SPOR - 16 Ekim 2023 Pazartesi 22:17

Okan Buruk: "Her maçı olduğu gibi Beşiktaş derbisini de kazanmak istiyoruz"

A
A
A
Okan Buruk: "Her maçı olduğu gibi Beşiktaş derbisini de kazanmak istiyoruz"

Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Trendyol Süper Lig’de bu hafta oynayacakları Beşiktaş derbisi için yaptığı açıklamada, "Önemli bir derbi. Beşiktaş ligin iyi takımlarından biri. Teknik direktör değişikliği oldu. Burak Yılmaz geldi, Burak da Türk futbolu için önemli bir isim, çok sevdiğim, çok değer verdiğim bir isim. Her maçı olduğu gibi bunu da kazanmak istiyoruz" dedi. Buruk, UEFA Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkmak için iddialı bir takım olacaklarının da altını çizdi.

Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, GS TV’ye açıklamalarda bulundu. Bu sezonla ilgili düşüncülerini dile getiren Buruk, "Bir teknik direktör için, en güzeli, en kolayı tam takım olarak hazır şekilde sezon başı kampını yapıp, tüm transferler ile tüm hazırlık maçlarını oynayarak, Avrupa ve lige başlamak bizim için ideal senaryoydu. Ama hem elimizdeki imkanlar hem bir değişim içerisine girdik. Aslında geçen senenin şampiyon takımından pek çok oyuncu değiştirdik. Tabii burada amaç kadro kalitesini daha yukarı çekmek amaç. Çünkü Şampiyonlar Ligi oynayacaksınız, Süper Lig oynayacaksınız, Türkiye Kupası oynayacaksınız. Yani hedefler büyüdükçe kadronun daha iyi hale gelmesi, daha yarışmacı bir kadro olması gerekiyor. Bu da kolay değil, transfer yapmak kolay değil. Burada birçok etkeni var transferin. Oyuncuyu bulacaksınız, ikna edeceksiniz. Sizin bütçeniz, kulübünün bütçesi, oyuncu Türkiye’ye gelecek mi gelmeyecek mi, hedefleri ne. İnanılmaz farklı şeyler ortaya çıkıyor. Tabii ailesi var, yaşadığı şehir, geldiği şehir var, kazandığı para var. Burada transferin aslında biz ne kadar zor olduğunu biliyoruz ama bunu dışarıya da doğru anlatmak gerekiyor. Transfer zor bir iş. Bu bir süreç istiyor, bu süreç içerisinde biz bir yandan hem takımı tamamlamaya çalışırken bir yandan da yarıştık. Oyuncular geliyor, hazır olmadan gelen var. Geçmiş dönemden sakatlığı olan mesela, Zaha o şekilde gelmişti. Daha hazır olmayan oyuncular, antrenmansız gelen oyuncular, bu teknik adam için de oyuncular için de zor. Çok hızlı şekilde Şampiyonlar Ligi ön elemesi başladı. Bir yandan bu oyuncuları hazır hale getirmeniz gerekiyor, transfer yapmanız gerekiyor. Gidecekler, kafasında soru işareti olanlar, kalacak mıyım diye soru işareti olanlar. Transfer dönemi bitene kadar aslında hiçbir şey normal değil. Transfer bitiyor ondan sonra her şey normale dönüyor. Burada oyuncuların performansının artması, en iyi durumlarını bulması tabii eylül başını buluyor. Biz şu anda ekim ortasındayız. Yukarı doğru giden bir performansımız var. Bunu da devam ettirmek istiyoruz aslında. Bize sonradan katılan oyuncuların takıma girmesi, adaptasyonu, fiziksel ve mental olarak da hazır hale gelmeleri gerekiyor. Bizim unuttuğumuz şeylerden biri de bu oyuncular, yeni bir ülkeye geliyor, yeni bir şehre geliyor. Burada adaptasyon sorununu erken halleden var, geç halleden var. O yüzden pek çok etken var. Oyuncuların gerçek performanslarını bulmaları için bazen zaman da gerekiyor. Dediğim gibi biz takım olgusunu oluşturmaya başladık. Çok maçımız var. Burada maç maç oyuncu değişiyor, giren oyuncu oluyor, çıkan oyuncu oluyor. Bütün oyuncularımıza çok ihtiyacımız var. Her konuşmamda onlara söylüyorum. Hepsi çok önemli, hepsi çok değerli bizim için. Belki başlamayacak devam edecek, belki ortada girecek, belki en sonda finali yapıp takımı şampiyonluğa taşıyacak oyuncular bunlar. Bunu da oyuncuların kafasında oturtmak gerekiyor. Oynamayan oyuncu da bizim için çok değerli. Belki de bir sonraki maç, oynamaya aday oyuncu zaten. Oyuncularımıza da bunu hep vermeye çalışıyorum. Zaten takım olarak iyi yoldayız. Yukarı doğru giden bir performansımız var. Çok yoğun bir tempoyu (7 maçlık) geride bıraktık. 3 günde bir maç oynadık. Bunu iyi geçtik. Şu anda 6 tane daha arka arkaya maçımız var. Sadece 1 maç arasında cuma Kasımpaşa ile oynayacağız, cumartesi-cuma oynama şansımız var. Onun dışında 3-4 günde bir maçlarımız var, buna da elimizdeki oyuncularla, milli takıma gitmeyen oyuncularla hazırlanmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

"Galatasaray teknik direktörü olarak milli takımımıza verdiğimiz hizmet açısından sevindirici bir ara geçirdik"

Milli maç arasında futbolculara uzun bir dinleme süresi verdiğini belirten sarı-kırmızılıların teknik direktörü, "Burada dinlendiler, dinlenme süresini de uzun verdim. Çünkü üst üste çok maç oynuyoruz ve üst üste maç oynayacağız. Burada 4 günlük izin yaptılar, tekrar yenilenmeleri için de buna ihtiyaçları vardı, bunu da bence olumlu bir şekilde geçirdik. Milli takıma giden oyuncularımdan ötürü de mutluyuz. Bir yandan da onlar için de bir değer. Özellikle biz kendi milli takımımıza giden oyuncularımız için. Türkiye’nin başarısı, Türk milli takımının başarısı önemli. 3 oyuncumuz ilk 11’de oynadı, Kaan sonradan girdi. Hepsi önemli performans verdi bence, bu da aslında benim açımdan Galatasaray teknik direktörü olarak milli takımımıza verdiğimiz hizmet açısından da çok sevindirici bir ara geçirdik" şeklinde konuştu.

"A Milli Takımı ve Montella’yı tebrik ediyorum"

A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Vincenzo Montella ile iletişim halinde olduklarını belirten Okan Buruk, "Ben öncelikle hayırlı olsun demek istiyorum. Montella ile iletişimimiz de var. Geldikten sonra ben de aradım, o da Manchester maçı sonrası tebrik etti. Her türlü yardıma, desteğe hazır olduğumuzu da ilettim. Ülkemiz için inşallah hayırlısı olur. Bence iyi bir başlangıç oldu. Belki Hırvatistan maçını kazanmasak bile gruptan çıkma şansımız yüksekti ama Hırvatistan maçını kazanarak Avrupa Şampiyonası’na katılacağımızın imzasını attık. O yüzden hem bütün oyuncularımızı hem de milli takımımızı, futbol federasyonumuzu da bu anlamda tebrik etmek istiyorum" ifadelerini kullandı.

"Yakalanan başarı milli takıma da yansıdı"

Bu sene Avrupa’da yakalanılan başarının altında mental olarak maçlara hazırlanmanın olduğunu söyleyen Buruk, "En büyük etkenlerden biri bence bu sene Avrupa’da yakaladığımız başarı. Hem Galatasaray hem Fenerbahçe’nin şu anda Avrupa’da yakaladığı başarı. Aslında bu milli takıma da yansıdı. Baktığınızda yine Galatasaray, Fenerbahçe, yurt dışından da gelen oyuncularımız oldu. Ama büyük bir bölümü aslında yine Galatasaray, Fenerbahçeli oyuncuların çoğunluğunun lokomotif olduğu bir takım oldu. Burada hem Galatasaray’ın, Manchester United’ı deplasmanda yenmesi, Fenerbahçe’nin UEFA Avrupa Konferans Ligi’ndeki grupta 2 maçını da kazanması bence oyuncuların mental olarak kafalarında ne kadar başarı kazanan oyuncular olduğunu ve bunun da milli takıma olumlu bir şekilde taşıdıklarını net bir şekilde söyleyebilirim" açıklamasında bulundu.

 

"Yoğun fikstürde galibiyetler çok önemli"

Yoğun fikstürlerden geçtiklerini ifade eden Okan Buruk, "Tabii sonuçlar olumlu. Bazen hep en iyi futbolu da bekliyoruz, ben de bekliyorum, taraftar da bekliyor. Burada iyi oynadığımız maçlar da oldu, iyi oynamadığımız maçlar da. Kazandığımız, berabere bitirdiğimiz. Ama dediğim gibi çok geç biten bir sezon oldu. Biz haziranın 4’ünde sezonu bitirdik, kutlamalar derken bu oyuncuların tatile gidip buraya dönmeleri, aslında tatil yaptıklarının bile farkında değillerdi. Çok kısa bir tatil oldu, önceki sezonlara göre. Mili takıma giden oyuncular da oldu. Hızlı bir şekilde yeniden başladılar. Tabii bu oyuncuların adaptasyonu, hem fiziksel hem mental olarak tekrar sezona alışmaları da süreç alıyor. O yüzden bence şu anda milli takım araları bu anlamda bize yarıyor. Dinleniyoruz, yenileniyoruz milli takımda oynamayan oyuncularla. O yüzden bu aralarda, yine kasımda da bir ara var. Bu aralarda biraz daha dinlenme şansımız oluyor, yoğun maç temposunda. Performansın yükselmesi, erken forma girmek, her şeyin kafada olduğunu düşünmüyorum. Siz nasıl kendinizi inandırırsanız veya nasıl yaşarsanız bana göre yoğun maç temposunda oyuncular oynayabilir. Bütün dünya oynuyor bunu. Tabii ki yorucu oluyor, seyahatler yorucu oluyor. Maçlardan çok yurt dışına, mesela İngiltere’ye gittik, çok uzun bir süre, sabah 7’de buraya indik. Bunlar oyuncuları yoruyor. Ama 3-4 günde bir maç, bazı oyuncuların daha çok hoşuna gidiyor. Başarılı oldukça da, maç kazandıkça da bence oyuncuların performansları yine aynı şekilde bir sonraki maça yansıyor. Moral bozuklukları, burada belki o yorgunlukları arttıracak şeyler ama çok şükür kazanarak gittik. Bu da istediğimiz gibi gidiyor hem ligde, hem de Avrupa’da iddiamız var. Bunu da aynı şekilde devam ettirmek istiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

"Galatasaray, Türk futbolunun lokomotifi"

Türk futbolunun lokomotifinin Galatasaray olduğunu vurgulayan Buruk, "Hem Şampiyonlar Ligi’ne katılmak, hem Şampiyonlar Ligi’nde maç kazanmak Türk takımları için çok zor bir hale geldi. Uzun zamandır belki baktığımızda, Başakşehir, Manchester United’ı yendiği maç ve bizim Manchester’ı yendiğimiz maç. Son 3-4 seneye baktığımızda 2 galibiyetimiz var. Yine katılmada uzun zaman hep ön elemelerde sıkıntı yaşamıştık. Bu sene, bunu da kırdık. Bence Türk futbolunun yükselişi var. Burada da lokomotifin her zamanki gibi Galatasaray olduğunu düşünüyorum. Türk futbolundaki yükselişin de lokomotifi yine Galatasaray. Avrupa’da yaşadığı başarılar, Türkiye Ligi’ndeki başarıları, geçen seneki şampiyonluk, Galatasaray’ın vizyonu da ülke futboluna önemli bir katkı sağlıyor. Bu, statların doluluğundan, en çok stadı dolduran taraftara sahibiz. Oradaki destek, oradaki enerji, oradaki birliktelik aslında birçok takıma örnek oluyor. Bundan alıntı yapan takımlar oluyor, bu anlamda Türk futbolunun lokomotifi Galatasaray. Gerçekten Türk futbolunun marka değerini de, Türkiye Ligi’nin marka değerini de yaptığı transferlerle, getirdiği oyuncularla çok yukarıya çekti ve bu da herkes için aslında vizyon oldu. Galatasaray’ın bu anlamda Türk futboluna verdiği destek, beni çok mutlu ediyor. Çünkü herkesin Galatasaray’a ilgisini sokakta inanılmaz bir şekilde görüyoruz. Bu tamamen başarıyla alakalı bir şey, getirdiğiniz oyuncular, oynadığınız oyun, yaptığınız şovla. Sonuçta bu iş bir şov ve bu şovun içerisinde önemli figürler olması bizim için, Galatasaray taraftarı için, Türk futbolu için önemli bir değer katıyor" dedi.

"Rekorlarda hepimizin emeği var"

Kırılan rekorlarda herkesin emeği olduğunu ifade eden sarı-kırmızılıların teknik direktörü, "Hiçbir şey bilmeden yaşıyoruz aslında. Mesela sonradan duyuyoruz, şöyle bir rekor oldu diye, bunu hiç bilmediğimiz veya hiç hesaplamadığımız, hiç düşünmediğimiz için. Mesela bu rekorları kırdıktan sonra diyorsunuz ki, böyle bir şey varmış. Galibiyet serisini de aslında bilmiyorduk. Belli bir sayıya ulaştıktan sonra öğrendik galibiyet serisi sayısını, geçen sene kırdığımız rekoru. Ben hep bunu net ve açık bir şekilde söylemek istiyorum, bunu da çok içtenlikle söylüyorum. Bu ne benim, ne oyuncularımın tek başına kırdığı rekor değil. Aslında başında belki benim ismim yazılıyor teknik direktör olarak ama bu hep beraber, Galatasaray taraftarı, camiası ile kırdığımız rekor. Bu birlikteliği gösteren, bu kadronun oluşmasında verdikleri güçle, bizi destekleyen, bizim de bunu sahada göstererek ortaya çıkardığımız bir başarı bu. Hep beraber yaşadığımız hep beraber kırdığımız rekor aslında. Bu Galatasaray’ın kırdığı bir rekor. Burada bizim isimlerimiz geçiyor belki ama bence en başta oraya Galatasaray ismini koymamız gerekiyor. Galatasaray’ın oluşturduğu bu ortam bütün oyunculara bir şekilde yansıyor, bize net bir şekilde yansıyor. Benim görevim de zaten bunu yönetmek, oyuncularımızı maça hazırlamak taktiksel olarak onları hazırlamak, saha dışında hazırlamak, psikolojik olarak hazırlamak, hepsini hazır halde tutmak. Bunu da çok şükür 2 senedir çok iyi bir şekilde götürüyoruz. Bu da çok önemli tabii ki. İstediğiniz kadar iyi oyuncu alın ama bunları doğru bir şekilde kullanmadığınızda başarı şansınız yok. Çok önemli transferler yapılabilir ama burada başarı hiçbir zaman garanti değil. O yüzden başarıyı oluşturan etkenler içerisinde biz saha içindeyiz ama saha dışında da bizi destekleyen inanılmaz bir kitle var. Bizi destekleyen, desteklemeye devam eden ve her zaman bu takıma enerji veren, bizlere enerji veren, sokağa çıktığımızda bize o sevgiyi gösteren, oyuncularımıza o sevgiyi gösteren, sosyal medyada o sevgiyi gösteren, tabii ki eleştiriler de oluyor, hepsi olacak bunu da kabul etmek lazım. Ama gerçekten biz hep beraber olduğumuzda ne kadar büyüdüğümüzü ne kadar fark attığımızı ve Galatasaray ismini başarılarla birlikte ne kadar daha dünyaya duyurduğumuzu net bir şekilde görüyoruz. Hep beraber buna devam edeceğiz" diye konuştu.

"Hakim Ziyech’te yeni bir durum yok"

Milli takımdan dönecek oyuncuları beklediklerini söyleyen Okan Buruk, "İyi olan Türk milli takımının maçının erken olması. Hızlı bir şekilde bize katılacaklar. Onun yanında yurt dışına gidenler var. Bizim için en zoru Güney Amerika. Davinson Sanchez, en geç gelecek oyuncumuz. Perşembe günü gelecek, cuma günü takımla birlikte antrenmana çıkacak, cumartesi gününe hazır olacak. Diğer oyuncularımız da Afrika’da özellikle giden oyuncularımız var. Bakambu ile Zaha. Hakim Ziyech, daha iyileşmedi, milli takıma gitti ama orada tedavisine devam ediliyor. O konuya da açıklık getireyim. Hakim’in zaten burada olan bir ufak rahatsızlığı vardı. Milli takıma gittiğinde zaten oradaki milli takım doktoru ve hocasıyla yaptığımız görüşmelerde, orada oynatılmayacak ama tedavisine devam edilecek. Buraya döndüğünde de inşallah bizimle, takımla birlikte çalışmalara başlayacak diye düşündük. Burada ayağındaki ağrıyı sanki orada tekrar olmuş gibi dışarıya lanse ettiler ama bunun hiçbir gerçeklik payı yok. Hakim kendi kontrolümüz altında, bizim verdiğimiz, doktorumuzun verdiği program dahilinde orada milli takım ekibiyle birlikte tedavisine devam ediyor. Devamlı iletişim içerisindeyiz, döndükten sonra da yavaş yavaş bizle başlayacak. Ne zaman oynayacağını göreceğiz" şeklinde konuştu.

"Her maçı olduğu gibi Beşiktaş derbisini de kazanmak istiyoruz"

Trendyol Süper Lig’in 9. haftasında RAMS Park’ta oynayacakları Beşiktaş derbisi hakkında da konuşan Buruk, "Beşiktaş maçı çok önemli bir derbi. Beşiktaş ligin iyi takımlarından biri. Teknik direktör değişikliği oldu. Burak Yılmaz geldi, Burak da Türk futbolu için önemli bir isim, çok sevdiğim, çok değer verdiğim bir isim. Onun için de hayırlı olsun demek istiyorum. İkinci maçı bize karşı olacak. Geçen sezon da benzer bir şey oldu. Geçen sene Şenol Hoca, Ümraniye maçı ile başlamıştı, ikinci maçı bizim maçtı. Aslında aynı zamanlarda bir hoca değişikliği oldu. En iyi şekilde hazırlanacağız. Kadromuz, oyunumuz, kendi sahamızdaki oyunumuz, performansımız, her maçı olduğu gibi bunu da kazanmak istiyoruz. Her kazandığımız maç aslında bir sonraki maça da moral oluyor. 3 günde iki çok önemli maç oynayacağız. Bu 2 maçı en iyi şekilde geçirip taraftarımız ile birlikte önemli bir ortam oluşturmak istiyoruz. Bizi destekliyorlar, stadımız doluyor, her zamanki gibi yine dolacak öyle ümit ediyorum. Zaten çok önemli maçlarda taraftarımızın da tüm maç boyunca bütün oyuncularımıza destek vermesini istiyorum. Bunu tekrar hatırlatalım. Son oynadığımız maçlarda özellikle bazı maçlarda stattan ufak tefek, oyuncularımıza karşı belki çok az olsa da bir ses yükseldi. Bizi inanılmaz itiyor taraftarımız, biz de oynadığımız oyunla onları sahanın içine çekmek istiyoruz. Her zaman iyi oyunla, dominant oyunla, onların gücüyle birlikte biz de gücümüzü arttırmak istiyoruz. Ama tabii ki burada pas hatası da olacak yanlış da olacak, hata da olacak. Futbolun içinde hepsi var, o yüzden ben saha kenarından hata yapan oyuncumu alkışlamaya çalışıyorum, orada da dışarıya o mesajı vermeye çalışıyorum ama burada tabii ki oyuncularımıza 90 dakika boyunca, çünkü 90 dakika oynuyoruz, bütün maç boyunca o desteğimizi verelim. Onların performanslarını daha da yukarılara hep beraber çekeceğiz. O yüzden Beşiktaş maçında da bizim için en önemli gün. Tabii ki taraftarımızı maça bekliyorum, 90 dakika boyunca da yine bizle birlikte hücum, savunma hep beraber bu maçı da kazanmak için elimizden geleni yapacağız" ifadelerini kullandı.

"Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkma adına iddialı bir takım olacağız"

UEFA Şampiyonlar Ligi’nde maç maç düşünmek istediğini belirten Okan Buruk, "Başta herkesin puan hesaplamaları vardı. Ama işin gerçeği de bütün maçlar sahada oynanıyor. Kopenhag maçından sonra da söyledim, beraberliği son dakikalarda yakaladık, önemli bir puandı aslında. Ben o maçı kazanmak için sahaya çıktığımızda, beklentimiz çok büyük olsa da yani 3 puan olsa da beraberlik de tabii ki 2-0’dan getirmek önemliydi. Yine Manchester maçını kazandık çok önemliydi ama şu anda daha hiçbir şey kazanmadık. Hep söylüyorum, grupta herkes birbirini yenebilir. Kopenhag’ın Bayer Münih’i nasıl elinden kaçırdığını net bir şekilde gördük. Şimdi Manchester United, Kopenhag ile 2 maç oynayacak, biz Bayern ile 2 maç oynayacağız. Bu maçlarda beklentimiz tabii ki kazanmak, onun için sahaya çıkacağız. Sahamızda oynuyoruz, deplasmanda da aynı şekilde kazanmak için sahaya çıkacağız. Her maçtan beklentimiz 3 puan kazanmak için oynayacağız. Bunu hep oynadık. Manchester maçında da bunu oynadık. İç saha da olsa deplasman da olsa kendi gücümüzü, kendi oyunumuzu net bir şekilde ortaya koyacağız. Bu 2 maç tabii ki çok önemli, ondan sonraki 2 maç da tabii ki ayrı bir senaryo olacak ama ben maç maç gitmek istiyorum. Aslında hep maç maç düşünmek istiyorum. Bu maçta da kazanmak çok önemli. Kazandığımız takdirde farklı bir yere gelebiliriz. Gruptan çıkma adına iç sahada bu performansı vereceğiz ama tabii ki çok önemli bir takımla oynayacağız. Bayern, yıllardır gruplarda oynadığı maçlarda mağlubiyet görmüyor. O yüzden çok güçlü bir takıma karşı oynayacağız ama dediğim gibi biz de iyi oyunculara sahibiz. Kendi sahamızda oynayacağız oyun felsefemizi aynı şekilde sahaya koyduğumuzda yine bu grup için bir üst tura çıkma adaylarından biriyiz. Bunu Manchester’da gösterdik, yine son 2 maç kendi sahamızda Manchester daha sonra deplasmanda Kopenhag. Bu maçlar da aslında Bayern maçları sonrası alacağımız puanlara göre durumumuzu ortaya çıkaracak. Ama görünen şu ki sonuna kadar hep iddialı olacağız, gruptan çıkma adına iddialı bir takım olacağız" açıklamasında bulundu.

"Taraftarların sevgisine layık olmaya çalışacağız"

Son olarak Galatasaray taraftarına mesaj gönderen Buruk, "Bütün Galatasaray taraftarına sevgilerimi göndermek istiyorum. Onlarla çok mutluyuz, daha büyük hedeflerimiz var. O başarılara hep beraber ulaşacağımızı düşünüyoruz. Bizi gerçekten inanılmaz bir şekilde destekliyorlar. Türkiye’nin neresine gidersek gidelim, bize yaşattıkları ortam ve oyuncularımıza gösterdikleri sevgi, bizim için çok önemli, çok değerli. Biz de onların bu sevgisine layık olmaya çalışacağız" diyerek sözlerini tamamladı.

Oğuzhan Ort

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.
Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinde beyaz önlük heyecanı Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. sınıf öğrencilerine yönelik Geleneksel Önlük Giyme Töreni, 15 Temmuz Milli İrade Salonunda yoğun katılımla gerçekleştirildi. 2025-2026 Akademik Dönemi itibarıyla üniversite hayatına adım atan 316 öğrenci, hekimlik yolculuklarının ilk ve en anlamlı sembollerinden biri olan beyaz önlüğü giymenin gururunu yaşadı. Törene; Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ve eşi Prof. Dr. Esra Hacımüftüoğlu, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Reyhan Keleş ile Prof. Dr. Hasan Yılmaz, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Erzurum Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özgür Dağ, Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Atila Eroğlu, BAP Koordinatörü Prof. Dr. Erol Akpınar, akademisyenler, öğrenciler ve aileler katıldı. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu, beyaz önlüğün yalnızca bir kıyafet değil; bilgi, sorumluluk, etik ve fedakârlıkla örülü uzun bir yolculuğun sembolü olduğunu vurgulayarak, öğrencilerin nitelikli hekimler olarak yetişmesi için fakülte olarak tüm imkânların seferber edildiğini ifade etti. "Beyaz Önlük, İnsanlığa Hizmet Yolculuğunun Simgesidir" Törende konuşan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ise öğrencilerin bu özel gününe tanıklık etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Beyaz önlüğün, hekimlik mesleğinin taşıdığı kutsal sorumluluğun ve insani değerlerin bir göstergesi olduğunu belirten Rektör Hacımüftüoğlu, şu ifadelere yer verdi: "Bugün giydiğiniz beyaz önlük, sadece bir kıyafet değil; insanlığa hizmet yolculuğunuzun başlangıcıdır. Önünüzde zorlu ama bir o kadar da onurlu bir eğitim süreci bulunuyor. Öğreneceğiniz her bilgi, gelecekte kurtarılacak bir hayatın, umut verilecek bir ailenin temeli olacaktır. Atatürk Üniversitesi olarak sizlere, güçlü akademik altyapımız ve köklü eğitim geleneğimizle en iyi imkânları sunmak için kararlılıkla çalışıyoruz." Tıp Fakültesinin yalnızca akademik başarıyı değil, etik değerleri ve insani erdemleri de esas alan bir anlayışla eğitim verdiğini vurgulayan Rektör Hacımüftüoğlu, velilere de teşekkür ederek öğrencilerin bu noktaya gelmesindeki emek ve fedakârlıkların önemine dikkat çekti. Tören Hatıra Fotoğrafıyla Sona Erdi Konuşmaların ardından 1. sınıf öğrencileri, akademisyenler eşliğinde beyaz önlüklerini giyerek hekimlik mesleğine ilk adımlarını attı. Tören, günün anısına çekilen hatıra fotoğrafları ile sona erdi. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinde geleneksel hale gelen Önlük Giyme Töreni, genç hekim adayları için unutulmaz bir başlangıç olurken, üniversitenin nitelikli sağlık profesyonelleri yetiştirme vizyonunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Hatay Hatay Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan memurlara sosyal denge tazminatı verilecek Hatay Büyükşehir Belediyesi ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (BEM-BİR-SEN) arasında imzalanan protokolle birlikte 2026 ve 2027 yıllarında memur personellere Sosyal Denge Tazminatı verilecek. Hatay Büyükşehir Belediyesi (HBB) Başkanı Mehmet Öntürk, personele verdiği sözleri yerine getiriyor ve özlük haklarının korunması kapsamında önemli adımlar atmaya devam ediyor. HBB Başkanı Mehmet Öntürk memur ve sözleşmeli personele 2026 ve 2027 yıllarını kapsayan "Sosyal Denge Tazminatı" konusunda müjdeyi verdi. Başkan Öntürk, seçim dönemindeki vaatlerini hatırlatarak personele verdiği sözleri bir bir yerine getirdiklerini ve hiçbir personeli mağdur etmediklerini belirtti. HBB’nin İskenderun Hizmet Binasında gerçekleştirilen "Sosyal Denge Tazminatı" imza törenine, Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (BEM-BİR- SEN) Genel Başkanı Levent Uslu ve Hatay’da görevli sendika temsilcileri katılım sağladı. Genel Başkan Uslu ve HBB Başkanı Öntürk’ün imzaladığı sözleşme ile memur ve sözleşmeli personelin çalışma koşullarının iyileştirmesi adına önemli bir destek sağlandı. İmza töreninde konuşan HBB Başkanı Öntürk, 2024 yerel seçimleri öncesinde verdiği sözler kapsamında çalışanlara daima destek olduğunu ve bu kapsamda SDS protokolünü imzaladığını belirterek personelin her zaman yanında olacaklarını ifade etti. Başkan Öntürk konuşmasının devamında; "Bu şehri ayağa kaldırmak adına özverili çalışan personelimize sosyal denge tazminatlarını en üst seviyeden veriyoruz, hayırlı uğurlu olsun" ifadelerini kullandı. HBB bünyesinde Hatay’a hizmet veren personeli düşünerek hazırlanan sözleşmenin imzalandığını belirten BEM-BİR- SEN Genel Başkanı Uslu, HBB ve HATSU’da görev yapan memur personeli kapsayan bu sözleşmenin önemli derecede katkı sağlayacağını belirterek zor şartlarda desteğini esirgemeyen HBB Başkanı Öntürk’e teşekkür etti. İmza töreni sonrasında emekli olan personele emeklerinden dolayı plaket verildi ve HBB Başkanı Öntürk ile Genel Başkan Uslu’ya çiçek takdim edildi.
Kütahya Vali Işın: "Kütahya, güvenlikte Türkiye’ye örnek bir şehir’’ Kütahya Valisi Musa Işın, 2025 yılı boyunca il genelinde hayata geçirilen yatırımlar, devam eden projeler ve hedefleri değerlendirdi. Vali Işın, sahipsiz hayvanlardan turizme, ulaşım projelerinden güvenliğe kadar birçok alanda yapılan çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Kütahya Valisi Musa Işın, 2025 yılı boyunca il genelinde hayata geçirilen yatırımlar, devam eden projeler ve gelecekteki hedefleri İhlas Haber Ajansı’na değerlendirdi. Vali Işın, şehirde uzun yıllardır süren sahipsiz hayvan sorununa kalıcı çözümler üretildiğini söyledi. Işın, "Son dönemde hayata geçirilen önemli hizmetlerden biri de sahipsiz hayvanlar meselesine kalıcı çözümler üretmek oldu. Hepinizin bildiği gibi bu konu, özellikle Kütahya merkezde ve ilçelerimizde uzun yıllardır ciddi bir sorun olarak karşımızdaydı. Gittiğimiz her yerde vatandaşlarımızdan aynı soruyu duyuyorduk, ‘Bu sokak hayvanları meselesi ne olacak?’ Bu soruna kayıtsız kalmadık. Kütahya merkez İshak Seydi bölgesinde 89 bin metrekarelik modern bir hayvan barınağı inşa ettik ve bu tesisi incelemeye gelen çok sayıda farklı illerden kurumlar oldu, Türkiye’de önemli bir tesis diyebiliriz. Tavşanlı’da 45 bin metrekarelik bir tesis hayata geçirildi. Emet ilçemizde ise 15 bin metrekarelik alanda barınak yapım çalışmaları devam ediyor, yakında tamamlanacak. Toplanan hayvanların bakım ve beslenmeleri titizlikle yapılmaktadır. Bugün geldiğimiz noktada bu konu artık şehir için büyük bir problem olmaktan çıkmıştır. Şu ana kadar yaklaşık 14 bine yakın köpek toplandı" dedi. "Kütahya turizmi için büyük adımlar atıldı" Vali Işın, Kütahya şehir merkezi ve Aizanoi Antik Kenti başta olmak üzere turizm projelerini de değerlendirerek, "Uzun süredir üzerinde durduğumuz ve gerçekleştirdiğimizde bu şehir adına büyük bir gönül rahatlığı yaşayacağım iki temel konu vardı. Bunları 2025 yılında toparladık ve istişare yaptık. İlki şehir merkezi projeleridir. Saman Pazarı ve Balıklı Caddesi düzenlemeleri başlatılacak. Ödeneği ayrıldı, Kültür Bakanlığı tarafından yürütülecek ve Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanlığı onay verdi. İkinci önemli konu ise Aizanoi Antik Kenti. Allah nasip ederse 2026 yılının Nisan ayında ihale süreci başlayacak. Tapınak restorasyonuyla başlayacak çalışmalar, antik tiyatro ve stadyum ile devam edecek. Bu projeler tamamlandığında Kütahya, tarihi kimliğine yeniden kavuşacak" ifadelerini kullandı. Vali Işın ayrıca Turizm Master Planı kapsamında kısa, orta ve uzun vadeli hedefler belirlendiğini ifade etti. Işın, "Altı ayda bir değerlendirme toplantıları yapılacak. Hangi kurum hangi aşamada sorumluluklarını yerine getiriyor, hepsi takip edilecek. Bu sürecin koordinasyonu şahsım tarafından yürütülecek" şeklinde konuştu. Ulaşımda önemli yatırımlar Kütahya’nın ulaşım projelerinin önemine değinen Vali Işın, İstanbul-Antalya hızlı tren hattının Alayunt üzerinden geçeceğini açıklayarak, "Şehir merkezine yaklaşık 4-5 kilometre mesafede bir istasyon olacak. Bu hat sayesinde Kütahyalı vatandaşlarımız hızlı trenle büyük şehirlere rahatlıkla ulaşabilecek. Ayrıca İstanbul-Antalya otoyolu da Kütahya’dan geçecek. Her iki projenin planlaması tamamlandı, 2027 yılında inşaat süreci başlayacak" dedi. "Kütahya güvenlik ve asayişte örnek il" Vali Işın, Kütahya’nın güvenlik durumunu ise şu sözlerle özetledi: "Kütahya, güvenlik ve huzur denildiğinde ülkemizde örnek gösterilebilecek şehirlerimizden biridir. Asayişin yanı sıra uyuşturucuyla mücadelede de etkin önlemler alıyoruz. Pek çok şehirle kıyaslandığında Kütahya’da uyuşturucu kullanımında kayda değer artış yok. Bu mücadelenin ne kadar doğru yürütüldüğünü göstermektedir. Uyuşturucu, toplumun geleceğini tehdit eden, terörden bile daha tehlikeli bir beladır." Organize sanayi bölgelerinde yatırımlar Simav OSB’de çalışmaların hız kazandığını belirten Vali Işın, "Bin 500 metreküplük su deposu tamamlandı, elektrik, aydınlatma ve telekom altyapısında önemli ilerleme sağlandı. 2026 yılı yatırım bütçesi 664 milyon 180 bin lira olarak belirlendi. Simav’ın jeotermal tarım potansiyeli güçleniyor" dedi. Zafer OSB’nin açılışıyla ilgili de müjde veren Vali Işın, "2025 yılı içerisinde ivme kazandırdığımız projelerden biri de Zafer OSB oldu. İnşallah 2026 yılının Ocak ayında, Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz’ın katılımıyla Altıntaş Zafer OSB’nin açılışını hep birlikte gerçekleştireceğiz" diye konuştu.