EKONOMİ - 13 Mayıs 2024 Pazartesi 11:52

Proje satışlarında senet dönemi

A
A
A
Proje satışlarında senet dönemi

Emlak Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, "2024 yılı ilk çeyreğinde gerçekleşen ipotekli konut satışları, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 53 azalışla 27 bin 622’ye geriledi. Bu dönemdeki ipotekli satışların ise sadece 6 bin 569’u ilk el satış olarak gerçekleşti" dedi.



2024 yılı ilk çeyreğinde gerçekleşen ipotekli konut satışları, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 53 azalışla 27 bin 622’ye geriledi. Bu dönemdeki ipotekli satışların ise sadece 6 bin 569’u ilk el satış olarak gerçekleşti. Konut satışlarındaki bu düşüşün özellikle proje satışlarında çeşitli vadelerde senetli satışlara döndüğüne dikkat çeken Altın Emlak Global Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Günümüzde inşaatı tamamlanan bazı projelerde yüzde 50 gibi peşinatlarla, kalan tutarın 2-3 yıla kadar vade yapıldığı örnekler görüyoruz. Sabit taksit ile yapılan bu vadelendirmeler, alıcılar için çok cazip fırsatlar sunuyor. İnşaat maliyet endeksinin yıllık bazda yaklaşık yüzde 70 arttığını da dikkate alırsak, sabit ödeme önemli bir avantaj diyebiliriz. Özellikle de bu dairelerden bitmiş ve teslime hazır olanların hemen kiraya verilebilmesi de mümkün. Faizde beklemek yerine bitmiş projelerde konuta yönelmek bu dönem için iyi bir yatırım fırsatı sunuyor” dedi.



"Konut kredisi faizleri zirvede"


Konut kredilerinde aylık faiz oranının yüzde 3 seviyelerinin üstüne, yıllık bileşik faizde de yüzde 44 seviyelerine yaklaştığına değinen Özelmacıklı, “Örneğin bugün aylık yüzde 3,1 üzerinden 1 milyon TL, 120 ay vade ile kredi çekilse aylık taksit ödemeleri 31 bin 815 TL seviyelerinde oluyor. Lakin bu seviyeler yüksek görünse de artan enflasyonda rakamların hızla gerilediği de unutulmamalı. Hatta kredi faiz oranları düştüğünde yapılandırma ile daha düşük seviyelerde tekrar borçlanmak mümkün olabiliyor. Yeni projelendirilen veya inşaatları devam eden projelerde de her geçen gün maliyetler artıyor. Özellikle kredi faizlerinin yükselmesi sektörde ciddi bir nakit akışı sıkıntısına sebep oluyor” dedi.



"Yabancılara konut satışına gayrimenkul sektörünün ihtiyacı var"


Özellikle kredi imkanlarının kısıtlandığı bu dönemde inşaat sektörünün yabancılara konut satışına ihtiyaç duyduğunu ifade eden Özelmacıklı “Yabancılara konut satışında önemli bir düşüş görüyoruz. Özellikle TÜİK istatistiklerinde ilk çeyrek rakamlarına baktığımızda geçen yılın aynı dönemine göre konut satışları yüzde 48 azaldı. Konut satışları içinde yabancılara yapılan satışların payı ise sadece yüzde 2 seviyesinde. AB ortalamasının yüzde 8’in üstünde olduğu bir global pazarda payımız her geçen gün azalıyor. Ülkemizde döviz yatırımlarının neredeyse yarısı gayrimenkul sektöründen geliyor. Hem döviz ihtiyacı için hem de inşaat firmalarının nakit akışları için yabancıya satışa ihtiyacımız var. Uluslararası gayrimenkul yatırımcısı ile göçmenlerin karıştırılmaması gerekiyor. Bu başlıkların siyaset gündeminde çıkartılması lazım. Ülkemize döviz girişi sağlamak milli bir sorumluluktur. Vatandaşlık programları dışında Altın Vize gibi yenilikçi programlara ihtiyacımız var. Gün geçtikçe rakip ülkeler yatırım kolaylıkları ile öne çıkıyor. Hatta ülkemizden bazı vatandaşımız bile yurtdışından gayrimenkul yatırımlarına yöneliyor” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.