Öğretmen yetiştirme sürecinin sağlam temellere oturtulması ve öğretmen adaylarının mesleklerine en iyi şekilde hazırlanması gerektiğini belirten Prof. Dr. Devrim Akgündüz, öğretmen yetiştirme süreciyle ilgili önemli açıklamalarda bulunarak uygulamalı eğitim verilmesinin önemine dikkat çekti.
İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akgündüz, Millî Eğitim Bakanlığı’nın, eğitim fakültelerinden mezun olan öğretmen adaylarını "MEB Akademisi" adı altında ek bir eğitim sürecine tabi tutma planını eleştirerek, "Bu durum, eğitim fakültelerinin varlığını ve işlevini sorgulatıyor. Eğer öğretmenler eğitim fakültelerinde yetkin bir şekilde yetiştirilemiyorsa, bunun bilimsel temelde ortaya konulması gerekir ve fakültelerin müfredatı, öğretim elemanları ve eğitim kalitesi ciddi bir şekilde gözden geçirilmelidir" dedi.
"Eğitim fakültelerinde standartlaşma sorunu büyük problem"
Ayrıca Prof. Dr. Akgündüz, İstanbul Aydın Üniversitesi yayınlarından çıkan ve baş editörlüğünü yaptığı 2033 Eğitim Vizyonu kitabında, öğretmenlerin seçimi, yetiştirilmesi, istihdamı ve mesleki gelişimi ile ilgili 10 yıllık hedeflerin yer aldığını belirtti. Bu hedefler kapsamında öne çıkan konuları detaylandıran Prof. Dr. Akgündüz, "Eğitim fakültelerinde standartlaşma sorunu büyük bir problemdir. Üniversiteler arasındaki kalite farkı, öğretmen yetiştirme sürecini zayıflatıyor. Bu nedenle, eğitim fakültelerinin aynı yetkinlikte ve standartta öğretmen yetiştirip yetiştirmediğinin bilimsel bir temelde değerlendirilmesi gereklidir" dedi.
Prof. Dr. Akgündüz, öğretmen adaylarının seçimiyle ilgili de dikkat çekici yorumlarda bulunarak, "Eğitim fakültelerine girişte herhangi bir özel yetenek sınavı uygulanmıyor. Ancak akademik bilgi kadar diksiyon, psikolojik durum, hitabet, iletişim becerisi ve çocuk sevgisi gibi kriterler de çok önemlidir. Doğan Cüceloğlu’nun da dediği gibi, hiç kimse tesadüfen öğretmen olmamalıdır" diyerek bu konuda yeni politikaların geliştirilmesinin gerekliliğini vurguladı.
Müfredat ve uygulamalı eğitim önerisi
Eğitim fakültelerindeki müfredatı da değerlendiren Prof. Dr. Akgündüz, "Şu anki eğitim sisteminde alan bilgisi ve teorik eğitimlere ağırlık veriliyor. Ancak öğretmen adaylarının sahada yeterince deneyim kazanmaları sağlanmıyor. Eğitim fakülteleri, uygulama ağırlıklı fakülteler haline getirilmeli ve öğretmen adaylarının sahada daha fazla vakit geçirmesi sağlanmalıdır" diyerek uygulamalı derslerin artırılması gerektiğinin altını çizdi.
Öğretmenlerin sadece akademik bilgiyle değil, sosyokültürel yetkinlikleriyle de öne çıkması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Akgündüz, "Her öğretmen adayı en az bir sanat dalını icra ederek mezun olmalıdır. Bunun yanında, çevre-iklim, yurttaşlık, felsefe ve tarım gibi alanlarda zorunlu dersler verilerek öğretmenlerin daha bilinçli bireyler olması sağlanmalıdır" dedi.
Eğitim fakültelerinde akademisyenlerin yetkinlikleri
Eğitim fakültelerindeki akademisyenlerin yetkinliğine de değinen Prof. Dr. Akgündüz, "Öğretmen yetiştiren akademisyenlerin bir kısmı öğretmenlik deneyimine sahip değil. Bu, ciddi bir sorundur. Öğretmen yetiştirme süreci teorik eğitimden ziyade uygulamalı ve tecrübe paylaşımına dayalıdır. Bu nedenle, öğretmen yetiştirecek akademisyenlerin sınıf deneyimine sahip olması şarttır" diyerek bu alanda yapılacak iyileştirmelerin önemine dikkat çekti.
Son olarak Prof. Dr. Akgündüz, "Eğitim fakülteleri mutlaka modernize edilerek daha fazla güçlendirilmelidir. Millî Eğitim Bakanlığı, eğitim fakülteleri ile eş güdüm içerisinde çalışmalı ve mezun öğretmenleri doğru istihdam politikalarıyla sisteme kazandırmalıdır" dedi. MEB Akademisi’nin ise mezun öğretmenler yerine halen görevde olan öğretmenlerin mesleki gelişimini desteklemek için kullanılması gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Akgündüz, "Doğru yetiştirilen her öğretmen, bu ülkenin geleceği için atılan bir adımdır" diyerek eğitim fakültelerinin geleceğinin tüm ülke için çok önemli olduğunu vurguladı.
