EĞİTİM - 01 Kasım 2018 Perşembe 13:06

İYYÜ Rektörü Hacısalihoğlu: “En önemli beslenme aracı okumaktır”

A
A
A
İYYÜ Rektörü Hacısalihoğlu: “En önemli beslenme aracı okumaktır”

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof.

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, üniversitenin 2018-2019 Akademik Yılı açılışında yaptığı konuşmada, en önemli beslenme aracının okumak olduğunu söyledi.


İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nin (İYYÜ) 2018-2019 Akademik Yılı açılışı Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Şükrü Karatepe’nin verdiği “Adalet Kavramı” başlıklı ilk ders ile gerçekleştirildi.


İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi 2018-2019 Akademik Yıl Açılışı, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Şükrü Karatepe, Yalova Valisi Muammer Erol, Merkez Valileri, Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Azmi Ofluoğlu, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu,Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, akademisyenler ve öğrencilerin katılımı ile gerçekleştirildi. Üniversitenin konferans salonunda gerçekleştirilen törenin açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, “Sevgili hocalar, buradaki her gencin içinde bir cevher var. Bunu çekip çıkaracak olan sizlersiniz” dedi.



“Üniversite olmak bir sorumluluktur”


Törenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, “Üniversite olmak iddia ve sabır işidir, değerlerle hemhal olmaktır. Bu bilinçle yeni akademik yılımızda koyduğumuz ana hedefe yaklaşma konusunda bir adım daha attığımız kanaatindeyiz. Yeni binamız, yeni laboratuvarlarımız, aramıza bu yıl katılan çok değerli hocalarımız ve bizi tercih etmiş olan sevgili öğrencilerimiz ile yeni akademik yılımız başlamış bulunmaktır. Bu hiç kuşkusuz uzun bir yolculuk olacaktır. Bunun yanı sıra üniversite olmak bir sorumluluktur. Her birimizin ülkemize, dünyaya karşı sorumlulukları vardır. Üniversiteler değer merkezleridir. Üniversitemizin de yegâne hedefi bu değerleri, sorumlulukları yerine getirmektir” dedi.



“En önemli beslenme aracı okumaktır”


Konuşmasında öğrencilere de seslenen Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, “Ailemize katılan sevgili gençler, sizlere hoş geldiniz diyorum. Açılış töreni vesilesiyle bilmezi istediğim bir kaç şeyin altını çizmek isterim. İki şey bir araya geldiğinde bilgi akışı başlar. Bu öğrenci ve hocadır. Hoca ve öğrenci arasındaki alışverişin kalitesi çok önemlidir. Sizler özverili hocalarınızla, talep eden yanınızla o alışverişin kalitesini arttırarak, diplomanızın değeri arttıracaksınız. Bu nedenle daha çok isteyen ve araştıran olun. Nitekim hocalarınız isteklerinizi karşılamayı kendilerine görev saymıştır. Bizler hocalarınız olarak sizlere bilgiye nasıl ulaşacağınız konusunda bir yol çizeriz. Ancak önemli olan bilginin bilince ulaşmasıdır. Bu konuda en önemli beslenme aracı okumamaktır” diye konuştu.



“Felsefenin temel kavramı adalettir”


“Adalet Kavramı” başlığında yeni akademik yılın ilk dersini veren Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Şükrü Karatepe, konuşmasında felsefenin temel kavramının adalet olduğunu vurgulayarak, "Klasik kültürde adalet zulmün karşılığı olarak değerlendirilir. Romalılar ilk hukuk sistemini kuran ülkedir. En büyük mirasları hukuktur. Onlarda adaletli olmak, şerefli olmak anlamına geliyor. İslam hukukunda da adaletli davranmak tavsiye ediliyor. Müslüman yöneticiler de hep bunun üzerinde duruyor ”dedi.



“Adalet hakkını vermektir”


Adalet kavramının ‘hakkını vermek’ olduğunu vurgulayan Karatepe, “Güçlüyü değil, haklı olanı tutmak adalettir. Bu devlet ilişkilerinde de üzerinde durulan konudur. Çünkü güçlüye karşı karar vermek zordur. Dolayısıyla bu çok değer verilen bir kriterdir ve adaletin kıymetli ölçülerinden biridir” diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Toplumun değerleriyle çatışan hukuk sistemi adaleti sağlayamaz. Hukuk sistemi vatandaşın vicdanına hitap etmelidir. Bürokratik ve totaliter toplumların birinci derecedeki sıkıntısı yasakçı hukuktur. Hukuk sisteminin toplumun önünü tıkamaması gerekir. Ayrıca adaletin sağlık gibi olduğu söylenir. Tıp hastalıklara nasıl çare bulmaya çalışıyorsa, adalet sistemi de adaletsizliklere çare bulmaya çalışıyor.”


Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Şükrü Karatepe’ye İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Azmi Ofluoğlu ve Rektör Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu tarafından hediye takdim edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’un merkezi konumuna diş hastanesi taşındı Biruni Üniversitesi Diş Hastanesi, İstanbul’un merkezi konumunda bulunan Cevizlibağ’daki yeni binasına taşındı. İstanbul’un Zeytinburnu ilçesinde bulunan Biruni Üniversitesi Diş Hastanesi, altyapısını ve teknolojisini yenileyerek Cevizlibağ’daki yeni binasına taşındı. 5 bin metrekare kapalı alanda, 3 kat üzerine kurulu olan diş hastanesi, 140 ünit kapasitesi ve 2 ameliyathanesiyle hizmete başladı. Biruni Üniversitesi Kampüsü içinde yer alan Diş Hekimliği Fakültesi ile birlikte, Diş Hekimliğinin 8 Ana Bilim Dalı olan; Ağız Diş ve Çene Radyolojisi, Ağız Diş ve Çene Cerrahisi, Protetik Diş Tedavisi, Restoratif Diş Tedavisi, Çocuk Diş Hekimliği, Endodonti, Periodontoloji ve Ortodonti branşlarında hizmet veriyor. “Hastalarımızın ağız ve diş sağlığı hizmetlerine erişimi çok daha kolay” Biruni Üniversitesi Diş Hastanesi Genel Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Pınar Kılıç Aksu, “Hastanemizin yeni konumuyla beraber, artık hastalarımızın ağız ve diş sağlığı hizmetlerine erişimi çok daha kolay. Cevizlibağ metrobüs ve tramvay durakları çok yakınımızda, dolayısı ile İstanbul’un hemen her ilçesinden ve semtinden rahatça ulaşılabilir durumdayız. Ayrıca kendi aracı ile gelmek isteyen hastalarımız için E5’in yanında olmamız ve vale hizmetimizin olması da büyük kolaylık sağlıyor” dedi. “Gençlerimiz, pratisyen ve uzman diş hekimleri olarak topluma kazandırılmaktadır” Üniversite hastanesi olmanın sorumluluğundan söz eden Kılıç Aksu, “Hastanemizde 3. basamak sağlık hizmeti sunulmakta olup, bilimsel çalışmaların yanı sıra hastalarımızın ihtiyaç duyabileceği ağız ve diş sağlığı ile ilgili tüm tedaviler, akademik kadromuz ve deneyimli hekimlerimiz ile hasta güvenliği ve mahremiyeti göz önünde bulundurularak yapılmaktadır. Gelen hastalarımız ilk muayenesi yapıldıktan sonra, tedavi ihtiyaçlarına göre ilgili bölüme yönlendirilmekte, her bölümde o bölümün uzmanı olan hekimlerimiz tarafından tedavi edilmektedir. Ayrıca tüm branşlarda stajyer öğrenci eğitimi ve uzmanlık/doktora eğitimleri, alanında uzman ve uzun yıllar deneyimi olan öğretim üyelerimiz tarafından verilmekte, yetiştirilen gençlerimiz toplumumuza pratisyen ve uzman diş hekimleri olarak kazandırılmaktadır” diye konuştu. “Tedavilerimiz güvenli, konforlu ve hızlı bir şekilde tamamlanıyor” Hastanenin dünyadaki son teknolojik donanımlara sahip olduğunu kaydeden Kılıç Aksu, “Dijital diş hekimliğinden de yararlanarak sıklıkla, ağız diş ve çene ameliyatları, özellikli implant uygulamaları, sabit, hareketli ve hibrid protez uygulamaları, restoratif diş tedavileri ve estetik uygulamalar ile sabit ve hareketli ortodontik tedaviler yapılmakta, gerekli durumlarda lokal anestezi dışında, ameliyathanelerimizde sedasyon ya da genel anestezi altında, hem yetişkin hem de çocuk hastalarımızın tedavileri güvenli, konforlu ve hızlı bir şekilde tamamlanmaktadır” ifadelerini kullandı.
İzmir Medicana İzmir’de ‘Gastrointestinal Sistem Kanserlerinde Tedavi’ sempozyumu düzenlendi Medicana Onkoloji Grubu Toplantıları kapsamında Medicana İzmir Hastanesi’nde “Gastrointestinal Sistem Kanserlerinde Tedavi” sempozyumu gerçekleştirildi. Sempozyumda konuşan Medicana Sağlık Grubu Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Lütfiye Demir, dünyada sık görülen kanser türlerinden biri olan sindirim sistemi kanserlerinin tedavisinde yeni gelişmeler olduğunu, bu güncel gelişmeleri paylaşmak için Türkiye’nin dört bir yanından, bu alandaki farklı branşlardan önemli isimlerin bu sempozyumda bir araya geldiğini söyledi. Sindirim sistemi anlamına gelen ‘gastrointestinal sistem kanserleri’ alanında çalışan Türkiye’nin farklı şehirlerinden gelen onkoloji ve cerrahi uzmanı hekimler, Medicana International İzmir Hastanesi’nde düzenlenen ‘Gastrointestinal Sistem Kanserleri Sempozyumu’nda biraraya geldi. Toplantının açılışında konuşan Genel Müdür Dr. Ulvi Ünal, onkoloji alanında güçlü bir ekiple önemli bir merkez durumunda olduklarını belirterek, bu alanda yapılacak bilimsel toplantılara ev sahibi yaptıklarını ve bu toplantıların devamının geleceğini söyledi. “Her 6 ölümden biri kansere bağlı” Prof. Dr. Mustafa Oktay Tarhan ve Prof. Dr. Deniz Yalman moderatörlüğünde gerçekleştirilen, ‘özofagus ve mide kanserlerinde tedavi’ oturumunda ilk olarak Uzm. Dr. Murat Keser söz aldı. Özofagus ve mide kanserlerinde etyoloji, risk faktörler, ve prevansiyon alanına yönelik bilgilendirmelerde bulunan Keser, her 6 ölümden biri ve bulaşıcı olmayan hastalıklara bağlı ölümlerden birinin kansere bağlı olduğunu vurguladı. 2050 yılında tahmini olarak en az 35 milyon yeni tanının olacağını söyleyen Keser, erkeklerde prostat kanseri, kadınlarda ise meme kanserinin ön planda olduğunu, özofagus kanserinin de en sık görülen 11’inci kanser olarak yer aldığını söyledi. SCC etnoloji ve risk faktörlerinin neler olduğunu anlatan Keser, alkol ve tütün kullanımının majör risk faktörleri arasında görüldüğünü, onun dışında herediter faktörler, yüksek sıcaklıkta gıda, kötü ahız hijyeni, özofagus hastalıkları, gastrektomi hastalıklarının risk faktöründe bulunduğunu ifade etti. Mide kanseri hakkında da bilgilendirme yapan Uzm. Dr. Murat Keser, her yıl bir milyona yakın vakanın çıktığını ve 600 binin üzerinde ölüme sebebiyet verdiğini kaydetti. Keser ayrıca düzenli egzersizin birçoğunun kanser tipinde koruyucu olduğunu da belirtti. Özofagus ve mide kanseri konuşuldu Oturumun ikinci konuşmacısı olan Prof. Dr. Sinan Ersin de ‘özofagus ile mide kanserlerinde cerrahi prensipler’ konusu üzerine bilgilendirmelerde bulundu. D0 rezeksiyonun kanser rezeksiyonuna uygun olmadığını söyleyen Prof. Dr. Ersin, “Erken mide kanserinde özellikle mukozaya sınırlı tümör olduğunda, günümüzde endoskopik yöntemler de kullanılabiliyor. Örneğin evre 1’de iri diferansiye ve bir buçuk santimden küçükse, buna T1, D ise rezeksiyon yapılması gerekiyor. T2 ve T4 arası tümör söz konusuysa, D2 diseksiyon yapmamız öneriliyor” ifadelerine yer verdi. “En çok kullanılan ‘siewert’ sınıflandırması” Mide kanseri tedavisine yönelik de bilgiler aktaran Ersin, ameliyat modelinin bir sınıflandırmaya göre yapıldığını, bu alanda en çok kullanılan sınıflandırmanın ‘siewert sınıflandırması’ olduğunu anlattı. Sempozyumun yarın gerçekleştirilecek ikinci oturumunda ise, ‘kolorektal kanserler’, ‘metastatik hastalıkta tedavi’ ve ‘peritoneal karsinomatozda sitoredüktif cerrahi-hipec ve moleküler bazlı tedaviler’ konuları ele alınacak.