GÜNDEM - 06 Şubat 2025 Perşembe 09:52

Mühendis Tek-Sen Enerji Sendikası: "İnsan hayatını koruma misyonu, mühendislik projelerinin merkezine yerleştirilmeli"

A
A
A
Mühendis Tek-Sen Enerji Sendikası: "İnsan hayatını koruma misyonu, mühendislik projelerinin merkezine yerleştirilmeli"

6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçse de acılar tazeliğini koruyor. Bölgenin yeniden inşası için çalışmalar devam ederken Türkiye’nin deprem gerçeğine karşı yeterli bilinci kazanıp önlemler alması, olası felaketleri en az zararla atlatmak için büyük önem taşıyor. Kamu mühendislerinin afet yönetimi ve yapı denetimi gibi kritik alanlardaki rollerini güçlendirmek için bir model geliştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Mühendis Tek-Sen Enerji Sendikası Genel Başkanı Mümin Güler, mühendislerin eğitim ve yetkinlik seviyelerinin artırıldığı takdirde afetlerle mücadele edilebileceğini vurguladı.



Kamu mühendisleri ve teknik personelin sesi olan Mühendis Tek-Sen Enerji Sendikası, 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde afetlere karşı alınması gereken önlemleri bir kez daha yineledi. Depreme karşı topyekûn mücadelenin uluslararası mühendislik standartları, insan hayatını koruma misyonu, yapı denetim süreçleri, kamu mühendislerinin rollerinin güçlendirilmesi ve yeniden inşa süreçlerinin tamamının dikkate alınarak yürütülmesi gerektiğini söyleyen Mühendis Tek-Sen Enerji Genel Başkanı Mümin Güler, Türkiye’nin bu konuda en ufak bir vakit kaybına tahammülünün olmadığına dikkat çekti.



"Mevcut yapılar da depreme karşı güvenli değil"


"Kahramanmaraş merkezli depremler; yapıların depreme dayanıklı olması, güncel deprem yönetmeliklerine uygun olarak tasarlanması ve güçlendirilmesi gerektiğini bir kez daha ortaya çıkardı" diyen Mümin Güler, şu açıklamalarda bulundu: "Deprem öncesi ve sonrası erken uyarı sistemleri ile izleme teknolojilerinin kullanılması, mühendislik alanında dikkate alınması gereken önemli bir konu halini aldı. Ayrıca depreme karşı yapıların esnekliği artırılmalı ve sismik izolasyon gibi teknikler kullanılmalı. Eski binaların güçlendirilmesi de büyük bir önem arz etmekte çünkü mevcut yapılar da depreme karşı güvenli değil. Mevcut yapı stoğunda kamusal, özel, tüzel demeden zayıf binaları tespit ettikten sonra yıkmalı, güçlendirilebilecek olanları ise güçlendirmeliyiz."



"Kentsel dönüşüm projeleri genellikle aceleye getirilerek gerçekleştiriliyor"


Türkiye’de inşaat mühendisliği ve bina güvenliği alanındaki standartların teorik yeterliliğinin uygulamada tam olarak sağlanamadığını belirten Güler, "Deprem yönetmeliği gibi önemli mevzuatlar güncel olsa da eski binaların güçlendirilmesi ve uygulama konusunda yetersizlikler yaşanabiliyor. İnşaat süreçlerinde denetim eksiklikleri, yapıların standartlara uygunluğunu olumsuz etkiliyor. Zemin etüdü ve jeoteknik incelemeler, yeterince dikkate alınmıyor, bu da büyük riskler oluşturabiliyor. Ayrıca, inşaat mühendislerinin ve diğer ilgili profesyonellerin sürekli eğitim alması ve halkın bina güvenliği konusunda bilinçlendirilmesi önemli. Kentsel dönüşüm projeleri de genellikle aceleye getirilerek yeterli güvenlik önlemleri alınmadan gerçekleştirilebiliyor. Son olarak, inşaat sektöründe kullanılan malzeme kalitesinin artırılması ve standartlara uygunluğun denetlenmesi gerekiyor. Bu alanlarda yapılacak iyileştirmeler, daha güvenli ve dayanıklı yapılar inşa edilmesine olanak sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.



Mühendislerin talebi, bağımsızlıklarını koruyabilecekleri bir çalışma ortamı


Mühendislik projelerinin temelinde tasarım aşamasından itibaren insan hayatını koruma misyonunun yer alması gerektiğine dikkat çeken Güler’e göre yapıların depreme, elektrik aksamında doğabilecek sorunlara, yangına ve diğer tehlikelere karşı dayanıklı olması, çevresel ve toplumsal etkilerin dikkate alınması gibi unsurlar bu misyonun bir parçası durumunda. Kamu mühendislerinin özellikle afet yönetimi ve yapı denetimi gibi kritik alanlardaki rollerini güçlendirmenin büyük öneme sahip olduğunu ifade eden Güler, sözlerine şöyle devam etti: "Kamu mühendislerinin afet yönetimi ve yapı denetimi gibi kritik alanlardaki rollerini güçlendirmek için bir model geliştirilirken, öncelikle mühendislerin eğitim ve yetkinlik seviyelerinin artırılması gerekiyor. Bu doğrultuda, mühendislerin sürekli eğitim alacağı, afet yönetimi ve yapı denetimi gibi konularda uzmanlaşabilecekleri sertifikasyon programları oluşturulmalı. Ayrıca, mühendislerin bağımsızlıklarını koruyabilecekleri bir çalışma ortamı sağlanmalı ve görevlerini tarafsız bir şekilde yerine getirmeleri için hukuki düzenlemeler güçlendirilmeli. Son olarak, kamu mühendislerinin afet ve yapı denetimi gibi kritik alanlarda daha etkin olabilmesi için bir iş birliği ve koordinasyon ağı oluşturulmalı, farklı kurumlar arasında güçlü bir iletişim sağlanmalı. Bu model, mühendislerin görevlerini daha verimli ve güvenilir bir şekilde yerine getirmelerine yardımcı olacaktır."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Ziraat Türkiye Kupası: Konyaspor: 1 - Antalyaspor: 0 (Maç sonucu) Ziraat Türkiye Kupası B Grubu ilk hafta maçında Konyaspor, konuk ettiği Antalyaspor’u 1-0 mağlup etti. Maçtan dakikalar (İkinci yarı) 71. dakikada sol kanattan topu taşıyan Guilherme topu Melih’e yolladı. Melih’in, Bardhi’yle duvar pası yaptıktan sonra vurduğu şutta meşin yuvarlak dışarı çıktı. 90+3. dakikada Yakub’un sağ kanattan açtığı ortada kaleci Deniz topu kontrol edemedi. Boşta kalan topa Ballet vurdu, kale önünde Jevtovic araya girerek topu engelledi. Hakemler: Kadir Sağlam, Kerem Ersoy, Murathan Çomoğlu Konyaspor: Deniz Ertaş, Andzouana, Uğurcan Yazğılı (Yasir Subaşı dk. 75), Utku Eriş, Guilherme, Jo Jin-Ho (Bardhi dk. 63), Tunahan Taşçı (Stefanescu dk. 87), Bjorlo, Melih İbrahimoğlu (Kaan Akyazı dk. 87), Muleka (Jevtovic dk. 75), Umut Nayir Yedekler: Bahadır Güngördü, Pedrinho, Calusic, Melih Bostan, Esaat Buğa Teknik Direktör: Çağdaş Atan Antalyaspor: Julian, Samet Karakoç, Giannetti, Hüseyin Türkmen, Ensar Buğra Tivsiz (Bünyamin Balcı dk. 81), Ceesay (Soner Dikmen dk. 73), Saric (Hasan Yakub İlçin dk. 81), Storm, Abdülkadir Ömür (Gueye dk. 73), Ballet, Doğukan Sinik (Van De Streek dk. 46) Yedekler: Kağan Arıcan, Paal, Dzhikiya, Ali Demirbilek, Ege İzmirli Teknik Direktör: Alaattin Gülerce Gol: Tunahan Taşçı (dk. 21) (Konyaspor) Sarı kartlar: Bjorlo, Utku Eriş, Deniz Ertaş (Konyaspor), Ballet, Ceesay (Antalyaspor) Kırmızı kart: Çağdaş Atan (Teknik Direktör) (Konyaspor)
Ankara Bakan Işıkhan açıkladı: 2026 yılı asgari ücret belli oldu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "1 Ocak 2026 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere net asgari ücret 28 bin 75 lira, brüt asgari ücret tutarı ise 33 bin 30 lira olarak belirlenmiştir" dedi. Çalışanları ve dolaylı olarak toplumun tamamını ilgilendiren yeni asgari ücretin belirlenmesine yönelik süreç sona erdi. İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2026’da geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında üçüncü toplantısını gerçekleştirdi. Toplantı, Bakan Işıkhan’ın başkanlığında saat 18.00’de başladı. Toplantının ardından Işıkhan, 2026 yılı için geçerli olacak asgari ücreti açıkladı. "Talep ve tekliflere kulaklarımızı kapatma lüksümüz bulunmamaktadır" Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 12 Aralık’ta başlattığı müzakerenin tamamlandığını ve yeni Asgari Ücret miktarının tespit edildiğini belirten Işıkhan, "Bakanlık olarak çalışma hayatımızda, sosyal diyaloğun bir gereği olarak, tüm istişare mekanizmalarını aktif bir şekilde işlettik. Tabii bu süreçte, sizin de çok yakından takip ettiğiniz gibi, bakanlık olarak biz, her iki taraf arasındaki hakemlik rolümüzün gerektirdiği şekilde, hem işçi temsilcilerimizle hem de işveren temsilcilerimizle görüşmelerimizi kararlılıkla sürdürdük. Bu süreçte işçi konfederasyonlarımızla da, işveren temsilcileriyle de görüşmelerimizi yaparak, fikirlerini aldık ve onları, karar alma sürecine dahil ettik. Şartlar ne olursa olsun, nihai karar nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, bizim devlet olarak; sosyal paydaşlarımızla iletişimi kesme, talep ve tekliflere kulaklarımızı kapatma lüksümüz bulunmamaktadır. Ortak hareket, uzlaşı ve istişare kültürü oluşturan sosyal diyalogun çalışma hayatımızın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesinin, ön şartı olduğuna inanıyoruz" diye konuştu. "Satın alma gücünün korunması ve yaşam kalitesinin geliştirmesini hedeflemekteyiz" İşçilerin de işverenlerin de çalışma hayatının asli unsurlar olduğunu ifade eden Bakan Işıkhan, "Bugüne kadar ülkemizin ve milletimizin istikbali için, nasıl birlikte çalışıp birlikte alın teri döktüysek Türkiye’yi, nasıl el ele verip birlikte büyüttüysek; bundan sonra da aynı birlik ve beraberlik ruhuyla aynı hedeflere yürümeye devam edeceğiz. Bu ülke çok kısa süreler içinde ekonomik saldırılar, büyük depremler yaşadı, dünya çapında pandemi yaşadı, küresel krizler yaşadı, bölgemizdeki savaşların, enerji krizlerinin ve tedarik zinciri kırılmalarının tam ortasında kaldı. Geçmişte nasıl olduysa, bundan sonra da her iyileşme, her ilerleme, her büyüme ve kalkınma, vatandaşımıza refah artışı olarak dönmeye devam edecektir. Bu bizim en temel anlayışımız, en temel yaklaşımımızdır. Asgari ücrette de, diğer meselelerde de esas olan, yapılan artışların; çarşıda, pazarda, market raflarında, etiketlerde eriyip gitmemesidir. Yapılan artışlarla; vatandaşımızın satın alma gücünün korunması ve yaşam kalitesinin geliştirmesini hedeflemekteyiz" şeklinde konuştu. "Hiçbir zaman muhalefetin popülist yaklaşımlarını da ciddiye almadık" Popülist olmadıklarını dile getiren Işıkhan, "Hiçbir zaman muhalefetin popülist yaklaşımlarını da ciddiye almadık. Biz işimize baktık, çalıştık, ve projelerimizle, eserlerimizle vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına en uygun, en reel politikaları geliştirdik ve hayata geçirdik. Biz 23 yıldır, AK Parti olarak, günü kurtaran değil, geleceği inşa eden bir anlayışla hareket ediyoruz. Türkiye Yüzyılı’nı; emeğin kıymet gördüğü, çalışanın hakkının korunduğu, büyümenin tabana yayıldığı bir yüzyıl yapmakta da kararlıyız. Bakanlık olarak gerçekleştirdiğimiz tüm çalışmalarımızda, hedef ve önceliklerimizde Türkiye’nin küresel dönüşümde; güçlü, rekabetçi, üretim odaklı ve aynı zamanda ’kimseyi dışarıda bırakmayan’ bir çalışma hayatı vizyonu inşa etme çabamız vardır" ifadelerini kullandı. "Temel hedefimiz işçilerimizi de, işverenlerimizi de memnun edecek, bir denge seviyesinin tespit edilmesidir" Türkiye’nin yarınlarının, bugünün emek ve üretim gücünü daha nitelikli hale getirerek güvence altına alınabileceğini vurgulayan Işıkhan, "Bu anlayışla, asgari ücrette de çalışanlarımızın hakkını ve emeğini enflasyona ezdirmeyecek, işverenlerimizi mağdur etmeyecek; en doğru ve en makul, ortak noktada fikir birliğine varmak, sadece mali kazanımlar için değil aynı zamanda toplumsal barış ve dayanışma şuurumuz bakımından da hayati bir öneme sahiptir. Burada temel hedefimiz işçilerimizi de işverenlerimizi de memnun edecek, bir denge seviyesinin tespit edilmesidir. Bu sebeple bugün açıklayacağımız kararın bu dengeyi gözetecek nitelikte olması için yoğun çaba harcadığımızı özellikle vurgulamak isterim. Bu süreçte olumlu yaklaşımları dolayısıyla tüm sosyal paydaşlarımıza teşekkür ediyorum" dedi. "1 Ocak 2026 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere; net asgari ücret 28 bin 75 lira olarak belirlenmiştir" Son olarak asgari ücreti açıklayan Bakan Işıkhan, şu ifadelere yer verdi: "1 Ocak 2026 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere net asgari ücret 28 bin 75 lira, brüt asgari ücret tutarı ise 33 bin 30 lira olarak belirlenmiştir. Yaptığımız bu artışla asgari ücreti; geçtiğimiz yıla göre yüzde 27 oranında artırmış oluyoruz. Asgari ücrette 2002 yılına göre nominal olarak 171 kat, reel olarak ise yüzde 251’lik bir artış sağlamış bulunuyoruz. Ayrıca geçtiğimiz yıl bin lira olarak uyguladığımız asgari ücret desteğini önümüzdeki yıl bin 270 lira olarak uygulamaya devam edeceğiz. Yeni ücret ile birlikte çalışanlarımızı; enflasyona ezdirmeme sözümüzün arkasında olduğumuzu bir kez daha vurgulamak isterim. Devletimiz; tüm kurum ve kuruluşlarıyla işçimizin, işverenimizin ve vatandaşımızın yanında olmaya devam edecektir."