ASAYİŞ - 11 Aralık 2025 Perşembe 08:34

Pendik’te 2 katlı binadaki yangında 3 çocuk hayatını kaybetti, 1 çocuk ağır yaralandı

A
A
A
Pendik’te 2 katlı binadaki yangında 3 çocuk hayatını kaybetti, 1 çocuk ağır yaralandı

Pendik’te gece saatlerinde 2 katlı bir binada yangın meydana geldi. Olayda 3 çocuk hayatını kaybetti. 1 çocuk ağır yaralandı.


Olay 02.00 sıralarında Fevzi Çakmak Mahallesi Umman Sokak’ta meydana geldi. İddiaya göre 2 katlı bir binadaki bir evde henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı.


İhbar üzerine olay yerine polis, itfaiye, sağlık ve AFAD ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekipleri yangına müdahale ederken durumu ağır olan çocuklar çevredeki vatandaşların yardımıyla hastaneye kaldırıldı.


Hastaneye kaldırılan çocuklardan durumu ağır olan 3’nün hayatını kaybettiği öğrenildi. Durumu ağır olan diğer 1 çocuğun tedavisi devam ederken yangında annenin evde bulunmadığı öğrenildi. Olayla ilgili inceleme başlatıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Alaşehir’de iğde ağaçlarının sayısı her geçen gün azalıyor Manisa’nın Alaşehir ilçesinde sağlık açısından büyük faydalarıyla bilinen iğde ağaçlarının sayısı hızla azalıyor. Eskiden her evin bahçesinde bulunan iğde, bugün semt pazarlarında bile zor bulunurken kilosu 200 TL’den satılıyor. Manisa’nın Alaşehir ilçesinde sağlık açısından yüksek değere sahip olan iğde ağaçlarının sayısı her geçen yıl azalıyor. Meyvesi, yaprağı, çekirdeği ve çiçekleriyle şifa kaynağı olarak bilinen iğde, artık pek çok bahçede görülmez hale geldi. Alaşehir’de çiftçilik yapan 60 yaşındaki Mustafa Akçam, arazisinde tek kalan iğde ağacını korumak için büyük çaba gösterdiğini söyledi. Eskiden her ailenin bahçesinde mutlaka bir iğde ağacı bulunduğunu dile getiren Akçam, "Atalarımız iğdenin faydalarını anlatırdı. Her akşam çerez olarak yerdik. Ancak iğde ağaçları her yıl azalıyor, nesli tükenmek üzere" dedi. Bir zamanların uzun kış gecelerinin vazgeçilmez meyvesi olan iğde, Türkiye’nin birçok bölgesinde yetişmesine rağmen üretimi giderek düşüyor. İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da yaygın olarak görülen iğde ağacının meyvesi, yaprağı, çekirdeği ve çiçeği sağlık açısından önemli faydalar barındırıyor. İğde; sindirim sistemini düzenlerken, kabızlığı önlemesi, bağışıklığı güçlendirmesi, kolesterolü düşürerek kalp sağlığını desteklemesi, kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olması, karaciğer yağlanmasını azaltabilmesi ve böbrek taşı düşürmeye katkı sağlamasıyla biliniyor. İğde çekirdeği tozu da antioksidan ve antimikrobiyal özellikleriyle mide–bağırsak enfeksiyonlarına, ödem atımına ve yara iyileşmesine destek olduğu, kan basıncını düşürmeye, kronik hastalık riskini azaltmaya ve öksürüğü hafifletmeye yardımcı olduğu öğrenildi. İğdenin yaprağı, çiçeği ve meyvesi de çay olarak tüketilebiliyor. Bir bardak sıcak suya birkaç iğde eklenerek hazırlanan iğde çayı da özellikle Alaşehir bölgesinde sıkça tercih ediliyor. Alaşehir semt pazarında ise artık nadir bulunan iğde, kilosu 200 TL’den alıcı buluyor.
Trabzon Karadeniz için en büyük iki tehdit: "Deniz salyangozu ve taraklı medüz" Karadeniz’de son dönemde en büyük ekolojik baskıyı oluşturan türlerin başında deniz salyangozu ve taraklı medüzün geldiği belirtildi. Türkiye’nin denizlerinde yabancı tür hareketliliği son yıllarda hızla artıyor. Son 50 yıldır Akdeniz’den başlayıp Ege, Marmara ve Karadeniz’e kadar uzanan göç rotasında ilerleyen yabancı türlerin sayısı her geçen gün artıyor. Bunların önemli bir kısmı Kızıldeniz’den Süveyş Kanalı aracılığıyla gelen göçmen türlerden, bir kısmı ise uluslararası deniz taşımacılığında kullanılan gemilerin balast suları ile ekosisteme karışan türlerden oluşuyor. Bunlar arasında Karadeniz’de son dönemde en büyük ekolojik baskıyı oluşturan türlerin başında ise deniz salyangozu ve taraklı medüz geliyor. Deniz salyangozunun kontrolsüz çoğalmasının kıyı ekosistemlerinde tahribata yol açtığı ve Akdeniz midyesini yok etme noktasına getirdiği, taraklı medüzün ise özellikle hamsi gibi ekonomik değeri yüksek balık türlerinin yumurta ve larvalarını tüketmesi ve besin rekabetine girmesinin popülasyonlar üzerinde olumsuz etkilere sebep olduğu görülüyor. Türk kara sularına 500’e yakın yabancı tür girmiş Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Şahin, denizlerin ısınması, tuzluluk oranlarının değişmesi ve denizlerde artan kirlenme sonucunda ortama yeni türler girdiğine dikkat çekti. Şahin, "Tutunabilirse adapte oluyor. Bu yabancı türlerin adaptasyonu sürecinde yerli türlerle girdikleri rekabet sonucunda ortamdan gitmelerine ya da yok olmalarına sebep olmaktadır. Şu anki gidişatta bölgemizdeki birçok türün yaşam alanına başka yerlerden gelen yeni türler geçecek gibi gözüküyor" ifadelerini kullandı. Şahin, yapılan çalışmalara göre farklı yollarla Türk kara sularına 500’e yakın yabancı türün girdiğini söyledi. Yürütülen çalışmalar ve kanunlarla gemilerin balast suları vasıtasıyla gelebilecek yabancı türlerin engellenmeye çalışıldığını kaydeden Şahin, "Her ne kadar yüzde yüz başarılı olunduğu söylenemese de bu konuda çalışmalar yürütülüyor. Ancak deniz suyuyla beraber yüzerek göç etmek suretiyle gelen türler için bir şey yapmak mümkün değil, bu doğal bir süreç. Bununla beraber tropik bir balığı bir süre akvaryumda besledikten sonra alıp denize bırakıldığı yönünde vakalar da duymaktayız" dedi. "Bu sürecin nasıl işlediğini ve neyle sonuçlanacağını ilerleyen zamanlarda göreceğiz" "Balıkçılar tarafından yakalanan ve bizim bölgemizde yeni görülmeye başlandığı söylenen türlerin geçişi ilk değil" diyen Şahin, "Yaklaşık 5 yıldır sık sık Akdeniz’den Ege’ye, Ege’den Marmara’ya ve Karadeniz’e türlerin geçişi yoğun bir şekilde devam ediyor. Bu sürecin şu anda ticari avcılık yaptığımız hamsi, palamut, istavrit, barbunya ve mezgit gibi türlerin üzerindeki etkisini ilk etapta görmemiz zor. Yabancı türlerin gelip yerleşip burada konaklayabilmeleri, üremeleri ve sürü oluşturmaları gerekiyor, ki bu da öyle çok hızlı gelişen bir süreç değil. Biz bu sürecin nasıl işlediğini ve neyle sonuçlanacağını ilerleyen zamanlarda göreceğiz" şeklinde konuştu. "Akdeniz’i balon ve aslan balığı maalesef neredeyse istila etti" Akdeniz’de balon ve aslan balığının yerli türleri kovduğunu vurgulayan Şahin, "Benzer durum Akdeniz kıyılarımızda karşımıza çıkıyor. Akdeniz’i balon ve aslan balığı maalesef neredeyse istila etti. Oradaki yerli türleri ortamdan kovdu, kovmadığını yedi bitirdi. Bir tane gelir buralarda birkaç tane balık yer ama üreyemediği için ölür gider. Ama burada stok oluşturursa, kendine ortam bulursa o tehlikeli bir duruma dönüşüyor. Çok tehlikeli ve rakip tanımayan bu iki türün sularımıza adapte olduğu anlaşıldığında iş işten geçmişti" ifadelerini kullandı.