ASAYİŞ - 13 Eylül 2024 Cuma 16:56

Taksim’de taksimetre açmayan taksilere ceza

A
A
A
Taksim’de taksimetre açmayan taksilere ceza

İstanbul Taksim Meydanı’nda turizm polislerinin yaptığı ticari taksi denetiminde 2 şoföre taksimetre açmadığı, müşteriyle pazarlık yaptığı ve araç ruhsatı olmaması nedeniyle para cezası kesildi.


İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı turizm polisleri tarafından Taksim Meydanı’nda taksicilere yönelik denetim yapıldı. Denetimde araçlar durdurularak, şoförlerin belgeleri incelendi. Şoförlerin emniyet kemeri takıp takmadıkları, taksimetre açıp açmadıkları ve yolcu seçip seçmediklerine yönelik kontroller yapıldı. Öte yandan polis ekipleri tarafından taksi kullanan turistlere bindikleri araçlarda taksimetreye dikkat etmelerine yönelik uyarı yapıldı.



2 taksi şoförüne para cezası kesildi


Yapılan denetimlerde bir taksi şoförüne taksimetre açmayıp müşteriyle pazarlık yaptığı için 3 bin 135 lira, başka bir şoföre ise aracının ruhsatının olmaması sebebiyle 6 bin 430 lira para cezası kesildi. Para cezası kesilen iki araç trafikten men edildi.



Taksim’de taksimetre açmayan taksilere ceza

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Sağlıkçıların Erzurum’da 47 haftalık sessiz yürüyüşü Erzurum’da 47. Haftasında; sağlık çalışanları ve tıp fakültesi öğrencileri, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek için düzenledikleri sessiz yürüyüşlerini devam ettirdi. Her hafta olduğu gibi Lala Mustafa Paşa Camisi’nin önünde bir araya gelen sağlık çalışanları, taşıdıkları pankart ve yazılarla Yakutiye Medresesi’ne yürüdü. Yakutiye Medresesi önünde yürüyüşçüler adına konuşan Dr. Yusuf Çiftçi, Gazze’deki savaşın 52 haftadır devam ettiğini ve kendilerinin de sessiz yürüyüşü 47 haftadır sürdürdüklerini belirtti. İsrail’in askeri başarısızlığının cezasını, sivillere ve masum çocuklara kestiğini anlatan Dr. Yusuf Çiftçi, savaşta kazananın Gazze, kaybedenin ise İsrail olduğunu belirterek, "Gazze, bu savaşı kazanalı çok oldu, hem Allah’ın hem insanların rızasını kazandı. Baptist Hastanesi’nde bombalanarak şehit edilen, parçaları dahi bulunamayan o 500 şehit kazandı. ’Bu kadar ileri gidilmemişti. Çocuklar ölüyor yetişemiyoruz. Çocukları nereye koyacağımızı bilmiyoruz.’ diyen doktor kazandı. Bombalı bir saldırıda olur da parçalanırsa uzuvlarına isimleri yazılan o çocuklar kazandı. Anestezi olmadan Kur’an-ı Kerim okuyarak ameliyat olan o çocuklar kazandı. Şifa Hastanesi’nde şehit olanlar kazandı. Sabah namazını kılıp, zikirlerini çekmiş şehadeti bekleyen o mücahit kazandı. Üzerine köpek de salsalar, sakat da kalsa evini terk etmeyen o ihtiyar kadın tüm İsrail’e karşı kazandı." Bu arada Yakutiye Kent Meydanı’nda "Filistinli çocuklar için çiz" etkinliği düzenlendi. Çocuklar etkinlikte, metrelerce uzanan kağıtlara guaj, pastel ve sulu boyalarla Türk ve Filistin bayrakları ile birlikte duygularını çizdiler.
İzmir Bu kıraathanede çeneler değil beyinler çalışıyor İzmir’de bulunan bir kıraathanede her yaştan vatandaş, alışılmış taş oyunları yerine ‘dama’ oynamak için toplanıyor. Bir araya gelen vatandaşlardan kimisi kendini yarışmalara hazırlıyor, kimisi de hobi olarak saatlerini damaya harcıyor. Konak ilçesine bağlı Eşrefpaşa semtinde bulunan bir kıraathanede yaklaşık 60 senedir, her yaştan vatandaş dama oynamak için bir araya geliyor. Kıraathane içerisinde alışılmışın dışında bir oyunla dikkatleri çeken vatandaşlar, sabah saatlerinde kıraathanenin yolunu tutuyor. Akşam saatlerine kadar dama müsabakaları yapan vatandaşları, kıraathanedeki diğer müşteriler de merakla izliyor. Müsabakaya katılan kişilerden kimileri oyunu hobi olarak oynarken kimileri de ülke genelinde düzenlenecek turnuvalar için kendini hazırlıyor. Eğlenmek için dama oynamaya geldiğini aktaran 65 yaşındaki Hasan Yiğit, 15 senedir dama oynadığını, dama sayesinde güzel vakit geçirdiğini ve kıraathanede dama şampiyonlarının da olduğunu belirtti. Damanın bir zeka oyunu olduğunu ifade eden 67 yaşındaki Şükrü Türkseven ise bu oyunun ilerleyen zamanlar için de Alzheimer gibi hastalıklara faydalı olduğunu, dedikodu yapmak yerine böyle zeka oyunları oynamayı tercih ettiklerini söyledi. “Çeneler çalışmıyor, beyinler çalışıyor” Dama oynamaya farklı bir ilçeden geldiğini anlatan 68 yaşındaki Müslüm Çelik, şunları kaydetti: “Önümüzdeki ayın 23’ünde de yarışmaya katılacağız. Hepimiz farklı ilçelerden gelip burada buluşuyoruz. Beyin jimnastiği yapıyoruz. Bu kahvede çeneler çalışmıyor, beyinler çalışıyor.” “Hobi olarak oynuyorum ama bazen yarışmalara katılıyorum” Oyunu babasından gördüğünü ve babasının kendisini teşvik ettiğini söyleyen 68 yaşındaki Ümit Bahçeci de bu oyunun iddia üzerine oynanmayan bir oyun olduğunu vurguladı. Sözlerini sürdüren Bahçeci, “Burada önemli olan karşındakini yenebilmektir. Ben hobi olarak oynuyorum ama bazen yarışmalara da katılıyorum” diye konuştu.
Elazığ Çocuklarının okuduğu sıralarda şimdi kendileri ter döküyor Elazığ’da farklı nedenlerle okul sıralarına oturmayan vatandaşlar, Halk Eğitim Merkezi tarafından düzenlenen kurslara katılarak okuma yazma öğreniyor. Elazığ Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü okuma yazma öğrenmeyen insanın kalmaması için canla başla çalışıyor. Bu çerçevede kent genelinde 4 kurs açan merkez yaklaşık 120 kişiye eğitim veriyor. Zamanında çeşitli nedenlerden dolayı okuma yazma öğrenemeyen vatandaşlar ise bu kurslarda eğitim görüyor. Hayat şartları gereği okul sıralarıyla tanışamayan kadın ve erkekler, şimdi hem bu özlemlerini gideriyor hem de hayallerinin peşinden ilerliyor. Alacakları diplomalar ile bazıları üniversiteye gitmek isterken bazıları ise devletten alacağı destek ile iş yeri kurmak istiyor ve ehliyet almak istiyor. Öğretmenlerini canla başlaya dinleyen kursiyerler, adeta çocukluğunda yaşayamadıkları duyguları bu sıralarda tadıyor. Elazığ nüfusunun yüzde 98’in okuma yazma bildiğini belirten Halk Eğitim Merkezi Müdürü Kenan Tabar, “Yüzde 2’si ise bilmiyor. Bizde okuma yazma bilme oranı Türkiye ortalamalarındadır. Artık cumhuriyetimizin 100. yılını geride bırakırken okuma yazma bilmeyen kalsın istemiyoruz. Bize ulaşan herkese kurs vermek istiyoruz. Şuanda Elazığ’da 4 tane kurs açtık. 2’sini İstasyon Caddesi’ndeki Tuncay Küçüközer binasında, biri çocuk eğitim evinde ve diğeri ise kapalı ceza evinde açtık. Bununla yetinmek istemiyoruz. Okullarımızla, muhtarlarımızla iletişim halindeyiz. Elazığ’ın hangi mahallesinde olursa olsun okuma yazma bilmeyen her vatandaşımıza ulaşmak istiyoruz. Birince ve ikinci kademe olmak üzere veriyoruz. Birinci kademede okuma yazma ve temel matematik bilgileri veriyoruz. İkinci kademede ise Türkçe, matematik, fen ve sosyal bilgiler becerilerini artıracak eğitimler veriyoruz. Bu ikinci kademe eğitimini tamamladıktan sonra ilkokul diploması yerine geçen ikinci kademe okur yazarlık belgesi veriyoruz. Son 1 yılda Halk Eğitim Merkezi bünyesinde 300’e yakın vatandaşımıza okuma yazma eğitimi verdik. Biz artık okuma yazma bilmeyen insanımız kalmasın istiyoruz” dedi. “7 yaşından bu yana hayvancıkla uğraşıyordum okuma şansım olmadı” Kendini geliştirmek için kursa başladığını aktaran Ömer Akalan, “Gelmeyenler var, onlara da tavsiye ederim. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bize tanıdığı bu şans için minnettarız. Ben 7 yaşından bu yana hayvancıkla uğraşıyorum. Benim okuma şansım olmadı. Sürekli dağlarda geziyordum. Maddi durumlar da derken bu güne geldik. Yine de bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Kendimi geliştirmek için kursa başvurdum. Arabaya hevesim var. Bir araç almak istiyorum. Onun için de ilkokul diploması alıp ehliyet sınavlarına gireceğim” diye konuştu. “Okumanın yaşı yok” Çocuğuyla birlikte kursa gelen Demet Ercan ise “Kursta eğitim görüyoruz. Hocamızdan memnunuz. Okumanın yaşı yok. Zamanında okumadık ve pişmanız. Köydeydik ve şartlar farklıydı. Ailelerden dolayı okuyamadık. Kız çocukları üzerinde durulmuyordu. 2 çocuğum daha var, onlarda okuyor. Küçük çocuğum ile birlikte kursa geliyorum” şeklinde konuştu.