SAĞLIK - 19 Nisan 2025 Cumartesi 12:48

"Sigara ömrünüzden 20 yıl çalıyor"

A
A
A
"Sigara ömrünüzden  20 yıl çalıyor"

Prof. Dr. Hamza Duygu, kalp ve damar hastalıklarının gençler arasında yaygınlaşmaya başladığı uyarısında bulundu. En önemli risk faktörlerinden biri olarak sigarayı işaret eden Prof. Dr. Duygu, "Sigara, insan ömründen 20 yıl çalıyor" dedi.


Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamza Duygu, Kalp Sağlığı Haftası’nda önemli açıklamalarda bulundu. Kuzey Kıbrıs’ta en fazla kalp ve damar hastalıklarına bağlı hastalıkların görüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Hamza Duygu, son yıllarda tüketimi gençler arasında yaygınlaşan enerji içeceklerinin de bu riskleri ciddi şekilde artırdığını vurguladı. Kalp damar hastalıklarının birden fazla faktöre bağlı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, sigara, düzensiz beslenme, düzensiz uyku, obezite, aşırı alkol tüketimi ve aşırı stresin kalp ve damar sağlığı için önemli risk faktörleri arasında olduğunu belirtti. Prof. Dr. Duygu, bunun yanında yaş, cinsiyet, genetik ve etnik etkenlerin de kalp ve damar sağlığını bozan risk faktörleri arasında olduğunu ifade etti. Yaş, cinsiyet, genetik ve etnik etkenlerin değiştirilemez etkenler grubunda olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, sigara tüketimine bağlı kalp rahatsızlıkları, sağlıksız beslenme alışkanlıkları, aşırı alkol tüketimine bağlı rahatsızlıklar, oturgan yaşam, şişmanlık, kan yağları, kan basıncı ve kan şekeri yüksekliğinin ise düzeltilebilir risk faktörleri olarak sıraladı.



"Pasif içicilik de önemli sorun"


Kalp damar hastalıklarında en önemli risk faktörlerinin başında sigara tüketiminin geldiğini hatırlatan Prof. Dr. Hamza Duygu, sigara tüketiminin kalp damar tıkanıklığı ile birlikte birçok hastalığa da neden olduğunu belirtti. Prof. Dr. Duygu, "Sigara tüketimi maalesef ömrümüzden yirmi yıl çalıyor. Kalp Damar hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığa da davetiye çıkarıyor. Aktif içicilik gibi pasif içicilik de çok önemli bir sorun. Kişiler mutlaka sigara içilen ortamdan uzak durmalı" dedi.


Düzenli olarak sigara içen kişilerin yüzde 50’sinin sigara tüketiminden kaynaklı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybettiğini ifade eden Prof. Dr. Hamza Duygu, bu ölümlerin yaklaşık yarısının orta yaş grubunda görüldüğünü belirterek, içilen sigara miktarının kalp damar hastalıkları, kanser ve solunum sistemi hastalıkları ile doğrudan ilişkili olduğu uyarısında bulundu.



"Kalp hastalıkları gençler arasında yayılıyor"


KKTC’de en sık görülen hastalığın kalp damar hastalıkları olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, bu hastalıkların sadece ileri yaşlarda değil, gençlerde de sık görülebildiğini de vurguladı. Gençlerde kalp krizi riskini artıran başlıca etkenlerin; zararlı madde kullanımı, sağlıksız beslenme ve düzensiz uyku olduğunu belirten Prof. Dr. Duygu, gençler arasında son yıllarda yaygınlaşan enerji içeceği ve keyif verici madde kullanımının kalp sağlığı açısından ciddi riskler taşıdığını söyledi. Bu tür maddelerin özellikle gençlerde kalp ritim bozukluklarına ve kalp krizine yol açabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Duygu, kalp damar hastalıklarına yatkınlığı olan bireylerin daha da dikkatli olması gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Duygu, "Son yıllarda yirmili veya otuzlu yaşlarda da kalp damar tıkanıklığına günlük pratikte daha sık rastlıyoruz. Bunun en önemli nedenin ise sigara alışkanlığı olduğunu görüyoruz" dedi.



"Sağlıklı kalbin temellerini çocuklukta atın"


Sağlıklı bir yaşamın, çocukluk yaşlarında edinilen alışkanlıklarla şekillenmeye başladığını söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, bu yaşlardan itibaren sağlıklı diyet alışkanlığının yerleştirilmesi ile toplumun kalp damar hastalığı riskinin azaltılabilineceğini belirtti. Şeker hastalığının yaygınlığındaki korkutucu artıştan sorumlu obezite ve hareket azlığı ile mücadelenin de kalp sağlığı için belirleyici olduğunu ifade eden Prof. Dr. Duygu, "Bu konuda verilmesi gereken mücadele topluma eğitim yoluyla bilinç kazandırmak suretiyle gerçekleşebilir. Okullarda fiziksel aktivite derslerinin yanında beslenme ile ilgili eğitimler de verilmesi gerekir. Okullarda öğrencilere günde bir saat beden eğitimi yapma olanağı sağlanmalıdır. Erişkinlerin ise beden eğitimi yapabileceği merkezlerin sayısı ve kalitesinin arttırılması devletçe desteklenmelidir" dedi.



"Geciktirilebilir veya azaltılabilir risk faktörlerini dikkate alın, kalbinizi koruyun"


Kalp sağlığını korumada düzenli ve dengeli beslenmenin de büyük önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Hamza Duygu, sağlıklı beslenme alışkanlıkları sayesinde kalp damar hastalıklarına yol açan birçok risk faktörünün de önlenebileceğini ifade etti. Sağlıklı beslenme ile kalp damar hastalıklarına neden olan risk faktörlerinden aşırı kilo, kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gelişiminin geciktirilebilir veya azaltılabilir olduğunun altını çizen Prof. Dr. Hamza Duygu, "Toplumda batı tipi diyet ve fast food alışkanlıkları giderek yaygınlaşıyor. Bu durumla ancak sağlıklı yaşamı hedefleyerek mücadele edilebilir" dedi.


Aşırı kalori ve tuz tüketiminin önlenmesi, hayvansal yağların azaltılarak bitkisel yağların taze sebze, liften zengin yiyecekler ve balığın daha çok tüketildiği bir yeme düzeninin benimsenmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Duygu, zeytinyağı ve balık tüketiminin daha fazla olduğu bölgelerde kalp ve damar hastalıklarından ölümlerin daha az görüldüğünü belirtti. Prof. Dr. Duygu, "Toplam tüketilen enerjinin en fazla yüzde 30’unun hayvansal yağlardan karşılanması gerekiyor" dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasında sanıkların yargılanmasına devam edildi İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın 7. duruşmasına devam edildi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’ne yönelik düzenlenen 2. dalga operasyona ilişkin geçtiğimiz günlerde iddianame hazırlanmıştı. Çete lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı ile birlikte hareket ettikleri belirlenen şahıslara yönelik hazırlanan ve ana dava dosyası ile birleştirilen iddianame ile sanık sayısı 61’e yükselmişti. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nce adliyenin konferans salonunda görülen 7. duruşmanın 2. gününde devam edildi. Duruşmaya, 6’sı tutuklu bir kısım tutuksuz sanık ile tarafların avukatları hazır bulundu. Bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ise duruşmaya, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Duruşmada, sanıklar yoklamalarının ardından savunma yaptı. Duruşmada savunma yapan ve iddianamede ismi örgüt lideri olarak geçen tutuklu sanık Fırat Sarı, "Tutukluluğumuz 20 aydır, soruşturma ise 3 yıldır sürüyor. Hayatını çocuklara adamış insanlar burada bebek katili oldu. Ben 20 aydır içerideyim, beni sonsuza kadar burada mı tutacaksınız? Elinizde bir taş yani somut bir delil var mı?" ifadelerini kullandı. "Herkes bizi potansiyel bebek katili zannediyor" Savunmasının devamında sanık Sarı, "Bu dosya medyaya çok farklı lense edildi, medyada bu dosyayı korkunç bir biçimde cinayet işler gibi ele aldı ve biz bu durumdayız. Halime bebek, beyin ölümü ile doğmuş bir bebektir. Ben hastaya ne yapmışım, ben canavarım, korkunç bir hekimim ya hani, ben Halime bebeğe tomografi çektirmeye gönderdim. 20 dakika boyunca canlandırmakla uğraştım. Ben bebeğe MR çektirmediğim için suçlandım. Bebeğin beyin ölümü gerçekleşmiş canlandırmaya çalışıyoruz neyin MR’ını çekelim, hastanın damar yolu kalmadı. Bunu sorgulamadılar. 112 bu bebeği neden Çorlu Reyap Hastanesine sevk etti? Herkes bizi potansiyel bebek katili zannediyor. Emrullah Erdinç’in uyuşturucudan gözaltına alınması tesadüf değildir. Seher Cuhadar ve Erol Vural gibi isimler çıktı şimdi ortaya. Ben bu insanları tanımıyorum, hayatım boyunca da görmedim. Ben bu duruşmada ev hapsi talep ediyorum, bunu ilk kez istiyorum" şeklinde konuştu. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Zeki Ötünç, "Bebek için gerekli olan her şeyi yaptım, ihmal yok. Annelerin içi rahat edebilir. Bunu mahkemeye kanıtlayacağım. 1986 yılından beri doktorluk yapıyorum. 18 yıldır yenidoğan yoğun bakıma bakıyorum. Bana, cinayet işlediğim söyleniyor. Bunun basında çıkan haberlerin etkisi olduğunu düşünüyorum. Cezaevine girdiğimde çok sinirlenmiştim, diğer mahkumlar neden buradasın dediğinde duvarlara vurarak ’bebek öldürmüşüm ben’ demiştim. Bunun ne kadar kötü bir durum olduğunu bilemezsiniz. Bebekler anne karnından doğar doğmaz biz görmüyoruz. Doktorlar doğum işlemi sonrası bize teslim ediyor. Bu yüzden doğum sırasında yaşanan bir ihmal olmuş mu ya da başka bir durum oldu mu bilemiyoruz. Biz doğum sonrası ortaya çıkan olaylardan sorumluyuz. Bu bebeklerin sorunlarının doğum sırasında meydana gelmediğini nereden biliyoruz? Ben yenidoğan doktoruyum ve bir bebeği öldürmekle suçlanıyorum, bunu da para için yaptığım söyleniyor. Bu korkunç bir şey, kimseyi öldürme kastım yoktur" dedi. Savunma yapan tutuklu sanık Hakan Doğukan Taşçı ise, "Opara bebek hakkında ismimin geçtiği tek yer var, o da bebeğin ölüm bilgisini aile ile paylaşmak. Bunu da şu şekilde açıklıyorum; bebeğin ölüm bilgisini aile ile paylaşacak doktorun olmaması. Ben sorumlu hemşireyim, gece vefat eden bir bebeğin ölümünü ben haber veremem mesai saatimin dışında. Ne yaparsam yapayım ömür boyu bu dosyadan kurtulamayacakmışım gibi hissediyorum. Herkes çocuklara ben müdahale etmedim diyor, bu çocuklara kim müdahale etti ben çok merak ediyorum. Şeyhmus Çelik, 44 gün yatan bebek için ben görmedim dedi, 60 yaşına gelmiş adam bunu söyledi" şeklinde konuştu. Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına ve eksik hususların giderilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, sanıkların savunmalarının alınmasına devam etmek için duruşmayı yarın saat saat 10.00’a erteledi.
Sinop Batı Karadeniz’de fırtına uyarısı: Soğuk ve kar kapıda Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Batı Karadeniz için fırtına ve ardından etkisini artıracak soğuk hava dalgasına karşı uyardı. Yapılan son değerlendirmelere göre bölgede rüzgâr bu geceden itibaren doğu ve kuzeydoğudan 6 ila 8 kuvvetinde (50–75 km/saat) fırtına şeklinde esecek; fırtınanın Perşembe akşam saatlerinden sonra etkisini kaybetmesi bekleniyor. Yetkililer, ulaşımda yaşanabilecek aksamalar başta olmak üzere olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmasını istedi. Öte yandan 26 Aralık Cuma gününden itibaren bölge genelinin soğuk ve yağışlı havanın etkisi altına girmesi öngörülüyor. Yağışların iç kesimlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacağı tahmin edilirken, halen mevsim normalleri civarında seyreden sıcaklıkların bölge genelinde 4 ila 10 derece azalacağı bildirildi. Soğuk havanın önümüzdeki hafta boyunca da etkisini sürdürmesi bekleniyor. Bu süreçte özellikle gece ve sabah saatlerinde sıcaklıkların düşmesine bağlı olarak iç kesimlerde buzlanma ve don olaylarının görülebileceği, buna bağlı olarak kara, hava ve deniz ulaşımında aksamalar yaşanabileceği değerlendiriliyor. Tarımsal faaliyetlerin sürdüğü bölgelerde ise soğuk hava ve don olaylarının zirai don riskini artırarak ürün kayıplarına yol açabileceği uyarısı yapıldı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 26 Aralık 2025 ile 2 Ocak 2026 tarihleri arasında bölgeye bağlı il merkezlerinde en düşük hava sıcaklıklarının eksi değerlere kadar düşebileceğini belirterek, yayımlanacak tahmin ve meteorolojik erken uyarıların yakından takip edilmesinin önem taşıdığını vurguladı.