SPOR - 30 Aralık 2025 Salı 18:31

Necip Uysal: "Kariyerime bu forma altında nokta koyacağım"

A
A
A
Necip Uysal: "Kariyerime bu forma altında nokta koyacağım"

Beşiktaşlı futbolcu Necip Uysal, sezon sonuna kadar antrenmanlara devam edeceğini belirterek, "Sezon sonunda da şartlar ne olursa olsun, kariyerime bu forma altında nokta koyacağım" dedi.

Beşiktaş’ın futbol planlamasında yer almayacağını belirttiği Necip Uysal, sosyal medya hesabından konuya ilişkin duygularını paylaştı. Beşiktaş’ı her şeyden çok sevdiğini belirten 34 yaşındaki futbolcu yaptığı açıklamada, "Hayatımın 22 yılını siyah-beyaz formayla geçirdim. Umutlarım, hayallerim, sevinçlerim, üzüntülerim hep bu renklerle oldu. İnandığım ilkelerle, doğrudan ve dürüstlükten ayrılmadan yaşamaya gayret ettim. Hayat bana şanlı Beşiktaş takımının kaptanı olmayı nasip etti; ömrüm boyunca bu gururu taşıyacağım. Bu 22 yılda saygıda kusur etmemeye gayret ettim, her zaman elimden gelenin en fazlasını yaptım. Düştüm, kalktım; ama bir kez bile camiaya yakışmayacak şekilde davranmadım. Hiçbir zaman o jeneriklere girecek isim olmadım belki ama bu forma sırtımdayken de hiç geri adım atmadım. Gel dendi geldim, oyna dendi oynadım, otur dendi oturdum. Futbol tarihi gösterişli isimleri hep sayfanın başına yazar ama satır aralarında da o emekçilerin isimleri geçer. Ben ismimin bir gün satır aralarında ve yanında hiçbir soru işareti olmadan yazması hayaliyle büyüdüm. 22 yıl boyunca bir gün bile mutsuzluğun kaynağı olmadım. Kalp kırmamaya gayret ettim. Yaşanan ne olursa olsun hep ’Önce Beşiktaş’ dedim. Beşiktaş’ı her şeyden çok sevdim. ’Ama’ ile başlayan cümle kurmadım. Hatalarım, eksiklerim olmuştur elbet ama bu camiayı mahcup edecek hiçbir hareketin içinde olmadım. ’Ayrılık da sevdaya dahil, çünkü ayrılanlar halâ sevgili’ demiş şair. Her güzel hikayenin bir sonu var, yaşayınca anlıyormuş insan. Ben hayatımda siyah-beyazdan başka forma giymedim, göğsümde farklı bir arma taşımadım. Yine giymeyeceğim, yine taşımayacağım. Futbola ve 22 yıllık emeğime duyduğum saygıdan ve ileride çocuklarıma ’Babanız hiçbir şeyi yarım bırakmadı.’ diyebilmek için sezon sonuna kadar, bana kulübümün gösterdiği yerde ve şekilde antrenmanlarıma devam edeceğim. Sezon sonunda da şartlar ne olursa olsun, kariyerime bu forma altında nokta koyacağım" ifadelerini kullandı.

"Hocamı arayıp onun fikrini almak istedim ama başaramadım"

Beşiktaş’tan bir talebi olmadığını vurgulayan deneyimli oyuncu, sözlerine şöyle devam etti:

"İnsanlar konuşur. İnsanlar söyler. Ama önemli olan yaşananlardır. Bilin ki benimle yapılan konuşmada ’Kadro dışı olduğum’ dışında bir bilgi paylaşılmadı. Konu iletildiğinde, kişisel planlamamı yapabilmek ve sezon sonunda futbola bu forma altında nokta koyabilmek için anlayış istedim, olumsuz karşılandım. Benim zaten Beşiktaş’tan bir talebim olmadı ama bazı sosyal medya hesaplarında anlatıldığı gibi önüme bir opsiyon koyulmadı. Futbolu hemen orada bırakmam istendi. Şartlar ne olursa olsun, iletişimin çok değerli olduğuna inanırım. O yüzden hocamı arayıp onun fikrini almak istedim ama başaramadım. Tüm kariyerini bu forma altında geçirmiş ve takımın kaptanlığını yapmış Necip olarak, konuşacak bir kişi bulamadım. Kendi adıma, kulübüm adına üzgünüm. Beni destekleyecekseniz veya eleştirecekseniz bu gerçekler ışığında yapmanızı isterim. Haberi sosyal medyada gördüğüm andan itibaren düşünüyorum, hiç pişmanlığım var mı diye. Pişmanlığım yok, kalp kırıklığım var ama o da geçer. Bir parça nezaket, her şeyi toz pembe yapardı oysa ki... Ben, Necip Uysal. Bana gönlünde zerre kadar yer ayırmış her taraftarımıza, üzerimde emeği olan hocalarıma, yöneticilerime çok teşekkür ediyorum. Hakkınızı helal edin. Ben, Necip Uysal. Bilin ki bu renkleri çok sevdim. Bu forma altında hayalini bile kuramayacağım mutluluklar yaşadım. Ve bu dakikadan sonra istiyorum ki bu konu sessizce kapansın. Bu camiaya, bu kulübe bir zarar gelmesin. Ben, Necip Uysal ve kalbimden dökülen son cümle, müsaadenizle: Sonu böyle olsun istemezdim."

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Eğitim-Bir-Sen’den "Mesleki ve Teknik Eğitimde 10 Yıllık Dönüşüm ve Acil Çözüm Önerileri Raporu" Eğitim-Bir-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi (EBSAM) tarafından "Mesleki ve Teknik Eğitimin Son On Yılı ve Geleceği: Tespitler ve Öneriler" başlıklı Odak Analiz çalışması gerçekleştirildi. EBSAM tarafından "Mesleki ve Teknik Eğitimin Son On Yılı ve Geleceği: Tespitler ve Öneriler" başlıklı Odak Analiz çalışması hazırlandı. Türkiye’de mesleki ve teknik eğitimin son on yıldaki dönüşümünü kapsamlı ve veriye dayalı olarak ortaya koyan rapor, nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesi ve istihdam odaklı politikaların acilen hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor. Çalışmada, Almanya, Japonya, Finlandiya, Birleşik Krallık ve Güney Kore olmak üzere beş ülkenin mesleki ve teknik eğitim sistemleri detaylı biçimde incelendi. Bu ülkelerin mesleki eğitim modelleri; okul-işletme iş birlikleri, iş temelli öğrenme yaklaşımları, program esnekliği ve mezunların istihdama geçiş mekanizmaları açısından değerlendirilerek Türkiye için karşılaştırmalı bir çerçeve sunuldu. Mesleki eğitimde öğrenci oranı düşüyor Rapora göre, Türkiye’de mesleki ve teknik ortaöğretimdeki öğrenci sayısı 1 milyon 681 bin olmasına rağmen, ortaöğretim içindeki payı son on yılda yüzde 36’dan yüzde 31,5’e geriledi. OECD ülkelerinde mesleki programlardaki öğrenci ortalaması yüzde 44 iken, Türkiye bu ortalamanın oldukça altında kaldı. Raporda, mesleki eğitimin cazibesini artırmak için kapsamlı politikalar geliştirilmesi gerektiği vurgulandı. Mesleki Eğitim Merkezleri yükselişte, ancak tanıtım ve yönlendirme eksik Mesleki eğitim merkezlerine kayıtlı öğrenci sayısı 2016’da 36 bin 619 iken, 2025’te 420 bin 330’a yükseldi. Bu artışa rağmen, merkezlerin öğrenci ve velilere tanıtımı, rehberlik hizmetleri ve sektör iş birlikleri yetersiz bulunuyor. Raporda, mesleki eğitim merkezlerinin "cazibe merkezleri" haline getirilmesi için tanıtım, rehberlik ve hukuki hakların güvence altına alınması önerildi. Özel sektör katılımı düşük, teşvik mekanizmaları şart OECD ülkelerinde mesleki eğitimde özel sektör payı ortalama yüzde 23 iken, Türkiye’de bu oran sadece yüzde 6,4. Raporda, özel sektörün mesleki eğitime daha fazla katılımını sağlayacak teşvik mekanizmalarının devreye alınması çağrısı yapıldı. Mezunlar istihdam yerine yükseköğrenimi tercih ediyor Rapordaki tespitlere göre, mesleki ve teknik ortaöğretimden mezun olan öğrencilerin büyük çoğunluğu işgücüne katılmak yerine üniversite sınavına başvuruyor. 2024 yılında 360 bin 81 yeni mezundan 352 bin 545’i üniversite sınavına girdi. Yükseköğretimdeki kontenjan azalmaları ve baraj puanlarının kaldırılması, mesleki eğitim mezunlarının üniversiteye geçişini zorlaştırırken, eğitim-istihdam bağının güçlendirilmesi acil bir ihtiyaç olarak öne çıkıyor. Türkiye, NEET oranında OECD’de ilk sırada Türkiye, 18-24 yaş arası ne eğitimde ne istihdamda olan (NEET) genç oranında yüzde 31 ile OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyor. Bu gençlerin büyük bölümü lise mezunu olmasına rağmen hem istihdam hem de eğitim dışında kalıyor. Raporda, NEET gençlere yönelik özel politika ve yönlendirme mekanizmalarının geliştirilmesi öneriliyor. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı avantaja dönüştürülebilir Mesleki ve teknik ortaöğretimde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 11 ile Türkiye, OECD ortalaması olan 14’ün altında kaldı. Bu kapasitenin daha etkin kullanılarak, genel ortaöğretim öğrencilerine sertifikalı mesleki eğitim programları sunulması tavsiye ediliyor. Veri temelli politika ve paydaş iş birliği şart Raporda, mesleki eğitimde yaşanan sorunların çözümü için veri temelli politika geliştirme, sektör-okul iş birliklerinin güçlendirilmesi ve erken yönlendirme mekanizmalarının hayata geçirilmesi vurgulandı. Almanya, Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerde mesleki lise mezunlarının istihdam oranının yüzde 89’lara ulaştığı aktarılarak, Türkiye’de de benzer modellerin uyarlanması gerektiği ifade edildi. Analiz sonuçları; erken yaşta mesleki yönlendirme, okul-işletme iş birliğinin güçlendirilmesi, özel sektörün mesleki eğitime daha fazla dâhil edilmesi ve mezunların doğrudan istihdama geçişini destekleyen politikaların aciliyetini ortaya koydu. Ayrıca yüksek NEET oranları, mesleki eğitimin genç işsizliğiyle mücadelede daha etkin bir araç hâline getirilmesi gerektiğine işaret etmektedir. Bu doğrultuda raporda şu öneriler sıralandı: "Ortaöğretimde mesleki eğitime yönelimi artırmak için erken yaşta etkin kariyer rehberliği ve yönlendirme mekanizmaları güçlendirilmelidir. Mesleki eğitimin ortaöğretim içindeki payının düşmesi dikkate alınarak, mesleki eğitimi cazip hâle getiren yapısal politikalar geliştirilmelidir. İş temelli öğrenmenin cazibesini gösteren mesleki eğitim merkezleri kurumsal olarak güçlendirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır. Mesleki eğitim merkezleri ortaokuldan itibaren öğrenci ve velilere etkin biçimde tanıtılmalı, rehberlik faaliyetleri artırılmalıdır. Mesleki eğitimin sürdürülebilirliği için özel sektörün ortaöğretim düzeyinde mesleki eğitime katılımı teşvik edilmelidir. Mesleki ve teknik ortaöğretimde oluşan kapasite avantajı, kısa süreli ve sertifikalı mesleki eğitim programlarıyla daha etkin kullanılmalıdır. Mesleki eğitim mezunlarının doğrudan istihdama geçişini güçlendirmek amacıyla mezun beklenti ve yönelimlerine ilişkin veri temelli çalışmalar yapılmalıdır. Uluslararası örnekler doğrultusunda mesleki eğitimin itibarı, okul-işletme iş birliği ve esnek geçiş modelleriyle yeniden yapılandırılmalıdır. Yükseköğretime yönelen ve doğrudan istihdama geçecek öğrenciler için farklılaştırılmış mesleki eğitim modelleri oluşturulmalıdır. Yüksek NEET oranları dikkate alınarak gençlerin sertifikalı mesleki eğitimler ve mesleki eğitim merkezlerine yönlendirilmesi sağlanmalıdır. Mesleki ve teknik eğitim politikaları, tüm paydaşların katılımıyla ve veri temelli bir yaklaşımla planlanmalıdır."