ASAYİŞ - 02 Mart 2024 Cumartesi 12:38

Pendik’te bir evi bahçesinde yeni doğmuş bir bebek bulundu

A
A
A

Pendik'te bir evin bahçesinde yeni doğmuş bir bebek bulundu. Ağlama sesiyle fark edilen bebek sağlık ekipleri tarafından hastaneye götürülen bebek yoğun bakıma alındı.

Olay, 1 Mart tarihinde Pendik ilçesinde saat 04.30 sıralarında yaşandı. İddiaya göre, sabah saatlerinde Bayram Çakır isimli vatandaş, evinin bahçesinde ağlama sesi duydu. Sesin nereden geldiğini kontrol etmek için dışarıya çıkan Bayram Çakır, evin bahçesinde yeni doğmuş bir bebeğin olduğunu fark etti. Bebeğin etrafında herhangi bir kişinin bulunmaması üzerine polis ekiplerine haber verildi. Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine gelen polis ekipleri evin bahçesine bırakılan bebeği sağlık ekiplerine teslim etti. Sağlık ekipleri bebeği hastaneye götürerek, yoğun bakıma aldı. Polis ekipleri bebeği bulan şahsın ifadesini alarak, olayla ilgili inceleme başlattı.

Olayın yaşandığı apartmanda oturan Nermin Çakır, "Üst komşu seslendi aşağı indim. Çocuğu aldım sardım eşimle beraber, sonra üst komşu da geldi polisi çağırdık. Onlar geldi çocuk çıplak daha yeni doğmuş ve sağ, eşimle beraber polisi aradık. Sabahtan beri de karakolda önce polis geldi sonra ambulans geldi hastaneye götürdüler" dedi.

Olayla ilgili konuşan Refika Bolat, "Buraya toprağın üstüne bebek bırakmışlar ama yüzükoyun bırakmışlar bilmiyoruz ambulans götürmüş bebeği. kimin bıraktığını bilmiyoruz. Şu an polisler inceleme yapıyorlar Topraklı bölgeye bırakmışlar" dedi.

Mehmet Güzel - Halit Arslan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Yerlikaya duyurmuştu: Bahçelievler’deki hastane saldırısı ile ilgili 2 ayrı suç örgütü üyesi 24 kişi tutuklandı İstanbul Bahçelievler Devlet Hastanesi acil servisinde ve Mahmutbey Caddesi’nde meydana gelen iki silahlı saldırı olayı ile ilgili yürütülen soruşturma çerçevesinde birbirleriyle husumetli ‘Atız-Casper’ adlı 2 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyonda 29 kişi gözaltına alındı. Düzenlenen operasyonu sosyal medya hesabından duyuran İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul’da faaliyet gösteren birbirleriyle husumetli 2 ayrı organize suç örgütüne yönelik düzenlenen “Kuyu-23” operasyonu sonucu 29 şüpheli yakalandı” ifadelerine yer vermişti. Emniyetteki işlemleri tamamlanarak adliyeye sevk edilen şüphelilerden 24’ü tutuklanırken, 5 şüpheli şahıs adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bahçelievler Devlet Hastanesi’nde 31 Ağustos günü saat 02.30 sıralarında meydana gelen olayda acil servis bölümünün önüne gelen şüpheliler, hastaneye doğru ateş açmıştı. Açılan ateşte o sırada dışarıda bulunan, bir hastane polisi, bir jandarma, hastane güvenlik görevlisi ve 2’si hasta yakını olmak üzere toplam 5 kişi yaralanmıştı. Aynı gece Mahmutbey Caddesi’nde yürüyen 3 kişiye de silahlı saldırı düzenlenmişti. Saldırıda 1 kişi olay yerinde hayatını kaybederken, 1 kişi de yaralanmıştı. ‘Atız - Casper’ adli 2 ayrı suç örgütü üyesi 24 kişi tutuklandı İstanbul’da faaliyet gösteren birbirleriyle husumetli ‘Atız - Casper’ adlı 2 ayrı organize suç örgütüne yönelik düzenlenen “Kuyu-23” operasyonu sonucu toplam 29 şüpheli yakalandı. Gözaltına alınan şüpheliler emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Şüpheli 29 şahıstan 24’ü çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, 5 şüpheli şahıs adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bakan Yerlikaya sosyal medya hesabından duyurmuştu İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmaları sonucu İstanbul genelinde faaliyet gösteren 2 ayrı organize suç örgütüne yönelik "Kuyu-23" operasyonu düzenlendi. Düzenlenen operasyonlar sonucu 29 şüpheli yakalanırken şüphelilerin, 27.08.2024 tarihinde İstanbul’un Bahçelievler ilçesinde birbirleriyle husumetli olan iki organize suç örgütü arasında çıkan silahlı çatışmada 2 şahsın yaralanması olayı, 30.08.2024 tarihinde Bahçelievler ilçesinde gerçekleşen silahlı saldırı sonucunda ise örgüt üyesi E.K. isimli şahsın öldürülmesi ve 1 şahsın yaralanması, 30.08.2024 tarihinde Bahçelievler ilçesi Devlet Hastanesi önünde husumetli olduğu gruba karşı gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucunda orada bulunan 1 polis memuru, 1 jandarma personeli, 1 özel güvenlik görevlisi ve 2 sivil vatandaş olmak üzere toplam 5 şahsın yaralandığı eylemlere karıştıkları ve eylem hazırlığında oldukları tespit edildi. Operasyonlar sonucu; 2 adet Ak-47 uzun namlulu silah, 9 adet ruhsatsız tabanca, 3 adet çalıntı motosiklet, 1 adet eylemde kullanılan otomobil, 1 adet çalıntı otomobil, 4 adet kar maskesi, 2 adet çelik yelek ve çok sayıda fişek ele geçirildi” ifadelerine yer vermişti.
Aydın AB Müktesebatı gereği getirilen yasak Aydınlıları küstürdü Bir zamanlar Aydın’ın en önemli yerel bayramları arasında yer alan, ilin düşman işgalinden kurtuluşu kutlamaları artık bir şenlik değil yerine getirilmesi gereken zorunlu bir vazife gibi kutlanmaya başladı. Önceleri binlerce kişinin katılımı ile gerçekleştirilen 7 Eylül kutlamalarındaki renkli kutlamalar, AB Müktesebatı gereği yasaklanınca halk kutlamalardan ayağını kesti. Türkiye’de Avrupa Birliği normları gereği alınan bazı kararlardan biri de yaklaşık 85 yıldır Aydın’ın en önemli günlerinden biri olan ilin düşman işgalinden kurtuluşunun kutlandığı 7 Eylül kutlamaları oldu. Aydın Valisi Mustafa Malay döneminde Aydın efelerinin kurusıkı mermilerle gerçekleştirdiği şehrin düşman işgalinden kurtuluşunu anımsatan kutlamalar yasaklandı. İşgalcilerin ve Yunanlıların Aydın’ı yakmasını andıran ve tulumbacıların şehri yangınlardan kurtarmak için verdiği mücadeleye ilişkin etkinlikler de yasaklandı. Getirilen bu yasaktan sonra Aydın Valisi Mustafa Malay’ın yerine gelen Hüseyin Avni Coş’un makamına çıkan Aydın efeleri yasağın kaldırılmasını talep etti. Yasak kalkmayınca kutlamaların tadı kaçtı, halk da kutlamalardan elini ayağını çekti. Kurtuluş günleri, 17 yıl önce AB Müktesebatı gereği alınan kararla getirilen yasakların ardından sıradan bir tören haline geldi. Bugün gerçekleştirilen Aydın’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yıldönümü de oldukça sönük geçti. Aydın Büyükşehir Belediyesi koordinesinde Atatürk Kent Meydanı’nda gerçekleştirilen tören, protokol üyeleri ve çok az sayıdaki vatandaşın katılımıyla gerçekleşmesi ve 7 Eylül ruhunun kaybolması yürekleri burktu. Barutlu kutlamaların yasaklanmasıyla birlikte eski yıllarda Adnan Menderes Bulvarı boyunca düzenlenen etkinlikler, efelerin geçişleri, Yunanlıların temsili olarak Aydın’dan kovulması gibi kutlama programlarının olmaması 7 Eylül ruhunun kaybolmasına sebep oldu.
Adana Prof. Dr. Fındıkçıoğlu: “Akciğer kanseri genellikle ileri evrede belirti veriyor” Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Alper Fındıkçıoğlu, akciğer kanserinin erken dönemde tespit edildiğinde tedavi edilme şansının çok yüksek olduğuna dikkat çekerek, “Günümüzde kapalı ameliyat yöntemleriyle küçük bir kesiden girilerek kanserli dokular temizlenebiliyor” dedi. Tüm dünyada kansere bağlı ölümlerde ilk sırayı akciğer kanserinin olduğunu belirten Acıbadem Adana Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Alper Fındıkçıoğlu, “Dünyada her yıl 2 milyon kişiden daha fazlası yeni akciğer kanseri tanısı alıyor. Yaklaşık 1 milyon 800 bin kişi akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybediyor. Ülkemizde ise tüm kanserlerin yüzde 21’ini akciğer kanseri oluşturuyor” diye konuştu. “En büyük sebebi tütün ve tütün ürünleri” Akciğer kanserinin genellikle ilerleri evrelerde belirti verdiğini vurgulayan Prof. Dr. Fındıkçıoğlu, hastalığın başlangıçta öksürük, balgam, halsizlik gibi çok ciddi olmayan yakınmalara yol açarken, ileri evrelerde kanlı balgam, göğüs ve sırt ağrısı, iştahsızlık, kilo kaybı gibi şikayetlere yol açtığını sözlerine ekledi. Akciğer kanserinin en büyük sebebinin tütün ve tütün ürünleri kullanımı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Fındıkçıoğlu genetik faktörlerin de bu kanserin oluşumunda etkin rol oynadığını ifade etti. Tedavide kemoterapi (ilaç tedavisi), akıllı ilaçlar, bağışıklık sistemine yönelik immünoterapiler, radyoterapi (ışın tedavisi) ve cerrahi tedavi yöntemlerinin kullanıldığını belirten Prof. Dr. Fındıkçıoğlu, “Akciğer kanseri erken dönemde tespit edildiğinde tedavi edilme şansı çok yüksek bir hastalık. Bu yüzden erken teşhis edilen akciğer kanserlerinde cerrahi tedavi yöntemleri kullanılıyor” dedi. “Küçük bir kesiden giriliyor, kanserli doku temizleniyor” Günümüzde uygulanan kapalı ameliyat yöntemleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Fındıkçıoğlu “Küçük bir kesiden kameralı sistemler ile göğüs boşluğuna girilerek kanserli dokuların tamamen temizlenebildiği video ve robot yardımlı torakoskopik yöntemler, tedavinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Kapalı yöntemler için en büyüğü 2-3 cm’lik 1 veya 2 adet minik kesilerden göğüs boşluğuna girilebilen bu yöntemler için özel geliştirilmiş teknolojik cihazlar kullanılıyor. Ameliyat sırasında en az düzeyde doku hasarı oluşuyor, böylece hem iç organlarda hem de kesi yapılan yerde iyileşme daha hızlı oluyor” diye konuştu. Hastaların iyileşme sürecinde daha az ağrı hissedecekleri için kısa sürede ayağa kalkarak normal hayatlarına bir an önce dönebildiklerini ve ameliyat sonrası yoğun bakım ihtiyacının da önemli ölçüde azaldığını sözlerine ekledi. “Kapalı yöntemde lokal ya da genel anesteziyle yapılabiliyor” Kapalı yöntemlerin akciğer hastalıklarının teşhis aşamasında da önemli rol oynadığına işaret eden Fındıkçıoğlu, sebebi bilinmeyen göğüs boşluğunda sıvı birikimi, basit yöntemlerle biyopsi almaya uygun olmayan akciğer kitleleri ile büyümüş lenf nodlarının teşhisinde yine bu yöntemlerin kullanıldığını dile getirdi. Kapalı cerrahi yöntemlerin genel anestezi altında yapılabildiği gibi lokal anestezi ile hasta tam uyutulmadan da uygulanabileceğine değinen Prof. Dr. Fındıkçıoğlu böylece genel anestezi alamayacak durumda olan ileri yaştaki veya genel durumu kötü olan hastalara cerrahi girişimler uygulanabileceğini söyledi. Kapalı yöntemlerin en önemli özelliklerinden birinin hastaların kısa sürede taburcu olabilmesi olduğundan bahseden Fındıkçıoğlu, “Açık cerrahi sonrası 8-10 gün hastanede yatması gereken hastalar, kapalı cerrahi sonrası 3-4 günde taburcu olabiliyor. Ameliyat sonrası ağrı kesici ve diğer ilaçlara olan ihtiyaç da azalıyor. Kısa yatış süresi ve ilaç kullanımının azalması tedavi maliyetlerini de olumlu yönde etkiliyor” dedi.