmıyoruz" Peçe, sözlerini şöyle sürdürdü: "Piyasada çok bilinen POS firmaları bu şekilde çalışıyor. Taksiye bindiğinizde camlarda ya da POS cihazlarının üzerinde bu firmaların isimlerini görmek mümkün. Ancak burada özel isim vermek istemiyorum. Şunu özellikle vurgulamak isterim, bu farklar kesinlikle taksicinin cebine girmiyor. Biz herhangi bir şekilde fiyat hesaplayıp üzerine ekleme yapmıyoruz. Taksimetrede yazan ücret neyse, POS cihazına da aynen o tutarı giriyoruz. Örneğin taksi ücreti 170 TL ise ben POS’a 170 TL yazıyorum. Ancak müşteri kartını okuttuğu anda, sistem otomatik olarak farkı ekliyor ve toplam tutar müşterinin kartına bu şekilde yansıyor. Bu fark POS cihazının alt satırında otomatik olarak görünüyor." Taksicilerin banka POS’u yerine bu cihazlara yönelme nedenine de değinen Peçe, bankaların yüksek aylık kullanım ücretleri ve faiz oranları nedeniyle finansal kurumlara ait POS cihazlarının esnaf arasında yaygınlaştığını, ancak bu sistemde maliyetin "hizmet bedeli" adı altında yolcuya yansıtıldığını sözlerine ekledi. "Şu an için müşterinin bu farktan kaçınmasının tek yolu nakit ödeme yapmak" Bu sistemin taksiciler arasında yaklaşık iki yıldır yaygınlaştığını ifade eden Hakan Peçe, "Daha önce böyle bir uygulama yoktu. Ben de geçen yıla kadar banka POS cihazı kullanıyordum. Ancak faizlerin ciddi şekilde yükselmesiyle birlikte finans kurumlarının sunduğu POS sistemlerine geçtik. Ondan önce bu şekilde otomatik fark yansıtan bir sistemle karşılaşmamıştım. Şu an için müşterinin bu farktan kaçınmasının tek yolu nakit ödeme yapmak. Kredi kartı ya da başka bir dijital ödeme yöntemi kullanıldığında mutlaka bir fark ödeniyor. Taksi çağırma uygulamalarında da benzer şekilde hizmet bedelleri, gecikme ücretleri ya da farklı kalemler bulunuyor. Oralarda da sistem puanlama ve hizmet bedeli üzerinden işliyor" ifadelerini kullandı.
Balıkesir BASKİ’den su saatlerinin donma riskine karşı uyarı Balıkesir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü, soğuk hava ve buzlanma nedeniyle su sayaçlarında meydana gelebilecek donma riskine karşı vatandaşları bilgilendirdi. BASKİ, donan sayaçlara sıcak su ya da ateşle müdahale edilmemesi konusunda uyarılarda bulundu. Kış mevsimi nedeniyle meydana gelen soğuk hava şartları ve buzlanma nedeniyle su sayaçlarının donma riskine karşı vatandaşları uyaran Balıkesir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü, alınması gereken önlemlerle ilgili bilgilendirmede bulundu. Hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte açıkta bulunan sayaçlarda donma riskinin arttığını belirten BASKİ, sayaçlar ve su tesisatlarına yönelik koruyucu önlemleri sahada uygulamaya aldı. Donan sayaçlara ateşle müdahale etmeyin Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Balıkesir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü, su boruları ve sayaçlarının soğuk hava ile temas etmeyecek, don ve kardan korunacak şekilde izole edilmesi gerektiğini vurguladı. Bazı abonelerin donan sayaç ve borulara sıcak su ya da ateşle müdahale ettiğini, bunun sayaçlara ciddi zarar vererek kullanılamaz hale getirdiğini belirten BASKİ, bu tür müdahalelerin kesinlikle yapılmaması gerektiğine dikkat çekti. Patlayan sayaçları BASKİ’ye bildirin Donma nedeniyle patlayan sayaçlardan akan suyun diğer sayaçların da donmasına yol açabildiğini belirten BASKİ, bu gibi durumlarda vananın kapatılarak suyun kesilmesini ve zaman kaybetmeden Alo 185’e başvurulması gerektiğini belirtti. BASKİ tarafından yapılan açıklamada müdahalenin mutlaka profesyonel ekiplerce yapılması gerektiği belirtildi. Konut ve iş yerlerinde de alınması gereken tedbirlere dikkat çeken BASKİ Genel Müdürlüğü, sayaçtan önceki ve sonraki bağlantı borularının uygun yalıtım malzemeleriyle kaplanması ve kuru tutulmasının önemli olduğunu belirtti. Sayaçların kesinlikle naylon malzeme ile kapatılmaması gerektiği vurgulanırken bunun nemlenme ve sayaç patlamalarına yol açacağı ifade edildi.
İstanbul Kağıthane Belediyesi’nin yeniden inşa ettiği okul 2026 eğitim dönemine hazırlanıyor Kağıthane Belediyesi’nce yeniden inşa edilen Vasfi Çobanoğlu Okulu’nda çalışmalar aralıksız devam ediyor. Okul tamamlandığında bölgedeki eğitim ihtiyacına önemli katkı sağlayacak. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kağıthane Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin ise, "Vasfi Çobanoğlu Okulu tamamlandığında, çağın gereklerine uygun donanımıyla evlatlarımıza yakışır bir eğitim yuvası olacak" dedi. Kağıthane Belediyesi’nin, Milli Eğitim Bakanlığı ve İstanbul Valiliği iş birliğiyle yeniden inşa ettiği Çağlayan Mahallesi’ndeki Vasfi Çobanoğlu Okulu’nda çalışmalar aralıksız devam ediyor. 32 derslikten oluşan ve bünyesinde konferans salonu ile anaokulu olan okul, tamamlandığında bölgedeki eğitim ihtiyacına önemli katkı sağlayacak. Spor alanları, laboratuvarlar ve zengin kütüphanesiyle öğrencilerin akademik ve sosyal gelişimlerini destekleyecek şekilde projelendirilen okulun, 2026 eğitim-öğretim döneminde hizmete açılması planlanıyor. "Evlatlarımıza yakışır bir eğitim yuvası olacak" Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kağıthane Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin, eğitime yapılan yatırımların ilçenin geleceğine yapılan en önemli yatırımlar olduğunu vurgulayarak, "Çocuklarımızın daha nitelikli, güvenli ve modern ortamlarda eğitim alabilmesi için tüm kurumlarımızla birlikte yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Vasfi Çobanoğlu Okulu tamamlandığında, çağın gereklerine uygun donanımıyla evlatlarımıza yakışır bir eğitim yuvası olacak. 2026 eğitim-öğretim döneminde öğrencilerimizin yeni okullarında ders başı yapmasını hedefliyoruz. Kağıthane’mize şimdiden hayırlı olsun" dedi.
Kayseri İnsanlık İttifakı 1 Ocak’ta Galata’da buluşuyor TÜGVA Kayseri İl Başkanı İsmail Vefa Bayırbaş; "Milli İrade Platformu ve İnsanlık İttifakı çatısı altında 400’ü aşkın paydaş sivil toplum kuruluşuyla birlikte, kamu vicdanını diri tutmak ve insanlık onurunu savunmak amacıyla barışçıl ’şahitlik’ çağrımızı yineliyoruz. Yeni yılın ilk gününde 1 Ocak’ta, saat 08.30’da Galata Köprüsü’nde sinmiyoruz, susmuyoruz, Filistin’i unutmuyoruz" dedi. Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen basın açıklamasında açıklamalarda bulunan TÜGVA Kayseri İl Başkanı İsmail Vefa Bayırbaş; Milli İrade Platformu ve İnsanlık İttifakı çatısı altında; Gazze’de iki yılı aşkın süredir devam eden insani yıkımın, uluslararası hukuk ihlallerinin ve sistematik hak gasplarının normalleştirilmesine karşı kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğumuzu yerine getirmek için toplandıklarını kaydetti. Bayırbaş açıklamasında; "Bugün Gazze’de yaşananlar bir ’gündem maddesi’ değil; modern zamanın gözlerinin önünde gerçekleştirilen, tarihe utanç vesikası olarak geçecek bir insanlık sınavıdır. Bu sınavın kaydı; yalnızca haber bültenlerinin satır aralarında değil, vicdanlarda ve uluslararası kurumların ’unutkan’ hafızasında tutulmaktadır. Ve ne yazık ki bu sınavda ağır bir ’çifte standart’ uygulanmaktadır. Uluslararası kuruluşların yayımladığı güncel durum raporları, Gazze’deki insanî tablonun hâlen kırılgan olduğunu göstermektedir. Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) 18 Aralık 2025 tarihli raporunda, Gazze Sağlık Bakanlığı verilerine dayanılarak 7 Ekim 2023’ten bu yana 70 bin 668 can kaybı ve 171 bin 152 yaralı bildirilmektedir. Aynı raporda, ateşkes döneminde dahi can kaybının sürdüğü; ateşkesten bu yana 394 kişinin öldüğü, bin 75 kişinin yaralandığı ve enkaz altından 634 cenazenin çıkarıldığı aktarılmaktadır. Raporda, kış şartlarının ve fırtınanın etkisiyle yaklaşık 55 bin haneyi etkileyen sel/taşkın vakaları, kıyı bölgelerinden 370 ailenin tahliyesi, binlerce acil çağrı ve yıkım taşıyan yapılara ilişkin veriler paylaşılmaktadır. Yine aynı raporda, tıbbi tahliye bekleyen hastalara ilişkin kritik bilgi yer almakta; Temmuz 2024 - 28 Kasım 2025 arasında tahliye beklerken bin 92 hastanın hayatını kaybettiği ve Gazze’de 18 bin 500’den fazla hastanın hâlen tıbbi tahliyeye ihtiyaç duyduğu bildirilmektedir. Gıda güvenliği ve beslenme alanındaki raporlar ise ’geçici iyileşme’ başlığının kolay bir rehavete dönüşmemesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Bir toplumun ihtiyaç duyduğu ’insani yardım’ kavramı bile süslenerek tartışmalı hâle getiren prosedürler var ise burada bir sorun vardır. Bu çağrımız; bir ülkeye, bir halka, bir kuruma karşı önyargı değil; insan hayatını merkeze alan evrensel bir tutarlılık talebi içermektedir. Milli İrade Platformu ve İnsanlık İttifakı çatısı altında 400’ü aşkın paydaş sivil toplum kuruluşuyla birlikte, kamu vicdanını diri tutmak ve insanlık onurunu savunmak amacıyla barışçıl şahitlik’ çağrımızı yineliyoruz. Yeni yılın ilk gününde 1 Ocak’ta, saat 08.30’da Galata Köprüsü’nde sinmiyoruz, susmuyoruz, Filistin’i unutmuyoruz. Yüz binlerce vicdan sahibiyle birlikte tüm dünyayı uyandırıyoruz. Unutmuyoruz, normalleştirmiyoruz, insani olanı savunuyoruz" diye konuştu.