KÜLTÜR SANAT - 02 Ocak 2024 Salı 09:36

Torunu Yeşilçam’ın usta oyuncusu Hulusi Kentmen’i anlattı

A
A
A

Türk sinemasında yaklaşık 500’e yakın filmde rol alan usta oyuncu Hulusi Kentmen’in torunu Melek Kentmen dedesini anlattı.

Yeşilçam’ın birçok filminde "iyi kalpli", "tatlı-sert" ve "babacan" karakterleri canlandıran Hulusi Kentmen, 1912 yılında Bulgaristan’da doğdu. Ardından ailesi İzmit’e göç eden Kentmen, çocukluğunu burada geçirdi. 1919 yılında ilkokul 2’inci sınıfa giderken ilk tiyatro sahnesinde yerini alan usta oyuncu eğitimine devam ederek Deniz Kuvvetlerinde astsubay oldu. Mesleğini icra eden usta oyuncu, gittiği bir tiyatro gösteriminde oyuncu eksikliği nedeniyle sahneye çıktıktan sonra kendisine Yeşilçam’ın kapısı açıldı. Tiyatroyla, deniz astsubaylığı görevini bir arada yürüten usta oyuncu emekliliğinin ardından Yeşilçam’da yerini aldı. Milyonların kalbinde taht kuran oyuncunun yaklaşık 500 filmi bulunuyordu. 20 Aralık 1993’te vefat eden usta oyuncunun torunu Melek Kentmen, dedesinin hayatını anlattığı ‘Hulusi Baba’ kitabını çıkardı. Melek Kentmen, hayranlarının Hulusi Kentmen’in anılarının bulunduğu kitaba yoğun ilgi gösterdiğini belirtti.

“Dedem Yeşilçam’a, Hulusi Kentmen’i kattı”

Yeşilçam’ın unutulmayan aktörlerinden Hulusi Kentmen’in torunu Melek Kentmen, “Dedemde en sevdiğim özelliği disiplinli olmasıydı. Sanırım bu genetik, o huyu bana da geçmiş. Bende de ’bir şey ya olmalı ya olmamalı’ ortası yok. Ters gittiği zaman bu benim gerçekten sinirlerimi bozuyor ve onu düzeltmek için gerçekten çok büyük bir uğraş veriyorum. Dedemin ben de en sevdiği özelliğim; beni sanırım biraz kendi gibi yetiştirdi. Disiplinli, işine bağlı ve hobileri olan. Dedem çok hobisi olan bir insandı. Benim de boş vakitlerimde ilgilendiğim hobilerim vardır. Evde onlarla uğraşırım. Onun soyadını taşıyor olmak, her zaman bana gurur vermiştir. Filmlerindeki gibi miydi? Bunu da belirtmek istiyorum aynen filmlerindeki gibiydi. Tatlı sertti. Asabiydi ama o bakışlarındaki şefkati görebiliyordunuz. Pek onunla setlere gitmeye fırsatım olmuyordu. Dedemin en aktif çalıştığı dönemlerde ben yeni doğmuştum. Sonrasında ise onun sette olduğu dönemler ben okulda oluyordum. Benim uyuduğum zamanlarda o sette oluyordu. Mesai arkadaşları ev ziyarete gelirlerdi ve ‘baba’ derlerdi. Bunları saymak gerekirse; Tarık Akan, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın. Zaten çoğu filmi kendi evinde çekilmiştir. Özellikle Filiz Akın ile olan. Ve baba derlerdi. Bence Türkiye için Yeşilçam’ın silinip gitmesi çok büyük bir kayıp. Çünkü bunu kimden duyduysam, bize aile sevgisini, baba sevgisini ve bir olmanın güzelliğini anlatan çok güzel yapımlar yapmışlar. Şimdi görebiliyor muyuz? Belki kısmen görebiliyoruz. Çokta önyargılı davranmak istemiyorum. Keşke o sektör bitmeseydi. Bence dedemin kıymeti bilinmedi. Yoksa Yeşilçam yapımcıları hala hayattalar bu konuda en ufak bir girişimleri yok. Sizlerin sevgisi sayesinde dedem aslında bugün yaşıyor. Kaldı ki dedem Yeşilçam’a, Hulusi Kentmen’i kattı. Çok büyük bir değeri kattı ki bunun yanında tabii ki Adile Naşit, Münir Özkul gibi oyuncular içinde aynı şey geçerlidir. Dediğim gibi Yeşilçam değil aslında halkın sevgisi onları yüceltti” dedi.

“Melek Kentmen olarak bir kitap çıkarmış olsaydım bu kadar ilgi görmezdi”

Dedesi Hulusi Kentmen’in anılarına yer verdiği ‘Hulusi Baba’ isimli çıkardığı kitap hakkında Kentmen, “Dedemin 1961 yılında kurmuş olduğu Hulusi Kentmen Tiyatro Topluluğu günümüze taşıdım. Günümüzde her şey gibi bu da biraz zor oldu. Hayat şartları, gündem değişiyor. Dolayısıyla bize pek sıra gelemiyor. Şu an aktif değiliz ama hala o çabam devam ediyor. Tek kitabım var. ‘Hulusi Baba’ adı. İçeriğinde ise aile yaşantısını anlattım. Mesai arkadaşları, hepsi sağ olsunlar röportajlar verdiler. Filmografisi, aile albümü, aile arşivi onun yanında benimle, annemle, babamla ve arkadaşlarıyla olan anıları bulunuyor. Şimdi çıkarttık. Tepkiler iyi. Bunun yanında 3 fuara katıldım. Buradaki avantajım; belki ben Melek Kentmen olarak bir kitap çıkarmış olsaydım bu kadar ilgi görmezdi. Hulusi Baba kitabı çıktığı için ve Hulusi Kentmen de çok sevilen bir insan olduğu için ilgi gördü. Sevgi gördü” ifadelerini kullandı.

Torunu Yeşilçam’ın usta oyuncusu Hulusi Kentmen’i anlattı

“Babaannem, dedeme çok düşkündü ve ‘Hulum’ diye hitap ederdi”

Hulusi Kentmen’in anılarından da bahseden Melek Kentmen, “Benimle olan anıları ise ben tosun bir bebekmişim. Bana annesinin adını koymuş. Dedemin annesinin adı da Melek’miş. Uyumuyormuşum, annem ayağında sallarken ufaktan bir vurmuş. Dedem de annemle ‘Sen benim anneme hakaret ettin’ diye günlerce konuşmamış. Ben çok küçüktüm ancak bana anlatıldığı kadarıyla hafızamda yer etti. Benim genç kızlığım da onun yaşlılık dönemine denk geldi. Ben doğma büyüme Üsküdarlıyım. Normal de Bulgar göçmeniyiz. Dedem bebekken İzmit’e gelmiş. İzmit’ten de Üsküdar’a gelmiş. Üsküdar bizim vazgeçilmezimizdi. Hatta dedemin Kız Kulesi’ne bakarken röportajı vardı. Bastığı yerlerde olmak beni de duygulandırıyor. Ben aileyi dedemden öğrendim. Babaannemle çok güzel bir evlilikleri vardı. Ben o yaşımda bile hayret ederdim. Nasıl bu kadar birbirlerini anlıyorlar, hiç kavga etmiyorlar diye. Babaannem, dedeme çok düşkündü. Ve ‘Hulum’ diye hitap ederdi. Dedem de babaanneme ‘tontonum’ derdi. Pamuk gibi saçları vardı. Bu yaşıma geldim, aile benim için ilk sıradadır. Diğerleri sonradan gelir” şeklinde konuştu.

“Dedem ‘mikrop bulaştı bir kere’ tabirini kullanıyor”

Yeşilçam oyuncusu Hulusi Kentmen’in ilk tiyatrosunu ilkokul 2. sınıfa giderken yaptığını ifade eden Kentmen, “Dedem belirli bir yaşa kadar İzmit’te büyüyor. İlkokul 2’ye giderken bir tiyatro temsilinde yer alıyor. 1912 doğumlu, 1919’da temsilde rol alıyor. Kendi de ‘mikrop bulaştı bir kere’ tabirini kullanıyor. Sonrasında asli bir mesleğinin olmasını istiyor. Ev körfeze baktığı için oradan gelen askeri gemileri görüyor. O zamanki şartları da bilmiyorum. Bir sınav usulüyle mi orduya girdi yoksa gidip yazılıyorlardı da öyle kayıt oluyorlardı, bilmiyorum. Bir şekilde Hulusi Kentmen deniz astsubayı olarak orduya giriyor. Sonrasında tesadüfen halk evlerine tiyatro izlemeye giderken orada bir oyuncu noksanlığı var. Tam da dedemin karakterinde, tipinde bir oyuncu lazım. Dedeme teklif etmişler. Dedem de diyor ki; ‘Ben ordu mensubuyum, olmaz’ Halbuki asli görevini aksatmadığı sürece güzel sanatların herhangi bir dalıyla ilgileniliyormuş. Bu çok gün yüzüne çıkan bir şey değil. Dedem de bundan faydalanıyor ve ilgileniyor. Ama böyle bir şey var diye çokta gün yüzüne çıkarmak istemiyor. Mesleğinden ihraç edilme durumu var. Orduyla tiyatroyu bir arada yaparken tiyatro sahnesinde beğenilerek sinemaya geçiyor. Dedem Yeşilçam’a geçiyor. İkisini bir arada yürütüyor. Emekli olduktan sonra tam çalışmaya başlıyor. 1942 yılından yaklaşık 1980 yılına kadar devam etti. Yani 40 sene gibi bir süre. Yaklaşık 500 filmi var. Bilindikleri gün yüzünde onları da restore edip piyasaya sürüyorlar. 1942 yılında çevirdiği film gibi çoğu film büyük Haliç yangınında yanmış. Dedem 81 yaşında vefat etti. Marmara Üniversitesi Hastanesi’nde son görüşümüzdü. Diyeceksiniz ki cenazenin görkemi olur mu? Ben hayatımda bu kadar kalabalık bir cenaze töreni görmedim. Cenazesi Altunizade’deki büyük camiden kalkmıştı. Dedemin cenazesini ordu mensubu olduğu için ordu kaldırmıştı. Taksicilerin yolda araçlarından inip selam durduklarını hatırlıyorum. Ne verdiyse bilemiyorum çok seviliyordu. Onun gibi çok sevilmek benimde hayalim" diye konuştu.

Semanur Kaygısız - Metin Başar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Ziraat Türkiye Kupası: Samsunspor: 2 - Eyüpspor: 1 (Maç sonucu) Ziraat Türkiye Kupası B Grubu ilk hafta maçında Samsunspor, Eyüpspor’u 2-1 mağlup etti. Maçtan dakikalar (İlk yarı) 68. dakikada Holse’nin pasında kaleyi karşısına alan Mouandilmadji’nin şutunda meşin yuvarlak az farkla üstten auta çıktı. 82. dakikada çalımlarla ceza sahasına giren Mendes’in şutunda top sağdan dışarı gitti. 90. dakikada defansın arkasına atılan ara pasa hareketlenen Berke Baran’ın şutunda top filelerle buluştu. 2-1 Stat: Samsun Yeni 19 Mayıs Hakemler: Ömer Faruk Turtay, Murat Ergin Gözütok, Kerem İlitangil Samsunspor: Alpert Posiadala, Joe Mendes, Toni Borevkovic, Rick van Drongelen, Logi Tomasson (Deniz Şeker dk. 76), Antoine Makoumbou (Eyüp Değirmenci dk. 88), Soner Aydoğdu, Carlo Holse (Muhammet Akyüz dk. 88), Emre Kılınç (Soner Gönül dk. 46), Tahsin Bülbül (Polat Yaldır dk. 62), Marius Mouandilmadji Yedekler: Efe Üstün, Efe Törüz, Zeki Yavru, Polat Yaldır Teknik Direktör: Thomas Reis Eyüpspor: Jankat Yılmaz, Talha Ulvan, Berhan Şatlı, Gilbert Mendy, Ömer Ceyhan, Ömer Kara, Eren Aydoğdu (Talha Akkaya dk. 46), Deniz Aydoğdu (Ömer Uğurlu dk. 88), Ömer Ay (Berke Baran dk. 80), Christ Sadia (Burak Işık dk. 69), Metehan Altunbaş Yedekler: Kerim Yerlikaya, Levent Deniz, Rıdvan Canıbek, Samet Kalan, Yunus Tuzluoğlu, Emir Yalçın Teknik Sorumlu: Umut Eskikök Goller: Mouandilmadji (dk. 10), Soner Aydoğdu (dk. 33) (Samsunspor), Berke Baran (dk. 90) (Eyüpspor) Sarı kartlar: Holse (Samsunspor), Ömer Ay (Eyüpspor)
Ankara TBMM’deki istismar soruşturmasında 5 sanık hakkında 16 yıl 6’şar aya kadar hapis talebiyle iddianame hazırlandı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından TBMM’deki stajyer öğrenciye yönelik istismar iddialarına ilişkin başlatılan soruşturma çerçevesinde 5 sanık hakkında "çocuğa karşı cinsel taciz" ve "sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı" suçlarından 16 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. İddianame Ankara 57. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame kapsamında, 18 yaşından küçük 4 mağdurenin TBMM’de stajyer olarak bulundukları dönemlerde Meclis lokantasında çalışan Halil İ.G., Durmuş U., İbrahim B., Ramazan Ç. ve Recep S. tarafından taciz edildikleri iddiası üzerine Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğüne başvuruda bulunmalarının ardından soruşturma başlatıldığı hatırlatıldı. İddianamede, mağdurelerin ifadeleri sonrasında 5 sanığın gözaltına alındığı, Halil İ.G., Durmuş U., İbrahim B. ve Recep S.’nin tutuklandığı Ramazan Ç.’nin ise adli kontrolle serbest bırakıldığı anlatıldı. İddianamede, mağdurelere yönelik, kamu görevi ve hizmet ilişkisinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak, eğitici öğretici yükümlülüğü olan kişilerden olması nedeniyle bahse konu zincirleme şekilde çocuğa karşı nitelikli cinsel taciz suçunun işlendiği ifade edildi. Sanıkların, ayrıca mağdurelerle iş yeri ve iş dışında davranışlarıyla sarkıntılık düzeyinde cinsel istismar suçunu işledikleri anlatıldı. Adı geçen sanıklar hakkında, "sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı" ve "çocuğa karşı cinsel taciz" suçlarından 16 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. İddianame, Ankara 57. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Konya Ömer Atiker: "Sezon sonu borç tahminini 2 milyar 400 milyon TL olarak öngörüyoruz" Konyaspor Başkanı Ömer Atiker, bu sezon sonu itibarıyla Konyaspor’un yaklaşık borcunun 2 milyar 400 milyon olmasını öngördüklerini söyledi. Konyaspor Başkanı Ömer Atiker ve yönetim kurulu üyeleri basın mensuplarıyla bir araya geldi. Konya Büyükşehir Belediye Stadyumu’nda düzenlenen basın toplantısında konuşan Konyaspor Başkanı Ömer Atiker, 13 Haziran 2025 tarihinde göreve geldiklerinde kulübün transfer yasağının olduğunu hatırlatarak, "Kulübün açıklanan borcu yaklaşık 1 milyar 550 milyon TL seviyesindeydi. Ayrıca bu borçlara dahil edilmeyen, süreçte zaman içerisinde öngörülen önceki sezon futbolcu alacakları kur farkları, kredi borcu faizi yapılandırma farkları, Sosyal Güvenlik Kurumu yapılandırma farkı, vergi yapılandırma farkı ve 8 futbolcuya ait FIFA ve diğer kulüpler dosyası ödemeleriydi. İlk gün bu dosyalarla karşılaştık. Acil ödemeleri yaparak transfer yasağını kaldırdık. Göreve geldiğimizde kulübümüzün 54 sözleşmeli profesyonel futbolcusu vardı. Yaptığımız çalışmalar ile kadromuzu 40 futbolcuya düşürdük. Bu süreyi yönetirken ilk 6,5 ayda yönetim kurulu olarak yaklaşık 500 milyon TL kasa kolaylığı yaptık ve ayrıca 120 milyon TL de kefalet desteği olmak üzere toplamda yönetimimiz 620 milyon destek sağlamıştır. Ayrıca federasyondan, reklamlardan, localardan, sponsorluklardan, kombinelerden, bilet satışlarından ve bağışlardan yaklaşık 600 milyon TL tutarında gelirin kulüp kasasına girmesini sağladık. Bu kaynaklar günü kurtarmak için değil, kulübümüzün geleceğini inşa etmek için kullanıldı" ifadelerini kullandı. "Konyaspor’un sezon sonu tahmini borcu 2 milyar 400 milyon TL" Bu sezon sonu itibariyle Konyaspor’un yaklaşık borcunun 2 milyar 400 milyon TL olmasını öngördüklerini belirten Başkan Ömer Atiker, "Devir alınan borç miktarı 1 miyar 550 milyon TL, yapılandırma kur farkı, faiz farkı 250 milyon TL, 2025-26 sezon gelir gider farkı bu rakamları topladığımız zaman kulübün sezon sonu tahmini borcu 2 milyar 400 milyon TL oluyor. Bu borcun ödenebilmesi için gerekli çalışmalarımız yapılmaktadır. Kulübümüze sürekli gelir getirecek ciddi imkanları oluşturuyoruz. SGK ve vergi borçlarına değinecek olursak kulübümüzün en önemli sorunlarından biri Sosyal Güvenlik Kurumu ve vergi borçlarıydı. Bizler Konyaspor’u yönetirken yalnız sportif değil kamusal sorumlulukların da farkındayız. Yaptığımız yapılandırmalar sonucunda 91 milyon TL tutarındaki Sosyal Güvenlik Kurumu borcunun yüzde 10’unu peşin ödeyerek geri kalan rakamı 24 ayda taksitlendirdik. 347 milyon TL tutarındaki vergi borcunun yüzde 10’unu ödeyerek geri kalan kısmını 30 ay taksitlendirdik" şeklinde konuştu. "Devre arası transfer çalışmalarımız tüm hızıyla devam etmektedir" Transferde temel ilkelerinin mali disiplin ve sportif katkı olduğunu söyleyen Ömer Atiker, "Sezon başında toplamda kulübümüze 8 futbolcu kazandırılmıştır. 5 futbolcu A takıma, 1 futbolcu yatırımlık, 2 futbolcu da akademiye alınmıştır. Devre arası transfer çalışmalarımız tüm hızıyla devam etmektedir. Takımımızın ihtiyacı olan bölgelere 4 veya 5 takviye yapmayı planlamaktayız. Şu an transfer komitemiz hızlı bir şekilde çalışmaya başlamıştır. İlk transferimizi de Deniz Türüç’le yaptık" diye konuştu.