ASAYİŞ - 04 Eylül 2024 Çarşamba 15:35

Oğuz Murat Aci’nin babası Özer Aci’den özel bilirkişi raporuna tepki: "Vicdanları hiç mi sızlamadı?"

A
A
A

İstanbul’da Mart ayında meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden Oğuz Murat Aci, T.C.’nin avukatlarının hazırlattığı özel bilirkişi raporuna göre yüzde 75 kusurlu bulundu. Baba Özer Aci, “Ben skandal bir rapor olduğunu düşünüyorum. Hayatta her şey para olmadığını söylüyorum. Bu tutanağı tutanda, yazanda, imza atanda hiç mi merhametleri, vicdanları sızlamadı? Ölüye çamur atmak çok kolay. Yani nasıl olsa mezardan kalkıp dirilecek değil ama 6 aydır bir mücadele veriyorum. 6 yıl da geçse bu mücadelenin arkasında olacağım" dedi.

Kemerburgaz’da 1 Mart 2024’te yaşanan kazada 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci’nin ölümüne 5 kişinin yaralanmasına neden olduğu iddia edilen ve annesi Eylem Tok tarafından ABD’ye kaçırılan 17 yaşındaki T.C. ile annesi ABD’de yakalanarak tutuklanmıştı. Amerika’daki yargılama süreci sürerken, Türkiye’de ise kazaya ilişkin hukuk süreci devam ediyor.

Özel bilirkişi raporu çıktı

Oğuz Murat Aci’nin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasıyla ilgili özel bilirkişi raporu düzenlendi. T.C.’nin avukatlarının hazırlattığı rapora göre hayatını kaybeden Oğuz Murat Aci, ATV araçlarının yol kenarında durması, ışıklı tabelalarla ikaz edilmemesi ve o saatte karayolunun kenarında bulunması nedeniyle yüzde 75 kusurlu bulundu. Oğuz Murat Aci’nin ölümüne neden olan 17 yaşındaki T.C. ise, ehliyetsiz araba kullanmak ve yüksek hızda araç kullanması nedeniyle yüzde 25 kusurlu bulundu.

Oğuz Murat Aci’nin babası Özer Aci’den özel bilirkişi raporuna tepki:

"Ben skandal bir rapor olduğunu düşünüyorum"

Raporun skandal olduğunu söyleyen Murat Aci’nin babası Özer Aci, “Baştan sona yazılan bilgilerde eksikleri var. Fazlalıkları var, yanlışları var. Fakat okuduğumda oranların yanlış yazıldığını düşünüyorum. Yüzde 75 bizim oğlumuz, asli kusurlu olarak gösterilmiş. Kendi çocukları ehliyetsiz, süratli bir şekilde araba kullanıyor. Kazaya sebebiyet veriyor. Yüzde 25 kusurlu gösteriyor. Ben burada bu tutanağı düzenleyen yetkililere şunu söylüyorum. Bu çocuğun hiç mi suçu yok? Orada yaralılara yardım etmeyerek ölüme terk ediyor. Hiç mi suçları yok? Sadece kazayı kaza olarak değerlendirip kazadan sonra yaşanan olayları değerlendirme niçin yapılmıyor? İlk yardım niçin aranmıyor? 112 niçin aranmıyor? 112 aradığında SOS defalarca alo alo yaralı var mı? O Araba süren 160, 170 süratla 30 kilometrelik yolda giderken niye düşünmüyor sonuçlarını? SOS’e niye cevap vermiyor? Yaralılara yardım etmeyerek ölüme terk etmek bu suç değil mi? Ben skandal bir rapor olduğunu düşünüyorum. Hayatta her şey para olmadığını söylüyorum. Bunu baştan beri defalarca söyledim, yine söylüyorum. Bu tutanağı tutanda, yazanda, imza atanda hiç mi merhametleri, vicdanları sızlamadı? Ölüye çamur atmak çok kolay. Yani nasıl olsa mezardan kalkıp dirilecek değil ama 6 aydır bir mücadele veriyorum. 6 yıl da geçse bu mücadelenin arkasında olacağım. Öyle basit yaralama değil. O zaman halkımız sizler, bizler yol kenarında durmayalım. Öldüğümüz takdirde yüzde 75 biz suçlu olacağız veya kusurlu olacağız. Öldüğümüzde kalacağız. Yola çıkmayın durmayın biri gelir ehliyetsiz çarpar. Dikkat edelim diye söylüyorum” diye konuştu.

"Ben her şeyden önce biraz merhamet, biraz vicdan bekliyorum"

Bilir kişi raporunu ilk gördüğünde içinin kaynadığını söylenen Aci, “İçim sızladı. Ya ben her şeyden önce biraz merhamet, biraz vicdan bekliyorum ama bunlar böyle bir şey olmadığı için de artık bunu da bıraktım. Üzüldüm. Yapılacak şey yok. Avukatlarımız itiraz etti. Zaten kayda alınacak bir şey değil. Çünkü hakim heyetinden atanmış bir bilir kişi tarafından tutulmuş bir tutanak değil. Kaydı almayacak. Sadece sinek misali diyorum mide bulandırıyorlar. Dolaylı olarak benim değirmene su taşıyorlar. Devam etsinler” dedi.

Şüheda Kıroğlu - Berk Soydan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı AİÇÜ’de bilim iletişim ofisi kuruldu Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından hayata geçirilen Bilim İletişim Ofisi projesi kapsamında, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi (AİÇÜ) bünyesinde Bilim İletişim Ofisi kuruldu. Türkiye’nin bilimsel gelişimini desteklemek ve Türk bilim insanlarını küresel ölçekte daha görünür hale getirmek amacıyla YÖK bünyesinde Bilim İletişim Ofisi kuruldu. Bilimsel faaliyetleri ile ulusal ve uluslararası alanlarda her zaman adından söz ettiren AİÇÜ’de de Bilim İletişim Ofisi faaliyete başladı. AİÇÜ Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, Rektör Yardımcısı ve Bilim İletişimi Ofisi Koordinatörü Prof. Dr. Mucip Genişel, Genel Sekreter Muhammet Nuri Kılıç ve daire başkanları ile AİÇÜ bünyesinde kurulan Bilim İletişim Ofisinde incelemelerde bulundu. Bilim İletişim Ofisi hakkında bilgi veren AİÇÜ Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, üniversite bünyesindeki bilimsel faaliyetlerin kamuoyuna daha etkili bir şekilde duyurulmasının çok önemli olduğunu belirtti. Bilim ve teknolojinin hızlı bir değişim ve gelişim yaşadığına dikkat çeken Prof. Dr. Karabulut, "Üniversiteler, sadece akademik bilgiyi üretmek ile kalmayıp; ürettikleri bilgiyi de toplumla buluşturmalı ve paylaşmalıdır. Bu minvalde Yükseköğretim Kurulu’nun hayata geçirdiği ‘Bilim İletişim Ofisi projesi kapsamında biz de bu önemli sürecin bir parçası olmaktan büyük bir mutluluk ve gurur duyuyoruz" diye konuştu. Prof. Dr. Karabulut, AİÇÜ olarak dünyanın her bir yanındaki Türk bilim insanlarının akademik çalışmalarıyla oluşturulacak ‘Bilim Vatan’ın inşa edilmesi sürecine katkı sunmak için daha çok çalışacaklarını söyledi. Prof. Dr. Karabulut, üniversitelerin ürettikleri bilginin toplumda anlaşılır ve erişilebilir hale gelmesi, bilime olan güvenin artması, üniversitelerin şehirlerine sağladıkları katkıların, yerel ve küresel sorunların çözümüne sundukları desteklerin, gelecek için üstlendikleri aktif rolün görünür olması ve bilim ile toplum arasında köprü kurulmasının amaçlandığı "Bilim Kafe" etkinlikleri için ise gerekli çalışmaları sürdürdüklerini ifade etti. AİÇÜ’deki akademik başarıları ve bilimsel gelişmeleri AİÇÜ’nün kurumsal web sitesi, kurumsal sosyal medya hesapları ve medya kuruluşları vasıtasıyla sürekli olarak kamuoyu ile paylaştıklarını anımsatan Prof. Dr. Karabulut, Bilim İletişim Ofisi ile üniversitemizdeki bilimsel gelişmeleri herkesin anlayabileceği bir dille daha geniş kitlelere ulaştırarak, toplumun bilimle daha yakın bir ilişki kurmasını sağlamayı hedefliyoruz" dedi. Prof. Dr. Karabulut, üniversitelerde üretilen bilimi kamuoyuna ve dünyaya duyurmak amacıyla Yükseköğretim Kurulu bünyesinde ve üniversitelerde Bilim İletişim Ofisi’nin kurulmasındaki katkı ve desteklerinden dolayı YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’a teşekkür etti. AİÇÜ Bilim İletişim Ofisi ile AİÇÜ’nün ulusal ve uluslararası görünürlüğünün daha da artacağını ifade eden Prof. Dr. Karabulut, AİÇÜ Bilim İletişim Ofisi’nin AİÇÜ ailesine ve bilim camiasına hayırlı olması temennisinde bulundu.
Ankara Bakan Bolat: "Şubat ayında işsizlik oranı yüzde 8,2 ile yaklaşık son 13 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşti" Ticaret Bakanı Ömer Bolat, şubat ayı işsizlik verilerine ilişkin, "2025 yılı Şubat ayında işsizlik oranı yüzde 8,2 ile yaklaşık son 13 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşti. İşsiz sayısı 9,5 yıl sonra ilk kez 3 milyonun altına gerileyerek, 2 milyon 886 bin kişi olarak gerçekleşti" dedi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan şubat ayı iş gücü istatistiklerine ilişkin açıklamalarda bulundu. İşsizlik oranının son 13 ayın en düşük seviyesinde olduğunu kaydeden Bolat, "İşsiz sayısı 9,5 yıl sonra ilk kez 3 milyonun altına gerileyerek, 2 milyon 886 bin kişi olarak gerçekleşti. Erkeklerde işsizlik oranı yüzde 6,7 olarak tarihsel olarak düşük seviyelerine yakın seyrederken, kadınlarda işsizlik oranı yüzde 11 ile yaklaşık 12 yılın (2013 Haziran: yüzde 10,8) en düşük seviyesinde gerçekleşmiştir" açıklamasında bulundu. "Şubat ayında işsizlik oranı yüzde 8,2 ile yaklaşık son 13 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşti" Mal ve hizmetler ihracatındaki artışın istihdamı koruduğunu ve işsizliği azalttığını belirten Bolat, "TÜİK tarafından açıklanan iş gücü istatistiklerine göre 2025 yılı Şubat ayında işsizlik oranı yüzde 8,2 ile yaklaşık son 13 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşti. 2024 yılı genelinde genç nüfusta işsizlik oranı ortalama yüzde 16,2 ile son 12 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşmişti. 2025 yılı Şubat ayında ise yüzde 15 seviyesinde kaydedilmiştir. İstihdam edilenlerin sayısı 2025 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre 149 bin azalarak, 32 milyon 314 bin kişi olmuştur. İstihdam oranı 0,3 puan azalışla yüzde 48,8 olmuştur" ifadelerine yer verdi. "Ekonomimizin büyüme yolundaki başarılarını artırmak için kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz" İhracata yönelik Ticaret Bakanlığı’nın uyguladığı destek ve güçlü ticaret diplomasisi faaliyetlerinde ihracat performansının sanayi üretimini ve istihdamı destekleyen bir ivme oluşturduğunu ifade eden Bolat, "İthalat tarafında haksız uygulamalara müdahale edilerek yurtiçi üretim ve istihdam desteklenmektedir. Bu çerçevede inovasyona dayalı dönüşümlerle üretim kapasitemizi daha da güçlendirmek ve ekonomik büyümeye katkı sağlamak üzere çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Ticaret Bakanlığı olarak elde edilen bu performansı daha da ileri taşımak ve ekonomimizin büyüme yolundaki başarılarını artırmak için kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz" dedi.
Samsun OMÜ’de kompostlaştırma ünitesi açıldı Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ), sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda önemli bir adım daha atarak Kompostlaştırma Ünitesi’ni hizmete açtı. OMÜ Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın’ın katılımıyla gerçekleşen açılış töreninde, üniversitenin çevre dostu projelerine bir yenisinin daha eklendiği vurgulandı. Açılışta konuşan Rektör Prof. Dr. Fatma Aydın, OMÜ’nün yeşil ve sürdürülebilir bir üniversite olma yolunda ilerlediğini belirterek, "Bu proje sayesinde organik atıklarımızı geri dönüştürerek çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlayacağız. Sıfır atık politikamız doğrultusunda, doğaya duyarlı projeleri hayata geçirmeye devam edeceğiz" dedi. Prof. Dr. Turan, "Sıfır atık belgesi ile çalışmalarımızı resmileştirdik" ÇEVSAM Müdürü Prof. Dr. Nurdan Gamze Turan ise OMÜ’nün 12 Temmuz 2019 tarihli Sıfır Atık Yönetmeliği kapsamında Sıfır Atık Yönetim Sistemi’ni kurarak, 29 Temmuz 2020’de ‘Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi’ni aldığını belirtti. Tüm atıkların kaynağında ayrıştırıldığını vurgulayan Prof. Dr. Turan, kağıt, plastik, cam ve metal gibi atıkların lisanslı firmalar aracılığıyla geri dönüşüme kazandırıldığını söyledi. "Atıklarımızı geri dönüşümle ekonomiye kazandırıyoruz" Üniversite bünyesinde 6 adet Atık Geçici Depolama Alanı ve 1 adet Atık Getirme Merkezi bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Turan, yemek atıklarının Samsun Büyükşehir Belediyesi ile yapılan protokol kapsamında, belediyeye ait yaş mama fabrikasında hayvan barınaklarına besin olarak sağlandığını, bitkisel atık yağların ise lisanslı firmalar tarafından toplandığını belirtti. Kompostlaştırma Ünitesi ile üniversite bünyesinde yemekhane, kafeterya, park, bahçe ve hayvan besleme alanlarından çıkan organik atıklar komposta dönüştürülecek. Elde edilen kompost, OMÜ’nün peyzaj düzenlemelerinde kullanılacak, böylece atık yönetiminde döngüsel ekonomi desteklenmiş olacak. Bu süreç sadece çevresel sürdürülebilirliği desteklemekle kalmayacak, aynı zamanda akademik çalışmalara da veri sunacak. Çevre dostu uygulamalarımız, bilimsel araştırmalara temel oluşturacak ve üniversite bu doğrultuda akademik çalışmalar yürütecek. OMÜ, sürdürülebilirlik çalışmaları kapsamında GreenMetric Dünya Sıralaması’nda da yükselişini sürdürüyor. 2021’de 519. sırada bulunan üniversite, 2024 itibarıyla 281. sıraya yükseldi. Ulusal sıralamada ise 25. sıraya kadar çıkarak, Türkiye’nin en çevreci üniversiteleri arasındaki yer aldı. Açılış törenine ayrıca Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yıldıray Topçu, Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÇEVSAM) Müdürü Prof. Dr. Nurdan Gamze Turan, Samsun Büyükşehir Belediyesi Sıfır Atık ve İklim Değişikliği Daire Başkanı Ali Tulumen, Şube Müdürü Elif Özcan, Samsun Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü Çevre Yönetimi ve Denetimi Şube Müdürü Yılmaz Köksal, kurumlardan temsilciler, Çevre Topluluğu üyeleri, öğrenciler ve akademisyenler katıldı. Cambridge Üniversitesi öğrencileri OMÜ’de Öte yandan, Cambridge Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğrencileri, OMÜ Deney Hayvanları Merkezi’ni ziyaret etti. OMÜ Veteriner Fakültesi Uluslararası Veteriner Hekimliği Öğrencileri Birliği (IVSA) davetlisi olarak Samsun’a gelen Cambridge Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden 9 öğrenci, OMÜ Deney Hayvanları Uygulama ve Araştırma (DEHAM) Merkezi’ni ziyaret etti. Ziyaret kapsamında, OMÜ Deney Hayvanları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abdurrahman Aksoy tarafından deney hayvanları kullanımına ilişkin etik ilkeler hakkında bir konferans verildi. Konferansta, deney hayvanlarının bilimsel araştırmalardaki önemi ve bu süreçte gözetilmesi gereken etik sorumluluklar ele alındı. Konferansın ardından öğrencilere, merkezde yürütülen araştırmalar, deney hayvanlarının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemeler ve etik kurallar hakkında detaylı bilgi verildi. Ayrıca, deney hayvanlarının bakım ve kullanım koşullarına dair uygulamalı eğitim gerçekleştirildi.
Kütahya Tavşanlılı yönetmen Ömer Faruk Çetin’in belgeseli finalist oldu Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde sinema sanatçısı Ömer Faruk Çetin, 4 yıl ön hazırlığı süren ve çekimleri 2011 yılında boşaltılan Tavşanlı’nın Dulkadir köyünde gerçekleşen "Muzaffer bir kayboluş hikayesi" adlı belgeselin festival yolculuğuna çıktığını ve TAYF Uluslararası Kısa Film Festivali’nde finalist olduğunu duyurdu. Çetin, belgeselin yapım sürecine ilişkin, "Dulkadir Köyü benim için her zaman özel bir yer oldu. Ahmet Uluçay’ın ’Bozkırda Deniz Kabuğu’ filmi için düşündüğü mekân burasıydı. O yıllarda henüz çok küçüktüm, gidemedim. Ancak yıllar sonra köyü ilk kez ziyaret ettiğimde, köye girmeden önce virane bir mezarlığın içinden geçmek zorunda kaldım ve ilerledikçe bu yerin terk edilmiş geçmişin sessiz tanığı olduğunun farkına vardım. Bu durum, belgeseli çekme kararımda belirleyici oldu," ifadelerini kullandı. Çetin, Belgeselin çekiminde görev alan ekipte; görüntü yönetmeni Mustafa Demiralp, sanat yönetmeni Aybike Yaşar, kurgu yönetmeni Sabri Eren Öztürk ses Yunus Emre Demiralp, ses tasarımcısı Arda Ertem ve görsel tasarımcı Muhammed Deniz’in yer aldığına dikkat çekti. Belgeselde, Ahmet Uluçay’ın Dulkadir Köyü’ne dair izleri de yer alırken, yönetmen şu sözlerle duygularını aktardı: "Ahmet Uluçay’ın ömrü vefa etseydi, belki de Dulkadir Köyü bugün sinema meraklılarının akın ettiği bir mekân olabilirdi. Fakat yıllar sonra burada Muzaffer Amca ile karşılaşmam, onun hikâyesini anlatma kararı almama neden oldu." Çetin, "Dört yıldır emek verdiğimiz, her anına yüreğimizi koyduğumuz bu projenin izleyicilerle buluşacak olmasından dolayı memnuniyet duyuyorum. Bir filmin gerçek yolculuğu, izleyicilerin yüreğinde ve zihninde yankı bulduğunda başlar," diyerek projenin 24 Nisan’da İstanbul’da Atatürk Kültür Merkezi’nde prömiyer yapacağını belirtti.