SPOR - 05 Eylül 2025 Cuma 11:03

Mustafa Alper Avcı’dan Türk futboluna dair çarpıcı açıklamalar!

A
A
A

İngiltere’de Manchester City başta olmak üzere birçok kulübün altyapısında antrenörlük yapan ve şu an ise İstanbulspor’da teknik direktörlük görevini yürüten Mustafa Alper Avcı, Türk futbolunun gerek yapısal olarak gerekse de oyun anlamında Avrupa’daki birçok ligin gerisinde kaldığını söyledi.

İngiltere’de başta Manchester City olmak üzere Chorley ve Port Vale gibi kulüplerin altyapılarında antrenörlük yaparak edindiği deneyimlerle dikkat çeken İstanbulspor Teknik Direktörü Mustafa Alper Avcı, futbolun temelinde disiplin, planlama ve genç oyunculara güven olduğunu vurguladı. Avcı, hem İstanbulspor’un hedefleri hem de Türk futboluna ilişkin İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu.

"Tarihsel bir geçmişi olan köklü bir camiaya sahibiz"

Mustafa Alper Avcı, İstanbulspor’un kulüp yapısını ve hedeflerini değerlendirerek, "Tarihsel bir geçmişi olan köklü bir camiaya sahibiz. Bu camiada görev yapmak mutluluk verici. Geçtiğimiz sene mevcut kadrodan ayrılan oyuncularımız oldu. Bu isimlerin yerine yeni oyuncular dahil ettik. Hepsi alt yaş gruplarında, kendi takımlarında ve milli takımlarda potansiyeli olan yüksek yeteneğe sahip oyuncular. Süper Lig’de kalmış, tecrübe edinmiş ama diğer taraftan da oyuncu yetiştirmiş, yetiştirdiği oyuncuları da gerek büyük takımlara gerekse de milli takımlara dahil etmiş bir İstanbulspor’dan bahsediyoruz. Amacımız hem rekabetin içinde olmak, rekabetle de beraber bünyemizdeki genç oyuncuların potansiyelini ortaya çıkarmak ve onlara katkı sağlayıp Türk futboluna, dünya futboluna pazarlamak" ifadelerini kullandı.

"Sahada problem çözebilen oyuncu profili oluşturmak amacımız"

Oyun anlayışını da anlatan Avcı, savunma ve hücumun ayrılamayacağını belirtti. 44 yaşındaki teknik adam, "Oyunun içinde savunma ya da hücumu ayırt edemezsiniz. O yüzden disiplin anlamında sahada bizim ne istediğimizi bilen, bu doğrultuda problem çözebilen bir oyuncu profili oluşturmak amacımız. Gerektiğinde savunma yapan gerektiğinde hücumda doğru aksiyonları alan, sahada anlık problemleri çözebilen, analitik zekaya sahip oyuncular geliştirmek ya da yetiştirmek amacımız" şeklinde konuştu.

"Türkiye ve İngiltere arasında ciddi bir fark var"

Mustafa Alper Avcı, İngiltere’deki tecrübelerine değinerek, Türkiye ile aradaki en büyük farkın planlama ve sabır olduğunu aktardı. Avcı, "Türkiye ve İngiltere arasında ciddi bir fark var. Bizleri etkileyen kısmı ise öncelikle sabır. Bu sabrın neticesinde de belli bir yol haritası. Kulüpleri kendine özgü bir kulüp kimliği var. Bu Türkiye’deki en büyük eksiklerimizden bir tanesi. İngiltere’deki yapıda oyuncu küçük yaştan itibaren kulüp çatısı altına girdiğinde kendini o kulübe ait hissetmesi, A takım seviyesine geldiğindeki süreç itibarıyla o ihtiyaçları karşılayabilmek adına doğru eğitimin verilmesi ve o eğitim neticesinde de yetenekler potansiyele dönüşüyor. O doğru eğitimde birçok oyuncu bugün dünya sahnesinde çok erken yaşlarda şans bulabiliyor" diye konuştu.

"Türkiye’de skor odaklı, kısa vadeli sonuç bekleniyor"

Türkiye’ye döndüğünde görev aldığı kulüplerde en çok hangi konuda zorlandığına ilişkin başarılı teknik adam, "Adana Demirspor’da ortam ve beklentiler daha farklıydı. Ama İstanbulspor kendi ideallerimle örtüşen bir yapıya sahip. Fark dersek de bu sabır. Türkiye’de genel anlamda skor odaklı, kısa vadeli sonuç bekleniyor. Oyunun gelişimine katkı sağlamak için ise bir zaman gerekiyor. En büyük fark yurt dışı ile Türkiye arasındaki bence bu" cümlelerine yer verdi.

"Altyapıdaki en büyük problem eğitim"

Türk futbolunda altyapıdan oyuncu çıkarılamamasını yorumlayan Avcı, şunları dile getirdi:

"Altyapıdan oyuncu çıkaramama konusunda başlıca problem, kulüplerin kendine özgür bir kimliğinin olmaması. Altyapılarda gerek oyuncu gerekse antrenör anlamında doğru etiğimin olmaması da bunda etkili. Bana göre Türkiye’deki en büyük eksikliklerden bir tanesi antrenör eğitimi. Bu eğitimin yetersiz olmaması sebebiyle birçok antrenör yurt dışında kendini geliştirmek için bir uğraşa giriyor. Tabii diğer parametreler de beraberinde geliyor; tesisleşme, altyapıya bakış gibi.. 19, 20 yaşında oyuncuyu genç olarak nitelendirip, onların gelişimi için 2 ya da 3 sene zaman verilmesi ve 23 veya 24 yaşına gelmiş bir oyuncudan sahada performans beklenmesi de yanlış. O yüzden altyapıdaki eksiklerden bir tanesi eğitim ama eğitim ile beraber doğru bir planlamanın olmaması ve kulüplerin kendi profilini oluşturamamasını söyleyebiliriz."

"Premier Lig’de pas ve düşünce hızı çok farklı"

Mustafa Alper Avcı, Türkiye ile İngiltere arasındaki oyun farkına da dikkat çekerek, "İngiltere Premier Lig’de oyunun hızı, pasın hızı, düşünce hızı, taktiksel zeka ciddi farklılık oluşturuyor. Championship’te ise biraz daha fiziksel verilerin öne çıktığını gözlemleyebilirsiniz. Türkiye’ye göre pasın hızı, oyunun hızı farklı. Bu ritmi bulamadığınızda zaten ciddi farklılıklar oluyor. Topun oyunda kalma süresini de eklediğimizde maalesef tempodaki düşüklükler, maçtan maça fark eden oyun anlayışları en büyük fark" açıklamasını yaptı.

"Türkiye, birçok lig seviyesinin gerisinde"

Türk futbolunda transfere harcanan paraların sürdürülebilir başarıyı getirmediğini vurgulayan Avcı, "Diğer liglerdeki kulüp yapılarını doğru analiz ettiğimizde Türkiye olarak birçok lig seviyesinin çok gerisinde kaldığımızı gözlemleyebiliyoruz. Ekonomik anlamda bağımlıyız, altyapı vermediğimiz önem bizi transfere bağımlı hale getiriyor. Yurt dışına baktığımızda gerek antrenörlerin çalışma süresi gerek genç oyuncuların buldukları süre bizlerden katbekat daha fazla. Ülkemizdeki kulüplerin ekonomik anlamdaki yapılarını da gözlemlediğimizde ciddi anlamda problemli bir lig haline geliyoruz. Tabii ki çok değerli oyuncular Türkiye’ye geliyor; İlkay gibi, Ederson gibi.. Bu bizim ligimizin kalitesini gösterse de diğer tarafta gerçeklerle yüzleştiğimizde maalesef diğer liglere göre eksik kaldığımızı görebiliyoruz" diye konuştu.

"Avrupa’da başarı elde edilememesindeki sebep, taraftar ve sosyal medya baskısı"

Türkiye’de kulüplerin transfere büyük bütçeler ayırmasına rağmen Avrupa’da başarılı elde edilememesinin sebeplerini ise sarı-siyahlı takımın teknik direktörü, şu şekilde açıkladı:

"Avrupa’da başarı elde edilememesindeki birinci sebep, taraftar ve sosyal medya baskısı. Büyük camialarda bu beklentilere yönelik transferler yapılıyor. Ama Türkiye’de ciddi anlamda scouting departmanına sahip kulüp yok. Suyun başına scouting departmanı bulunuyor. İngiltere’de artık 6, 7, 8 yaş gruplarında kulüpler scout çalıştırıyor, kendi kulüp profiline uygun oyuncuyu bulabilme adına. Bizde maalesef böyle bir yapı olmadığı için taraftar ya da sosyal medyanın baskısıyla doğru oyuncu profiline sahip olmasa da transferler yapılıyor. Ayrıca her antrenörün kendine özgü bir taktiksel disiplini, anlayışı oluyor. Bunlar da değiştiğinde transferlerden verim alınamıyor ve saha sonuçları düşüyor. O yüzden öncelikle olması gerek kulübün bir profili, bu profile bağlı scouting departmanı, onunla beraber de yön verilen bir transfer politikası, genç oyunculara yatırımlar, devamında rekabete uygun ve altyapıdan gelen oyunculara da cevap verebilecek bir teknik direktörle kalıcı ve sürdürülebilir bir başarı sağlanabilir."

"Altyapıya yatırım yapmadığımız her gün zarar"

Kulüplerin ekonomik olarak içinde bulunduğu durumun iç açıcı olmadığı üzerinde duran Mustafa Alper Avcı, kurtuluş reçetesinin altyapıdan geçtiğini söyledi. İstanbulspor Teknik Direktörü Avcı, "Bu sebeple altyapıya yatırım yapmadığımız her geçen gün bizler adına zarar. Doğru bir yapılanma ve organizasyon kulüplerin sürdürülebilir başarısı için olmazsa olmaz. Transfere bağımlı takımlar olduğu sürece gerek ekonomik problemler gerekse de kaosun bitmediği kulüp yapılarıyla yüzleşiyoruz. Avrupa ile yarışmak istiyorsak altyapı yaşını 6, 7’ye kadar indirmemiz gerekiyor. Doğru antrenör profilleri oluşturmamız lazım. 6 - 9 yaş aralığında çalışan bir antrenörün birkaç sezon altyapıda çalıştıktan sonra Süper Lig’de antrenör olması bizim en büyük problemlerimizden bir tanesi" şeklinde konuştu.

"Ederson ve İlkay Gündoğan takımlarına katkı sağlayacaktır"

Avcı, Manchester City’den Fenerbahçe’ye transfer olan Brezilyalı eldiven Ederson ile Galatasaray’a gelen Türk asıllı Alman orta saha İlkay Gündoğan’ın transferlerini de değerlendirdi. Mustafa Alper Avcı, "Yıllarca çok üst seviyede oynamış değerli oyuncular. Türk futboluna mutlaka katkı sağlayacaklardır. Orkun Kökçü’nün Beşiktaş’a gelmesini de sayabiliriz, bu kulüplerin marka değerini yükseltiyor. Ama o oyuncuları tamamlayan, doğru nitelikte futbolcuları da bulabilmek, doğru kadro inşasını yapabilmek de önemli. Bence kesinlikle takımlarına katkı sağlayacaklardır. Ama bunun sonu yok, çok ciddi bonservisler. Evet, bu tür oyuncular alınmalı ama tamamlayıcı olarak kendi oyuncularımızı da yetiştirebilirsek zaten dünya futbolundaki elit kulüplerin yaptığı organizasyonların bir benzerini başarmış olacağız" ifadelerini kullandı.

"Milli takımda istikrar var"

A Milli Futbol Takımı’nın performansına değinen başarılı teknik direktör, kırmızı-beyazlı takımı sahada izlemenin keyif verdiğini aktardı. Avcı, "Milli takımda istikrar var. Montella çok değerli bir teknik adam. Türk futbolunu çok yakından tanıyor. Kendi oyun anlayışının ihtiyaçlarına yönelik oyuncuları seçebilen bir teknik adam. Genç bir jenerasyona sahibiz, çok değerli oyuncularımız var. Takımdaki tecrübeli isimlerin yanına birçok genç oyuncu dahil edildiğinde izlemesi keyif veren bir milli takım oluştu. Antrenöre sabır gösteriliyor. Oyuncuların katkısı da ortada. Gerek milli takım gerekse kulüp seviyesinde Avrupa ile yarıştığımız seviyeyi artırma şansımız olursa çok daha iyi bir milli takım göreceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

"Dünya Kupası’na gitmememiz için sebep yok"

Milli takımın geleceğine dair de umutlu konuşan Mustafa Alper Avcı, "Dünya Kupası’na gitmememiz için de bir sebep yok. Artık Türk futbolundan da yurt dışına birçok oyuncu ihraç edebiliyoruz. Avrupa’nın 5 büyük liginde oynanan oyunla kendi ligimizdeki oyun arasında ciddi fark var. Türkiye’deki oyun, bizim hedefimiz olmamalı. Avrupa’daki oyunu yakalayabilme adına doğru adımları atmalıyız. Yunus Akgün çok doğru bir örnek. İngiltere’de geçirdiği bir sezon ve sonrasında Türkiye’ye dönüşü çok daha farklı oldu. O yüzden oyuncuların benzer tecrübeyi edinip tekrar Türkiye’ye dönmeleri bizleri belli bir noktaya taşıyacaktır. O yüzden Dünya Kupası veya Avrupa’da milli takımın başarısı kaçınılmaz ama yurt dışındaki oyuncu sayımızı ve kendi ligimizin keyfini artırmamız gerekiyor" diyerek sözlerini tamamladı.

Uygar Aydın - Mehmet Ekrem Ceylan - Saycan Sayım

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Meclis üyesini sıkıştırıp, aracı yumrukladı… O anlar kamerada Bursa’da Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Özlem Bodur, trafikte yol verme tartışması sonrası saldırıya uğradı. İddiaya göre yol vermediği gerekçesiyle öfkelenen şüpheli sürücü, Bodur’u takip ederek aracına saldırdı. O anlar kameraya yansırken, şüpheli çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Hamitler Mahallesi Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı üzerinde seyir halinde olan Özlem Bodur, yol verme meselesi nedeniyle tanımadığı bir sürücünün tepkisiyle karşılaştı. İddiaya göre şüpheli sürücü, bu nedenle trafikte Bodur’u sıkıştırarak sinkaflı el hareketlerinde bulundu. Sıkıştırma nedeniyle durmak zorunda kalan Bodur, bu sırada araçtan inen şahıs A.G.’nin saldırısına uğradı. Şüpheli önce aracın aynasını kırdı, ardından araca yumruk atıp olay yerinden uzaklaştı. O anlar kameraya yansırken, şüphelinin "Seninle görüşeceğiz, seni öldürürüm" şeklinde tehditlerde bulunduğu iddia edildi. Olay sonrası polis merkezine başvuran Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Özlem Bodur, maddi zarar oluşmadığını ancak hakaret ve tehditlere maruz kaldığını belirterek şikâyetçi oldu. Yapılan araştırmada söz konusu aracın sahibinin A.G. olduğu tespit edildi. Şüpheli A.G.’nin ifadesinde suçlamaların bir kısmını kabul ettiği öğrenildi. Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda adliyeye sevk edilen şüpheli A.G., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan, olayın ardından AK Parti ve MHP’li milletvekillerinden ve Meclis üyelerinden Özlem Bodur’a destek mesajları geldi. Milletvekilleri, trafikte şiddetin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak sürecin yakından takip edileceğini ifade etti.
Aydın Bir kişinin öldüğü kaçak define olayında 1 tutuklama Aydın’ın Efeler ilçesinde iddiaya göre define aramak için kaçak kazı yaparken girdiği tünelde mahsur kalan şahıs ekiplerin saatler süren arama çalışmasının ardından ölü olarak bulunurken, tünelin dışında bekleyen diğer şahıs ise jandarmadaki işlemlerinin ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, sabaha karşı Kalfaköy Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, define aramak için kaçak kazı yaptıkları iddia edilen şahıslardan biri açtıkları tünele girdi. Dışarıda kalan T.Y. (44) içerideki Sezer Ayhan (32) isimli arkadaşından uzun süre haber alamayınca durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye jandarma, AFAD, UMKE, Jandarma Arama Kurtarma Ekibi (JAK) yönlendirildi. Kısa sürede bölgeye gelen ekipler tünel içerisindeki Ayhan’a ulaşmak için çalışma başlattı. Yaklaşık 20 metre uzunluğundaki tünelin uzun ve dar olması ekiplerin çalışmalarını güçleştirirken, saatler süren kurtarma çalışmalarının ardından Ayhan ölü olarak bulundu. İzmir İl Afet Müdürlüğü’nden getirilen temiz hava besleme sistemi ile mahsur kaldığı tünelden ölü olarak çıkarılan Ayhan’ın cansız bedeni hastane morguna kaldırılırken, kesin ölüm nedeni yapılacak olan otopsinin ardından belli olacak. Tutuklandı Tünel dışında kalan T.Y. isimli şahıs jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen T.Y. çıkartıldığı adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İstanbul Emre Belözoğlu: "Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var" Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, minimum 7-8 transfer yapılması gerektiğini söyledi. Trendyol Süper Lig’in 17. haftasında Kasımpaşa deplasmanda oynadığı Galatasaray’a 3-0’lık skorla yenildi. Mücadelenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, "Galatasaray’a karşı yapabileceğimiz net bir şekilde detaylandırdığımız yerler vardı. Oyunu tutmak adına bence elinden geldiğince uygulamaya çalışan bir oyuncu grubum var. Oyunu 1-0 tuttuk. Galatasaray geçiş yaparken, topu kaptırdığınızda geçişe geçişte güçlü bir takım. Set hücumunda güçlü bir takım. İki tarafı da çok iyi oynayabilen bir takım. Bunun hazırlığını yapmıştık. 1-0 giderken 65-70’te hamle yaptık. Hamlenin karşılığında da biraz daha cüretkar oynamaya çalıştık. Böyle olunca da biraz daha onların daha rahat alan bulmasını vesile oldu. Hücum anlamında isteklerimizi yapamadık. Defans anlamında belli alanlarda Galatasaray’ı sıkıştırdık. Oyuncularımın isteğini, arzusunu görebiliyorum. Devreyle beraber değişmemiz gerekiyor. Kasımpaşa ilk defa sahasında maç kazanmadan devreyi bitirdi. O yüzden takımımızda değişim kaçınılmaz gibi duruyor. Hemen yarından itibaren 3 gün antrenman yapacağız. 2 Ocak’ta kampa gideceğiz. Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var. İnşallah bunu yaparız" diye konuştu. Gelmeden önce kadroyla ilgili ekibiyle değerlendirme yaptığını ifade eden Belözoğlu, "Buna rağmen en iyisini yapmak için buradayız. Kadroyu güçlendireceğimizi düşündüğümüz bir devre arası var. Bence Kasımpaşa’nın bunu yapması gerekiyor. Kerem (Demirbay) iyi bir oyuncu. İsmi geçen oyunculardan biri de o. Topu tutmada, yönlendirmede o benim istediğim oyunu ortaya çıkabilecek bu tarz oyunculara ihtiyaç var gibi görünüyor. Ceyhun Bey’le görüştük, başkanlarımızla görüştük. Takımın güçlenmesi adına bir şeyler yapabileceğimizi düşünüyorum. 17 maçın minimum 8-9 galibiyet çıkarabilecek bir takım inşa edeceğiz. Şikayet edecek durumda değilim. Şikayet etmemeliyim bu kadroya geldiysem. Bugün planlarımızın bazıları tuttu, bazıları tutmadı. Karşımıza güçlü bir takım vardı" şeklinde konuştu. "Elimde peynir, domates varken, kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli" Elindeki kadroyla iyi işler çıkarmaya çalıştığını vurgulayan Emre Belözoğlu, "Elindeki malzemeyle en iyi lezzeti çıkarabilecek oyunu yapmak durumundayım. Elimde peynir, domates varken, ben sadece peynirli domatesli en güzel pizzayı yapmalıyım. Kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli. Bu işin gerçeği budur. Teknik adamlar bir şeyleri konuşurken biraz daha gerçekçi yaklaşmalılar. Ben burada elimdeki mevcutla bile en iyi neyi yapabilirim, bunun derdindeyim. Ofansif anlamda kesinlikle değişmemiz gereken, gelişmemiz gereken yerler var" ifadelerini kullandı. Her çalıştırdığı takımın kendisine tecrübe olduğunu aktaran Belözoğlu, "Elimizdeki güce göre en lezzetlisini yapmak zorundasınız. Ankaragücü’yle yaşadığımız süreç tamamen bence hakemlerin organize ettiği bir süreçti. Antalyaspor, geçen sene bence yine ligin en sıkıntılı kadrolarından bir tanesiydi ama bence iyi iş çıkardık. Lige çok iyi başladık. 4 maçta 9 puan aldık. Camia mutsuz, 4 maçın 4’ünü de kazanmamız gerekiyor diyorlardı. Ben o yüzden bıraktım. Çünkü bazen ülkede gerçeklerle karşılaşmak istemeyen bir grupla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Gerçekçi bakacağız. Bunları tecrübe olarak görüyoruz. Teknik adamlık kariyerimde iyi de gitse kötü de gitse hedeflerimden vazgeçmeden yoluma devam edeceğim. Bu bir tecrübe. Hep böyle bakarım" diyerek sözlerini tamamladı.