GÜNDEM - 17 Eylül 2025 Çarşamba 13:00

Selçuk Bayraktar TEKNOFEST açılışında konuştu!

A
A
A

TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar TEKNOFEST açılışında konuştu. Küre Dijital Ansiklopedi’nin müjdesini veren Bayraktar, ''Küre, yapay zekâ destekli, açık kaynaklı ama en önemlisi her bilginin müellifinin belli olduğu, güvenilir bir referans kaynağı olacak. Küre, sizlerin yazacağı, tartışacağı, yaşayan bir bilgi kaynağı olacak. Küre; dezenformasyon ve manipülasyonun karşısında hakikatin mecrası olacak" dedi.

TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar TEKNOFEST açılış programında konuştu. TEKNOFEST’in sadece bir festival değil, asırlardır süren öğrenilmiş çaresizliğe güçlü bir itiraz olduğunu söyleyen Bayraktar, "TEKNOFEST bugünün dünyasının yarışlarına değil, yarının yarışlarına bugünden hazırlanmaktır. Sadece teknolojiyi tüketen değil bizzat tasarlayan bir neslin, ’Biz de varız’ diye haykırmasıdır. Kendi gök kubbemiz altında, kendi kanatlarımızla uçma sevdamızdır. Şairin de dediği gibi, ’Güneşin doğuşunu bekleyen’ bir neslin diriliş muştusudur. İşte bu ruh, bu yıl sınırları aşarak önce Kardeş Vatan’a uzandı. KKTC tarihinin en büyük açık hava organizasyonunda 270 bin kardeşimizle kucaklaştık. Oradan Donanmamızla Boğaz’ı selamlayıp, TEKNOFEST Mavi Vatan’da, İstanbul Tersanesi’nde yüz binleri ağırladık. Şimdi de evimizde, Atatürk Havalimanı’ndayız. TEKNOFEST ruhunun ne kadar büyük olduğunun ispatı, işte bu meydanlardır. Bu ruhun asla sönmeyeceğinin göstergesi, yarışmalarımıza başvuran 1 milyon 100 bin gencimizdir" şeklinde konuştu.

"64 farklı yarışmayla, dünyanın en büyük teknoloji festivali olma rekorumuzu yeniliyoruz"

TEKNOFEST kapsamında düzenlenecek yarışmalara değinen Bayraktar, "Bu yıl ufkumuzu daha da genişlettik. 13’ü yeni olmak üzere toplamda 64 farklı yarışmayla, dünyanın en büyük teknoloji festivali olma rekorumuzu yeniliyoruz. Onkolojide 3T Yarışması ile kansere karşı yeni çözümler geliştiren vicdanlı zihinler burada. Türkçe Büyük Dil Modeli Yarışması ile yapay zeka çağında dilimizin geleceğini koruyan gençlerimiz aramızda. Mesleki Yetenek Yarışması ile Milli Teknoloji Hamlemizin kahramanları, üretimin bel kemiği olacak geleceğin usta teknisyenleri de burada. Bu yıl nice ilklere de imza atıyoruz. İlk kez kurulan TEKNOFEST Şampiyonlar Geçidi’nde, gençlerimizin hayallerini, 100’den fazla milli teknoloji ürününü gururla izleyeceğiz. Tıpkı Tuz Gölü’ndeki roket yarışmamızda aynı anda 3 roketin gökyüzüyle buluştuğu o an gibi, tarihe nice notlar düşeceğiz. Fetih 1453 ile şanlı tarihimize dijital bir yolculuk yapacak, Çelik Kubbe sergisi ile vatan semalarını koruyan teknolojiye tanıklık edeceğiz" ifadelerini kullandı.

"Gazze’de bebekler, çocuklar, masum insanlar katlediliyor"

Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çeken Bayraktar, "Dünya, pusulasını yitirmiş bir gemi gibi karanlığa sürükleniyor. Adaletin ve ahlakın olmadığı, insan onurunun hiçe sayıldığı, teknolojinin gücünün bir tahakküm aracına dönüştüğü, karanlık bir çağa tanıklık ediyoruz. Gözlerimizin önünde, modern çağın en acımasız soykırımı yaşanıyor. Gazze’de bebekler, çocuklar, masum insanlar katlediliyor. Bir yerde bebekleri öldürmek meşru görülüyorsa, orada artık hiçbir ahlaki ve hukuki sınır kalmamıştır. Bu ahval, tüm insanlık için varoluşsal bir tehdit. Tüm kalbimle inanıyorum ki, medeniyetimizin bize emrettiği merhamet ve adaleti, üzerimize düşen vazifeyi hakkıyla yerine getirdiğimizde, er ya da geç iyilik bu kötülüğe galebe çalacak. İyilik muhakkak kazanacak. Tam da bu nedenle Milli Teknoloji Hamlesi, sadece daha hızlı roketler, daha akıllı sistemler yapmak değildir. Bizim davamız, teknolojiyi vicdanla, aklı ahlakla birleştirmektir. Bizim davamız, bu zulme "dur" diyecek caydırıcı güce ulaşmaktır. Bu güç, askeri, ekonomik ve teknolojik üstünlüğün yanında ahlaki üstünlüğü sağlamaktır. TEKNOFEST kuşağı, sadece gökleri değil vicdanları da aydınlatmak, insanlığın onurunu koruyacak teknolojileri de geliştirmek zorundadır" açıklamalarında bulundu.

"Milli Teknoloji Hamlesi’nin tek amacı tam bağımsız Türkiye idealine ulaşmak"

Milli Teknoloji Hamlesi’nin tek amacının tam bağımsız ve müreffeh bir Türkiye idealine ulaşmak olduğunu söyleyen Bayraktar, "Yüksek teknoloji; sağlıktan tarıma, ulaşımdan haberleşmeye kadar her alanda aydınlık geleceğimizin anahtarı. Bizler burada sadece parlak fikirleri ve yeni icatları görmüyoruz. O fikirleri çeliğe, koda, ürüne dönüştüren usta elleri ve zihinleri de görüyoruz. Yarın, bu teknolojileri fabrikalarda üretecek, atölyelerde geliştirecek on binlerce gencimizi görüyoruz. Bu yarışmalardaki her bir proje, yarının dünyaya damgasını vuracak teknoloji şirketlerinin habercisidir" diye konuştu.

"Akıllı telefonlar, saatler, internet dahil ne kadar sivil teknoloji varsa hepsi silaha çevrilmiş durumda"

Tam bağımsızlık mücadelesinin bir cephesinin de dijital dünya olduğunu vurgulayan Bayraktar, "Vatan şairimiz, o meşhur dizesinde ne diyordu: ’Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar’. İşte o canavar, bugün karşımıza dijital bir çehreyle çıkıyor: Tekno-feodalizm! Bedelini ödeyerek aldığımız akıllı telefonlar, saatler, internet dahil ne kadar sivil teknoloji varsa hepsi silaha çevrilmiş durumda. Sosyal medyasından arama motorlarına, attığımız adımdan damarlarımızdaki nabza kadar sayan bu teknoloji, adeta insanlığı örümcek ağına hapsetmiş bir halde. TEKNOFEST kuşağı bu dijital tahakküme karşı kendi cevabını verdi: Türkiye’nin sosyal medyası NSosyal’i hayata geçirdi. NSosyal, herkesin özgürce fikir üreteceği bir platform. NSosyal, Küresel dijital tekelleşmeye karşı bir itirazdır. NSosyal, dijital dünyamızda saygının, yüz yüze bakar gibi nezaketin, ifade özgürlüğünün buluştuğu yerdir" dedi. Konuşmasında Küre Dijital Ansiklopedi’nin müjdesini veren Bayraktar, "Bu adım, T3 ve Küme Vakıflarımızın 1.5 yıldır titizlikle yürüttüğü çalışmaların bir eseri. Küre, yapay zekâ destekli, açık kaynaklı ama en önemlisi her bilginin müellifinin belli olduğu, güvenilir bir referans kaynağı olacak. Küre, sizlerin yazacağı, tartışacağı, yaşayan bir bilgi kaynağı olacak. Küre; dezenformasyon ve manipülasyonun karşısında hakikatin mecrası olacak" ifadelerini kullandı.

İsmail Coşkun 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş: "Üç aylar, bizler için durup düşünme, hayatımızı yeniden gözden geçirme, günahlarımız için af dileme fırsatıdır" Diyanet İşleri Başkanı Safi Arpaguş, "Üç aylar, bizler için durup düşünme, hayatımızı yeniden gözden geçirme ve samimiyetle Rabbimize yönelerek kulluk hususundaki eksikliklerimizi giderip hata ve günahlarımız için af dileme fırsatıdır" dedi. Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş, Recep, Şaban ve Ramazan aylarını kapsayan mübarek üç ayların başlamasıyla ilgili bir mesaj yayımladı. Arpaguş, üç ayların insanın hayatını yeniden göz geçirmesi, Allah’a yönelerek kulluk konusundaki eksikliklerini gidermesi ve günahlardan af dilemesi için fırsat olduğunu belirtti. "Üç aylar, bizler için durup düşünme, hayatımızı yeniden gözden geçirme, günahlarımız için af dileme fırsatıdır" İçerisinde nice feyiz, bereket ve hikmetler barındıran mübarek üç aylara kavuşmanın sevincinin yaşandığını ifade eden Arpaguş, "Bugün itibariyle mübarek ayların ilki olan Recep ayına girmiş bulunuyoruz. Manevi hayatımızda müstesna bir yere sahip olan, zihin ve gönül dünyamızda derin manalar taşıyan bu özel zamanlara bizleri ulaştırdığı için Yüce Rabbimize hamd ediyoruz. Bu kıymetli vakitlerin her anını hakkıyla değerlendirebilmeyi bizlere nasip etmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyoruz. Yüce Rabbimiz dünya hayatını bizim için bir imtihan sahası kılmış ve bizlere en büyük sermaye olarak ömür nimetini bahşetmiştir. Hiç şüphesiz ömür nimetinin her bir anı paha biçilemez bir hazine değerindedir. Ne var ki insan çoğu kez gaflete düşerek bu nimetin değerini yeterince fark edememektedir. İşte üç aylar ve bu ayların içinde barındırdığı mübarek gün ve geceler, vaktin kadrini bilmemize ve zaman bilincini yeniden kuşanmamıza vesile olan bir maneviyat iklimidir. Hayatın hızlı akışı içinde ruhların dünya meşgalesi ile yorgun düştüğü bir vasatta idrak edilen üç aylar, bizler için durup düşünme, hayatımızı yeniden gözden geçirme ve samimiyetle Rabbimize yönelerek kulluk hususundaki eksikliklerimizi giderip hata ve günahlarımız için af dileme fırsatıdır" dedi. "İbadetlerimizi daha düzenli, daha ihlaslı ve bilinçli bir şekilde yerine getirmenin gayreti içinde olmalıyız" Aynı zamanda Arpaguş, mesajında şu ifadelere yer verdi: "Peygamber Efendimiz, ‘Allah’ım Recep ve Şaban aylarını bize bereketli kıl ve bizi Ramazana ulaştır’ diye dua ederek bu mübarek zamanların önemine dikkat çekmiş; bu aylarda ibadetini artırmış ve müminleri de buna teşvik etmiştir. Dolayısıyla bu müstesna zamanlar vesilesiyle her birimiz ibadetlerimizi daha düzenli, daha ihlaslı ve bilinçli bir şekilde yerine getirmenin gayreti içinde olmalıyız. Niyetlerimizi, sözlerimizi ve davranışlarımızı gözden geçirerek daha samimi bir Müslüman ve daha iyi bir insan olma azmimizi pekiştirmeliyiz. Geçmişimizin muhasebesini yaparak hayatımıza çeki düzen vermek ve eksiklerimizi gidermek için bu mübarek vakitleri bir fırsat bilmeliyiz. Bu vesileyle aziz milletimizin ve tüm İslam âleminin üç aylarını tebrik ediyorum. İbadet, taat ve dualarımızı kabul buyurmasını, iyiliklerimizi katından bir rahmetle bereketlendirmesini Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum."
Adana Kargoyu aracından inmeden bahçeye fırlattı Adana’da bir kargocu, müşterisine teslim edeceği kargoyu aracından inmeden bahçeye fırlattı. O anlar güvenlik kamerasınca kaydedildi. Olay, 18 Aralık’ta merkez Seyhan ilçesine bağlı Narlıca Mahallesi’nde meydana geldi. İnternetten bir ürün sipariş eden Sinem Şahin (20), kargosunu teslim alacağı gün evde olmadığı için kargocudan ürününü müstakil evinin giriş kapısına bırakmasını istedi. Eve geldiğinde kargosunun kapı yerine bahçenin ortasında olduğunu fark eden Şahin, durumdan şüphelendi. Güvenlik kamerası kaydetti Evinin güvenlik kamerasını inceleyen Şahin, kargocunun, adrese geldiğinde aracından inmeden kargoyu bahçeye fırlattığını gördü. Görüntüleri sosyal medyada paylaşan Sinem Şahin’in videosu viral oldu. Şahin, "Kargomu getirmek için kargocu beni aradı, evde olmadığımı söyledim ve kapıya bırakmasını rica ettim. Kargomu eve gelince kapı yerine bahçede görünce güvenlik kamerasına baktım ve kargocunun temassız teslimat yaptığını gördüm. Videoyu paylaşınca çok fazla izlendi. Kargocuyla da görüştüm ve videonun tuttuğunu, eğlenceli bir video olduğunu söyledi" ifadelerini kullandı. Ürününün kırılacak bir ürün olmadığını ancak kargocuların dikkatli olması gerektiğini de belirten Şahin, "Kargomda kırılacak bir ürün yoktu ancak kırılacak bir ürün de olabilirdi. Kargocuların daha dikkatli olması gerek" dedi.
Antalya Antalya’dan toplanıp, Avrupa’ya gönderiliyor İlaç, gıda, kimya, boya ve kozmetik sektöründe kullanılan defne yaprağı, Antalya’nın Akseki ilçesindeki orman köylüsüne geçim kaynağı oldu. Akseki’nin Sinanhoca Mahallesi’nde her yıl aralık, bazı yıllar ocak-şubat aylarında yaklaşık 4 haftalık dönemde hasadı yapılan defne yaprağı, yaklaşık 100 aileye önemli ölçüde gelir sağlıyor. Meydanda toplanıp tartımı yapılan defne yaprakları kilosunu 25 liradan firmalar tarafından yerinde alınıp işlenmek üzere götürülüyor,işlenmiş ürünler ise Avrupa’ya ihraç ediliyor. "3 bin dönümlük arazi üçe bölünüyor" Akseki Orman İşletme Müdürlüğünden alınan izin ile yaklaşık 3 bin dönümlük arazideki ormanlık alanı 3’e bölüp köy sınırları içerisinde kendiliğinden doğal ortamda yetişen defne ağaçlarının 3 yılda bir hasat yapılıyor. Hasat zamanında çoluk çocuk şafak vakti evlerinden çıkıyor. Dik yamaçlarda, kayalıkların arasındaki ağaçlardan defne yaprağı toplayan köylüler, traktör römorklarına yükledikleri defne çuvallarını, köy meydanında istifliyor. "Antalya’nın defne yaprağı ihracata gidiyor" Köylüler topladıkları defne yapraklarını köy meydanına getiriyor. Meydanında toplanan tartımı yapılan defne yapraklarını kilosunu 25 liradan satın alan çeşitli İzmir firmaları, işlemek üzere İzmir’e götürüyor. Özellikle ilaç, gıda, kimya, boya ve kozmetik sektörlerinde kullanılan defne yaprakları ya da işlenmiş ürünler Amerika ve Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor. Yılın bu döneminde köylülerin büyük çoğunluğu defne kesimiyle uğraşıyor. 5 kişilik bir aile ortalama 60 bin lira gelir elde ediyor "Bu yıl 150 ton defne" Sinanhoca Mahallesi Muhtarı Erol Büyükarslan, bu orman arazisinde yetişen defne ağaçlarının kalite oranının yüksek olduğunu söyledi. Sinanhoca bölgesinin defne yaprağının Türkiye’deki en iyi defne yaprakları arasında yer aldığını dikkat çeken Büyükarslan, köylüler için önemli bir gelir kaynağı olan defne yaprağında geçen yıl 350 ton ile rekor kırmıştık. Bu sezon ise 150 ton defne yaprağı toplandı. Bunun nedeni ise bu yıl kesim yapılan bölmede defnenin daha az olmasından kaynaklandığını söyledi. Büyükarslan, "Kilosunu da bu yıl çok iyi fiyata verdik. 25 liradan ihale ederek satışını gerçekleştirdik. Geçen yılda 19 lira 30 kuruştan satmıştık. Köy halkı bu yılda çok iyi bir gelir elde etti. Defne, alıcı firmalar tarafından işlendikten sonra yurt dışına ihraç edilerek ülke ve ilçe ekonomisine de önemli katkı sağlıyor" dedi. "İşletme müdürlüğü gözetiminde toplanıyor" Akseki Orman İşletme Müdürlüğü yetkilileri ise belediyeye ait özel ağaçlandırma sahalarının 1987 yılında koruma altına alındığını belirterek, 3 bölgeye ayrılan alanda defne kesimi yapıldığın vurguladı. İlaç ve kozmetik sanayisinde kullanılan ürünün yöre sakinleri için de önemli bir gelir kapısı olduğunu ifade eden yetkililer, işletme müdürlükleri gözetiminde defne yaprağı toplandığını belirtti. Defne kesimi yaparak aile bütçesine katkı sağlayan Hasan Hüseyin Arslan, her yıl dönüşümlü olarak defne kesimi yaptıklarını ve köylü olarak kesime hep birlikte girdiklerini, her yıl başka bölgelerde kesim yaptıklarını söyledi. Arslan,"Kesimi de zor. Köyde 70-80 aile çor çocuk defne kesimi yapıyoruz. Bizim için çok önemli bir geçim kaynağı" diye konuştu. "Defne Yaprağının şifaları" Defne yaprağı taze veya kurutulmuş halde kullanılabiliyor, ancak daha güçlü aroması nedeniyle kurutulmuş olarak kullanımı daha yaygın olarak kullanılıyor. Defne yaprakları, tanenler, flavonoidler, alkaloidler, linalol, öjenol, metil kavikol ve antosiyaninler gibi anti-inflamatuar, diüretik, antioksidan, sindirim ve anti-romatizmal özelliklere sahip maddeler içerirken mutfakta kullanımının ötesinde, yüzyıllardır tıbbi özellikleri nedeniyle tercih edildiği biliniyor. Ayrıca çaylarda, yağlarda ve doğal ilaçlarda da kullanılırlar.