EKONOMİ - 09 Ocak 2025 Perşembe 11:05

L’Oréal, Cell BioPrint teknolojisini CES 2025’te tanıttı

A
A
A
L’Oréal, Cell BioPrint teknolojisini CES 2025’te tanıttı

Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Grup, CES (Consumer Electronics Show) 2025’te cilt bakımında yenilik getirecek L’Oréal Cell BioPrint cihazını tanıttı. Cildin yaşlanma sürecini anlamayı ve ihtiyaçlara en uygun bakım çözümleri sunmayı mümkün kılan taşınabilir cihaz, ileri düzey proteomik bilimini kullanarak, kısa bir sürede kişiye özel cilt analizi sağlıyor.



Cell BioPrint cihazı ile insan vücudundaki mekanizmaların cildin görünümünü nasıl etkileyebileceğini inceleyen bir teknoloji sunan L’Oréal’in, cilt bakımında yeni bir dönemi başlatması planlanıyor. CES (Consumer Electronics Show) 2025’te tanıtılan cihazın yine bu yıl içerisinde Asya’da pilot uygulamaya geçmesi planlanıyor.



Yapılan açıklamaya göre, cihaz cildin ne kadar hızlı yaşlandığını hesaplayarak yaşlanma belirtilerini yavaşlatmak için kişiye özel öneriler sunmayı amaçlarken, belirli aktif bileşenlerin ciltte nasıl bir etki oluşturacağını öngörerek doğru ürün seçiminde yardımcı oluyor. Ayrıca cilt sorunları (koyu lekeler, geniş gözenekler vb.) ortaya çıkmadan önce potansiyel cilt sorunlarını tahmin edip önleyici adımlar öneriyor. Dakikalar içerisinde kişiselleştirilmiş bir cilt değerlendirmesi sunan cihaz, cilt yaşlanması ve bakımına dair önemli bilgiler sağlıyor.



Markanın Longevity Integrative Science teknolojisi (Uzun Ömür Entegre Bilim Teknolojisi )ve Koreli girişim NanoEnTek desteğiyle üretilen cihaz ile ilgili L’Oréal Grup Araştırma, İnovasyon ve Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barbara Lavernos şunları söyledi: "Şirket olarak her zaman güzelliğin geleceğini şekillendiriyoruz. Cilt, insanların sağlığı ve iyiliği için büyük bir öneme sahip. Cell BioPrint ile, cildin derinlemesine analizi sayesinde insanların cilt bakımına dair daha bilinçli ve kişiselleştirilmiş kararlar almalarını sağlamayı amaçlıyoruz. Bu cihaz, cilt sağlığını ve güzelliğini korumanın yanı sıra, uzun ömürlülüğüne katkıda bulunmayı da mümkün kılıyor."



5 dakika içinde analiz


Açıklamaya göre, şirketin ileri araştırma ekibi, sağlıklı ve genç görünen cildin biyoişaretçilerini ilk kez keşfederek, cilt yaşlanmasını daha doğru ve hızlı bir şekilde analiz etmenin önünü açtı. Bu yenilikçi teknolojiyi kullanan Cell BioPrint, NanoEnTek’in biyolojik sıvıları analiz edebilen çipleriyle, ciltteki biyoişaretçilerin varlığını 5 dakika içinde ölçebiliyor.


Basit işlemlerle cilt analizi mümkün



Cihaz, cilde yerleştirilen bantların, tampon çözeltisine batırılmasıyla kullanılıyor. Çözeltiyi cihazın kartuşuna yerleştirip analizi başlatan cihaz aldığı örnekleri işlerken Skin Connect cihazı kişinin yüzünün birkaç fotoğrafını çekerek cilt analizini tamamlıyor.



9 CES İnovasyon Ödülü’ne sahip olan L’Oréal, HAPTA, Brow Magic, Hair Reader, Person Skin, Absolue Dual-LED youth Treatment, E-Shade Finder, Water Saver, Rouge Sur Mesure cihazları ile ödüllere layık görüldü. CES 2024’ün açılış konuşmasını ise güzellik firması olarak L’Oréal gerçekleştirmişti.



Kişiselleştirilmiş cilt bakımına olan talep artıyor


Açıklamaya göre, dünya genelindeki cilt bakım pazarının, 2024 yılı itibarıyla 125 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu büyüme, tüketicilerin benzersiz ciltleri için daha fazla bilgi ve daha etkili ürünler arayışına devam etmelerinden kaynaklanıyor. Yakın tarihte yapılan bir araştırmaya göre, ABD’deki 2 bin cilt bakım kullanıcısının yaklaşık yüzde 80’i, cilt bakımlarında en uygun ürünü bulmak için deneme yanılma yöntemine başvuruyor. Bu durum, kişiye özel cilt bakım çözümlerine olan ihtiyacın ne kadar arttığını gösteriyor.



L’Oréal, Cell BioPrint teknolojisini CES 2025’te tanıttı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri MHP’li Özdemir: "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisinde" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Cumhurbaşkanlığına bağlı bazı kuruluşların bütçe görüşmelerinde Türkiye Büyük Milleti’nde (TBMM) aldığı sözde, "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisindedir" dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, TBMM’de yapılan Cumhurbaşkanlığına bağlı bazı kuruluşların bütçe görüşmelerinde söz aldı. Özdemir görüşmelerde yaptığı konuşmada, "İnsanlık sanayi devriminin ardından girdiği ve yüksek hızla devam eden ilerleme sürecine 1940’lı yıllardan sonra uzaya ve başka gezegenlere erişim, böylelikle de rekabetin yeni koşullarına uzanan süreçle başlamıştır. Bu çabalar bilgisayar teknolojisinin ve uzaktan haberleşme imkânlarının getirdiği diğer koşullarla istihbarat çalışmalarını ve faaliyetlerini de derinden etkilemiştir. Belirsizliğin, düzensizliğin ve meydan okumaların fazlalaştığı mevcut zaman diliminde ise yeni bir kırılmayla daha karşı karşıyayız. Haber kaynakları ve bunların güvenilirlik derecesi her ne kadar fazla, hatta çoğu da açık alanlardan temin edilse bile analiz ve işleme yeteneği açısından teknolojinin getirdiği yüksek kazanımlar, devletlerarası verilen mücadelede fark oluşturmaktadır. Bu sebeple Milli İstihbarat Teşkilatının başta kuantum teknolojisi olmak üzere ileri nesil yapay zekâ ekosistemine sahip olması elzem hale gelmiştir. Karar alma süreçlerinde son derece değerli katkıları olan milli şuura sahip inanmış kadroların sergilediği üstün gayretler kadar, teknoloji ile doğru yöntemlerle harmanlanmış bir çalışma sistematiğinin, muadil istihbarat kuruluşlarıyla kıyaslandığında kendi kurumlarımızı farklı ve üstün kılmasını sağlamak gerekir. Allah, vatan, namus; yani Kur’an, bayrak ve silah üzerine edilen şerefli yeminlerin tutulması için sergilenen üstün gayretlerle verilen emeklerin hedefe tam manasıyla ulaşması için teknolojiden azami ölçüde istifade edilmelidir. Bu durum espiyonaj faaliyetleri kadar kontraespiyonaj alanında da Türk mührünün vurulması mecburiyetini doğurur. Son dönemlerde ülkemize karşı yürütülen bazı casusluk faaliyetlerinde şimdiye kadar alışılagelmedik metotların kullanıldığının anlaşılması da bizi buna mecbur kılmaktadır. Malum ve meşum yapılanmaların mensubu bulunduğu ülkelerin durumuyla, bilhassa savunma sanayimizle alakalı yürüttükleri anlaşılan uğraşları dikkate alındığında, resmi yahut özel tüm savunma sanayi kuruluşlarımızın hem fiziki hem de veri güvenliklerinin tesis edilebilmesi için ayrı bir politika geliştirilmesinin de gelinen aşamada elzem olduğu anlaşılmaktadır" dedi. "Bölgesinde lider Türkiye" Türkiye’nin, Cumhur İttifakı’nın dirayetli duruşu ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin getirdiği istikrarlı yapıyla bölgesinde lider, küresel seviyede de giderek, daha da fazla söz sahibi olmayı başardığını dile getiren Özdemir, "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisindedir. Terörsüz Türkiye’nin hayata geçmesiyle beraber ülkemizin küresel bir güç olması istikametinde kararlılıkla ilerleyişinde İletişim Başkanlığımızın da sorumluluğu oldukça fazladır. Zira aynı anda beş lobi, küresel seviyede ülkemize karşı hem kamuoylarını hem de diğer ülkelerin karar alma mekanizmalarını etkileyebilmek için aktif bir faaliyet yürütmektedir. Rum, Ermeni, Siyonist ve Hindu lobilerine ilave olarak İslamofobik yapılanmalar doğrudan Türkiye’yi kötüleyecek, uluslararası itibarımıza saldıran, aziz milletimiz arasında kin ve nefret tohumları ekmek üzere FETÖ ile de işbirliği yapmak suretiyle uğraş vermektedir. Bu şartlarda gerek bölgesel ve uluslararası politikalarımız, gerekse küresel barış ve istikrarın tesisi için sürdürdüğümüz gayretlerimizin sağlıklı mekanizmalarla doğru biçimde anlatılması önemlidir. Sosyal medyanın psikolojik harekâtlar ve beşinci kol faaliyetleri için de ana mecralar haline geldiği gerçeği göz ardı edilmemelidir. Dünya ile beraber ülkemiz de belirsizliklerle dolu ve öngörülemez bir iklimde artık her an tetikte ve teyakkuzda olunmalıdır. İletişim Başkanlığımız da bu anlamda yedi gün, yirmi dört saat uyanık ve şuurlu olmak durumundadır. Bu çabalarda kamu yayıncısı olarak önemli bir sorumluluğu yerine getiren TRT’nin de faaliyetlerini başarılı bulduğumuzu ifade etmek istiyorum. Türk milletinin gür sesini ve Türkiye’nin tezlerini küresel seviyeye ulaştırmada etkili bir yayıncılık anlayışı sürdüren TRT’nin milli değerlerimizden olduğu unutulmamalı, kurumsal niteliğinin yıpratılmaması için herkes gereken hassasiyeti göstermelidir" ifadelerini kullandı.