ASAYİŞ - 26 Kasım 2025 Çarşamba 13:20

Polisten kaçan uyuşturucu satıcı kovalama sonucu böyle yakalandı

A
A
A
Polisten kaçan uyuşturucu satıcı kovalama sonucu böyle yakalandı

İstanbul’un Fatih ilçesinde polisten kaçan uyuşturucu satıcısı kovalamaca sonunda yakalandı. Farklı suçlardan çeşitli suç kaydı olduğu öğrenilen şüphelinin taşıdığı poşette 5 parça halde toplam 1 kilo 100 gram skunk, evinde ise 5 kilo 759 gram skunk ele geçirildi. Kovalama anları ise güvenlik kameraya yansıdı.


Edinilen bilgiye göre, Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü’nce, "Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti" suçu ile ilgili ilçe genelinde yürütülen çalışmalar aralıksız devam ediyor.


Önceki akşam suç ve suçlara yönelik yapılan devriye sırasında Aksaray Mahallesinde bulunan bir sokak içerisinde durumu kuşkulu görünen eli poşetli bir kişi polisi sokak kesişiminde fark edince geri kaçmaya başladı. Kontrol amaçlı durdurulmak istenin şüpheli ile polis arasında kovalamaca başladı.



Uyuşturucu dolu poşetle yolda rahat rahat yürürken


Kaçmaya çalışan şüpheli, yaşanan kovalamaca sonrası kaçmasına izin verilmeden yakalanarak gözaltına alındı, kimlik bilgilerinin H.E. olduğu belirlenen zanlının elinde bulunan poşet içerisinden 5 parça halinde toplam 1 kilo 100 gram skunk türü uyuşturucu maddesi çıktı.


Devam eden çalışmalarda, H.E.’nin Aksaray Mahallesinde bulunan evinde gerçekleştirilen aramada ise 5 kilo 759 gram daha skunk ve uyuşturucu ticaretinde kullanılan bir hassas terazi ele geçirildi.



Şüpheli tutuklandı, olay anı güvenlik kamerasına yansıdı


Gözaltına alınıp karakola götürülen H.E., dün ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklandı.


Öte yandan polis ile uyuşturucu zanlısı arasında yaşanan kovalamaca anları ise sokaktaki bir iş yerinin güvenlik kameralarına yansıdı. Elde edilen görüntülerde, içinde uyuşturucu olduğu anlaşan elindeki poşetle yolda yürüyen H.E.’nin, sokak kesişiminde polisleri görünce geri kaçmaya başladığı ve onu takip eden emniyet mensupları ile zanlı arasında kovalamaca anları yer alıyor.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.