ASAYİŞ - 21 Kasım 2025 Cuma 00:18

‘Taşlar’ suç örgütüne yönelik soruşturmada detaylar ortaya çıktı

A
A
A
‘Taşlar’ suç örgütüne yönelik soruşturmada detaylar ortaya çıktı

İstanbul’un Esenler ilçesinde faaliyet gösterdiği belirlenen ‘Taşlar’ suç örgütüne yönelik tamamlanan 111 sayfalık iddianame Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, örgüt lideri ile örgüt yöneticisi şüpheliler hakkında, 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi.


İstanbul Esenler’de faaliyet gösterip çeşitli ilçelerde silahlı çatışmalarla bağlantılı olduğu belirtilen ve liderliğini ‘Ümit’ lakabıyla bilinen Ramazan Taş’ın ‘Taşlar’ silahlı suç örgütüne yönelik tamamlanan soruşturmada, iddianame Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu. Mahkeme tarafından kabul edilen iddianamede, örgütün Esenler olmak üzere çok sayıda ilçede, birçok kişiyi alıkoyarak, mağdurların araçlarına el koyduğu, bu araçları ise suç işleme maksadıyla kullandıkları ve ‘Çapkanlar’ isimli örgütü ile sürekli olarak silahlı çatışmaya girdikleri belirtildi. Örgütün ayrıca, yaptığı eylemleri çeşitli sosyal medya hesaplarında paylaştıklarının tespit edildiği belirtildi.



Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca, hazırlanan 111 sayfalık iddianamede, Çapkan’lar suç örgütünden bazı isimlerin de aralarında bulunduğu 33 kişi ‘müşteki’, 2 şahıs ‘müşteki şüpheli’ ve 31 şahıs ise ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldı. İddianamede, belirlenen şüpheliler hakkında, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’ suçundan soruşturma işlemlerine başlanıldığı, suç örgütü mensupları hakkında yaklaşık 6 ay süren iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması tedbiri kapsamında şüphelilerin silahlı suç örgütü faaliyeti kapsamında gerçekleştirdikleri ve tapelere de yansıyan toplam 24 ayrı silahlı eylemlerinin tespit edildiği aktarıldı.


İddianamede, ‘Taşlar’ suç örgütünün, ‘Çapkanlar’ suç örgütü mensupları şahısların da kendileri gibi illegal faaliyette bulunmalarından dolayı bölgede hakimiyet ve üstünlük kurmak tek güç olarak bölgedeki illegal faaliyetlerine devam etme amacıyla çatışmaya girdikleri de kaydedildi.


Hazırlanan iddianamede, Esenler İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü’ne gönderilen rapor da yer aldı. Raporda, ‘Taş’ ailesine bağlı örgüt üyeleri ile ‘Çapkan’ ailesine bağlı örgüt üyeleri arasında husumet bulunduğu, bu ailelerin ‘uyuşturucu madde satışı’, ‘yasa dışı bahis ve kart kopyalama suretiyle papara sistemi gibi olaylardan gayrı resmi maddi gelir sağlama’ suçlarını işledikleri, ‘Taş’ ve ‘Çapkan’ ailelerin maddi kazançlarını aynı yöntemlerle sağladıkları, her iki örgütün de suç ortakları ve müşterilerinin aynı olduğu, bu nedenle aralarında çıkar çatışmasının olduğu bilgisi yer aldı. İddianamede, her iki grubun da kendi aralarında organize bir şekilde örgütlü olarak hareket ettikleri, gayri resmi yollardan maddi kazanç sağladıkları, bu kazançları kaybetmemek ve arttırmak amacıyla her iki aile arasında olayların yaşandığı anlatıldı.



Sosyal medya fenomeni Murat Övünç’ün örgüt tarafından tehdit edildiği bilgisi


İddianamede, sosyal medya fenomeni Murat Övünç’ün de örgüt mensubu şüphelilerden Ömer T. ve Medeni D. tarafından tehdit edildiği ve Övüç’ün iş yerine yönelik saldırıda bulundukları vurgulandı.



Çeşitli suçlardan cezalandırılmaları talep edildi


Hazırlanan iddianamede, örgüt lideri sıfatıyla yer alan Ramazan Taş, örgüt yöneticisi olarak belirtilen şüpheliler Yılmaz Taş ve Oktay Taş hakkında, ‘suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma’ suçundan ayrı ayrı 7’şer yıl 6’şar aydan, 15’er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi. Öte yandan şüpheli şahısların üzerine atılı ‘ateşli silahlar ve bıçakları bulundurma, taşıma ve satın alma’ kanunu uyarınca da 2’şer yıldan, 4’er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. Şüpheli Ramazan Taş hakkında ise, çeşitli suçlardan değişen oranlarda hapis cezası istendi.


İddianame, değerlendirilmek üzere Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.
Erzincan Erzincan’da 111 bin tuz çalısı toprakla buluşturuldu Erzincan’da 3 köyde 1000 dekarlık mera alanına dikilen tuz çalısı, erozyonla mücadele ve hayvancılıkta kaba yem ihtiyacına katkı sunacak. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen proje kapsamında, kent genelinde mera kalitesini artırmak ve hayvancılıkta kaba yem açığını azaltmak amacıyla bir çalışma hayata geçirildi. Bu kapsamda Erzincan’da 3 köyde toplam 1000 dekarlık mera alanına 111 bin adet Atriplex Halimus (Tuz Çalısı) fidanı dikildi. Son yıllarda hem hayvan beslenmesinde hem de erozyonun önlenmesinde etkin şekilde kullanılan tuz çalısı bitkisi, özellikle kurak ve tuzlu topraklara uyum sağlamasıyla dikkat çekiyor. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü de bu özelliklerinden dolayı tuz çalısını meraların ıslahında yaygınlaştırarak, hayvancılığın sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı hedefliyor. Proje kapsamında Mollaköy Mahmutlu Mahallesi’nde 300 dekarlık alana 33 bin 300 adet, Pınarönü köyünde 450 dekarlık alana 49 bin 950 adet ve Aydoğdu köyünde ise 250 dekarlık alana 27 bin 750 adet tuz çalısı fidanı toprakla buluşturuldu. Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından finanse edilen projenin toplam maliyeti ise 2 milyon TL olarak açıklandı. Proje sahasında incelemelerde bulunan Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker, Erzincan’ın yüzölçümünün yaklaşık üçte birinin meralardan oluştuğunu belirterek, bu alanların verimliliğinin artırılmasının hayvancılık açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Hayvancılık sektörünün ihtiyaç duyduğu kaba yemin önemli bir bölümünün meralardan karşılandığını vurgulayan Koçaker, özellikle küçükbaş hayvancılığın meralara bağımlı olduğuna dikkat çekti. Erzincan’da her yıl ortalama 3 meranın ıslah ve amenajman projelerine dahil edildiğini belirten İl Müdürü Koçaker, tuz çalısı projelerinin de bu çalışmaların önemli bir parçası olduğunu söyledi. Tuz çalısının derin ve kazık kök yapısı sayesinde toprağı tutma kapasitesinin yüksek olduğunu ifade eden Koçaker, bu özelliğiyle erozyonla mücadelede etkili bir bitki olduğunu kaydetti. Koçaker açıklamasında, "Tuz çalısı kuraklığa dayanıklı, iklim değişikliği ve çölleşmeye karşı dirençli, sorunlu ve tuzlu topraklarda bile yetişebilen çok önemli bir bitkidir. Kış mevsiminde yaprağını dökmemesi ve yoncaya eş değer besin değerine sahip olması hayvancılık açısından büyük avantaj sağlamaktadır. Hayvanlar tarafından sevilerek tüketilen tuz çalısı, tuzlu yapısı sayesinde hayvanların tuz ihtiyacını da doğal yoldan karşılamaktadır. Mahmutlu, Pınarönü ve Aydoğdu köylerimizde 111 bin adet tuz çalısı fidanını toprakla buluşturduk" ifadelerini kullandı. Hayata geçirilen proje ile birlikte Erzincan’da meraların verimliliğinin artırılması, erozyonun azaltılması ve hayvancılıkta sürdürülebilir yem kaynaklarının güçlendirilmesi hedefleniyor.