SPOR - 10 Ekim 2025 Cuma 11:46

Suat Çelen: "Türk cimnastiği artık katıldığı tüm yarışmalara madalya için gidiyor"

A
A
A

Artistik Cimnastik Dünya Şampiyonası’nda özellikle Adem Asil ve Ferhat Arıcan’dan final ve madalya beklentileri olduğunu söyleyen Türkiye Cimnastik Federasyonu Başkanı Suat Çelen, "Türk cimnastiği artık katıldığı tüm yarışmalara madalya için gidiyor. Umut ediyorum ki günün sonunda gülen taraf elde ettikleri başarılarla bizim sporcularımız olurlar. Sevinen ve kazanan ülkemiz olur" dedi.

Endonezya’nın başkenti Cakarta’da 19-25 Ekim tarihlerinde yapılacak Artistik Cimnastik Dünya Şampiyonası öncesi Türkiye Cimnastik Federasyonu Başkanı Suat Çelen, İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açıklamalarda bulundu. Türk cimnastiği ve Artistik Cimnastik Dünya Şampiyonası hakkında değerlendirmelerde bulunan Başkan Çelen, organizasyona iddialı bir sporcu grubu ile katılacaklarını dile getirdi.

"Umut ediyorum, günün sonunda gülen taraf bizim sporcularımız olur"

Şampiyonadaki hedeflerinin finallere kalmak olduğunu vurgulayan Başkan Suat Çelen, "Türk cimnastiği artık katıldığı tüm yarışmalara madalya için gidiyor. Özellikle Adem Asil ve Ferhat Arıcan’dan final ve madalya beklentimiz var. Bunun yanı sıra ilk defa dünya şampiyonasına katılan sporcularımız var. Onlar da final yapabilmek için gayret edecekler. Kadın sporcularımız da belirledikleri hedef doğrultusunda finallere yaklaşmak için çalışacaklar ve en az 1-2 sporcumuz final şansını kovalayacak. Umut ediyorum ki günün sonunda gülen taraf elde ettikleri başarılarla bizim sporcularımız olurlar. Sevinen ve kazanan ülkemiz olur. İnşallah sporcularımız bayrağımızı dalgalandırırlar" ifadelerini kullandı.

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Adana’da cam temizliğine yeni soluk: Dronlar camcı oldu Dronlar hayatımızın her alanına girerken Adana’da yüksek katlı binaların dış cepheleri, güvenlik ve hız açısından artık dron ile temizlenmeye başlandı. Dronlar, artık görüntü ve fotoğraf başta olmak üzere tarım, arama kurtarma ve kargoculuk faaliyetlerinde de kullanılmaya başlandı. Teknolojinin gelişimiyle dronlar, binaların dış cephe temizliğine de artık el attı. Eskiden dağcılar tarafından temizlenen dış cepheler, artık dronlar sayesinde hem güvenli hem de daha ekonomik olarak temizleniyor. "Dron, bütün camları temizliyor" Hazırlanan solüsyonla havalanan dron, yüzeyi kirden arındırmasın ardından saf suyla duruluyor. Adana’da faaliyet gösteren Sea tech firması yöneticisi Selçuk Atal, İhlas Haber Ajansı’na konuştu. Firmasının bölgede tek olduğunu ve böyle bir hizmeti verdiğini anlatan Atal, "Hem fiyat, performans açısından hem de güvenlik açısından gerçekten önemli bir çalışma. Son yıllarda hem dünyada hem ülkemizde dron ile birçok sektörde çalışmalar yapılıyor. Birçok sektör dronlardan faydalanıyor. Biz de bunu dış cephelere neden olmasın diye Adana’da da başlattık. Vinç veya başka bir aparata ihtiyaç duymadan dron bütün camları temizliyor" ifadelerini kullandı. "İlgi çok fazla" Görenlerin hayrete düştüğünü anlatan Atal, "Şu anki yaptığımız çalışmadan hem site yönetimi hem site sakinleri çok memnun kaldı. Burada hem güvenli, hem ekonomik, hem de çevreci bir çalışma yapıyoruz. Talepler gayet iyi. Dış cephelerin dron ile temizlenmesini görenler oldukça şaşırıyorlar. İlgi gösteriyorlar" dedi. Öte yandan Selçuk Atal, camların temizlendikten sonra 6 aya kadar kir tutmadığını söyledi.
İstanbul Kazan dairesinden Dünya Şampiyonluğuna Güngören’de bulunan Ergün Öner Mehmet Öner Anadolu Lisesi’nde okuyan bir grup hevesli öğrenci tarafından okulun kazan dairesinde kurulan EMONER Robotics, takımı dünyanın en prestijli robotik yarışmalarında Türkiye’yi temsil ederek ardı ardına ödüller topladı. Güngören’de bulunan Ergün Öner Mehmet Öner Anadolu Lisesi’nde 2018 yılında birkaç hevesli öğrencinin girişimi ve öğretmen ve okul idaresinin desteğiyle Robotik takımı kuruldu. Okulun kazan dairesinde kurulan EMONER Robotics takımı kısa sürede dünyanın en prestijli yarışmalarında ödüller kazandı. Kazan dairesinde başlatan kıvılcım Takımın kuruluş sürecini anlatan Kaptan Eylül Dönder, hikayenin tamamen öğrencilerin inancıyla başladığını belirtiyor. 2018’den bu yana lise düzeyindeki en prestijli yarışmalardan biri olan FRC (First Robotics Competition)’ye aktif olarak katıldıklarını dile getiren Dönder, ekibin su altı robot yarışmaları, Teknofest, TÜBİTAK ve insansız hava araçları gibi birçok alanda da faaliyet gösterdiğini belirtti. Takımın kuruluşunu ve ilk aldıkları ödülden bahseden Dönder "Takımımızın doğuşu okulumuzun kazan dairesidir. Hevesli bir öğrenci grubunun mentörlerimiz olan Hasan ve Erkan hocamıza bu yarışma sürecinden bahsetmesi ve ilk yılını tamamen kendi çabalarımızla bu takım ortaya çıktı. 2019 yılında İstanbul’da gerçekleşen bir yarışmaya katıldık ve bizden çok deneyimli olan takımlar arasında en iyi dereceyi elde ederek ikinciliğe yükseldik ve finalist takım ödülüne layık görüldük. Bu başarımız sayesinde yalnızca sayılı takımın davet aldığı dünya şampiyonasından özel davet aldık ve Houston dünya şampiyonasında çaylak takımlar arasında en iyi dereceyi elde ederek en iyi çaylak takım ödülünü aldık" dedi. Maddi zorluklarla karşılaştık Maddi zorluklara ve rakiplerine dikkat çeken Dönder "Biz bir devlet lisesi robotik takımıyız ve biz bu yarışmalarda bizden imkanları çok daha yüksek okullardaki takımlarla yarışıyoruz. Bizim takımımızı diğer takımlardan ayıran en önemli şey fırsatı kendimiz oluşturuyor oluşumuz. Robotumuzun birçok parçasının Amerika’dan gelmesi zorunlu ama biz bu parçaları çoğu zaman getiremiyoruz. Getiremediğimiz parçaları da burada 3 boyutlu yazıcımız sayesinde tasarlayarak robotumuza uygun malzemeler üretmeye çalışıyoruz. Çok ciddi gümrük maliyetleri ile karşılaşıyoruz. Birçok aldığımız malzeme gümrükte kaldı" ifadelerini kullandı. Sürdürülebilirliğe çok önem veren bir takımız Takım üyesi olan bir diğer öğrenci Serra Babacan takım olarak sürdürülebilirliğe çok önem verdiklerini belirterek "Bu yarışma kapsamında ve gelişen süreçte bir çok sosyal sorumluluk projesi gerçekleştiriyoruz. Ortaokul ve ilkokul düzeylerinde robotik atölyeleri dahilinde robotik eğitimleri veriyoruz ve bu takımlarımızla da bir çok yarışmaya katılıyoruz. Bunun dışında sürdürülebilirliğe çok önem veren bir takımız" dedi. Kazandıkları ödüllerden de bahseden Babacan "Geçtiğimiz sezon Los Angeles’ta finalist olduk ve ikincilik ödülüne layık görüldük. Aynı zamanda yaptığımız çevreci ve sürdürülebilir projeler sayesinde sürdürülebilirlik ödülüne layık görüldük. Takım kaptanımız Eylül Dönder bireysel dekanlar listesi ödülüne layık görüldü. Ardından Teksas’da düzenlenen dünya şampiyonasına davet aldık. Katılım sağlayan 4 Türk takımından biriydik. Burada da sürdürülebilirlik ödülüne layık görüldük" diye konuştu. Çocuklar sadece çalışan değil, öğrenen noktaya geldi Takımın mentörlerinden ve kurucu öğretmeni Hasan Dinçer Ekmekçi, sürecin eğitimsel faydalarından bahsederek "Okulumuzdaki faaliyetleri 2018 yılından itibaren gerçekleştirmeye başladık. Katıldığımız ilk sene İstanbul’da final oynadık daha sonra da Amerika Birleşik Devletleri’nin şampiyonlar ligi olarak adlandırdığımız yarışmasına davet edilerek ülkemizi, ilçemizi ve okulumuzu orada gururla İstiklal marşımızı söyleyerek temsil ettik. Geçen sene bizim zirve yaptığımız bir dönemdi. Hem İstanbul’da hem de Los Angeles’ta final oynayarak farklı farklı ödüller kazandık." Robotik faaliyetler öğrencilerin geleceğini de şekillendiriyor Ekmekçi, robotik faaliyetlerinin öğrencilerin geleceğine etkisine dikkat çekerek "Bu yarışmalara sayesinden çocukların sadece çalışan değil öğrenen bir noktaya geldiğini gördük. Bu süreçte üniversiteye geçen bir çok öğrencimiz çok farklı firmaların üst düzey yöneticileri kadrosunda. Hem öğrencilik pozisyonlarında hem de aynı zamanda yöneticilik olarak da görev alıyorlar. Bizden mezun olan öğrenciler tekrar üniversiteye başladıklarında bize geri dönerler. Genç mentör olarak adlandırdığımız bu öğrenciler burada okula yeni başlayan çocuklara hem hamilik yaparlar hem de süreci anlatırlar" diye konuştu.
Adana Adana’da yağışlar son 52 yılın en düşük seviyesinde Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre Adana son 52 yılın en kurak yılını geçiriyor. Geçen yıla göre bile yağışlarda yüzde 26 azalma olduğu öğrenildi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü 1 Ekim 2024 ile 30 Eylül 2025 yağış verilerine karşılaştıran bir rapor hazırladı. Bu rapora göre : "1 Ekim 2024-30 Eylül 2025 dönemini kapsayan 2025 su yılı yağışları normali ve geçen yıl yağışlarının altında tamamlandı. 2025 su yılında Türkiye’de ortalama 422.5 mm yağış kaydedildi. Su yılı normali 573.4 mm (1991-2020) ve geçen yıl su yılı yağışı ise 597.0 mm oldu. Yağışlar, normalinin yüzde 26, geçen yıl yağışlarının ise yüzde 29 altında gerçekleşti. Türkiye geneli su yılı yağışları son 52 yılın en düşük seviyesine indi. Yağışlar; Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin güneyi ile Hatay çevrelerinde yer yer yüzde 60’ın üzerinde azalma, Sinop, Samsun, Ordu, Giresun ve Trabzon çevrelerinde ise yüzde 20’nin üzerinde artma gösterdi." "Akdeniz Bölgesi son 51 yılın en düşük seviyesinde" Raporda bölgelerde tek tek değerlendirilerek şu verilere yer verildi: "Bölge genelinde su yılı yağışları tüm bölgelerde normallerinin ve geçen yıl yağışlarının altında gerçekleşti. Normallerine göre en fazla azalma yüzde 53 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde meydana gelirken, 12 aylık dönem su yılı yağışları Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerinde 65, Marmara Bölgesi’nde 63, Akdeniz Bölgesi’nde 51, Ege Bölgesi’nde son 18 yılın en düşük seviyesine indi" "En fazla yağış düşüşü yüzde 66 ile Hatay’da oldu" İl il yapılan değerlendirmede ise "İl geneli yağışlarda en fazla yağış 1812.1 mm ile Rize’de, normaline göre en fazla artış yüzde 30 ile Giresun’da gerçekleşti. En az yağış 182.8 mm ile Şanlıurfa’da, normaline göre en fazla azalma yüzde 66 ile Hatay’da meydana geldi. 2025 su yılı yağışları Bilecik, Çorum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Kayseri, Kırşehir, Kilis, Mardin, Nevşehir, Şanlıurfa, Van, Batman, Edirne, Tekirdağ, Siirt, Şırnak ve Çanakkale’de 65, Kırıkkale’de 64, Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Bursa, Kahramanmaraş, Karaman, Osmaniye’de 52, Aksaray, Konya, Niğde’de 51, Hakkâri 50, Yalova’da son 40 yılın en düşük seviyesinde" olduğu belirtildi. Raporda Akdeniz Bölgesinin su yılı yağışının 460.6 mm, normalinin ise 665.1 mm ve 2024 su yılı yağışının 618.2 mm olduğu vurgulanarak, " Yağışlarda normaline göre yüzde 31, 2024 su yılı yağışına göre yüzde 26 azalma gerçekleşti" denildi.
Konya Uzmanı uyardı: Bitki çaylarını dozunda kullanın Havaların soğumasıyla vatandaşlar bitki çayına yönelirken, uzmanlar, dozunda kullanılan bitki çayının tedavi edici olduğunu ama dozundan fazla kullanılan çayın hastalıklara, hatta içerdiği aktif maddelerden dolayı ölüme bile sebep olabileceği konusunda uyarıyor. Bitki çaylarının soğuk algınlığı, sindirim sistemi problemleri gibi çeşitli basit hastalıklarda ilaca gereksinimi azaltmak için kullanıldığını vurgulayan uzmanlar, dozundan fazla kullanımının çeşitli hastalıklara hatta ölüme sebep olabileceğini belirtiyor. Gebelikte ıhlamur, kuşburnu gibi bitki çaylarının günde birer fincan içilebileceğini söyleyen uzmanlar, emziren annelerin rezene, kimyon, anason gibi çayları ek olarak kullanabileceğini tavsiye etti. Medicana Konya Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uzm. Dyt. Beyza Vural Öten, bitki çaylarının soğuk algınlığı, sindirim sistemi problemleri gibi çeşitli basit hastalıklarda ilaca gereksinimi azaltmak için kullanılan çaylar olduğunu belirterek, "Bitki çayları içerdiği çeşitli bileşiklerden dolayı çeşitli farmakolojik etkiler göstermektedir. Bu nedenle kontrollü ve dozunda kullanım çok önemlidir. Etiketi, içeriği, kaynağı belli olmayan bitkilerden uzak durulmalıdır. Çünkü bitki çayları içerdiği aktif maddelerden dolayı ölümcül olabilir. Dozunda kullanılırsa tedavi edici, dozunun üzerine çıkarıldığı zaman çeşitli hastalıklara hatta ölüme de sebep olabilir. Bitki çaylarının uzun süreli ve fazla dozla kullanılmasıyla birlikte alerjik reaksiyonlar görülebiliyor. Fazla laksatif içerik kullanıldığı zaman elektroliz kaybı, potasyum kaybına sebep olabiliyor. Karaciğer ve böbrek üzerinde yüke sebep olabiliyor. Hatta karaciğer kanserine kadar sebep olabiliyor. Dozunda kullanılmadığı ve uzun süreli kullanımdan dolayı bu etkilerle karşılaşılabilir" dedi. "Kan sulandırıcı, tansiyon, diyabet, antipsikotik ilaç kullananlar bitki çayı kullanırken mutlaka doktoruna danışmalı" Kaynağı belli olmayan bitkilerde toksik madde karışmış olabileceğini söyleyen Uzm. Dyt. Beyza Vural Öten, "Pestisit içeriği olabilir. Fakat etkiyi artırmak amaçlı içeriğindeki bitkinin etkisinin artırılması amaçlı içeriğine belirtilmeyen bazı maddeler karıştırılabilir. Örneğin zayıflama çayları gibi. Bunlardan kesinlikle uzak durmalıyız. Etiketi, üreticisi, kaynağı belli, Sağlık Bakanlığı’ndan onaylı bitki çayları eczanelerden ya da marketlerden alınıp kullanılabilir. Örneğin soğuk algınlığında kış aylarında çok fazla tercih edilen ada çayı, çok fazla kullanıldığında 15-20 grama kadar çıktığı zaman kalp çarpıntısına sebep olabiliyor. Çarpıntı problemleri, kalp yetmezliğine sebep olabiliyor. Kan sulandırıcı ilaç, tansiyon ilaçları, diyabet ilaçlar veya antipsikotik ilaç kullananlar bitki çayı kullanırken mutlaka doktoruna danışmalı. Çünkü bitki çayı bu ilaçların emilimini yavaşlatabiliyor ya da bozabiliyor. Bu sebeple mutlaka doktor kontrolü ile kullanmalılar" şeklinde konuştu. "Tansiyon ilacı kullananların yeşil çay tüketiminde dikkatli olmasını tavsiye ederim" Gebelikte anne adaylarının ıhlamur, kuşburnu gibi bitki çaylarını günde birer fincan içilebileceğini ifade eden Beyza Vural Öten, "Emziren anneler için rezene, kimyon, anason gibi çaylar bunlara ek kullanılabilir. Fakat ilk 6 ay bebeklere kesinlikle bitki çayı verilmemeli. 6 aylık olduktan sonra anne makul miktarda bu çaylardan tüketebilir. Zayıflamak isteyenlerin sıklıkla tükettiği yeşil çay metabolizma hızı üzerinde çok etkili, yağ yakımı üzerinde etkili bileşikler içeriyor. Fakat fazla tüketildiğinde yine tansiyon dengesizliğine sebep olabilir. Özellikle tansiyon ilacı kullananların yeşil çay tüketimin de dikkatli olmasını tavsiye ederim" diye konuştu.