GÜNDEM - 06 Ağustos 2025 Çarşamba 14:21

Topkapı Sarayı’nda tarihi bir kapı daha aralandı: Karaağalar Koğuşu ziyarete açıldı

A
A
A

Osmanlı Saray hayatının en gizemli bölümlerinden biri olan Karaağalar Koğuşu, ilk kez kapılarını ziyaretçilere açtı. Topkapı Sarayı Harem Dairesi’nde yer alan ve padişahın ve ailesinin güvenliğinden sorumlu ‘Karaağalar’ın yaşam alanı olan Karaağalar Koğuşu, Milli Saraylar Başkanlığı’nın yürüttüğü 10 yıllık restorasyon çalışmalarının ardından gün yüzüne çıktı.

Osmanlı’nın "gölge kahramanları" olarak bilinen Karaağalar, saray içindeki hiyerarşinin en kritik noktalarından birini oluşturan zümre grubuydu. Tarih boyunca yalnızca dar bir kesimin erişebildiği bu alan, üç katlı yapısıyla adından konuşturdu. Koğuşun farklı katlarında görevli ağaların kıdemlerine göre düzenlenmiş odalar, döneme ait mimari ve kültürel izleri ziyaretçilere sunuyor.

Mimari yapısı ve dekoru ile dikkat çekiyor

1665 yılında çıkan büyük Harem yangını sonrası 4. Mehmed döneminde yeniden inşa edilen yapı, içindeki çiniler, kalemişi süslemeler ve Edirnekari dolaplarla tarihi bir atmosfer oluşturuyor. Yapının girişinde yer alan Besmele-i Şerif ve "Ya müfettihe’l-ebvab iftah lena hayre’l-bâb" duası, Osmanlı’nın manevi ve mimari geleneğine ışık tutuyor.

Topkapı Sarayı’nda tarihi bir kapı daha aralandı: Karaağalar Koğuşu ziyarete açıldı

Özgün yapısına sadık kalındı

Ziyarete açılan koğuşta yalnızca mimari öğeler değil, balmumu heykellerle canlandırılmış sahneler, döneme ait eşyalar, arşiv görüntüleri ve duvar resimleriyle de zengin bir anlatım sunuluyor. Restorasyon süreci, uzman sanat tarihçileri, mimarlar ve restoratörler gözetiminde, özgün malzemelere sadık kalınarak gerçekleştirildi. Öte yandan Karaağalar Koğuşu’nun Topkapı Sarayı’nın kapalı olduğu salı hariç haftanın her günü 09.00-17.30 saatleri arasında ziyaret edilebileceği öğrenildi.

"Topkapı Sarayı’nın klasik dönemine ait en özgün mekanlarından bir tanesidir"

Restorasyon süreci ile ilgili bilgi veren Milli Saraylar İdaresi Başkanı Yasin Yıldız, "İçinde bulunduğumuz mekan 1660’larda inşa edilmiş ve bugüne kadar müzecilik anlamında yerli yabancı ziyaretçinin hiçbir zaman göremediği bir mekan. Burası Topkapı Sarayı’nın kullanıldığı dönemde 4. Mehmed döneminden itibaren 1660’lı yıllarda bir büyük harem yangınında ortadan kalkmış olan eski harem koğuşların yerine ortaya çıkmış olan inşa edilmiş olan harem koğuşları ve Topkapı Sarayı’nın klasik dönemine ait en özgün mekanlarından bir tanesidir. Dolayısıyla burasını oldukça hassas bir restorasyon sürecinin ardından ziyaretçiyle buluşturmuş olmak bizim için çok heyecan vericidir" dedi.

Topkapı Sarayı’nda tarihi bir kapı daha aralandı: Karaağalar Koğuşu ziyarete açıldı

"Akağalar ile birlikte enderun sisteminde son derece önemli yer tutan kişiler"

Karaağalar’ın enderun sisteminde önemli bir noktada yer aldıklarını söyleyen Yıldız, "Tipik bir Osmanlı klasik dönemi yapısı, bir koğuş yapısı. Bu noktada bu binayı, bu yapıyı, bu külliyeyi kullanan Karaağlar’dan söz etmek gerekir. Karaağlar biraz ismiyle müsemma olduğu gibi özellikle Afrika’nın kuzeyinden, Sudan, Somali, Etiyopya’dan Osmanlı Sarayı’nın haremine ihtiyaçlarını görmek için getirilmiş olan bir ağlar grubu. Bunlar Akağalar ile birlikte enderun sisteminde son derece önemli yer tutan kişiler. Bunun en üst makamı olan Darüssade Ağası hemen yanımızda bulunan padişah has daireleri de dahil olmak üzere haremin ana işleyişinden sorumlu kişi ve Osmanlı devlet protokolünde sadrazamdan sonra gelen kişiliktir. Dolayısıyla Darüssaade Ağaları bu koğuştan yetişen ağalar her zaman Osmanlı Devlet protokolünde çok önemli bir yere sahip olmuş ve çok önemli miktarda da gelir sahibi olmuş vakıfları bulunan insanlar. Bunların camilerini, vakıflarını pek çok yerde görebiliyoruz" şeklinde konuştu.

"Burası Topkapı Sarayı’nın en özgün yapılarından biri"

Yapının Klasik Dönemin üslubunu tamamen bünyesinde barındırdığını söyleyen Yıldız, "Topkapı Sarayı’nın içinde dahi camileri var. İstanbul’un çeşitli noktalarında camileri, hanları, çeşmeleri bulunuyor. Bununla birlikte en önemli özelliklerinden bir tanesi de özellikle Mekke ve Medine’deki Kabe -i Muazzama ve Peygamberimizin kabri olmak üzere bütün mukaddes mekanların hadimi oralara servetlerini harcayan insanlar var. Osmanlı Devlet sistemi içindeki rolleri çok büyük olmuş. 1665’te bu yapının yapıldığını söylemiştim. Klasik Dönemin üslubunu tamamen bünyesinde barındırıyor. Burası 3 katlı bir koğuş sistemi ve gerçekten Topkapı Sarayı’nın en özgün yapılarından bir tanesi mimari olarak da 17. yüzyıl ortaklarının bütün doneleri bünyesinde barındırıyor gerek inşaat tekniği açısından" ifadelerini kullandı.

"Yapısal olarak hiç gezilememiş bir mekandır"

Karaağaların yetiştirilme sisteminden bahseden Yıldız, "3 katlı olmasının bu Karaağaların devlet protokolündeki yeri ve Osmanlı sarayındaki görevleriyle ilgisi var. Burada görev alan Karaağalar adeta bir okul gibi küçük birer çocukken buraya geliyor. Önce üst kattaki genel koğuşlara ardından aşağı doğru kıdem kazandıkça geliyorlar. Bununla birlikte Darüssaade ağası da hemen yanımızda bulunan mekanı kullanıyor. Ziyaretçimiz açısından baktığımızda ise eserimizin şöyle bir önemi var. Söylediğimiz gibi yapısal olarak hiç gezilememiş bir mekandır" cümlelerini kullandı.

Topkapı Sarayı’nda tarihi bir kapı daha aralandı: Karaağalar Koğuşu ziyarete açıldı

"Topkapı Sarayı’nın gizli kalmış mekanlarından bir tanesi"

Restorasyon çalışmasının 10 yıldan fazla olduğunu söyleyen Yıldız, "Topkapı Sarayı’nın gizli kalmış mekanlarından bir tanesi ki burası 10 yıldan fazladır restorasyon çalışması geçiriyor. Ziyaretçiyle buluşacak bu mesleki açıdan çok tatmin edici bir nokta. Bununla birlikte mekanın yanında burada objeleri görüyorsunuz görmüş olduğunuz objelerin önemli bir kısmı Karaağalar koğuşuna ait koleksiyonlarımdan oluşuyor. Onların kullandığı eşyalar buradaki yaşam tarzını buradaki sistematiği, ziyaretçimizi anlatabileceğimiz doneler barındırıyor. Dolayısıyla bir bütün olarak bugün gerçekten ülkemizin tarihi ve kültürel miras alanında perde arkasında kalmış önemli bir eserini ziyaretçilere buluşturuyoruz. İnşallah siz de buna şahitlik yapmış oluruz" diye konuştu.

"10 yıllık bir restorasyondan geçti"

Restorasyon çalışmalarının 2 ayakta sürdüğünü söyleyen Yıldız, "Geçtiğimiz aylarda hatırlayacaksınız 1. Ahmed Odası ve Yemiş Odası da restorasyonun bitiminin ardından gezi güzergahına dahil edilmişti. Şimdi Karaağalar koğuşu da benzer şekilde biraz önce ifade etmiştim. 10 yıllık bir restorasyondan geçti. Buradaki restorasyon diğer çalışmalarımızda olduğu gibi iki ayaklı oluyor. Bir mimari restorasyon çalışması ki söylediğim gibi oldukça yaşlı bir yapı ve klasik dönem yapısı ve haremin içinde yer alıyor. Dolayısıyla belli zorlukları oluyor bu nedenle 10 yılda tamamlandı bu çalışma. Bununla birlikte yine az önce ifade ettiğim taşınabilir eserlerin de restorasyon ve konservasyon onları tek tek yapıldı. Burada yer alan çok fazla bilgi var. Yapının bize sunduğu özellikle girişte ifade etmiştim Karaağaların oldukça ciddi hayır işleri var. Bugün Türkiye coğrafyasında ve dönemin Osmanlı coğrafyasında görülebiliyor. Bunlara ait vakfiyeler bu duvarlara işlenmiş durumda. Bunları bilgi olarak çeviriyoruz. Elimizde Karaağalara ait olan bir takım belgeler var. Bunları buraya yerleştirmiş olduğumuz ekranlarla ziyaretçilerle paylaşıyoruz" ifadelerini kullandı.

"Klasik döneme ait olduğu için son derece özenli ve dikkatli gitmesi gerekiyor"

Klasik dönem eseri olan odanın restorasyonunda dikkatli ve özenli bir biçimde yapıldığını söyleyen Yıldız, "Dolayısıyla buradaki kültürel mirasın hem taşınabilir hem taşınamaz olarak geçirdiği restorasyon süreçlerini ziyaretçimiz bir rutin olarak görmüş oluyor. Topkapı Sarayı’nın haremi gördüğünüz gibi birbirinin içine girmiş mekanlardan oluşuyor. Dolayısıyla buradaki restorasyon çalışmaları, üstelik binaların hemen hemen tamamında klasik döneme ait olduğu için son derece özenli ve dikkatli gitmesi gerekiyor. Bu noktada bizim kurum olarak prensibimiz diğer mekanların ziyaretini kesmeden bu çalışmaları yürütmek. Dolayısıyla haremdeki çalışmalar bu şekilde gerçekleşiyor. Mesela şu an bulunduğumuz Karaağalar koğuşun hemen karşısında olan bir hücreler koğuşu var. Cüceler koğuşunun da restorasyon çalışmaları şu an ilerlemiş durumda yakın zamanda o da bu avlunun içinde ziyaretçiyle buluşacak. Burada haremin önemli bölümlerinden bir tanesi de Kadın Efendileri Daireleridir. Bu dairelerdeki restorasyon çalışmalarımız da sürüyor. Özellikle tezyinat olarak 16. ve 17. yüzyılın çini sanatının ve diğer süsleme sanatlarının çok ciddi örneklerini barındırdığı için hassas bir çalışma sürüyor. Bunların da tamamlanmasının ardından haremdeki bütün alanları peyderpey ziyarete kazandırmış olacağız" dedi.

Davut Has - Sedat Çürük

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yunus Akgün: "Kazanıp dönmek istiyoruz" Galatasaraylı futbolcu Yunus Akgün, Monaco maçıyla ilgili, "Buradan kazanıp dönmek istiyoruz. Önümüzde 2 maç kalıyor, o maçları da kazanıp Şampiyonlar Ligi’nde hedefimiz doğrultusunda devam etmek istiyoruz" dedi. Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi’nin 6. haftasında TSİ 23.00’te Monaco ile karşılaşacak. Müsabakanın hazırlıklarını tamamlayan sarı-kırmızılılarda futbolculardan Yunus Akgün, Teknik Direktör Okan Buruk ile birlikte katıldığı basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Çok önemli bir maça çıkacaklarını belirten Yunus, "İyi bir rakibe karşı oynayacağız. Tabii biz kendi oyunumuzu oynadığımızda neler yapabileceğimizi biliyoruz. İyi çalıştık, analizlerimizi yaptık. Yarın da burada inşallah kazanıp hem camiamızı hem de taraftarlarımızı mutlu etmek istiyoruz" diye konuştu. "Daha iyi olacağım" Yaşadığı sakatlık ve son durumuyla ilgili bilgi veren 25 yaşındaki futbolcu, "Bir operasyon geçirdim. Tabii ki ağrılarım zaman zaman oluyor ama bu süreçte Yener İnce ve ekibine teşekkür etmek istiyorum. Gerçekten çok yardımcı oldular. Fiziksel olarak ve ağrı durumu olarak gün geçtikçe daha iyiye gidiyorum. Oynadıkça daha iyi olacaktır. Fiziksel olarak dediğim gibi daha yüzde 100’ümde değilim ama çalışmalarımı yapıyorum. Daha iyi olacak zamanla" ifadelerini kullandı. "Kazanıp dönmek istiyoruz" Sarı-kırmızılı taraftarların her zaman kendilerine destek olduğunu ifade eden Yunus Akgün, şunları söyledi: "Taraftarlarımız zaten bize her zaman, her ülkede, gittiğimizde deplasmanda destek oluyorlar. Bu bizim için çok önemli. Yarın maçta da bunu göreceğimizi biliyoruz. Şampiyonlar Ligi bizim için çok önemli. Oyuncular olarak bunu konuştuğumuzda da çok önemli olduğunu biliyoruz. Taraftarlarımızın, camiamızın beklentisini de biliyoruz. Biz de onları mutlu etmek için, sevindirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Aynı şekilde bize destek olmaya devam etsinler. Biz de Allah’ın izniyle yarın buradan kazanıp dönmek istiyoruz. Önümüzde 2 maç kalıyor, o maçları da kazanıp Şampiyonlar Ligi’nde hedefimiz doğrultusunda devam etmek istiyoruz."
İstanbul Okan Buruk: "Şampiyonlar Ligi’nde hayallerimize ulaşmak için çok önemli bir maça çıkacağız" Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Monaco maçına ilişkin, "Oyuncularıma çok güveniyorum ve onlarla birlikte Şampiyonlar Ligi hedeflerimize, hayallerimize ulaşmak için çok önemli bir maça çıkacağız" dedi. Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi’nin 6. haftasında TSİ 23.00’te Monaco ile karşılaşacak. Müsabakanın hazırlıklarını tamamlayarak Fransa’ya giden sarı-kırmızılılarda Teknik Direktör Okan Buruk, mücadelenin oynanacağı II. Louis Stadyumu’nda düzenlenen basın toplantısında soruları yanıtladı. İki takım için de çok önemli bir maç olduğunu belirterek sözlerine başlayan Buruk, "Bundan sonraki hedefleri belirleyecek çok önemli bir maça çıkıyoruz. Rakibimizin de ligde ve Avrupa’da değişken performanslarını görüyoruz. Tabii ki çok iyi bir kadroya sahipler, iyi oyunculara sahipler. Özellikle son iç saha maçlarında Paris Saint-Germain’e karşı aldıkları galibiyet tabii ki çok önemliydi. Ama biz de buraya her zamanki gibi kazanmak için geldik. Kazanmak için buradayız. Eksiklerimiz var. Zor bir dönemden geçiyoruz. Hem kadro yapısı olarak hem de maç sertliği olarak üst üste maçlar oynuyoruz. Aşağı yukarı da aynı oyuncularla oynuyoruz. Çok fazla seçeneğimizin kalmadığı bir durumdayız. O yüzden bizim için tabii ki zorlu bir fikstür ama her şey iyi gidiyor. Ligde lideriz, 3 puan öndeyiz. Trabzonspor’dan da 2 puan öndeyiz. Özellikle Şampiyonlar Ligi’nde nereye gideceğimizi bu maç çok net bir şekilde belirleyecek. O yüzden çok önemli bir maça çıkacağız. Her zaman olduğu gibi hep söylüyorum, oyuncularıma çok güveniyorum ve onlarla birlikte Şampiyonlar Ligi hedeflerimize, hayallerimize ulaşmak için çok önemli bir maça çıkacağız" ifadelerini kullandı. "Galatasaray tarihi için çok önemli bir stat" Sarı-kırmızılıların 2000 yılında bu statta kazandığı UEFA Süper Kupa’nın hatırlatılması üzerine Okan Buruk, "Evet, bu stat Galatasaray tarihi için çok önemli, çok değerli bir stat. 2000 yılında Süper Kupa finalini burada oynadık. Bu statta bir kupa kaldırdık. Bu tabii ki hem benim futbolcu olarak hatıramda hem de bütün Türk halkının hatıralarında kalmış çok önemli bir başarı. Galatasaraylıların hatıralarında kalmış çok önemli bir başarı. İnşallah yarın akşam tekrar burada çok önemli bir gece daha yaşarız.Bunun için en iyi şekilde hazırlandık" diye konuştu. "Kazanmaktan başka düşüncemiz olmayacak" Son oynadıkları Union Saint-Gilloise maçındaki eksiklere dikkat çeken Buruk, "Maç maç gidiyoruz. Her maçın ayrı bir hikayesi var tabii ki. Kötü başladık. Sonra 3 maç kazandık.Hiç beklemediğimiz bir anda çok önemli oyuncularımız, çok değerli oyuncularımız eksildi. Çok eksik bir şekilde Union Saint-Gilloise maçına çıktık. İyi bir 11’e sahibiz. Maçı kazanabilecek 11’e sahibiz ama maalesef o maçı kazanamadık. Burada da yine galibiyet için sahaya çıkacağız. Tabii ki aldığınız her puan Şampiyonlar Ligi’nde özellikle deplasmanda çok değerli, çok önemli. Ama her takım kazanmaya oynar, yani kazanmaktan başka bir düşüncemiz olmayacak" şeklinde konuştu. "Rakibimizi en iyi şekilde analiz ettik" Fransız ekibinin taktiği üzerine konuşan Buruk, sözlerine şöyle devam etti: "Monaco takımı, yeni teknik direktörü takıma katıldıktan sonra hep 3’lü oynadı ancak son Pafos maçıyla birlikte başlayarak Paris Saint-Germain maçı ve Brest maçında 4’lü savunmaya geçti. Yine bu dörtlü savunmayı bekliyorum. Paris maçına baktığımızda 10 kişiyle bile pozisyon vermeyen bir Monaco var. Çok iyi oyunculara sahipler gerçekten. Analiz etmesi tabii ki çok zor değil. Son maçlarda özellikle aynı oyuncularla oynadılar. Bir tek savunma hattında, savunma merkezinde ve orta saha merkezinde değişiklikler var. Zakaria’nın cezalı oluşu son maçta değişikliğe yol açtı. Yarın Balogun oynarsa tam kadro gibi olacak. Balogun’un olmadığı gün tabiiki biraz daha fazla değişiyor. O yüzden rakibimizi biz de en iyi şekilde analiz ettik. Artık saha içi performans, maçın gidişatı ve o maçın aksiyonları çok önem kazanıyor. Kazanmak için rakibimizin de ne kadar iyi bir takım olduğunu biliyoruz. Biz de burada taraftarımızla birlikte, çok sayıda taraftarımızın olacağına inanıyorum, elimizden geleni yapacağız." "Sakatlıklar 90 dakikalık performansımızı etkiliyor" Cok iyi oyunculara sahip olduklarını söyleyen sarı-kırmızılıların teknik patronu her zaman iyi bir 11 ile sahaya çıkmaya çalıştıklarını söyledi. Buruk, "Bazen oyuncu değişikliklerinde zorlanabiliyoruz. Son maçta da bunu yaşadık. Fenerbahçe maçında yaşadık. Çaresiz kaldığım yerler oluyor. Lemina’nın ve Arda’nın olmadığı bir durumda özellikle savunma hattında tamamen çaresizim. Galatasaray’daki bu 4. yılım, bu en zorlandığım dönemler aslında. Bazı mevkilerde değişiklik yapacak oyuncumuz yok. O yüzden bu maçın ikinci yarılarını etkiliyor. Devamlı aynı oyuncularla 4 günde bir maç oynuyoruz. Bazen dinlendirmemiz gereken oyuncuları dinlendiremiyoruz. Sakat sakat oynatıyoruz. Bu durum birçok oyuncunun performansını etkiliyor. Şimdi IsmailJakobs’u antrenmanda bugün denedik ama yüzde yüz hazır olmadığını biliyoruz. Birçok oyuncu için sakatlığının tekrarlanma riskini de göze alarak bu dönemde oynamak zorundayız. Oyuncularımızı korumam gerekiyor çünkü bazen biz onları oynatmak zorunda kalıyoruz. Tabii ki sağlıklarını çok kötü bir şekilde etkilemeyecek şekilde oynatıyoruz ama bu riskleri alıyoruz. Böylesine mecbur kaldığımız bir dönem. Geçen hafta Lemina için bunu söyledim, Yunus da aynı şekilde. Ayağında ağrılarla oyuna girdi. Jakobs bugün antrenmana çıktı. Berkan tam iyileşmemişti ama kadroya aldık. Kısa bir süre oynattık. Yine hep ağrılarla oynuyor. Bu dönemde mecburen bunu yapmak zorundayız. Bu tabii ki 90 dakikalık performansımızı etkiliyor. Her oyuncu bizim için önemli. Her oyuncunun eksikliğini hissediyoruz. Yunus’un da gerçekten eksikliğini çok hissettik. Tabii ki bir plan hazırladık. Elimizdeki mevcut oyuncularla ne yapabileceğimizi düşündük. Bugün de bununla ilgili çalışmamızı yaptık. Yarın da bunun karşılığını göreceğiz" dedi. "Yunus ve Jakobs için kararı yarın vereceğiz" Yunus Akgün’ün son durumuyla ilgili bilgi de veren Buruk, şöyle konuştu: "Son maçta Yunus 25-30 dakika oynadı. Bir sonraki maça hazırlık oldu onun için.Takımı için, takımın başarısı için, arkadaşları için gerçekten kendini zorluyor. Ağrıları olmasına rağmen yarın karar vereceğiz. Burada Ismail Jakobs’un durumu önemli. Yarın onunla ilgili de karar vereceğiz. Orta sahada da çok fazla alternatifimiz yok. Rakibimizin özellikle öndeki santrafor dışındaki 3 oyuncusu çok gezerek oynuyorlar, çok hareketliler. Orta saha oyuncuları ve savunma oyuncuları da tabii ki fiziksel olarak çok büyük bir üstünlük kuruyorlar. Özellikle bunu değerlendirip buna göre planlar yapıyoruz."
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "(Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi) Eğer gerçekten bu sistemi iyileştirmek istiyorsanız, geliştirmek istiyorsanız gelin yeni anayasayı çalışalım" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Eğer gerçekten bu sistemi iyileştirmek istiyorsanız, geliştirmek istiyorsanız gelin yeni anayasayı çalışalım. Gelin hep birlikte bu ülkenin geleceğine dair çok daha güçlü bir çerçeve oluşturalım. Biz AK Parti olarak bu konuları çalışıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi zaten yeni tasarısını hazırladı. Bu sistemi iyileştirmek, geliştirmek için partilerin, grupların bir araya gelip ortak akılla böyle ön yargılarla baştan sıkılmış yumruklarla değil açık fikirlilikle alternatifleri ortaya koyarak her birinin artısını, eksisini, analizini yaparak tartışmamız lazım" dedi. Yılmaz, 2026 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve hükümet adına konuşma yaptı. TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Yılmaz, bütçenin önemine işaret ederek, "Bütçeler vesilesiyle aslında bir ülkenin bütün politikaları tartışılıyor, dünya değerlendiriliyor, Türkiye değerlendiriliyor. Dolayısıyla bu görüşmeleri çok kıymetli bulduğumuzu ve bunlardan yürütme olarak da mutlaka istifade etmeye çalışacağımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Ancak şunun da altını çizmek isterim: Bütçeler, elbette bütçe hakkı nihai olarak Meclisimizindir. Nitekim, nihai olarak burada Meclisimiz kabul edecektir veya reddedecektir veya değiştirecektir ancak bütçelerin özel bir durumunun olduğunu da görmemiz lazım. Bütçeler aynı zamanda yürütmenin halka söz verdiği hususlarda icraat yapabilmelerinde temel araç niteliğindedir" ifadelerini kullandı. Yılmaz, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye için özellikle içinden geçtiğimiz dönemde son derece kıymetlidir. Tabii ki bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilemeyeceği geliştirilemeyeceği anlamına da kesinlikle gelmemektedir. Her sistem gibi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de iyileştirmeye, geliştirmeye açık bir sistemdir. Yapısında, tabiatında bu var. Çünkü birçok hususu kanun olmadan da düzenleme hakkı getirmektedir. Niye böyle bir hak vermiş Anayasa? İdare daha hızlı hareket edip kendisini yeni şartlara uyarlasın diye. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yaşanan tecrübeler ışığında, birikimler ışığında geliştirilmesi, iyileştirilmesi her zaman mümkündür. Bu noktada da müsaadenizle muhalefete bir eleştiride bulunmak istiyorum. Bir taraftan bu sistemin iyileştirilmesini siz de talep ediyorsunuz. Ama bir taraftan da bu sistemi iyileştirecek anayasal çalışmalarda biz yokuz diyorsunuz. Ben bunu bir tutarsızlık olarak görüyorum. Eğer gerçekten bu sistemi iyileştirmek istiyorsanız, geliştirmek istiyorsanız gelin yeni anayasayı çalışalım. Gelin hep birlikte bu ülkenin geleceğine dair çok daha güçlü bir çerçeve oluşturalım. Biz AK Parti olarak bu konuları çalışıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi zaten yeni tasarısını hazırladı. Bu sistemi iyileştirmek, geliştirmek için partilerin, grupların bir araya gelip ortak akılla böyle ön yargılarla baştan sıkılmış yumruklarla değil açık fikirlilikle alternatifleri ortaya koyarak her birinin artısını, eksisini, analizini yaparak tartışmamız lazım. Demokrasi dediğimiz bu. Tartışmadan doğruyu bulamayız. Konuşmadan doğruyu bulamayız. Dolayısıyla dışlayıcı yaklaşımların ben hiçbir şekilde ülkemize fayda getirmediğini vurgulamak istiyorum. Bu sistem doğru bir sistem ve iyileştirilmeye açık bir sistem." Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı bütçesine ilişkin bilgi vererek, "Cumhurbaşkanlığı bütçesinin yarıya yakını barışa hizmet anlamında yurt dışındaki askerlerimize gönderdiğimiz ödeneklerden başka kurumlara transfer ettiğimiz ödeneklerden oluşuyor. Bir taraftan da dünyanın üçüncü kütüphanesi olan millet kütüphanemize yaptığımız harcamalarda bu bütçenin içinde yer alıyor. Dolayısıyla çok masraflı bir sistem oluştu. Cumhurbaşkanlığı sistemi çok daha fazla para tüketiyor yaklaşımı da rakamlarla teyit edilmeyen doğru bir yaklaşım değil. Örtülü ödenekle ilgili de yine bir takım fikirler ortaya koyuldu. Orada da değerli arkadaşlar limit limitler kanunlarla açıkça belirlenmiştir. Binde onu gibi hatırlıyorum. Yanılıyor olabilirim. O limitin çok çok altında bir oranda örtülü ödenek harcanıyor. Hiçbir şekilde o limitler aşılmıyor. Türkiye dediğim gibi bir hukuk devleti, kuralların olduğu bir devlet ve bu kuralların içinde harcamalarımızı gerçekleştiriyoruz" şeklinde konuştu. Yılmaz vergilerle ilgili olarak, "Asıl geride olduğumuz doğrudan vergiler, doğrudan vergilerde biz Avrupa Birliği OECD oranlarına göre çok daha düşük oranda vergileri topluyoruz, bunu da değiştirmek bizim de bir politikamız, bunu Orta Vadeli Program’a da yazmış durumdayız. Doğrudan vergilerin payını artırmak istiyoruz, bu anlamda çok sayıda adım attık, kurumlar vergisi oranını 5 puan artırdık, yap-işlet-devret ve kamu-özel iş birliği için projelerde yüzde 10 artırdık kurumlar vergisini, banka ve diğer finansal kuruluşların finansal faaliyet harçlarını yüzde 50 yükselttik, çok uluslu şirketlerde minimum kurumlar vergisi yüzde 15 olacak dedik, yerli şirketlerde yüzde 10 olacak dedik, şirketlerin taşınmaz satışlarında uygulanan yüzde 50 kazanç istisnasını kaldırdık, kâr paylarındaki gelir vergisi stopajını yüzde 15’e yükselttik, daha çok sayıda eylem var ve bütün bunlarla 2024 yılında yüzde 65,8 olan dolaylı vergilerin payını 2026 yılında yüzde 61,8’e indirmeyi hedefliyoruz, daha da aşağıya elbette çekelim ama şunun da altını çizmek isterim: Bizim dolaylı vergilerimizde de sosyal adaleti gözetiyoruz, düşük gelirli grupların daha fazla tükettiği ürünlerde KDV’yi, ÖTV’yi düşük tutuyoruz veya hiç almıyoruz, yüksek gelirli grupların tüketimlerinden daha fazla ÖTV ve KDV alıyoruz, dolaylı vergilerimizde de sosyal adaleti gözeten bir yapı kuruyoruz. Türkiye’nin toplam vergi yükü yani dolaylı, dolaysız pirimler millî gelire oranla 23,5. Bu oran OECD’de yüzde 33,9; AB ülkelerinde yüzde 39,9. Hani "Herkesten vergi alıyorsunuz, çok vergi alıyorsunuz." diye bir iddia var, bu rakamlar onu desteklemiyor. Bizim millî gelire oranla topladığımız tüm vergiler -doğrudan, dolaylı, sosyal güvenlik primleri, hepsini dâhil ederek- millî gelire oranla yüzde 23,5; OECD’de bu oran yüzde 33,9; Avrupa Birliğinde yüzde 39,9. Bu oranları da görmemiz lazım" ifadelerini kullandı.
İstanbul Mert Hakan Yandaş ve Metehan Baltacı’nın da arasında bulunduğu 20 şüpheli tutuklandı Futbol dünyasında ’bahis oynama’ iddiasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında aralarında Mert Hakan Yandaş, Metehan Baltacı ve Murat Sancak’ın bulunduğu 20 şüpheli çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklandı. Aralarında Zorbay Küçük, Salih Malkoçoğlu, Samet Karabatak ve Tolga Kalender’in de bulunduğu 19 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından aralarında eski Adanademirspor Başkanı Murat Sancak, futbolcular Mert Hakan Yandaş ile Metehan Balcı, spor yorumcusu Ahmet Çakar ve hakem Zorbay Küçük gibi isimlerin de bulunduğu, futbol müsabakalarında görev yapan bir kısım hakem, futbolcu ve bazı kulüp yetkililerinin karıştığı ’bahis oynama’ iddiasına yönelik yürütülen soruşturma sürüyor. 20 şüpheli tutuklandı Soruşturma kapsamında Savcılıktaki işlemlerinin tamamlanmasının ardından şüpheliler Emrah Çelik, Yunus Emre Tekoğul, Metehan Baltacı, İzzet Furkan Malak, Bartu Kaya, Murat Sancak, Orkun Özdemir, Kadir Kaan Yurdakul, Faruk Can Genç, Alessane Ndao, Mert Hakan Yandaş, Ersen Dikmen, Kerem Yusuf Sirkeci, Emircan Çiçek, Ahmet Okatan, Gürhan Sünmez, Mehmet Emin Katipoğlu, Volkan Erten, Şahin Kaya ve Ümit Kaya çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklandı. 19 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı Diğer şüpheliler Abdulsamet Burak, Cengiz Demir, Erhan Çelenk, İsmail Kalburcu, Salih Malkoçoğlu, Samet Karabatak, Tolga Kalender, Uğur Kaan Yıldız, Gamze Neli Kaya ve Zorbay Küçük ’imza atmak’ şeklinde; Ahmet Abdullah Çakmak, Eren Karadağ, Uğur Adem Gezer, Arda Türken, Muhammed Furkan Özhan, Yusuf Özdemir, Ensar Bilir, Oktay Aydin ve Yücel Gürol ’yurt dışına çıkış yasağı’ ve ’imza atmak’ şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanması şartıyla serbest bırakıldı.